SİYASAL İSLAM VAR, SİYASAL ALEVİLİK YOK
Ali K Yıldırım
Siyasal İslam Dünya’yı Dar ül Harb ve Dar ül Selam (İslam) olarak ayırır ve İslam’ın iktidarını her yere hakim kılmak ister. Gerek Sünnü ve gerekse Şiilik olsun; siyasal İslam’ın nihai amacı teokratik diktatörlüktür. Aleviler ise aksine; hem Musa’yı, hem İsa’yı ve Hem’de Muhammed Mustafa’yı peygamber olarak görürler. Hz Muhammed 40’lar cemine katılmak isteyince, pirlerin “sen git ümmetine peygamberlik yap” demeleri, onun bir ümmetin peygamberi olarak görüldüğünü gösterir. O ancak eşitliği kabul edince, 40’lar cemine kabul edilir.
Bu 40’lar; bileşenleri dönemler itibari ile değişse de, Mithracılık, Manicilik, Hristiyanlık ve İslami dönemlerde var. Şikari, Bezm ı Rezm gibi eserleri okuyanlar burada beylerin toplantılarına 40 Pirin gelip katıldığı ile ilgili anlatımlarla karşılaşacaktır. O dönemin İslam’ında toplanan beyler ve askeri komutanlar farklılıklara tahamüll etmekte ve pirlere hürmet göstemektedir. Yavuz dönemine kadar bu Pirler kutsal. Yavuz’un Arabia’yı işgaliyle işgalci gücün kendisi kültürel olarak işgale uğrar. Bunun karşısında onun rakibi olan Şah İsmail’de yüzünü bir başka ortodoksi olan 12 imam Şiiliğine çevirir. Sonrası jerkesin malumudur…
Aleviler’in bir kesimi, vatandaşı oldukları ülkelerde, herkes gibi siyaset ile uğraşıyor.; Türkiye’de genellikle ya sol düşünce taraftarları, ya da CHP destekçileri. Korkmasalar, ya da devletin müdahalesi ile gerçek mahiyetinden uzaklaşmamış olsalsr belki de inanç özgürlüğünü, kültürel özerkliği, belki de kendilerini güvende his edecekleri federal bir yapılanmayı savunabilirlerdi.
Politik tercihlere sahip olmak ve bunun için örgütlü yapıların içinde yer almak bütün vatandaşların hakkı. Sünnüler gibi Aleviler’de siyasi görüşlere sahip olabilir, bunu gerçekleşmesi için çaba gösterebilirler. Bunların hiç biri ne siyasal İslam ve nede Siyasal Aleviliktir.
Siyasal İslam bir inancı savunarak veya savunuyor görünerek, toplumların inanç ve kültür olarak tek bir ideolojiye tabi kılınmasını savunan teokratik düzen, bir totaliter diktatörlük savunusudur.
Dünyayı Dar ül Alevi ve Dar ül Harb olarak ayıran bir Alevlik yok. Gösterin birlikte mücadele edelim! Aleviler içinde varsa, ya CHP’ nin peşinden giden, ya da kendilerine devletliler tarafından empoze edilen anti Emperyalizm ve İsrail düşmanlığı ile kendi ayaklaarına sıkan dünyada varlığı kalmamış düşünce savunusunu sürdüren kesimler var. Aleviler kendilerini tehlikede his ettiklerinde, dünyanın meşru organlarının dikkatini çekebilir ve onları sorumluluğa davet edebilirler. Ancak bu arkaik düşünce kendisini savunmayı dahi “günah” olarak görüyor, eğer büyük devletlere seslende “anti Emperyslist abdestleri” bozulacak!
Dünyanın genel durumuna uygun davranmayıp, Anti Emperyalizm ve anti Siyonizm savunuculuğu ile kendi ayaklarına sıkıyorlarsa; siyasal olduklarından değil; siyaset bilmediklerinden bunu yapıyorlar. Bu tutumdan kimlerin yarar sağladığını bilmek için münecim olmaya gerek yok. Bu nedenle Siyasal Alevilik yok, Siyasetten yoksun bir Alevilik var.
Aleviler’in bu hali ile Kürtlerinki birbirine benziyor. Gürültü çok, ama siyaset yok. Kürtlere “Başkanınız var!” diyorlar. Var mı?
Öyle ise bu siyasetsizlik halinden daha iyisi can sağlığı..
Daha ne istiyorsunuz?
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Netewe’nin kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir)