HEZKURD’dan yapılan açıklamada, “Değerli Kürt kamuoyunun da bildiği üzere, özellikle son bir haftadır, anadilimiz Kürtçe için, saygın ve emektar Kürt medyasının da desteği ile Kürt milleti adeta seferberlik içinde, çeşitli çalışmalar yürütüyor. Dil oluşumları, dernekler, bağımsız kuruluşlar, bağımsız kimi saygın isimler ve emektar medya kuruluşlarımız Kürtçenin geleceği için adeta kendilerini parçalıyorlar. Etkinlikler, açıklamalar, kampanyalar, çağrılar, yakarışlar peş peşe geliyor. Özellikle, Kürtçe Dil mezunları seslerini ve mağduriyetlerini duyurmak için adeta çırpınıyorlar. Lakin hak olan bu sivil ve meşru süreç, siyasi destekten mahrum bırakılmış durumda” denildi.
“HEZKURD olarak, birçok Kürt partisinin ve kurumunun son bir haftadır isyan çığlığı gibi her tarafa yayılan bu sese kulak tıklamalarını veya sessiz kalmalarını doğru bulmuyoruz” denilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Siyaset, tabanın ve halkın haklı ve meşru taleplerine kulak tıkadığı an iflas etmiş demektir. Bizler ise, siyasetin kulak tıkayan değil, kulak veren ve yol gösteren misyonuna inanarak, haklı bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Özellikle taban bulmuş ve halkın teveccühünü kazanmış partilerin ve diğer oluşumların Kürtçe konusunda tabanlarını motive etmeleri, dil bilinci aşılamaları gerektiğini onlara hatırlatmak istiyoruz. Politize edilmiş ve sivil toplum kanadı koparılmış bir milletin yön verenleri elbette ki siyasi parti ve oluşumlardır. Yine, tabanın gündemini belirleyen de siyasetin kendisidir. Örneğin; 1 Mayıs için miting alanlarına yüzbinlerce insan toplayan bir HDP gerçeği var. Ve Kudüs için Diyarbakır meydanına yüzbinlerce insan toplayan HÜDAPAR gerçeği var. Bu iki parti, Kürt milletinin belli kesimlerinin gönlüne taht kurmuş partilerdir. Ama tabanlarının veya tabanları olmayan Kürtlerin dil taleplerine sessizler. Bu sorgulanması gereken bir durumdur. Ve bu eleştirilerimiz sadece bu iki partiye değil, Kürtlerin tüm parti, oluşum ve örgütlerinedir.”
Partilere eleştirilerin yöneltildiği açıklamada, şunlara yer verildi:
“Asimilasyonun önüne geçmek, asimilasyonu tersine çevirmek ve dil bilincini toplumda güçlendirmek için;
1- Kürtlerin tüm parti, kuruluş, dernek ve oluşumları kendi aralarındaki diplomatik ilişkilerde ve diyaloglarda Kürtçeyi ortak dil olarak kullanmalıdır.
2- Yine tüm bu kurumlar kendi bünyelerinde, üniversitelerin Kürdoloji bölümü mezunlarını istihdam etmeli, böylece Kürtçe için hayati öneme sahip bu bölüme teşvik sağlanmalıdır.
3- Halk arasında ve özellikle seçim dönemlerinde, propaganda dili olarak Kürtçe kullanılmalıdır. Ki bu konuda Türkiye’de herhangi bir siyasi engel/yasak yoktur.
4- Uluslararası tüm kurumlar ile yaptığınız diplomatik görüşmelerde, Kürtçe konuşmaya ve yanınızda tercüman bulundurmaya önem veriniz.
5- Kendi bünyenizde yoğun bir şekilde dil çalışmaları yapacak komisyonlar kurunuz, eğer varsa dil komisyonlarınız lütfen aktifleştiriniz.
6- Her yıl tekrar eden, eğitim ve öğretim yılında, tabanınızı “Seçmeli Kürtçe Dersi” için motive ediniz ve o dersi seçmelerini teşvik ediniz.
7- Çağımızın iletişim penceresi ve adresi olan sosyal medya hesaplarınızda ve paylaşımlarınızda, Kürtçeye öncelik veriniz.
8- Kürtçe için yüksek katılımlı mitingler düzenleyerek, dilin bir milleti için hayati önem taşıdığını ve meşru bir hak olduğunu tabanınıza anlatınız.
9- Söz sahibi olduğunuz her bölgede dil bilinci, anadilin gelişimi ve önemi hakkında toplantı, panel ve konferanslar gerçekleştiriniz.
Bilinmelidir ki, yukarıda sıraladığımız bu çalışmaları yürütecek tüm parti ve kuruluşlarla, şartsız ve karşılıksız tamamen gönüllülük esasına göre destek sunacağımızı sivil bir hak hareketi HEZKURD olarak taahhüt ederiz.”