VengMa`nın “Bağımsızlık Gündemi” Çeto Omeri ile röportajı

Kürdistan Özlemi

VengMa: Güney Kürdistan toprakları IŞİD’ten kurtarıldı, Kürtler bundan sonra ne yapmalıdır?

Çeto Ömeri: Aslında Güney Kürdistan toprakları işitten temizlenip sömürgeci Iraktan kurtarılmıştır dememiz daha doğru olur.
Çünkü Irakın kuruluşuyla beraber gaspedilen Güney Kürdistan toprakları, kurulan Irak Arap devletinin sömürgesi statüsündeydi.
Yaklaşık yüzyıllık bir süredir Irak’a karşı Kürd halkı bağımsızlık mücadelesi vermiş ve bu uğurdada çok ağır bedeller ödemiştir.
Bilindiği gibi Saddam Huseyin rejiminden sonra kurulan Irak federe devletinde Kürdlerin yeni ırak anayasasına göre özgür Kürdistan
sınırları dışında kalan bölgelerin Kürdistan bölgesine dahil edilebilinmesi için 140’ci madde ile bir referanduma tabii tutulma kararı alınmıštı. Κide karšı kahramanca verilen savaşın ardından Kürdler bu bölgeleri savaşaraktan kurtarmıştır. Ve artık 140.cı maddeye gerek kalmadan bu bölgeler pêsmergelerin denetimine geçmiştir.
Kürdler bundan sonra ne pahasına olursa olsun bu tarihi kazanımlarını koruyup savunmalıdırlar.

VengMa:Bağımsızlık zamanı mıdır?

Çeto Ömeri: Dünyada Monako, San Marino ve Palau gibi nüfuslari 50 binin altında olan ülkelerin varlığını düşündükçe;
40 – 50 milyonluk nüfusuyla Kürdlerin bağımsızlık zamanı çoktan gelip geçmiştir.
Aslında Kürtler doğuştan özgürlük sevdalısı bir millettir ve bu uğurda çok ağır bedeller ödemiş olmalarına rağmen bağımsız devlet sahibi olmaları uluslararası oluşumlar tarafından engellenmiştir. Sevr, Lozan ve Sykes-Pickot gibi anlaşmalar uluslararası yapılan antlaşmalardır. Ancak zor da olsa Kürtler bu anlaşmaları hiç bir zaman onaylamadı, bu antlaşmalar miadlarını doldurmuştur. Kürtler artık inkar edilemeyecek güce erişmiştir. Bu nedenden dolayıdır ki, yeniden dizayn edilme ihtiyaci duyulan Ortadoğunun ortasında bağımsız Kürdistan’ın kurulma zamanı elzem görülmekte.

VengMa: Bağımsızlık ilan etmeye Kürt örgütleri mi hazır değil dünya devleri mi karşıdır?

Çeto Ömeri: Ben bağımsız Kürdistan ilanı için koşulların oluştuğu ve bunun alt yapısının sayın başkan Mesud M.Barzani öncülüğünde Kürdistani partiler tarafından hazırlanmakta olduguna inanıyorum. Bağımsız bir Kürd devletinin ilanı için uluslararası siyasi destege ihtiyac vardır. Başkan Barzaninin bu yöndeki yoğun diplomatik çalışmaları çok başarılı. Nato ülkesi Türkiye ile zengin petrol rezervlerine sahip olan iran devletiyle olan ticari ilişkilerinden dolayı sadece temkinli davranmaktadırlar. Bir devlet çoğu bu gün  başkonsolosluklarını açmışlardır. Bu devletler Kürdistanin geleceğine inanmasalardı gelipte Erbil’de konsolosluklarını açmazlardı. Bağımsız Kürdistan kapıdadır. Yalnızca ilanı için uygun şartların oluşması ve bu yönde yapılan çalışmaların tamamlanması beklenmektedir.

VengMa: Suriye Kurdistan’ı ile Güney Kurdistan neden birlik konusunu tartışmıyor?

Çeto Ömeri: Suriye Kürdistanı’nda bağımsızlığı savunan otoriter bir Kürd yapılanması olmadığından güney ile başur rojavanın birleştirilmesi gibi bir konuda güney Kürdistanın muhattap alacağı Kürdistani bir güç yoktur. Rojavada bulunan PKK’nın uzantıları olan PYD ve YPG güney Kürdistan ile birlikteliği şiddetle redetmektedir. En son Şingalde vuku bulan çatışmanın ardından PYD sözcülerinden Hanife Huseyinin ANF de yayınlanan bir açıklamasında; Barzani güney Kürdistan ile Cîzre kantonunu yani Rojavayı birleştirip bagımsızlık ilan etmek istiyor. Biz onun bu kirli planına izin vermeyecegiz” demisti. Aslında kürdistanın güneyi ile başur rojavanın birleşmesi demek hem Kürdistanın iki parçasının özgürleşmesi demek ve hemde güneyden Akdenize ulaşan bir Kürd kemerinin bir kürd özleminin hayat bulması anlamına gelmektedir. PKK ve uzantıları bu özlemin hayat bulmasına engel olmak için işgalci devletlerden almış oldukları desteklerle büyük bir gayret içerisindeler. Ben PYD’nin bütün yasak, saldırı ve yıldırma siyasetine rağmen yinede ENKS’nin rojavada güçlü bir halk desteğine sahip olduğuna inanıyorum.
Şayet ENKS ciddi bir direnişle PYD’ye karşı Roj peşmergelerinin Rojava’ya geçmelerine zemin hazırlamış olabilir diye düşünüyorum.

VengMa:Güney Kürtleri Erbil Süleymaniye ekseninde bölündüler mi?

Çeto Ömeri: Her ne kadar bazı çevreler dönem dönem ekonomik sıkıntılar yüzünden halkı galeyana getirip kışkırtsalarda güney kürdleri bağımsızlık konusunda hemfikirdirler. Kürdistan halkı Yan Kürdistan Yan Neman şiariyla yarım asırdır zulme ve işgale karşı savaşmış bir halktır. Ben çok yakın bir zamanda Erbil ve Süleymaniyenin ayrışmadan çok büyük bir dayanışma ve birliktelik içerisinde olacaklarına bütün yüreğimle inanıyorum.

VengMa:İran ile Türkiye”nin Süleymaniye Erbil bölünmesinde rolleri var mı?

Çeto Ömeri: Özellikle 1998 yılından itibaren İran devrim muhafızları ordusu Kudus gücü komutanı olaraktan bilinen, Kasım Suleymani adındaki generalin ırak eski başbakanı Nuri Maliki, Suriye başkanı Beşar Esad ile birlikte bölgece geliştirmek istediği şii kemerini olusturmak ve bölgedeki hakimeyet alanlarını genişletmek için sürekli taşeron örgütlerle ve yer yer de bölgedeki müteffik devletlerinin önde gelen liderleri ile büyük bir işbirliği içerisinde olduğuda bilinmektedir. Kasım Suleymaninin özelliklede PKK, Goran ve Heşdi şabi arasında mekik dokumasıın en başlıca sebebi bölgede kurulacak olan bagımsız bir kürt devletinin, Kürdistanın önüne geçmek ve bunu sabote etmek amaçlıdır. Diğer taraftan TC hükümeti Abdullah Öcalan aracılığıyla pkkyi ve Kerkukteki bazı türkmenleri kullanaraktan bölgede etkinlik kurmak istemektedir. Bu sömürgeci devletlerin hepsi güneye direk müdahale etmektense bölgedeki taşeron güçleri kullanaraktan hakimiyet kurmanın peşindeler. Yukarıda da belirttigim gibi dönem dönem sorunlar yaşanmıs olsada Erbil ile Süleymaniyenin bölünmesi gibi bir durum söz konusu degildir.

Çünkü hem Hewler hem Süleymaniye ve hemde Kürdistanın her karış taşında toprağında mutlaka bir Kürdün özgürlük uğruna dökülen kanı ve can bedeli vardır. Tarihimizde her ne kadar olumsuz örnekler olmuş olsada işit terörüne karşı verilen mücadelede dört parçadan Kürdler peşmerge saflarında kahramanca savaşıp aynı cephede şehit düştüler va kanları aynı vatan toprağında birbirine karıştı. Bu halkı bölüp parçalamak eskisi kadar kolay değildir.

VengMa: Şengal krizinin gerçek nedenleri nedir sizce?

Çeto Ömeri:Şengal krizinin gerçek nedenlerinden bir tanesi rojava savaşçılarından oluşturulan Roj peşmergelerinin Rojava sınırına yakın bir bölgeye yerleştirilmek istenmesinin ardından Kürdistan karşıtlarında yaratmış olduğu rahatsızlıktan kaynaklanmasıdır. Aslında 4. sorunuza verdiğim cevapta YPG li Hanife Huseyinin sözleri Şıngalde yaşanan krizin başlıca nedenini açıklamaktadır. Bir tarafta sınırlarını genişleterekten bağımsız bir devlet kurmanın mücadelesini veren Kürdistani Kürdler diğer tarafta ise işgalci devletlerin taşeronluğunu yapan çeteler. Güneyden Akdenize açılan bir Kürd kemeri demek ilan edilecek bağımsız bir Kürdistan için hayati bir önemin gerçekliği demektir.

VengMa:Güney’de ki güçlerin bir araya gelmesi, ve sorunları kendi aralarında çözmesi mümkün mü?

Çeto Ömeri:Bu sorunun yanıtını bir-iki güne kalmaz hep birlikte alacağız.
PDK ve YNK heyetleri sayın başkan Barzani öncülüğünde toplanıp bağımsızlık referandumu için birlik açıklamaları yaptılar ve bu heyetller daha sonrada değişim partisi Goranla görüşüp sorunların çözümü için bir araya geleceklerini açıkladılar. Bütün bu olumlu gelişmelerin yanı sıra Kerkük meclisinin önce Kürdistan bayrağı Ala Renginin Kerkük’te resmi bayrak olaraktan kabul görmesi ve her yerde dalgalanması için almış oldukları karara ırak başbakanı haydar Abadiden gelen o bayrağı indirin tepkisine karşılık yine Kerkuk meclisinin 140.maddenin öngördüğü Kerkuk’ün Kürdistan bölgesine dahil olması için referanduma gidilmesi kararının alınması ve Kürdistan hükümeti temsilcilerinin Bağdata bu konuların görüşülmesi için gitmeleri Kürdlerin de artık ulusal çıkarları söz konusu olduğunda rahatlıkla bir araya gelip sorunların çözümü için birlikte hareket edebildiklerine şahit olmuş olduk.

VengMa: Sn. Barzani’nin Irak hükümetine tehditvari Kürdistan’ın bağımsızlığını dayatacağını söylemesi doğru buluyor musunuz ?

Çeto Ömeri: Ben sayın başkan M. Barzaninin bir tehditten çok Kürdistanın bağımsızlığı için zemin hazırladığını düşünüyorum.
Kürdler özellikle de Güney’de 4-5 milyonluk bir Kürt nüfusuyla başta türkler ve acemler olmak üzere 300 miyon araplara karşı bagımsızlık mücadelesi veriyorlar. Kürdlerin bu zorlu bağımsızlık mücadelesi, hem ekonomik, hem silahlı ve hemde uluslararası siyasi arenada azimle verilen diplomatik bir mücadeledir. Bu gelişmiş yeni çağda artık silahlı bir mücadele sonucunda sadece bileğin ve yüreğinle elde etmiş olduğun bir zaferin bağımsızlığını ilan etmen için yeterli gelmiyor. Uluslararası diplomatik ilişkilerin ve ekonomik gücün olması gerekiyor. BM, AB, NATO, ABD ve Rusya gibi dünyaya hükmeden güçlerin onayı olmadan bir metrekarelik bir alanda bile ilan edeceğin bağımsızlığın hiç bir hayati güvencesi olabilme şansı yoktur. Işte başkan Barzani özelliklede son yıllarda bu uluslararası diplomatik ilişkileri geliştirmiş ve bir çok önemli dünya liderinin sempatisini ve güvenini kazanmıştır. Başkan Barzani uluslararası siyasi arenada oynanması gereken oyunu kuralına göre oynayaraktan büyük bir saygınlık kazanmış ve artık dünya siyesetinde hatırı sayılır önemli bir lider haline gelmiştir. Işte bu nedenle başkan Barzani Bağdat hükümetini tehdit etmiyor onlara sık sık Irak anayasasında birlikte alınmış olan kararlara uymalarını hatırlatmaktadır. Artık bu satten sonra eskisi gibi kürdlere kolay hükmedilemeyeceğini hatırlatmaktadır.
Onlara Kürd halkınında en az onlar kadar hak, hukuk sahibi olduğunu, Kürdlerin de ulus olmaktan kaynaklanan, ordusu, bayrağı, parlementosu, dili ve kültürü ile beraber bağımsız bir devlet sahibi olma haklarının olduğunu hatırlatmaktadır. Ve sayın başkan Barzaninin üzerinde durulması gereken şu sözü çok önemlidir. Dünyanın bütün gücü bizim olsa kimseye saldırmayız. Dünyanın bütün gücüde bize saldırsa teslim olmayız. Başkan Barzani sadece uyarıyor..

VengMa: Ortadoğu’da hiç bir ülke referandumla bağımsızlığını, ulusal haklarını elde etmedi, Kürtler için referandum neden gerekli?

Çeto Ömeri: Ülkemiz Kürdistanı işgal eden sömürgeci devletlerin son yüz yıllık tarihlerinde askeri darbeler, kan ve gözyaşı,
katliam, tehdit, işgal, tecavüz, işkence, sürgün ve ölüm vardır. Bu devletler ve onların kolluk kuvvetleri halka karşı sürekli tehdit ve şiddet yöntemlerini uyguladıklarından insanlar sömürgeci devletlerin asker ve polislerinden hep korkarlar. Türklerin arapların ve acem askerlerinin resimlerle belgelerle işide ilham kaynağı olan insanlık dığı işkence ve infaz yöntemleri bilinmektedir. Bu devletler hiç bir dönemde en temel insani değerlere bile saygı göstermediklerinden bunlar hep silahların gölgesinde baskıcı yöntemlerle hakı sindirerekten bu günlere kadar gelmişlerdir. Insanlar hep bu işgalci devletlerin faşist diktatör yönetimlerinden ve şiddet politikalarından kaçıp başka ülkelere sığınmışlardır.
Faşist sömürgeci devletlere karşı kürdlerin elindeki en büyük silah hak hukuk ve demokrasiye olan inançlarıdır. Uluslararası siyasi arenada Kürdlerin demokrasiye olan inançları ve demokratik mücadeleleri bundan böyle işgalci devlere karşı büyük destek bulacaktır.
Yukarıdaki işgalci devletlerin ordularına dair vermiş olduğum olumsuz örneklere karşın Kürdistan peşmergelerinin hiç bir dönemde uluslararası savaş kurallarını çiğnemediklerini, savaş esirlerine, sivil ve savunmasız halklara karşı hiç bir insanlık dışı yöntem kullanmadıklarını gururla dillendirmekteyiz. Işte bu saydığım nedenlerden dolayı Ortadoğu’da hiç bir ülkenin referandumla bağımsızlığını elde etmemiş olmasına rağmen kürdlerin referandumla bağımsızlıklarını elde etmek istemeleri sağlam bir temel üzerine inşa edecekleri tertemiz bir ülkenin yalnızca Kürdler tarafından değil bütün dünya insanlığı tarafından sevinçle karşılanıp alkışlanmasınıda beraberinde getireceği inancındayım..

VengMa:  Sevgili Çeto VengMa okuyucusu için  kendini tanıtır mısın?

Çeto Ömeri: Ben Kürdistanın kuzeyinden Mardinli bir Kürdüm. Rahmetli annem Nusaybîn İstilîl babam ise Oeryanin Xiznê köyünden gelen yurtsever Kürdlerdi. Ben her şeyden önce aile yapısının örf ve adabıyla bir Kürd yurtseveri olaraktan mayalandım. 1980’li yılların sonundan beri İsveçte yaşamama rağmen yüreğimin en büyük yanı hep bir şekilde Kürdistan ulusal kurtuluş mücedelesinin bir parçası oldu.
İsveç’in Göteborg, Stockholm ve daha bir çok şehirlerindeki dernek çalışmalarına katıldım. Bulunduğum her alanda Kürdistani olan tüm etkinliklerde her zaman büyük bir özveri ile katılım sağlamaya çalıştım.
Niştiman, Medya Güneşi, Roj, Nuroj, Peyama Kurd gibi gazate ve dergilerde makalelerim yayınlandı. Netewe web sayfasının yaklaşık 8 yıllık sahipliğini yaptım. Halen internette kürdçe mizah sitesi olan pekenin.com sahibi ve yöneticisiyim. Bu sitelerin dışında sırasıyla Nasname, rojevakurd, peyama azadi, Rizgari, Serbesti ve daha bir çok sitede yazılarım yayınlandı. Halen Netewe web sayfasının gönüllü yazarıyım. Dönem dönem Kürdistanın değişik bölgelerindeki çalışmalara katkı sunmak için seyahatlerim oldu. TDKP/KUK geleneği ile siyasi mücadele hayatına katıldım. İlk günden beri koyu bir KDP’liyim. Ben kürdlerin kurtuluşunun ancak ve ancak kendi özgür bayraklarının gölgesinde Kürdistanın bagımsızlığı ile mümkün olduğuna inanıyorum.

VengMa: Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Çeto Ömeri: Ben teşekkür ederim.

http://www.vengma.com/2017/04/05/kurdistan-ozlemi/

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *