4 yıldır polisin hazırladığı ve tanımadığı kişiler hakkındaki iddialara imza attığını ileri süren M.E, gizli tanıklıktan vazgeçtiğinden sonra ise ailesi üzerine baskı uygulanarak, kendisiyle birlikte ailesinden 3 kişinin tutuklandığını kaydetti. M.E. son olarak 27 Temmuz’da Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasında, ‘Oyun Bozan’ kodlu tanığın kendisi olduğunu belirterek, verdiği ifadelerin yalan olduğunu ve polis zoruyla ifade vermek zorunda kaldığını açıklamıştı.
Hakkari’de 2009 yılından bu yana gizli tanık ‘Oyun Bozan’ ismiyle onlarca kişinin tutuklanmasına neden olan M.E. tutuklu bulunduğu Muş E Tipi Cezaevi’nde nasıl ‘gizli tanık’ olduğuna dair mektup gönderdi. 4 yıldır polisin hazırladığı ve tanımadığı kişiler hakkındaki iddialara imza attığını ileri süren M.E, gizli tanıklıktan vazgeçtiğinden sonra ise ailesi üzerine baskı uygulanarak, kendisiyle birlikte ailesinden 3 kişinin tutuklandığını kaydetti.
M.E. son olarak 27 Temmuz’da Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasında, ‘Oyun Bozan’ kodlu tanığın kendisi olduğunu belirterek, verdiği ifadelerin yalan olduğunu ve polis zoruyla ifade vermek zorunda kaldığını açıklamıştı.
M.E ayrıca firari savcı D.Y. hakkında şunları söylemişti:
Mahkemeye gittiğimde dönemin Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı D.Y. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi B.K. ve 4. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi adını bilmediğim ancak Ağrılı olduğunu bildiğim hakim benimle konuştular. Benden Hakkari Emniyeti’nde bana imzalatılan ifadeleri kabul etmemi ve bundan vazgeçmememi istediler. Aksi taktirde benim ve ailemin zor durumda kalacağını söyleyerek, tehdit ettiler. Ancak ben kabul etmedim, ifadeleri reddettim. Bundan kısa süre sonra tehditlerinin yerine getirip iki kardeşimi tutuklayıp, cezaevine attılar. Cezaevinde olan bir kardeşim ‘Üye olmakla beraber örgüt adına suç işlemek’ maddesinden yargılanıyor olmasına rağmen tamamen hukuksuz bir şekilde alakası olmadığı halde KCK adı altında ‘Örgüt üyeliği’ cezası verildi. Bu durum aynen resmi yargı mahkemelerinin dediği gibi ailemi ve beni zor durumda bırakma tehditlerin sonucuydu.
Hatimoğulları: Bu karar yok hükmündedir
Kararın ardından mahkeme önünde protestolar başladı. Yürüyüşe, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ile DEM Parti milletvekilleri de katıldı. Yürüyüş sonrasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Akış hakkındaki davanın 2014’te açıldığını hatırlataraka “Bu karar yok hükmündedir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu karar yok hükmündedir. Biraz önce burada kolluk kuvvetin uyguladığı şiddet, işkence Hakkari Emniyet Müdürlüğü’nden suç duyurusunda bulunacağız. Kendini kayyım atayan valinin emriyle bizlere saldırarak halkın iradesini alaşağı edeceğini zannedenler bir kez daha gördüler ki halk kendi partisinin yanında, faşistlerin değil. Halk, halk düşmanı olan AKP’nin değil, DEM Parti’nin yanında. Bu tavrı sindiremeyen, hazmedemeyen başta Erdoğan ve Bahçeli olmak üzere gelsinler Hakkari halkını görsünler. Hakkari halkı 31 Mart’ta ortaya koyduğu iradeye bugün alanlarda, meydanlarda sahip çıkıyor.
Öte yandan karar sonrası kentteki protestolar yeniden başladı. Kent esnafı da kepenk kapatarak kararı protesto etti.
Neler oldu?
Hakkında yürütülen başka bir soruşturma nedeniyle hala gözaltına tutulan Akış yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Yoğun polis ablukası nedeniyle salona girişleri engellenen avukatların ve milletvekillerin tepkiler sonucu salona girebildiği belirtildi.
Öte yandan Hakkâri Belediye Eşbaşkan’ı Akış’ın karar duruşması için Hakkari Adliyesi’ne gelen avukatı Azad Özer, “Dosyanın avukatı olmama rağmen kolluk engeline takılıyorum ve içeri giremiyoruz. Yargılama nasıl yapılacak?” dedi.
Akış: Yeni bir iddianame hazırlansın
14 kişinin yargılandığı davaya sadece Akış katılırken, kimlik tespitinin ardından duruşma başladı. Akış, dönemin savcısının, polisinin, hakimini FETÖ’cü olduklarını, hazırladıkları dosyanın siyasi olduğunu bugün gündeme alınan dosyanın da siyasi olduğunu söyledi. Akış savunmasında şu ifadeleri kullandı:
Benim başım dik, 53 yaşındayım bunca yıldır mücadele ediyorum mücadele etmeye devam edeceğim. Benim kaçtığıma ilişkin haberlerin yapıldığını duydum, ben asla kaçma girişiminde bulunmadım. Ben yaptığım her şeyin arkasındayım, siyasi olarak ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım. Karşınızda başı dik bir şekilde duruyorum. Ben barış dedim, kardeşlik dedim, adalet dedim, eşitlik dedim, özgürlük dedim. Halen de diyorum. Tüm yaşamımı bunların etrafında ördüm, bundan sonrada öyle yapacağım. Tutuklanmaktan, cezaevine girmekten korkmuyorum. Başım dik bir şekilde karşınızdayım Yeniden iddianame hazırlanmasını talep ediyorum. FETÖ’cü bir savcının hazırladığı iddianame ile yargılanmak istemiyorum.
Bakırhan ve Zana Hakkari’ye gidiyor
Öte yandan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırkan ve siyasetçi Leyla Zana’nın da bugün Hakkari’ye gitmesi bekleniyor. Saat 13.00’te kent girişinde olması beklenen Bakırhan ve Zana, buradan kitlesel olarak karşılanacak. Bakırhan ve Zana’nın karşılamanın ardından kitle ile birlikte kent merkezine doğru yürüyüş gerçekleştirmesi bekleniyor.
Ne olmuştu?
31 Mart’ta seçimlerinde yüzde 48.92 ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) Belediye Eş Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Sıddık Akış, 3 Haziran’da Van’da gözaltına alındı. Akış’ın gözaltına alınmasının ardından İçişleri Bakanlığı, yaptığı açıklama ile Hakkari Belediyesi’ne Başkan Vekili olarak Vali Ali Çelik’in atandığını duyurdu. Yaşanan gelişmelerin ardından Hakkari Valiliği il genelinde yürüyüş, toplantı, basın açıklaması, oturma eylemi gibi her türlü protestoları 10 gün süreyle yasakladı.
Independent Türkçe