PKK, sömürgeci devletlerden daha fazla Kürtlere ve Kürdistan Federe Devletine düşman…

İbrahim GÜÇLÜ

Kürdistan,  Batılı emperyalist devletlerin desteğiyle dört Sömürgeci Devlet (Türk, İran, Suriye ve Irak) arasında bölündü ve uluslararası bir sömürge statüsünü kazandı. Kürt milleti de Kürdistan’ın bölünmüş haline bağlı olarak bölündü ve dört devletin sömürge egemenliği altında yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. 

Kürdistan’ın ve Kürt milli hareketinin bu bölünmüşlük konumundan dolayı, Kürdistan’ın herhangi bir parçasından gelişen milli hareketler, diğer parçalardaki milli şuurun gelişmesine ve milli hareketlerin gelişmesine katkıda bulundu. Yakın milli mücadele tarihimize baktığımızda bunu çok açık bir şekilde tespit edebiliriz. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde Kürdistan’ın dört parçasındaki milli hareketlerin tümden tasfiye edildiğini düşünen sömürgeci devletlerin sevinci, Kürdistan’ın Efsanevi Milli Lideri Mustafa Barzani ve arkadaşlarının 1958 yılında Sovyetler Birliğinden Irak’taki yeni çoğulcu ve çok milletli devlet yapılanması için çağrıldığında ve geldiğinde, sömürgeci devletlerin sevinçleri kursaklarında bıraktı. Eylül Milli Devriminin 1961 yılında başlamasından sonra dört sömürgeci devleti bir korku saldı. 

Kürdistan’ın Güneyinde başlayan bu tarihi ve köklü milli gelişme, Kürdistan’ın diğer üç parçasında da milli bilincin ve milli örgütlenmenin gelişmesine büyük katkıda bulundu. Sömürgeci devletler de bunun farkındaydılar, bundan dolayı Kürdistan’ın Güneyindeki milli hareketi ve Kürdistan’ın diğer üç parçalarındaki gelişmeleri yakından izlemek ve gözlemlemekle kalmıyorlar; aynı zamanda Irak sömürgeci Devletine, Eylül Milli Devrim Hareketinin bastırılması için yardım ve destek sunuyorlardı. 

Bu gerçeklerin yanında, Kürdistan’ı sömürgeleştiren, işgal ve ilhak eden devletler kendi aralarındaki çelişkiler söz konusu olduğunda, Kürt milli hareketlerini birbirine karşı kullanma stratejisini izliyorlardı. 

PKK’nın, Kürdistan’ın Kuzeyinde Kürt milli hareketinin gelişmesinin engellenmesi, Kürdistan’ın bağımsızlıktan ve Kürt milli haklarının kazanılmasından yana olan güçlerin tasfiye edilmesi, milli hareketin toplumsal kesiminin etkisiz hale gelmesi, bağımsızlık hedefinden uzaklaşılması için sömürgeci Türk Devleti tarafından operasyonal bir proje ve örgüt olarak kurulduğu, sadece açığa çıkan belgelerle değil aynı zamanda kanlı somut uygulamalarıyla ve cinayetleriyle açığa çıkmış durumda. 

PKK lideri 1979 yılında Sömürgeci Suriye Devletine gittikten sonra, Suriye Devleti ve Baas Rejimi PKK’yı Sömürgeci Türk Devletine karşı kullanmak için PKK’yı kendine uydu, paravan, taşeron, vekâlet savaşı yürüten örgüt haline getirdi. 

Sömürgeci Suriye Devleti,  PKK’yı sadece sömürgeci Türk Devletine karşı kullanmadı, aynı zamanda Kürdistan’ın Batısında Kürt milli hareketinin ve Kürdistan örgütlerinin tasfiyesi için kullandı. Böylece Sömürgeci Suriye Devleti bir taşla iki kuş vurdu.  PKK’nın Kürdistan’ın Batısını yok saymasını sağladı, Kürdistan örgütlerinin tasfiye edilmesi konusundan hayli bir mesafe katetti, on binlerce Kürdistan gencini kendi sömürgeci amaçları için katlettirdi. 

Aynı sistem ve Kürt karşıtı kirli tezgâh sömürgeci Irak ve İran Devletlerinde de kuruldu. Bu iki sömürgeci Devlet de, PKK’yı kendileri için vekâlet savaşı yürüten, taşeron ve paravan örgüt haline getirdiler. PKK’yı hem Sömürgeci Türk Devletine, hem de Kürt milli hareketine ve Kürdistan örgütlerine karşı kullandıkları, savaştırdıkları bir vekâlet savaşçısı haline getirdiler. 

Bu her iki sömürgeci devlet de böylece bir taşla iki kuş vurdular. Kirli sömürgeci amaçlarını PKK eliyle gerçekleştirmek için hayli büyük adımlar da attılar. 

PKK, bu dört sömürgeci devleti farklı zaman aralıklarıyla arkasına alarak, sömürgeci devletlerin amaçları dışından da kendi kriminal, terörist amaçları için Kürtlere ve Kürdistan örgütlerine özerk tehlikeli, daha kirli, daha pervasız işler de yaptı ve yapmaya devam ediyor. Kürdistan gençlerini ve pêşmergeleri hunharca katlediyor. 

Kürdistan’ın Batısını, “Suriye’nin Kuzeyi” olarak tanımlayarak, Suriye’deki Baas Diktatörlüğüyle işbirliği yaparak halkımıza, Kürt yurtseverlerine, dava adamlarına, Kürdistan örgüt ve parti yöneticilerine karşı her türlü zulmü reva görüyor. Silahlı çete, kriminal ve terörist örgütleriyle çocuklarımızı kaçırıyor, eğitim ve ana kucağından koparıp küçük yaşta silahlı teröristler haline getiriyor. 

Sömürgeci devletler, çocuklarımızı kaçırma cesareti göstermezken ve kaçırmazken, PKK çocuklarımızı Kürdistan’ın Kuzeyinde, Doğusunda, Güneyinde kaçırıyor, öldürüyor, infaz ediyor. Köylülerimizin üretim yapmalarını engelliyor, haraçlar alıyor. 

PKK, Kürtlere düşman olduğu, onlara her türlü zulmü ve baskıyı reva gördüğünden, dünyadaki bütün Kürtlerin evi olan Kürdistan Federe Devletine de 40 senedir düşmanlık yapıyor. Son 20 yılda Kürdistan Federe Devletini yıkmak için İran’la, Haşdi Şabi, diğer kriminal, terörist, suç örgütü Kürt düşmanlarıyla işbirliği yaparak, yıkmayı stratejik hedef haline getirdi. 

Bu Kürt ve Kürdistan Federe Devleti düşmanlığından dolayı, fırsat bulduğu her an saldırıyor, sömürgeci devletlerden daha kirli ve tehlikeli düşmanlık yapıyor. 

PKK, Kürdistan Federe Devletine düşmanlığını, Birleşmiş Milletlerin (BM) “kıyamet”, bilim adamlarının “asrın felaketi” tanımladıkları Suriye, Türkiye, Kürdistan’ın Kuzeyi ve Batısındaki depremden sonra zirveye çıkardı. 

Kürdistan’ın Batısında ve Kuzeyinde 10 Kürdistan şehrinde büyük, asrın felaketi, kıyamet niteliğindeki kapsamlı, toplu katliama yol açan 6 Şubat’taki Maraş merkezli iki ve daha sonra birkaç deprem sonrası, Kürdistan Hükümeti ve Barzani Hayır Vakfı hemen harekete geçti. Büyük bir insani ve milli dayanışma hareketini başlattılar. Kürdistan Federe Devlet Başkanı Nêçirvan Barzani yıkıma uğrayan Kürdistan şehrinde halkımızı yerlerinde ziyaret etti. Türk Devleti yetkilileriyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşerek bilgi aldı. 

Bu gelişme, Kürdistan’ın iki parçası başta olmak üzere dünyadaki tüm Kürtleri sevindirdi, onurlandırdı. Kurumsal dayanışmanın önemini açığa çıkardı. Bu konuda sosyal medyada, gazetelerde ve dergilerde olumlu ve destekleyici; bu gelişmelerin yarattığı sonuçlarla ilgili yığınla yazılar yazıldı. Ben de birkaç Kürt gazetesinde Türkçe ve Kürtçe makaleler yazdım. 

Türk ve Suriye Devleti yetkilileri, Türk Devleti Cumhurbaşkanı, Kürdistan Hükümeti ve Kürdistan Federe Devleti Başkanı Nêçirvan Barzani, Barzani Hayır Vakfı tarafından yapılan yardım ve desteğe yüksek sesle teşekkür ettikleri halde, bazı kendini bilmez Kürt yazar taslakları ve PKK, yalan, tehdit, manipülasyon hareketine başvurdu.

 Bu karşıt, Kürt ve Kürdistan Federe Devleti düşmanlığı Kürtlerin çoğunluğu tarafından lanetlendi, protesto edildi, mahkûm, teşhir edildi. Bu konuda da sosyal medyada, Kürt gazetelerinde, yığınla,  Kürt yazar taslaklarına ve PKK’ya karşı yazılar yazdılar. Ben de yazılar yazdım. 

Bu gelişme de, PKK’nın Kürtlere ve Kürdistan Federe Devletine sömürgeci devletlerden daha fazla düşman olabileceğini bir kez daha açığa çıkardı. 

Kürt siyasetçilerinin, Kürt yurtseverlerinin, Kürdistan parti ve örgütlerinin bazı Kürt yazar taslaklarının, uydu örgütlerin ve PKK’nın; Kürtlere ve Kürdistan Federe Devletine karşı izin vermemeli ve mücadele etmelidirler. 28 Şubat 2023

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *