Barzanilerin katliamının 39.Yılı/Irak Devlet yapısı ve siyasi sistem değiştirilemez…

İbrahim GÜÇLÜ

(ibrahimguclu21@gmail.com)

Kürtler, bağımsızlık ve özgürlüğünü kazanmak; sömürgecilikten kurtulmak için 200 yıldan fazla bir zamandır çetin ve kanlı bir mücadele içindedir. Bundan dolayı da Kürt milletinin tarihi acılı olaylarla doludur. Kürt millet tarihinin en büyük acılı olayı, Kürdistan’da sömürgeci devletlerin yaptıkları sayısız katliamlardır. Bu katliamlar on binlerce ve yüz binlerce Kürd’ün bir anda yok edilmesi ve ortadan kaldırılmasıdır. Katliamlar, sömürgeci devletlerin Kürtleri yok etme stratejisinin bir sonucudur. Bu nedenle Kürt katliamları ve Kürdistan’daki katliamlar sıradan bir fiziki kırım eylemi değildir. Kürt milletinin tüm hayatını ve Kürdistan tarihini tümden kapsayan bir kapsamlı bir olaydır. Aynı zamanda Kürtleri çok acıtan, yıkan, ayağa kalkmasını zorlaştıran büyük sömürgeci eylemlerdir.

Bu Kürt katliamlarından biri de Barzanilerin Enfali/Katliamıdır. 182 000 Barzanilerin katliamıdır. Bugünler de, bu katliamın bir parçası olan 8000 Barzani’nin katledilmesinin 39.Yıldönümüdür. Katledilen 100 Barzani’nin kemiklerinin tespit edilmesi ve yeniden merasimle gömülmeleri, Barzanilerin Katliamını daha anlamlı, daha acılı bir hale getirdi. 100 Barzani gözyaşlarıyla toprağa verildiler. Kürdistan Başkanı Mesut Barzani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Kürdistan Federe Bölgesi Başbakanı, Kürdistan siyasi partileri Barzanilerin Enfali’nin 39. Yıldönümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundular.

Barzanilerin Enfalı 4 aşamada gerçekleşti:

1- 30.07.1983 tarihinde, Bağdat’ta, Şeyh Ahmed Barzani’nin oğlu Şeyh Osman ve kardeşi Şeyh Nezir, Şeyh Osman’ın oğlu İmad, Mela Mustafa’nın oğulları Abdullah, Lokman ve Sabir, Şeyh Sadık’ın oğlu Heval, Şeyh Abdulselam’ın oğlu Şeyh İsmail ve birkaç kişi Enfal kurbanı oldular.

2- 31.07.1983 tarihinde, Kuştepe’de oluşturulan “Kudüs” ve “Kadisiye” adlarındaki toplama kamplarındaki 7-85 yaş arasındaki Barzani erkekleri toparlanıp Enfal edildiler. 8 bin Barzani erkeğinin ezici çoğunluğunun toplandığı Kudüs ve Kadisiye kampları, 1975 yenilgisi sonrası Güney Irak’a sürülen Barzaniler’in kaldıkları kamplardı.1975-80 yılları arasında Nasıriye’de sürgüne tabi tutulan Barzaniler, burada da BAAS rejiminin baskı ve zulmünü gördüler. BAAS, Barzanileri yok etmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Enfal kurbanı 8 bin Barzani için yapılan bir televizyon programında, Nasıriye sürgünlerinden sağ kalmayı başaran orta yaşlı bir Barzani, Saddam rejiminin Nasıriye kamplarında tutulanları zehirlemesi nedeniyle, 400’ü aşkın kadının düşük yaptığını söyledi. Nasıriye’deki Barzaniler, izin çıkması üzerine, 1980 yılında Kürdistan’a döndüler. Eski köylerine yerleşmelerine izin verilmediği için, Kuştepe’de, Kudüs ve Kadisiye kamplarında, önce çadırlarda yaşamaya başladılar, daha sonra kendi olanaklarıyla, binbir güçlükle barınaklarını yaptılar.

3- 10.08.1983 tarihinde, etrafı çevrilen Baherke, Diyana ve Herir kamplarındaki Barzani erkekleri toplanıp Enfal edildiler. En fazla kurban veren kamp Baherke kampıydı.

4- 01.10.1983 tarihinde Kudüs ve Kadisiye kampları ikinci kez saldırıya uğradı. İlk saldırıdan geri kalan erkekler toparlanıp Enfal edildiler. (Kaynak: Barzanilerin Enfalı)

Barzanilerin Enfali’nin 39. Yıldönümünde, katledilen kardeşlerimizi, dedelerimizi, babalarımızı, amcalarımızı, dayılarımızı, bacılarımızı, annelerimizi, teyzelerimizi, halalarımızı saygıyla anıyorum.

Milletimizin başı sağ olsun.

IRAK’TA FEDERAL DEVLET YAPISI VE DEMOKRATİK ÇOK PARTİLİ SİSTEMİN DEĞİŞTİRİLMESİ, ESKİ FAŞİST ÜNİTER DÜZENİN GERİ GELMESİDİR…
Irak’ta, üniter, faşist, ırkçı, sömürgeci bir devlet; katliamcı, hak ve hukuk tanımayan, özgürlüklerinin esamesinin okunmadığı, farklı düşüncelere, sistem ve devlet önermesine sahip olan herkesi idam eden, ülkenin petrol zenginliğini kendi hanedanlığı için kullanan, Sovyetler Birliği, Çin, Batı Devletlerinin önemli bir kesiminden aldığı destekten dolayı her istediği kötülüğü halka yapan ve halk düşmanı, Kürt milleti ve diğer ulusal toplulukların düşmanı bir rejim, Baas Rejimi, Saddam Diktatörlüğü vardı.

Bu sömürgeci devlet yapısının ve faşist ırkçı rejimin değişmesi için başta Kürt halkı olmak üzere büyük fedakârlıklara dayanan bir mücadele sürdürüldü. Bu büyük mücadelenin asıl öncü aktörü Kürtler oldu. Bu mücadelenin sonucu, 11 Mart 1970 yılında egemenlik ve iktidar paylaşımı sağlandı. Kürdistan, ırkçı faşist Baas Rejiminden kurtarıldı. 1975’te Kürdistan Otonomisinin tasfiye edilmesinden sonra da, Kürtler, Baas Rejimi tümden yıkılmadan da ilk planda kurtarılmış bölgeler ve daha sonra Kürdistan’ın önemli bir bölümünde “Özgür Kürdistan” ve “Federe Kürdistan Bölgesinde” egemenlik sağlandı. Baas Rejimi yıkılmadan gelecek devlet senaryosunu oluşturdular, “Federal Irak Devletini” ilan ettiler. Kürdistan’da demokratik, parlamenter, çok partili siyasi sistemi benimsediler ve uygulama alanına geçirdiler. Bu uygulamada da başarılı olmaya başladılar.

Irak’ta 2003 yılında sömürgeci faşist Baas rejiminin yıkılması, ABD ve müttefiklerinin müdahalesi ile gerçekleşti. Tabi ki Rejimin yıkılmasında Kürdistan’daki Federe Sistemin önemli bir rolü oldu. Baas Rejiminin yıkılmasıyla birlikte, on yıllardır Irak halklarına zulüm yapan, Kürdistan’da katliamlar gerçekleştiren devlet aparatı, baas partisi, istihbarat sistemi, militarist askeri yapı ve ordu tasfiye edilmeye başlandı. Bunun yerine yeni bir devlet yapının geçirilmesi doğal ve kaçınılmaz olarak gündeme geldi.

Bu aşamada devletin yapısının, “eyaletler devleti mi, uluslara dayalı federal devlet mi olmalıdır” tartışması gündeme geldi. Buna rağmen, Kürdistan’daki Federe-Federal Devlet uygulaması, Kürdistan Federe Bölgesinin kurucu iradeleri Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’nin Irak’ın federal devlet olması kararı, görmezlikten gelindi. Bu konuda KYB lideri Celal Talabani bile kendi kararını görmezlikten gelen ve inkâr eden bir tutum içinde oldu. ABD Yetkilileri ile Irak’ın eyaletlere dayalı bir devlet yapısı konusunda anlaşma yaptı. KDP ve Kürdistan başkanı Mesut Barzani bunu ret etti. Irak’ın federal bir devlet olması konusunda ısrarlı oldu ve kararlı bir duruş gösterdi. Sonuçta da KDP ve Kürdistan Başkanı Mesut Barzani’nin kararı uygulama alanına geçti. 2005 yılında halk oylaması ile kabul edilen yeni Anayasa ile Irak Federal bir devlet, demokratik, parlamenter, çok partili bir sistem olarak benimsendi, anayasal bir konuma kavuştu.

Federal Sistemin sağlıklı işlemesi, güçlü bir demokrasi ile olanaklı olabilirdi. Bunun içinde demokratik kurumlara, siyasi partilere ve liderlere ihtiyaç vardı. Ne yazık ki Arap kesimin de, bu konuda büyük bir zaaf ve eksiklik vardı. Arap siyasi partileri, siyasi güçleri, mezhebi grupları demokratik yapıdan ve kültürden uzaktılar. Bundan dolayı federal sistemin ve devlet yapısının yordamınca sürdürülmesi, federal anayasanın uygulama alanı bulması, olanaklı olmadı. Sürekli bir şekilde federal anayasanın ihlali gündeme geldi. Kürdistan Federe Devletinin yetkileri tırpanlandı, Kürt halkının ekonomik, siyasi hakları sınırlandırılmaya çalışıldı. Bundan dolayıdır ki Kürdistan’da bağımsızlık referandumuna, karar verildi. Referandum demokratik bir şölen ortamında gerçekleşti. Referandumun sonucunda Kürdistanlılar bağımsızlığa karar verdi.

Kürdistan Bağımsızlık Referandumundan sonraki gelişmeler de, federal sistemin ve devletin işleyişi konusunda Arap kesimin anti-demokratlığını açığa çıkardı. Daha da tehlikeli eğilimler belirlendi. Federal sistemin tasfiyesinin verileri ortaya çıkmaya başladı. Kürdistan Federe Devlet yönetimi bunu engelledi. Federal Devlet sürekli krizler yaşadı. Bu son genel seçimler sonrasında da, uzun zamandır Cumhurbaşkanı seçilemiyor, hükümet kurulamıyor. Bunda dış güçlerin, özellikle de İran’ın ve çömezleri taşeron örgütlerin rolü büyüktür.

Bu krizi çözme babında, genel seçimlerde birinci olan Beni Sadr Güçleri son bir hafta içinde Parlamentoyu bastılar, gösterilere başladılar. Bu gösterilerin ve Beni Sadr Güçlerinin yaklaşımını daha ileri bir federal devlet uygulaması için bir vesile olacağı beklenirken, tersi bir gelişme gündeme geldi. Beni Sadır federal sistemin değişimi konusunda gösterilerin ve gelişmelerin bir fırsat olacağını açıkladı.

Devlet sistemin ve siyasi sistemin değişikliği konusunda büyük tepki KDP yetkililerinden geldi. Mevcut sistemin değişmesinin olanaklı olmadığı açıklandı.

KDP’nin bu tepkisi haklı bir tepkidir. Çünkü federal devlet ve çoğulcu demokratik sistem değişikliği konusundaki talep geriye bir gidiş, eski üniter ve otoriter sisteme bir dönüş olacaktır. Kürdistanlıların ve Kürdistan Federe Devletinin bu değişimi kabul etmeleri kendileri için intihar olacaktır. Bundan dolayı bu değişimi kabul edemezler. Bu aynı zamanda Ortadoğu Bölgesi için de oldukça olumsuz bir gelişme olur.

Bu değişiklik önerisi, geriye dönüş anlamına gelecek sistem ve devlet yapısı değişikliği, Baas Diktatörlüğünün yıkılmasında aktif taraf olan ABD ve müttefikleri için de bir önemli konu olmalıdır. Bu değişiklik, Beni Sadır İran’a karşı görünmesine rağmen, İran’ın daha fazla etkin olduğu, ABD’nin etkisiz hale geldiği bir gelişme olacaktır.

Bu nedenle bu hamur çok su alacaktır. Gelişmeleri yakından izlemek gerekir.

Ankara, 2 Ağustos 2022

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *