PKK, Kürt Düşmanlığı, Güncel saldırıları, Şengal’da çatışma çıkarma isteği…

İbrahim GÜÇLÜ

PKK, Kürdistan milli kaynaklarıyla ve gelişimiyle, kadrolarıyla hiçbir alakası olmadan; Kürdistan’ın Kuzeyinde milli hareket, 3. Bahar Dönemini yaşarken, Kürdistan parti ve örgütleri kitlesel bir karakter kazanmışken, güvenilir lider kadrolarıyla sürdürülürken; ağırlıkla Türkler tarafından kurulmuş olması bir felaketin habercisiydi.

PKK, piyasaya çıktığı andan itibaren, Kürdistan’daki tüm örgüt ve partileri düşman ilan etti. Bu görüşünü de, resmi bir belge ile de açığa çıkardı. Adına da “Devrim Manifestosu” dedi.

PKK’nın, Kürdistan’daki örgüt ve partilerin tümünü düşman ilan ettiği zaman, Kürdistan’da örgüt ve partilere olan inancın güçlü olduğu, bundan dolayı da güçlü destek aldıkları bir dönemdi. Kürdistan’daki parti ve örgütleri bu gücünü ve güvenini, Kürt milli kurtuluş hareketinin geçmişine, 49’lar ve 23’ler olayına, TKDP, DDKO, Komelaya Rizgarîxwaz ya Kurdistanê, 12 Mart 1971 Darbesi döneminde tutukevlerindeki çalışmalara, mahkemelerdeki milli duruş ve savunmalara dayanıyordu.

Devlet bu gelişmeden rahatsız olduğu için, Kürdistan milli hareketi içinde doğrudan kendi örgütünü kurarak, katliamlarla, tutuklamalarla ve büyük cezalarla engelleyemediği Kürdistan milli hareketini, içerden vurmayı, yıkmayı, manipüle etmeyi stratejik olarak benimsedi.

Bu stratejinin ilk önceli, Kürdistan örgüt ve partilerini bastırmaktı. PKK, manifestosu ve kuruluş felsefesiyle Kürdistan örgüt ve partilerini bastırmayı görev kabul etmesiyle, devletin bu görevini hem yüklenmiş oldu ve hem de sömürgeci Türk Devletinin bir projesi ve aparatı olduğunu açığa çıkardı.

PKK, kurulduğu günden itibaren Kürdistan’ın Kuzeyinden sivil alanlarda Kürtlere ve Kürdistan örgütlerine (KUK, PSKT, DDKD, Rizgarî, Dengê Kawa, Têkoşîn, Beş Parçacılar) saldırdı. Bu saldırıların bilançosu oldukça ağır oldu. Binlerce sivil ve siyasi yurtsever Kürt, PKK eliyle katledildi. PKK’nın bu saldırılarının bilançosunun ne kadar olduğunu, Kürdistan halkı yaşayarak öğrendi. Boşaltılan binlerce köy, öldürülen 100 bin Kürt. Batıya sürülen ve asimile olan Kürtlerin hikâyesi oldukça acıdır.

Sömürgeci Türk Devleti, Kürtler arasındaki birliği engellemek için toplumsal çelişkileri bir çıkar yol kabul etti. Bunun için de aşiretler arasındaki çelişkileri hem ortaya çıkardı ve hem de derinleştirdi. PKK da, devletin bu siyasetini olduğu gibi sürdürdü ve uygulama alanına soktu. Siverek’te Mehmet Bucak’a suikast sonrası, Kırvarlar Aşireti ile birleşerek çatışmayı derinleştirmesi bunun en somut örneklerinden biridir. Bu saldırı sonucu, 1000 Kürt’ten fazlası katledildi. Siverek boşaltıldı. PKK, Hilvan’da, Nusaybin, Midyat, Hakkari ve tüm Kürdistan bölgelerinden bu stratejiyi sürdürerek, Kürtler arasındaki düşmanlığı artırdı. Çelişkileri keskinleştirdi. Devletin bir aracı olarak, devletle birlikte toplumu kolaylıkla yönetme olanağını bu yolla buldular. Kürtlerin, milli meselesiyle ilgilenmesini engellemiş oldu.

Sömürgeci devlet, Kürdistan’daki örgüt ve partilerin en önemli ve güçlü kaynaklarından ve miraslarından birinin, Kürdistan’daki Şeyh Ubeydullah, Sımko Ağa, Şeyh Mehmud Berzenci, Barzanilerin milli kurtuluş hareketi, Koçgiri, 1925, Ağrı, Dersim, diğer milli ayaklanmaları olduğunu biliyordu. Devlet bu milli ayaklanmaları bastırmak için, dünyaya bu milli ayaklanmaların gerici ve dini hareketler, içerde de bölücü hareketler olduğunu ileri sürerek, sonuç aldı. Devlet için, bu kaynağın kurumadığı görüldüğünden, PKK eliyle bu kaynağı da kurutmak istedi. PKK de Kürt milli ayaklanmalarını gerici hareketler olarak mahkûm etmeye çalıştı. Kürdistan Otonomisini de gerici ve düşman ilan ettirdi. Kürdistan Otonomisine düşmanlığını da,, Barzanilere saldırarak PKK eliyle becerme ve başarı elde etmek istedi.

Sömürgeci Türk Devletinin en önemli stratejik amaçlarından biri de, Kürdistan’ın insansızlaştırılmasıdır. PKK, girdiği bütün Kürdistan bölgelerinden ve şehirlerinde bu misyonu devlet adına yerine getirmeye başladı. Hilvan, Siverek, Nusaybin, Midyat, Ceylan Pınar gibi şehirlerimizde toplumsal ve aşiret çatışması yaratarak şehirlerin boşalmasına yol açtı. 1984 yılından sonra, bu süreç 7-8 milyon Kürd’ün Kürdistan’dan göç etmesiyle zirveye ulaştı.

PKK, aynı zamanda Kürt milli hareketinin bastırılması, Kemalistlerin iktidara zorla el koymaları için de kendisine düşenleri yaptı. 12 Eylül 1980 Darbesinin gerçekleşmesine ön ayak ve gerekçe oldu.

*****

PKK, bulunduğumuz aşamada da, Türk Devletine karşı silahlı mücadelenin başarılı olmayacağını bilerek, belli güç odaklarının ve sömürgeci devletlerin çıkarları için Kürdistan gençlerini öldürtmeye devam ediyor. PKK, silahlı mücadeleyi bırakması taleplerine kulaklarını tıkıyor. Kürdistan mili hareketinin gelişmesine, Kürdistan örgütlerinin döneme uygun yapılanmalarına ve mücadele etmelerine engel oluyor.

PKK’nın, Kürdistan Federe Bölgesine saldırıları, 30 yıldan fazla bir zamandır devam ediyor. PKK’nın Türk Parlamentosundaki taraftarlarının, Kürdistan Özgür Bölgesinin desteksiz kalması için Çekiç Gücün Türkiye’de kalmaması için verdiği oy bilinen ve unutulmayacak bir gerçek.

Kuveyt işgali sonrası Irak’a uygulanan ekonomik ambargo koşullarında, PKK’nın çocuklara süt ve halkımıza yiyecek götüren TIR’ları yakmaları halen akıllardadır. Botan-Behdinan Hükümeti, Zap Cumhuriyeti projeleriyle, Türk Devleti’nin Kürdistan’a saldırması koşullarını yaratması da unutulmayacak büyük provokasyonlardır.

Kürdistan’da federalizme karar verilmesinden sonra, ABD korkusundan Kürdistan Bölgesine saldıramayan dört sömürgeci devletin, PKK’yı Kürdistan yönetimine, KDP ve KYB’ye karşı koçbaşı olarak kullanması, binlerce pêşmergenin katledilmesi de akıllardan çıkmayacak bir dramatik olaydır.

PKK’nın en büyük stratejisi bu aşamada, Kürdistan Federe Bölgesinin yıkılmasıdır. Kürdistan köylerini işgali, köylerde üretime izin vermemesi, Köylerden haraç alması, Kürt çocuklarını kaçırması, pêşmergelere saldırması ve katletmesi; Mahmur, Şengal’i işgali, oralarda cinayetler işlemesi bu stratejinin bir sonucudur.

PKK, bu stratejiyi hayata geçirmek için, en kirli planlar yapıyor. Kürdistan Federe Bölgesine ve Kürtlere düşman devletlerle, güç odaklarıyla kirli ittifaklar yapıyor. Bağımsızlık Referandumuna karşı çıkmakla kalmadı, Kerkük’ün işgalinde kirli plânını hayata geçirdi. Bu saldırıcı sürece tehlikeli bir şekilde, yalanlar ve manipülasyonların eşliğinde devam ediyor.

Türk Devletinin, operasyon yapacağını bilerek ve Kürtlüğe düşman tutumuyla operasyonları teşvik ediyor. Bunun Kürdistan Federe Bölgesinin yıkılmasına hizmet edeceğini düşünüyor.

PKK, Kürdistan’ın Batısında Baas Rejimiyle, başka emperyalist güçlerle işbirliği yaparak, büyük bir zulüm ve faşist diktatörlüğe ortaklık yapıyor. Türk Devletinin operasyonları için neden ve teşvik edici oluyor.

PKK, Kürdistan’ın Doğusunda İran’la işbirliği için Kürt milli hareketini, Kürdistan partilerini bastırmak istiyor.

Diyarbekîr, 14 Haziran 2022

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *