Kureş, antik dünyanın yıldızlarından biri olarak, tarih boyunca sayısız anlatıya ve yoruma ilham vermiştir. Onun yaşamı, tarih ve mitin zarif bir dansıyla şekillenmiş; rüyalar, kehanetler ve efsanelerle bezeli bir masal havasında sunulmuştur. Antik Yunan tarihçiler, Kureş’in hikâyesine her zaman bir rüya ile başlar kimi zaman bir kralın gördüğü bir kehanet, kimi zaman evrene yazılmış bir işaret. Ancak bu anlatılar, tarih ile efsane arasındaki sis perdesini kaldırmayı zorlaştırır.
Tarihin koridorlarında yankılanan bu masalsı figürü anlamaya çalışırken, doğruları yanılgılardan ayırmak neredeyse imkânsızdır. Yine de Kureş’in kimliği ve kökenine dair kalan izler, onun yalnızca bir fatih değil, aynı zamanda kadim halkların ortak mirasını taşıyan bir lider olduğunu gösterir. Kureş, Medlerin bilge gelenekleriyle harmanlanmış Med ruhunun bir simgesi; evrensel adaletin ve hoşgörünün bir tezahürüdür.
Bu değerlendirmede, geleneksel tarih yazımının sınırlarını aşarak, efsanelerle örülü bu yaşam öyküsüne daha özgün bir açıdan bakmayı amaçlıyoruz. Kureş’in hikâyesi, yalnızca geçmişin tozlu sayfalarına değil, aynı zamanda insanlık tarihinin ruhuna işlenmiş bir şiirdir. Onun yaşamına dair her yeni yorum, tarih ve mit arasındaki büyülü dengeyi yeniden kurar ve Kureş’in zamanın ötesine geçen yankısını bir kez daha hatırlatırız
Tarihsel ve Kültürel Tartışmalar
Kureş isminin anlamı ve kökeni, yalnızca dilbilimsel bir merak konusu olmaktan öte, onun kimliğini ve mirasını şekillendiren önemli bir unsur olarak tarih sahnesine yansımıştır. Bazı tarihçiler, Kureş’in ismini onun büyük başarılarına ithafen “Büyük” anlamında değerlendirmiştir. Öte yandan, bazı yorumcular ise bu ismi tamamen farklı etnik ve kültürel bağlamlara dayandırmıştır. Kureş ismi, bu yönüyle tarihsel bir liderin çok yönlü ve karmaşık kimliğini temsil eder.
Kureş ismi, diller ve kültürler arasında bir köprü görevi görerek zengin bir tarihsel, etimolojik ve kültürel bağlama sahiptir. Bu çeşitlilik, sadece bir ismi değil, aynı zamanda Kureş’in tarihsel rolünü, gücünü ve etkisini anlamak için bir kapı aralar. İsim, onun kültürel mirasının ve liderlik mirasının farklı yorumlarını yansıtarak çağlar boyunca yankılanmaya devam etmektedir.
Kureş İsminin Etimolojik kökenine dair:
Kureş ismi, tarih boyunca birçok farklı kültürde ve dilde çeşitli biçimlerde kullanılmış ve bu çeşitlilik, ismin kökeni ile anlamı üzerine farklı yorumların yapılmasına olanak tanımıştır. Bu isim, hem tarihsel hem de kültürel bağlamlarda derin bir anlam katmanına sahiptir. İşte bu çok yönlü adın farklı diller ve kültürlerdeki görünümleri:
Batı Dillerindeki Kullanımı:
Batı dünyasında Kureş, genellikle “Cyrus” olarak bilinir. Özellikle İngilizce konuşulan bölgelerde bu şekilde yazılıp telaffuz edilir. Almanca‘da ise “Kyros” olarak yazılır ve bu, “Kiros” şeklinde okunur. Ayrıca, Hristiyanlıkta kutsal bir metin olan Eski Ahit’te isim “Koreş” biçiminde geçmektedir. Farsça‘da ise bu isim, “Kuuruuş” olarak telaffuz edilir. ‘’U’’ harfine özel bir vurgu yapılır. Her dildeki varyasyonu, bu ismin kültürel uyarlanabilirliğini ve geniş etki alanını göstermektedir.
Antik Dillerde ve Elamca Kökeni
Med dilinde, Kureş ya da Kurreş olarak anılır. Bazı tarihçiler, Kureş’in kendisini “Anşan kralı” olarak tanımlamasına dayanarak, ismin kökeninin Elamca olabileceğini öne sürmüşlerdir. Elamca’da ismin “koruyucu” anlamına geldiği düşünülmektedir (Henkelman). Ancak bu görüş, kesin bir kanıtla desteklenmiş değildir ve hala tartışmaya açıktır. Bu yorum, ismin taşıdığı derin anlamı ve kralın tarih sahnesindeki rolünü yansıtır.
Yunan ve Antik Anlatılarda Kureş
Antik Yunan tarihçileri ve anlatıcıları, Kureş ismini mitolojik ve sembolik bağlamlarda ele almıştır. Örneğin, ünlü tarihçiler Plutarkhos ve Ktesias, Kureş isminin Güneş anlamına geldiğini ifade etmişlerdir. Güneşin, Antik Dünya’da güçlü, hayat veren ve kutsal bir varlık olarak algılandığı düşünüldüğünde, bu yorum Kureş’in tarihsel kimliğine mitolojik bir boyut kazandırmaktadır. Bu, kralın hem hükümdarlık gücünü hem de halkları birleştiren rolünü yücelten bir anlam taşıyabilir.
Kürtçe’deki Anlam ve Yorumu
Kürtçe’de, “Kur” kelimesi erkek evlat, “Reş” kelimesi ise siyah ya da esmer anlamına gelir. Bu bağlamda, “Kurreş” ismi “esmer erkek evlat“ şeklinde yorumlanabilir. Bu yorum, tarihçi Prasek’in gözlemiyle de paralellik taşır:
“Kyros, esmer ve kıllı kollarıyla tüm Babili kucakladı.” (Justin Vaclav Prasek)
Bu anlatım, sadece fiziksel bir tasvir olmanın ötesine geçerek Kureş’in hem fiziksel hem de liderlik gücüne vurgu yapmaktadır. Kürtçe yorum, ismin etnik ve dilsel boyutunu genişleten özgün bir Perspektiv sunar.
Tevrat’ta Kureş
Tevrat’ta, Kureş ismi “Koreş” olarak geçer.Tevrattaki yazılış biçimi Kürtçenin kurmanci ve Dımılki lehçelerine en uygun biçimidir. Bu ismin kökenine dair bazı dilbilimsel teoriler, Kürtçe’deki (Dımılki) “Ko” kökünden türemiş olabileceğini öne sürmektedir. Kürtçe’de “Ko”, dağ anlamına gelir ve bu bağlamda “Koye Reş” (Karadağ) gibi bir yorum ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde Kur veya Kwır Kurmanci lehçesinde de tepe anlamındadır. Örneği Kure piçuk (qıcık) Kure mezın gibi. Dağların büyüklük, dayanıklılık ve doğaya meydan okuyan gücü temsil etmesi, Kureş’in liderlik nitelikleriyle de uyum içinde düşünülebilir.
Farsçada Kuurush
Farsça’da Kuurush ismi, genellikle “güneş”, “koruyucu”, “kudretli” veya “büyük lider” anlamlarında yorumlanır. Fakat etimolojik kökenine dair inandırıcı bir yorum yapılamamakta. Sadece tarihsel bağlamı nedeniyle isme belli bir anlam yüklenmektedir.
Kureş’in Kökeni:
Kureş’in kökeni konusunda tartışmalar sürmektedir. Bazı kaynaklar, Kureş’in Pers olduğunu iddia ederken, diğerleri Med kökenli olduğunu belirtir.Pers olduğuna dair hiçbir inandırıcı ve somut bir kanıt sunulamamaktadır. Ayrıca özelliklede Yunan tarihçiler, Med ve Pers kavramlarını sıklıkla birbirine karıştırmıştır. Herodot İran yerine Pers kavramını kullanmıştır. Ancak Kureş’in Med sarayında büyüdüğüne, Med geleneklerine göre eğitildiğine ve Med kraliyet ailesiyle yakın ilişkiler kurduğuna dair birçok somut kanıt bulunmaktadır.
Med geleneklerine bağlılığı, onun Babil’i fethederken çok özel bir Med elbisesi giymesi (Herodot) gibi detaylarda da görülür. Bu durum, Kureş’in Med kültürüne olan aidiyetini göstermektedir.
Tarihi Kaynaklar: Kureş Hakkındaki Anlatılar
Kureş hakkında bilgi veren kaynaklar oldukça çeşitlidir. Bu kaynaklar genel olarak Yunan, Yahudi ve Babil-Asur metinlerinden oluşur. Her bir kaynak, Kureş’i kendi bakış açısına göre tasvir eder.
Yunan Kaynakları
Herodot’un Anlatımı: Herodot, Kureş’in hikâyesini dramatik bir şekilde rüyalarla başlatır. Med Kralı Astayages, kızının rüyasında Asya’yı su altında bırakacak kadar çok işediğini görür. Bir diğer rüyada ise kızının rahminden çıkan bir asma yaprağı tüm Asya’yı kaplar. Rüya yorumcuları, Mandana’nın (Astayages’in kızı) doğuracağı çocuğun tahtı ele geçireceğini söyler. Bunun üzerine Astayages, torununu öldürmeye çalışır. Ancak çocuk hayatta kalır ve çoban bir aile tarafından büyütülür. Kureş’in kimliği keşfedildiğinde, Astayages onu öldürmek yerine saraya alır ve Med gelenekleriyle eğitir. Artık o Med sarayının resmi varisidir.
Herodot, bu anlatıyı mitolojik unsurlarla süsler ve fantastik detaylar ekler. Örneğin, Kureş’in Astayages’in düşüşünden sonra Harpagos’un yardımıyla Med tahtını ele geçirdiğini belirtir. Ancak Herodot’un anlatısı, aynı hikâyeyi farklı dönemlere uyarlayarak bir kafa karışıklığı yaratır. Örneğin, aynı yamyamlık hikâyesini Kıyaksar dönemine de atfeder. Bu, Yunan tarih yazımının mitolojik eğilimlerini gösterir.
Aslında Herodot bir Yunan efsanesi olan “Medea“ hikayesini değiştirerek Medea‘ yı Astayagesin kızı Mandana yapıp Kolhis kralı Aitesi de Astayagese çevirerek hikayeyi Medlere bağlayarak tarihsel ve kültürel bir bağlama oturtmaya çalışır.
Ksenephon’un Görüşleri: Ksenephon, Kureş’i ideal bir lider olarak betimler. “Cyropedia” adlı eserinde, Kureş’in Med sarayında büyüdüğünü, askeri eğitim aldığını ve büyükbabası Kıyaksar’ın desteğiyle büyük bir komutan haline geldiğini yazar. Ksenephon’a göre, Kıyaksar, yeğeni olan Kureş’e kızıyla evlenme hakkı tanır ve Med tahtını çeyiz olarak ona bırakır.
Şamlı Nikolaos’un Anlatımı: Şamlı Nikolaos, Kureş’i fakir bir ailenin çocuğu olarak tanımlar. Med sarayında çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle yükseldiğini, sonunda kralın kadehçisi olduğunu belirtir. Daha sonra Astayages’i tahtından indirip kendi liderliğini ilan ettiğini anlatır. Nikolaos’un hikâyesi, Kureş’in Med sarayındaki yükselişine odaklanır ve detaylı bir şekilde kişisel erdemlerini vurgular.
Knidoslu Ktesias’ın Perspektivi: Ktesias, Kureş’i Med kralı Astayages’in damadı olarak tanıtır. Ona göre, Kureş, iç savaşlar ve Med tahtındaki çekişmelerden faydalanarak liderlik pozisyonuna gelmiştir.
Polyainos aynı şekilde Diodorus da şamlı Nikolaos’a benzer bir yaklaşım içindedirler. Tüm bu antik Grek tarihçilerinin ortak noktası Kureş‘in Med sarayında büyüdüğü ve eğitildigi konusunda hemfikirler.
Asur ve Babil Kaynakları
Kureş Silindiri:
Babil’de bulunan bu çivi yazısı metin, Akadça yazılmıştır. Kureş’in Babil’i ele geçirişini anlatır. Kureş, kendisini şöyle tanıtır:
“Ben Kureş, evrenin kralı, güçlü kral, Babil’in kralı, Sümer ve Akad’ın kralı, Anşan şehrinin kralı.”
Bu metin, Kureş’in Anşan krallığına özel bir vurgu yapar. Anşan ve Elam Med imparatorluğunun bir eyaletidir. Kureş Med sarayı tarafından Anşan şehrinin krallığına atanmıştır. Bu metinde ne Pers ne de Ahameniş ifadeleri geçmez. Bu durum, Kureş’in kökeninin Med olduğunun açık bir göstergesidir.
Kureş Silindiri’nin Önemi:
İnsan Hakları Perspektifi:
Silindir, din özgürlüğü, köleliğin kaldırılması ve kültürel çeşitliliğe saygı gibi evrensel değerleri içeren en eski belgelerden biri olarak değerlendirilir.
Kültürel Diplomasi ve Yönetim:
Kureş’in politikaları, bir imparatorluğu barışçıl yollarla yönetmenin erken bir örneği olarak görülür. Bu, onun adil ve hoşgörülü bir lider olarak anılmasını sağlamıştır.
Modern Etkileri:
Kureş Silindiri, bugün İran’da ve dünyada barış, hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü olarak görülür. BM’de bir kopyası sergilenmektedir ve modern insan haklarının kökenine bir gönderme olarak kabul edilir.
Kureş Silindiri, yalnızca Med İmparatorluğu’nun tarihsel mirasını değil, aynı zamanda insanlık tarihinin ortak değerlerini de yansıtan bir metindir. Bu belge, antik çağların liderlik anlayışı hakkında bilgi verirken, günümüzde de hoşgörü ve insan haklarının önemini vurgular.
Sippar Silindiri:
Med Kralı Kureş’in Babil’i fethi sonrasında yaptığı reformları ve politikalarını anlatan bir antik yazıttır. Kil silindir üzerine çivi yazısıyla yazılmış olan metin, Kureş‘in Babil’deki tapınakları restore ettiğini, halkı özgürleştirdiğini ve tanrıların desteğiyle adil bir yönetim sağladığını vurgular. Özellikle yerel tanrılarınkültüne saygı gösterdiği ve Babil halkının refahını gözettiği belirtilir. Bu metin, Kureş‘in hoşgörü ve adalet temelli yönetim anlayışının bir başka örneğidir.
Nabonid Kronikleri:
Nabonid Kronikleri, Yeni Babil İmparatorluğu’nun son kralı Nabonid’in (MÖ 556-539) hükümdarlık dönemini ayrıntılı bir şekilde anlatan antik Babil metinleridir.Bu kronikler, çivi yazısıyla kil tabletler üzerine yazılmış olup, Nabonid’in 17 yıllık saltanatındaki önemli olayları ve faaliyetleri kaydeder.
Nabonid Kronikleri, Babil’in son günlerini ve dönemin siyasi atmosferini yansıtan önemli bir belge olarak öne çıkar. Bu metinlerde, Med Kralı Astyages, Babil’in baş tanrısı Marduk ve Ay tanrısı Sin’e saygısızlık yapmakla, hatta tapınaklarını tahrip etmekle suçlanır. Astyages’in bu tutumu, Babil halkında derin bir korku ve rahatsızlık yaratmış, Marduk rahiplerinin eleştirilerine neden olmuştur. Ancak bu anlatının, Marduk rahiplerinin önyargılı bir yaklaşımıyla yazıldığı ve propaganda amacı taşıdığı da düşünülmektedir.
Med yönetimine karşı duyulan bu korkuyu fark eden Kureş, tam tersine bir politika benimseyerek halkın gönlünü kazanmıştır. Kureş, Babil’e zarar vermemiş, Marduk rahipleriyle iş birliği yaparak kendisini tanrıların desteğini alan bir lider olarak tanıtmıştır. Bu sayede, halkın güvenini kazanmış ve Babil’i savaşsız bir şekilde Med İmparatorluğu’na katmıştır.
Kureş’in bu yaklaşımı, onun sadece askeri bir lider değil, aynı zamanda bir diplomasi ustası olduğunu ortaya koyar. Halkın dini değerlerine duyduğu saygı, fetih sürecini kolaylaştırmış ve uzun vadeli bir yönetim anlayışının temelini atmıştır. Böylece Kureş, hem dönemin en önemli liderlerinden biri olmuş hem de medeniyet inşasında kalıcı bir miras bırakmıştır.
Yahudi Kaynakları
Tevrat’ta Kureş (Koreş), genellikle olumlu bazı bölümlerde ise ilahi bir figür olarak tasvir edilir ve Tanrı’nın seçilmiş bir aracı olarak gösterilir. Yahudi halkının tarihinde önemli bir dönemeçte yer alan Kureş , Babil Sürgünü’nden sonra Yahudilerin özgürlüklerine kavuşmasını ve Yeruşalim’deki tapınağın yeniden inşa edilmesini sağlamıştır.
Tevrat Yeşaya 45:1
“RAB meshettiği kişiye, sağ elinden tuttuğu Koreş’e şöyle diyor: ‘Önünde ulusları yere sereceğim, kralların kemerlerini çözeceğim. Önünde kapıları açacağım, demir kapılar kapalı kalmayacak.’”
Burada, Med Kralı Kureş (Koreş), Tanrı tarafından meshedilmiş (seçilmiş) bir lider olarak tasvir edilir. Tanrı, Kureş’i güçlü kılarak onun önündeki engelleri kaldıracağını ve ona zaferler kazandıracağını ifade eder. Kureş’in Yahudi halkını Babil sürgününden kurtararak Tanrı’nın planını gerçekleştireceği ima edilir.
Bu ayet, Tevrat’ta Yahudi halkının kurtuluşunu Tanrı’nın evrensel egemenliği ve fark
lı halklar üzerinde etkinliği bağlamında açıklayan önemli bir metindir.
Tevrat Yeşaya 45:13
“Onu adaletle yükselttim ve bütün yollarını düzelteceğim. Kentimi yeniden inşa edecek ve sürgündeki halkımı fidye ya da ödül olmadan serbest bırakacaktır. Bunu yapan Rab’dir.”
Özeti ve Yorumu:
Kureş’in Görevi:
Tanrı, Kureş’i Yahudi halkının esaretini sona erdirmek ve Yeruşalim’i yeniden inşa etmekle görevlendirdiğini belirtir. Kureş, Yahudi halkını Babil Sürgünü’nden kurtaracak olan liderdir.
Adalet ve İlahi Destek:
Kureş’in yükselişi, Tanrı’nın adaleti doğrultusunda gerçekleşmiştir. Tanrı, onun yollarını düzeltecek ve görevini yerine getirmesinde ona rehberlik edecektir.
Karşılıksız Yardım:
Kureş, Yahudi halkını serbest bırakmak için fidye ya da ödül talep etmeyecektir. Bu, onun ilahi bir görevle hareket ettiğinin bir kanıtıdır.
Tarihi ve Teolojik Bağlam:
Yahudi halkının gözünde Kureş, Tanrı’nın uluslararası planının bir parçasıdır ve evrensel bir liderlik modelinin erken bir örneğidir.
Kureş’in Yahudiler Açısından Anlamı:
Kureş, Yahudi tarihinde sürgünün sona ermesi, özgürlüğün kazanılması ve yeniden doğuşun parlak bir sembolüdür. O, yalnızca güçlü bir fatih olarak değil, aynı zamanda adaletin temsilcisi ve halkların hamisi olarak Yahudi toplumu tarafından derin bir saygıyla anılmıştır. Yahudilere yaptığı büyük iyilikler, kutsal metinlerde ve tarih yazımında övgüyle yer almış, onu sadece bir lider değil, Tanrı’nın iradesini gerçekleştiren seçilmiş bir figür olarak yüceltmiştir. Kureş, Kudüs’ün yeniden inşasına olanak sağlayarak, Yahudi halkının kültürel ve ruhsal kimliğini yeniden diriltmiş ve adını ebediyen hatırlanacak bir lider olarak tarihe kazımıştır.
Sonuç
Kureş, tarihin ölümsüz liderlerinden biri olarak, farklı kültürlerin ve mitolojilerin derin dokusunda kendine kalıcı bir yer edinmiştir. Onun hikâyesi, tarihi gerçeklerin mitolojik dokularla harmanlandığı eşsiz bir anlatı sunar. Ancak Kureş’in kimliği ve kökeni, özellikle Med kültürüyle olan derin bağlarıyla daha zengin bir anlam kazanır.
Medlerin kadim gelenekleri, onların politik ve kültürel mirası, Kureş’in liderlik vizyonunun temel taşlarını oluşturur. O, yalnızca bir fetheden değil, aynı zamanda Medlerin öz değerlerini evrensel bir yönetime taşıyan bir figürdür. Kureş, Medlerin bilgeliğini ve siyasi hünerini, geniş imparatorluğunun temellerine işleyerek, onların kültürünü tarihin akışına kazımıştır.
Bu bağlamda, Kureş’in, sadece bir Med kralı olarak değil, Med halkının ruhunu ve mirasını taşıyan bir elçi, tarih ve mitolojiyi buluşturan bir köprü olduğu açıktır. Onun liderliği, Medlerin kadim ışığını, dünyanın dört bir yanına yansıtan bir fener olarak parlamaya devam eder.
Ps: Sanırım artık Yahudi halkının borcunu ödeme zamanı gelmiştir…
Kamil Kadir