Rojava Kürtleri İçin Ulusal Perspektiften Alternatif Bir Strateji İncelemesi

Husamettin TURAN

Rojava Kürtleri, 2011 sonrası Suriye krizinin yarattığı siyasal boÅŸlukta ulusal haklarını ileriye taşıyacak bir strateji geliÅŸtirme imkânı elde etti. Ancak uygulanan politikalar, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkı temelli bir çizgiden ziyade, “Demokratik Suriye” vizyonu ve “yerel özyönetim” modeli etrafında ÅŸekillendi. Bu çalışma, Rojava Kürtleri için ulusal perspektife dayalı alternatif bir stratejinin imkânlarını, fırsat ve risklerini bütüncül bir yaklaşımla tartışmaktadır.

Kürtlerin uluslararası hukukta açıkça tanınan kendi kaderini tayin hakkı, Birleşmiş Milletler’in 1514 sayılı Sömürge Ülkelerine Bağımsızlık Bildirgesi ve benzeri belgelerle güvence altına alınmıştır. Bu hukuki zeminden hareketle, Kürtler bağımsızlık veya konfederal bir yapı talebini açık biçimde dünya kamuoyuna sunarak, mücadelelerini meşruiyet temeline oturtabilirdi. Böyle bir yaklaşım, yalnızca yerel dengeleri değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler sistemini de harekete geçirebilecek bir potansiyele sahipti.

Bu çerçevede özgün bir “Rojava Ulusal Projesi” hazırlanmalıydı. Söz konusu proje, kendi anayasasını, yasama organlarını, savunma mekanizmalarını ve dış iliÅŸkilerini tanımlayan bağımsız bir siyasi yapı öngörmeliydi. Aynı zamanda bu yapı, bölgedeki diÄŸer halkların haklarını da güvence altına alan çoÄŸulcu bir model olmalıydı. Böylece Rojava, sadece Kürtlerin deÄŸil, bölgedeki tüm halkların iradesine dayanan bir örnek olabilirdi.

Diplomatik düzeyde, uluslararası örgütler nezdinde seferberlik yürütülmeli, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği gibi yapılara resmî başvurularla Kürt halkının ulusal hakları savunulmalıydı. Güney Sudan, Doğu Timor ve Kosova gibi emsal oluşturan bağımsızlık süreçleri referans alınarak uluslararası meşruiyet güçlendirilebilirdi. Ayrıca Kürdistan’ın diğer parçalarıyla dayanışma ilişkileri geliştirilerek ulusal bilincin bölgesel ölçekte konsolide edilmesi sağlanabilirdi.

İç dinamikler açısından, Rojava’da faaliyet yürüten Kürt siyasi partileri ve toplumsal güçler arasında ulusal hedefler doğrultusunda bir birlik oluşturulması elzemdi. İdeolojik farklılıklar, ulusal kurtuluş hedefi çerçevesinde ikinci plana itilerek ortak bir stratejik çizgi benimsenmeliydi. Kadınların ve gençlerin bu ulusal projenin asli unsurları olarak sürece dahil edilmesi, toplumsal meşruiyeti güçlendirecek önemli bir adım olabilirdi. Ayrıca silahlı güçler, doğrudan halkın seçtiği ulusal meclise bağlı hale getirilerek demokratik denetim altında kurumsallaşmalıydı.

Ancak son geliÅŸmeler, alternatif bir ulusal strateji ihtiyacını daha da yakıcı kılmaktadır. Özellikle Bakur’da DEM tarafından sistemli ÅŸekilde yürütülen teslimiyetçi çizginin, nihayetinde yüzyıllık Kürt yurtseverliÄŸinin öncüsü olan Rojava’ya da hakim kılındığı gözlemlenmektedir. Ankara merkezli bir yönlendirme ile Kürtlerin ulusal reflekslerinin törpülenmesi operasyonu, Rojava’da önemli ölçüde mesafe katetmiÅŸtir. Rojava’daki son konferanslarda “Ey Reqib” gibi simgesel adımlar atılsa da, varılan kararlar ve yayımlanan sonuç bildirgeleri, DAİŞ karşıtı bir söylem dışında gerçek anlamda bir ulusal ilerleme saÄŸlamamış; aksine bir tür “toplu biat” metni olmuÅŸtur.

Bu süreç, yalnızca Rojava ile sınırlı kalmayacak; Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’deki askeri ve diplomatik kazanımlarını takiben, operasyonel odağın Başûr’a (Güney Kürdistan’a) kaydırılması beklenmektedir. Başûr’da ihtilafların körüklenmesi, Kürtler arası çeliÅŸkilerin derinleÅŸtirilmesi ve ulusal iradenin zayıflatılması hedeflenmektedir. PKK ve uzantılarının bu süreçte araçsallaÅŸtırılması riski ciddi bir tehdit olarak önümüzde durmaktadır.

Rojava’da ENKS gibi yapıları, ulusal perspektiften uzak bir projeye entegre etme çabası kısa vadeli bir başarı olarak sunulabilir; ancak bu durum Kürt ulusal davası açısından gerçek bir kazanım teşkil etmemektedir. Yurtsever Kürtlerin mevcut gelişmeleri abartısız ve nesnel bir şekilde topluma aktarmaları, yaşanan çöküşün önlenmesi için kritik bir sorumluluktur.

Alternatif ulusal stratejinin hayata geçirilmesi, önemli fırsatlar ve ciddi riskler barındırmaktadır. Suriye devletinin çöküşüyle oluşan siyasal boşluk, Kürt halkının direniş azmi, uluslararası hukuk normları ve Batı’nın sağladığı (ancak kırılgan) destek tarihi fırsatlar yaratmıştır. Buna karşın bölgesel güçlerin topyekûn karşıtlığı, uluslararası desteğin istikrarsızlığı, iç ideolojik gerilimler, çok etnili demografik yapının yarattığı zorluklar ve savaşın getirdiği toplumsal yorgunluk süreci sekteye uğratabilecek temel risklerdir.

Tarihsel deneyimler, Kürt halkının ulusal stratejilerde geçici çıkar hesaplarına veya bölgesel güç dengelerine fazlaca bel bağlamasının büyük bedeller ödettiğini göstermektedir. Bu nedenle Rojava’da izlenecek alternatif strateji, bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkı temelinde inşa edilmeli; halkın iradesine ve uluslararası hukukun imkanlarına dayanmalıdır. Ancak bu yolla, Rojava Kürtleri yalnızca kendi özgürlük mücadelelerinde değil, tüm Kürt halkının tarihsel yürüyüşünde sağlam ve kalıcı bir zemin oluşturabileceklerdir.

 

Kaynakça

Antonio Cassese, Halkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı: Hukuki Bir Değerlendirme, çev. Şeyda Can, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009.

David McDowall, Modern Kürt Tarihi, çev. Hasan Aksay, İstanbul: Doruk Yayınları, 2004.

Jordi Tejel, Suriye Kürtleri: Tarih, Siyaset ve Toplum, çev. Cuma Çiçek, İstanbul: Avesta Yayınları, 2015.

Michael M. Gunter, Suriye Kürtleri: Barış ve Savaş İçinde, çev. Berivan Kaya, İstanbul: İletişim Yayınları, 2016.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Sömürge Ülkelerine ve Halklarına Bağımsızlık Verilmesi Bildirgesi (Karar 1514), 14 Aralık 1960.

İsmail Beşikçi, Kürtlerin Mecburi İskanı, İstanbul: İsmail Beşikçi Vakfı Yayınları, 2015.

 

(Makale içerikleri tamamen yazarın sorumluluğundadır. Sitemiz, bu görüşlerden dolayı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.)

 

(Makale içerikleri tamamen yazarın sorumluluğundadır. Sitemiz, bu görüşlerden dolayı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.)

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *