İbrahim GÜÇLÜ
PKK çok sarih biçimde petrol boru hattına saldırdığını açıkladı. PKK tarafından yapılan açıklamada, “28 Ekim günü saat 13.00 sıralarında Mardin’de petrol boru hattına yönelik sabotaj saldırısının düzenlendiği ve boru hattının imha edildiği” belirtildi.
PKK’nın petrol boru hattına yönelik olan bu eylemi, ilk eylemi değildir. PKK, geçtiğimiz yıllarda da Kürdistan Bölgesi’nin petrol boru hattına yönelik sabotaj saldırılarında bulunmuştu.
Ama ne yazık ki, o saldırılara karşı sesiz kalınması PKK’nın boru hattına saldırması konusunda cesaret verici bir durum oldu. Eğer zamanında PKK’nın bu terör eylemine tepki gösterilmiş olsaydı, PKK bu kadar cesaretle hareket etmez, petrol boru hattına yönelik terör eylemini savunamazdı.
Ama bu sefer sevindirici olan şey, Kürtlerin, Kürdistan örgütlerinin, yazarlarının, kanaat önderlerinin PKK’nın petrol boru hattına yönelik son saldırısına karşı büyük tepki göstermeleridir.
Bunun yanında, PKK’nın petrol boru hattına yönelik saldırısı parçalı da olsa doğru tanımlanmaktadır. Kürdistan Bölgesi Hükümeti, PKK’nın petrol boru hattına saldırısını bir terör eylemi olarak tanımlamakta, “PKK bu tür terör saldırılarından vazgeçmelidir” açıklamasında bulunuyor.
Kürdistan Federe Bölge Hükümetinin açıklaması, iki önemli stratejik konuma da işaret etmektedir.
Bu konumlardan biri, PKK’nın daha önce de Kürdistan Federe Bölgesinde terör eylemlerini gerçekleştirdiğidir. Son günlerde Kürdistan yetkilerinin bununla ilgili değişik olaylarla ilgili yığınla ve önemli açıklamaları var.
İkinci stratejik konum, PKK’nın petrol boru hattına yönelik terörist eylemleri, burada durmayacak, yeni terör eylemlerini beklenmesi gerektiğidir.
Kürdistan Federe Bölge Hükümeti’nin bu görüşlerine katılmamak mümkün değildir.
Bilindiği gibi yıllardır PKK’nın Kürdistan Federe Bölgesindeki stratejik tehlikeli ve kirli amaçları; PKK’nın işgalci, terörist, yıkıcı, sömürgeci devletlere hizmet eden yapılanması hakkında yazılar yazıyorum. PKK’nın bu eylemlerine karşı bir mücadele içindeyim. Birçok Kürt yurtseveri de bu mücadelenin içindeler.
Haklı olarak KDP de PKK’nın petrol boru hattına yönelik terörist eylemini “kimin yararına?” sorusunu sorarak yanıtlıyor.
KDP) parlamento grubunun sözcüsü Peşewa Hewremani, “Saldırıdan kim zararlı çıktı? Kürdistan halkı zarar gördü. Kim yararlı çıktı? PKK’nin de bu saldırıyla bir çıkar elde etmediğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin eline güçlü bir koz verdi Avrupa’ya karşı” ifadelerini kullandı
“PKK şimdiye kadar Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğü için Türkiye’de tek bir gösteri bile düzenlemedi” diyen KDP Grubu Sözcüsü, “HDP, Türkiye parlamentosunda 80’den fazla sandalye elde etti. Hükümete katılması için talepler vardı ancak PKK bunu engelledi. Rojava’da Minbic savaşında binlerce Kürt gencinin yaşamını yitirmesine sebep oldu ve en sonunda Minbic’i Esad rejimine teslim etti” şeklinde konuştu.
Hewramani, PKK’nin Kürdistan Bölgesi’nin gelir kaynaklarına yönelmesinin nedeninin Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni zayıflatmak olduğunu da sözlerine ekledi. (Kurdistan24)
Kürdistan Federe Bölge Hükümeti ve KDP gibi Kürdistan vatandaşları, kanaat önderleri, yazarları, siyasetçileri de PKK’nın petrol boru hattına yönelik saldırısına karşı büyük tepki gösterdiler.
Kürdistan vatandaşları “PKK’nin bu tür saldırılarının doğrudan Kürdistan halkını hedef aldığını” belirterek, oldukça isabetli bir tespitte bulundular. Kürdistan vatandaşlarının kafasında PKK eyleminin niteliğinin netleşmesi hiç şüphe yok ki, son petrol hattına yönelik terör eyleminden dolayı değil, on yıllardır PKK’nın Kürdistan Federe Bölgesinde yaptığı kötülüklerin ve terör eylemlerinden dolayıdır.
Kürdistan vatandaşları, bu bağlamda PKK hakkında önemli bir birikime sahipler.
Kürdistan vatandaşları, PKK’nın bu saldırısının, Kürtlerin rızkıne, azığıne, gelirine bir saldırı olduğunun da bilincindeler. Bu nedeni Serdar Bilbas isimli vatandaş çok açık ve net bir şekilde sorunu tarif ediyor ve tanımlıyor. Diyor ki, “Petrol boru hattı, Kürdistan Bölgesi halkının gelir kaynağı ve azığıdır. PKK bu tür terör faaliyetlerinden vazgeçmelidir.”
Hiç şüphe yok ki, Kürdistan Bölgesi’nin temel gelir kaynağı olan petrol boru hattına yönelik saldırılar, ekonomik durumu zora sokuyor. Ekonomi uzmanlar da bu görüşte birleşiyorlar. “PKK’nin bu şekilde Kürdistan halkının azığını kestiğini” ifade ediyorlar.
Ayrıca siyasi ve ekonomi uzmanları, PKK’nın petrol Boru hattına saldırmasının amaçlarından birinin de “9’uncu hükümet kabinesine ekonomik baskı uygulamak istediğini” söylüyorlar. Bununla da Kürdistan’da siyasi ve ekonomik bir kriz yaratılmak isteniyor. Bu da Kürdistan’a düşman devletlerin büyük stratejik amaçlarının başında gelmektedir. Bu devletler, kendi projelerin PKK’ya bir taşeron olarak uygulatıyorlar.
Bu konuda Ekonomi Uzmanı Muhammed Ali’nin görüşleri çok açık ve diyor ki: “Boru hattına sabotajın iki zararı olur: Birincisi gelir kalmaz, ikincisi petrolün etkisini yitiririz. Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin reformlarına karşı ortalığı karıştırmak isteyen birileri var” dedi.
Siyasi gözlemci Helmet Xerib ise, konuyu daha da derinleştiriyor. Güncel stratejik nedenine işaret ediyor. Şengal ve sınır boylarıyla ilgili Irak Federal Hükümeti ile Kürdistan Federe Bölgesi Hükümetinin yaptığı anlaşmanın bu terör ve Kürdistan’a saldırının önemli nedeni olarak tanımlıyor. Şöyle diyor: “Şüphesiz PKK’nin bu eylemi bir terör eylemidir. PKK, Kürdistan Bölgesi’nin derin bir ekonomik krizde olduğunu biliyor ve yaptığı şeyin çok etkisinin olacağının farkında. Taraflar arasında sınır bölgeleriyle ilgili varılan anlaşma, PKK’nin bölgedeki rolünü sonlandırıyor.”
PKK’nın petrol boru hattına saldırısı terörist eylemler zincirinin bir halkasını oluşturmaktadır. PKK’nın, terörist ve Kürdistan halkını ve Kürdistan Federe Bölgesini doğrudan hedef alan düşmanca eylemlerini bir önceki makalemde yazmıştım.
Şu konuda çok iyi bilince çıkarılmalı ve gözlere batırılmalı ki: PKK’nın petrol boru hattına saldırısı sadece bir terör eylemi değildir.
-Kürdistan halkına karşı düşmanlık, hem de Kürdistan halkına karşı sürekli ve on yılların bir düşmanlığıdır.
-Kürt milli çıkarlarına karşı bir sabotajdır.
-Kürdistan Federe Bölgesini yıkmak isteği ve Kürt milletinin egemenlik hakkına tecavüzdür.
-Kürdistanlıları bağımsız devlet amacından uzaklaştırmaktır.
Bu gerçekler Kürdistan halkı, aydınları, yazarları, kanaat önderleri, parti ve örgütleri tarafından anlaşılmaya başlanmıştır.
Böylece, PKK’nın Kürdistan genelinde ve Kürdistan Federe Bölgesi özelinde misyon ve görevinin bu olduğu daha net olarak açığa çıkmıştır.