Soğuk Savaş Dönemi ideolojik bağnazlığının HAK-PAR’da yarattığı sonuçlar

İrahim GÜÇLÜ

Bozyel PSK’sinin, PKK ile milli olmayan gerici bir ittifaka girmesinden sonra, Kürt yurtseverleri arasında haklı olarak önemli ve şiddetli tartışmalar başladı. Bu milli olmayan gerici ittifak tartışılınca, doğal olarak HAK-PAR ve HAK-PAR’daki soğuk Savaş Dönemi ideolojik fanatikliğinin ve bağnazlığının yarattığı sonuçlar da tartışılmaya başlandı.

Bozyel PSK’sinin fanatik taraftarları gerçekleri görmezlikten gelerek ve dile getirilenleri objektif olarak analiz etme özelliğinden uzak bir tutum göstermekle kalmadılar, saldırganlık da gösterdiler.

HAK-PAR’ı birkaç parçaya bölenler, amacından uzaklaştıranlar, stratejik yapısını anlamayanlar, değişik görüşlerden Kürt yurtseverlerinin (grup olan farklı toplulukların değil) bireysel hukuk çerçevesinde, yeni döneme uygun, yeni dönemin mücadelesini yüklenecek örgüt yapısını anlamayanlar; sorumluluklarını kabullenme yerine, kendi dışındakileri sorumlu tutma aymazlığı, ustalığı, yüzü duruluğunu gösteriyorlar.

Bu durumda sorun esas olarak HAK-PAR’daki PSK’nıın ideolojik bağnazlığı, fanatikliği ve dar grupçuluğudur.

İDEOLOJİK BAĞNAZLIK VE FANATİZMİN GENEL ANLAMI…
Öncelikle kısaca ideolojik bağnazlığın, fanatikliğin ve dar grupçuluğun ne olduğunu ve neler yol açtığını tanımlayalım.

İdeolojik bağnazlık, fanatizm, gericilik ve dar grupçuluk:

-İnsanı ve örgütleri halktan uzaklaştırır.

-Statükoculuğa ve siyasi bürokratizme yol açar.
-İnsanı ve örgütü içine kapatır, dışarıya açılımı engeller, kendi kendine yeten bir siyasi tarikat yapısına yol açar.
-Kamplaşmaya, bloklaşmaya temel oluşturarak, karşılıklı hesap sorma fırsat kollama pozisyonunu yaratır. Çatışma tohumlarını eker.
-Bulunduğu yapıyı böler. Bölerek yönetmeyi kuralsal davranış haline getirir.
-Genel tabi ve evrensel hukuka karşıdır. Kendi insanlık ve adalet dışı hukukunu yaratır.
-Demokrasi ve değişime karşıdır. Gericiliği davranış ve kültür haline getirir. Hep geriye bakar, ileriye bakmaz.
-Genel değildir. Milli değildir, gayri milliliğe yol açar.

HAK-PAR, HANGİ ANLAMDA KURULDU VE NASIL ANLAŞILDI…
HAK-PAR, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanıp gelmesinden sonra, PKK’nın gerçek yüzünün ve amacının tam anlamıyla anlaşılmasından sonra kuruldu. Öcalan’la başlayan 2. Lozan’ı engellemek, Kürtlerin milli hakları mücadele sürecini geliştirmek üzere kuruldu.

HAK-PAR, Demokratik Kitle Partisinin (DKP)’nin kapatılması, PSK egemenliğindeki partinin açılma isteği sonrası, değişik Kürt dava adamları, farklı düşüncelere ve eğilimlere de sahip Kürt yurtseverleri tarafından kuruldu.

HAK-PAR, Kürt milli hareketinin geliştirilmesi, milli hakların kazanılması, devletin federal bir devlet olması, Kürdistan’ın federe bir statüye kavuşması için döneme uygun mücadele yöntemini geliştirecek reformcu ve değişimci bir parti olarak kuruldu.

HAK-PAR, herhangi bir partinin legal yapısı olarak değil, kesin anlamda stratejik bir mücadele siyasi yapılanma olarak, bağımsız, geçmişteki partilerden farklı bir parti olma iddiası ile kuruldu.

HAK-PAR, ideolojik bir parti olarak değil, belli bir programın, belli bir hukuk (tüzük) çerçevesinin gerçekleştirilmesi için kuruldu. Bir anlamda kapsamlı bir eylem birliği yapılanması olarak ortaya çıktı. Bu nedenle ideolojik grupların ve mevcut Kürt-Kürdistan örgütlerinin bir koalisyonu olarak kurulmadı. Bundan dolayı, kamuoyunda algılandığı ve içerde bazılarını olguyu çarpıtmak için ileri sürdüğü gibi, herhangi bir ideolojik grubun ve örgütün hegemonyasında kurulan bir örgüt olmadı.

HAK-PAR, milli, demokratik, çoğulcu çerçevede değişik görüşlere sahip olan Kürt yurtseverleri tarafından, bireysel hukuk temelinde değişik eğilimde olan otonom kişilerin kuruculuk yaptığı bir partiydi.

HAK-PAR’da değişik eğilim ve görüşlerde olanlar, eğilim ve görüş olarak grup yapısına sahip değillerdi. Ama HAK-PAR’ın hukukuna ve programına yönetimin kararlarına bağlı kalmak üzere, parti içinde değişik eğilimlere sahip olanların grupsal bir yapı oluşturabilmesi üretkenlik açısından kabul edilen bir hukuktu. Ama kesinlikle eski ve soğuk savaş dönemindeki grup ve eğilimlere karşı, onun inkârına dayalı, yenilikçi, reformcu bir yapı; patinin daha üretken, siyaset alanının genişletilmesi, milli hakların kazanılmasından güç sahibi olunması için benimsendi.

Ne yazık ki, PSK’den gelen parti kurucuları ve üyeleri, HAK-PAR’ın bu gerçeğini kabul etmediler, edemediler, eski alışkanlıklarını grupsal olarak devam ettirdiler. Bireysel hukukun, yani parti tüzüğünün işlemesi yerine, kolektif grup hukuklarına bağlı hareket etmeyi benimsediler. HAK-PAR’ı, teorik olarak PSK’nin bir legal partisi kabul etmezseler de, uygulamada buna uygun davrandılar, partide bu davranış ve kültüre uygun tasarrufta bulundular.

İDEOLOJİK BAĞNAZLIK VE FANATİKLİK HAK-PAR’DA NELERE YOL AÇTI?
PSK’li kurucu ve üyelerin ideolojik bağnazlığı ve fanatikliği, parti içinde eski ideolojik eğilimlere uygun grupların ortaya çıkmasına neden oldu. Bu da partide kopuşlara, hem de gruplar halinde kopuşlara neden oldu. Değişik milli fikir eğilimlerine sahip bağımsız parti kurucu ve üyeleri, HAK-PAR yapısının eski soğuk savaş döneminin ideolojik eğilimlerinin etkisi altında zehirlenmesinden sonra, birer, ikişer, üçer ayrıldılar. Parti, fikir ve hem de çoğulcu fikir zenginliğini kaybederek çoraklaştı.

Bu çoraklaşma sonunda, aynı ideolojik eğilimlere sahip olmalarına rağmen, HAK-PAR’lılar ve PSK’liler şeklinde ikiye bölündü, İki parti ortaya çıktı.

PAK’ın da birçok kurucu ve üyesi HAK-PAR’ın kurucu ve üyeleridirler.

Ayrıca yığınla bağımsız kadro da partiden koptu.

Neden böyle oldu, neden HAK-PAR atomize oldu diye sorulması, bu gelişmenin nedenleri saptanması, bu konuda, ideolojik bağnazlığa sahip olanların kendileri için yarattıkları ezber bozulmalıdır.

HAK-PAR’I BENİM BÖLDÜĞÜM İDDİASI DOĞRU MU?

Bozyel PSK’sinin bazı taraftarlarınca HAK-PAR’ın benim tarafımdan bölündüğünü ileri sürebilmektedirler.

Bilindiği gibi, HAK-PAR’ın kurucusu, parti senaryosunun yaratıcılarında biriyim. İyi bir HAK-PAR’lıydım. Profesyonel çalışan bir Kürt-Kürdistan Davası hizmetçisiydim. HAK-PAR’dan neden ayrıldığımı yaptığım basın toplantısında ve yazdığım makalelerde açıkladım. Ama hiç bir zaman HAK-PAR düşmanlığı yapmadım. HAK-PAR’ı dağıtmak için bir çaba içinde olmadım. Tersine onlara hep destek oldum. Toplantılarıma, kongrelerine ve eylemlerine, en önemlisi de seçim kampanyalarına katıldım.

Tersine Mesut Tek ve Bayram Bozyel arkadaşları sahip oldukları ideolojik bağnazlık ve gericilikten dolayı küçülen HAK-PAR’da son bölünmeyi yarattılar.

HAK-PAR’ı dağıtmak için de ellerinden geleni yaptılar. HAK-PAR’ın doğru yaptıklarına bile yanlış dediler ve diyorlar.

HAK-PAR konseptine aykırı ittifaklar içinde oluyorlar. Kürdün ve Türkün Kemalistlerine olumlu bakıyorlar ve ittifakçı görüyorlar.

Şimdi soruyorum, “HAK-PAR’ı dağıtan, parçalayan ben miyim yoksa Mesut Tek, Bayram Bozyel ve arkadaşları mı?”

İşte gerçekler böyle ve acıdır.

Ayrıca mevcut olan siyasi partilerde neden olmadığım ve neden olmayacağım yazdığım yüzlerce makale incelendiği zaman anlaşılırdır.

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *