Kürt sorunu”, PKK ile değil, Kürt milletiyle Çözülür

İbrahim GÜÇLÜ

Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapılacak. Ama seçimlerle ilgili tartışmalar, 2018 seçimlerinden sonra muhalefet tarafından “erken seçim” talebiyle birlikte seçimler hep gündemde oldu. Muhalefet hep erken seçim dedi, iktidar bunu ret etti. Günün sonundan iktidarın dediği oldu. Ama buna rağmen erken seçim talebinin yaratığı atmosfer hava, kişilerin, kurumların, siyasi partilerin temel meselelerle ilgilenmesi söz konusu olmadı.  Bütün siyasi taraflar seçim kazanmaya kilitlendiler. Etrafında olan bitenleri unuttular. Ama aynı zamanda demokratik temayüllere, siyasi ahlak kurallarına aykırı davranışlarla ortamı da alabildiğine kirlettiler. Kirliliğin sınırları, siyasi sınıf ve elitle sınırlı olmadı, halk kesimlerini de içine alan bir kirlilik deryası yaratıldı. 

Türkiye’de seçim dönemlerinde asıl kirlilik, riyakârlık, iki yüzlülük, aldatmalar Kürtlerle ilgili gündeme gelirSeçim dönemlerinde Kürtlerle ilgisi olmayan siyasi partiler ve siyasetçiler; olur olmaz bir nitelik ve tarzda Kürtlerle ilgili konuşmaya başlarlar. Seçimler sonrasında söylenenlerin unutulur olması da, Kürtlerin bir irade olarak görülmediği, bir nesne ve araçsallaştırılmış bir topluluk olarak görüldüğü hemen açığa çıkarır.  

14 Mayıs seçimleri platformunda da Kürtlerle ilgili bilgileri ortaokul öğrencileri seviyesinde olan, Kemalist Faşist Türk ırkçı duygulardan arınmamış olan kişiler de Kürtlerden yararlanmak, bir kene gibi Kürtlerin kanını emmek için Kürtleri metaryal haline getirmekten hem utanmıyorlar ve hem de vicdansızlık yapmaktan geri durmuyorlar. Siyasi partiler ise sadece seçim dönemlerinde Kürtleri hatırlamaya başlarla. Özellikle de Kürt meselesinin ana kaynağı, nedeni olan sosyal faşist ve en büyük tarihi tarikat olan CHP; devletin siyasetini sürdürmek ve Kürtlerin milli mücadelesini bastırmak, Kürt-Kürdistan siyasi partilerini bastırmak için Devletin aparatı ve projesi olarak yapılandırılan PKK, Kürtlerle sömürü ve istismara devam ederler.

Kürtlerin varlığını yok sayan, Kürtlerin milli haklarını gasp eden, Kürtlerin milli hak mücadelelerini katliamlarla bastıran Devletin Kurucusu CHP, “Kürt sorununun çözümünden” ve Kürt sorununu mecliste çözeceklerini ifade ediyor. 

CHP 1946 yılındaki seçimlerde hile ile (açık oy ve gizli sayım hilesiyle) iktidar olduğu günden bu yana mecliste olmasına rağmen, “Kürt Sorununu” çözme yolunda bir adım atmadı. Üstelik de Devletin kurucusu olarak Kürtlerin inkâr edilmesinin nedeni ve hak milli haklarının gasp eden bir devlet partisi olarak hiçbir açılım yapmadı ve adım atmadı. Buna rağmen, “Kürt sorununun” çözümünden bahsederken çok güncel ve Kürtleri araçsallaştıracak bir çıkarının olduğundan şüphe yok. O da PKK/HDP/Yeşil Sol Parti’de toplanan Kürt oylarını cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için kullanmaktadır.

PKK/HDP/YEŞİL SOL PARTİ “KÜRT SORUNUNUN” ÇÖZÜMÜNDE AKTÖR DEĞİL, ENGELLEYİCİ AKTÖRDÜR

CHP ve Millet İttifakı, Mecliste “Kürt Sorununu hal edeceğiz” derken, PKK’nın meclise girecek şimdilerde Yeşil Sol Partisini kast ediyor.

1-AK Parti Hükümeti, PKK’nın legal partisi HDP ile Meclis’te sorunu çözme adına bir girişim ve proje geliştirdi. Doğal olarak sorunu Meclis’te ele alırken HDP’yi muhatap kabul etmek için harekete geçti. HDP ise, kendisinin değil, PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın, Kandil’in muhatap olduğunu ileri sürdü. Kendisi Ak Parti Hükümetiyle Kandil-Öcalan arasından postacı olma rolünü yüklendi. Bu nedenle, CHP ve Millet İttifakı bu konuyla ilgili hayal sahibi. Tatlı bir rüya görmek istiyor.

2-AK Parti Hükümetinin “çözüm süreci” denilen hikâyesinin nasıl trajik olarak son buldu, hiçbir sonuca varılmadı, sorunu daha karmaşık hale getirdi. AK Parti Hükümeti ve daha sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümeti stratejisini, PKK’yı askeri olarak yok etme üzerine kurdu. Bu stratejisini sadece Türkiye’nin sınırları içinde değil, aynı zaman da Suriye ve Irak’ta, onların deyimiyle PKK teröristlerinin bulunduğu her yeri onlar için operasyon alanı oldu. Bu konuda nasıl bir mesafe alındığı, alandaki gerçekler gözden geçtirildiği zaman görülecektir.

3-PKK, Kürt milli hareketini içerden yıkmak, Kürdistan parti ve örgülerini tasfiye etmek, Kürtleri bağımsızlık ve devlet hedefinden uzaklaştırmak için Kemalist derin Türk Devleti tarafından bir proje olarak operasyonal bir aparat olarak yapılandırıldı. Bu nedenle Kürt Sorunun çözümünde muhatap olamayacak olan, devletin aparatı olan, Kürt olamayan bir örgüttür.

4- PKK projelendirilirken aynı zamanda “Kürt sorununda” çözümsüzlüğü gündemleştirmek için programlandı. Bundan dolayı da PKK’nın, Kürt sorununun çözümünde muhatap kabul edilmesi, Kürt sorununun çözümsüzlüğünü istemek, çözümün olmaması anlamına gelecektir.  CHP ve Millet İttifakının Kürt sorunun çözme niyeti olmadığını, çözümün onları aşan bir durum olduğunu göz önüne aldığımız zaman, yapılmak istenen kendileri ve PKK için alan açılmasıdır. PKK’nın Kürt milli hareketi ve Kürt milletinin başına daha büyük bela olmasının koşullarını yaratmak içindir.

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNÜN SAHİBİ KÜRT MİLLETİDİR. KÜRT MİLLETİNİN MUHATAP ALINMASI GEREKİR…

-Asker ve sivil bürokratik Atatürkçü Devletin kuruluşundan sonra, kendisinse geniş özerklik sözü verilen Kürt milleti ihanete uğradı.

-Kemalist Türk Devletinin kuruluşundan sonra, Ortadoğu’nun en eski milleti olan Kürt milletinin varlığı inkâr edildi, Kürtlerin Türk olduğu resmi devlet tezi olarak benimsendi.

-Kemalist Devletin kuruluşundan sonra, bütün milli, sosyal, ekonomik, kültürel, geleneksel kolektif hakları gasp edilen Kürt milletidir.

-Ülkesi parçalanan, sömürgeleştirilen, işgal ve ilhak edilen Kürt milletidir.

-Milli haklarının kazanılması için mücadele edip, katliamla karşı karşıya kalan Kürt milletidir.

-Hak mücadelesi sonrası toplu sürgünlere gönderilen Kürt milletidir.

-Asimile edilmek ve Türkleştirilmek istenen Kürt milletidir. Bunun için başka milletlerin Kürdistan’a yerleştirilmesine tahammül etmek zorunda kalan Kürt milletidir.

-Kendi kaderini kendi iradesi ve eliyle tayin etmeyle karşı karşıya olan Kürt milletidir.

-İktidar ve egemenlik hakkından mahrum olan Türk milletidir.

-Kürt milletinin içerden kırılması, Kürt milli hareketinin, siyasi ve toplumsal örgütlerinin tasfiyesi için PKK gibi tehlikeli ve kanlı bir projeyle karşı karşıya olan Kürt milletidir.

Bundan dolayı “Kürt sorunu” denildiği zaman bu kapsamda Kürt millet meselesinden bahsetmiş oluyoruz.

Kürt millet meselesi, tek bir örgütün meselesi değildir. Devlet projesi olan ve Kürtleri içten yıkmak için yapılandıran PKK’nın hiç sorunu değildir.

Kürt meselesi, bütün toplumsal kesimlerden Kürtlerin meselesidir. Kürt millet meselesinin çözülmesi için devletin ve Kürdistan’ı bölen-parçalayan devletlerin Kürt milletini muhatap alması gerekir.

Kürt milleti de, siyasi ve toplumsal örgütleriyle, aydınlarıyla, kanaat önderleriyle, toplumun meşru güç odakları ve yöneticileri beyler, ağalar, aşiret reisleri, dini liderler tarafından temsil edilmek konumundadır.

Kürt millet meselesinin çözümü, yeni ve federal bir devleti yapılandıracak yeni bir toplumsal sözleşme niteliğindeki anayasa ile mümkün olacaktır.

Yoksa seçim dönemlerinde oy avcılığı için siyasi partiler ve özellikle de ırkçı siyasi partiler tarafından gelir geçer ve kara yazılan sözlerle mümkün değildir.

 Diyarbekîr, 18 Nisan 2023

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *