İbrahim GÜÇLÜ
Kürt-Ermeni ilişkileri de 24 Nisan Ermeni Soykırım günü bağlamında gündemde. Bu konuda geçmişten farlı tartışmalar büyük bir çeşitlilik ve çoğulculuk içinde sunulmaktadır. Her yeni tartışma, görüş sunumu kendisiyle birlikte yeni tartışmaları getiriyor, tartışmalar bir zenginlik ve derinlik kazanıyor.
Bilindiği gibi, Ermeniler, on yıllar öncesinden 24 Nisan Günü’nü “soykırım günü” olarak tespit ettiler. Ermeni Lobisi, bugünün tüm dünya tarafından, tıpkı Yahudilerin soykırım gibi tanınması için çalışma yürüttü. Ermeni Lobisi bu çalışmalarının ürününü bir ölçüde aldı. Rusya başta olmak üzere birçok dünya devletleri, 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı” olarak tanıyorlar.
Ermenilerin ve Ermeni lobisinin asıl beklentisi, ABD’nin, bugünü “soykırım günü” kabul etmesiydi. ABD Devlet Başkanı BİDEN, seçim kampanyası sırasında, 24 Nisan’ı Ermenilerin Soykırım Günü olarak tanıyacağını açıklamıştı. Sonuçta da ABD Başkanı Biden, 24 Nisan’da Ermeni Soykırımını tanıdı.
Ezilen, jenoside tabi tutulan ve halen de jenosidi yaşayan Kürtler olarak, her zaman Ermenilerin acısını paylaştık. Ermeniler ise, biz Kürtlere yaşattıkları acıları hiç hatırlamadılar.
Ermeniler, Ruslarla birlik olup Kürdistan’ı Ermenileştirme siyasetlerini gizlediler. Katlettikleri Kürtleri, kendi katliamlarından sorumlu tuttular. İttihat Terakki Hükümetiyle ittifak eden Ermeni Örgütlerini görmezlikten geldiler.
Özellikle Kuzeyin Kürtleri, tarihlerini, yasaklardan dolayı bilmedikleri için, aslından Ermenilerin ürettikleri tezler ve düşünceler çerçevesinde, Ermeni meselesine, Kürt-Ermeni ilişkisine tutum ve yaklaşım gösterdiler. Bu görüşleri onları korkaklığa itti. Yanlış tezleri kabul etmeye itti.
Kürtler, Kürt Teali Cemiyeti üyesi ve Koçgiri Milli Direniş Hareketi Lideri Dr. Nuri Dersîmî, Cemil Paşazadeler gibi Kürt büyüklerinin bu konudaki görüşlerini ciddiye almadılar. Çünkü Ermeniler Kürtlerin beyinlerini yıkamışlardı. Kürtlerin kendileriyle ilgili olarak akıl tutulmasını sağlamışlardı.
Kürtlerin okumuşları, sahip oldukları Sovyetçi Stalinist anlayıştan dolayı da gerçekleri görmediler. Kendileriyle ilgili ideolojik yaklaşımı öne çıkardılar. Özellikle de Ermenistan Devleti’nin sosyalist olması da, bunda çok kötü bir rol oynadı. Bunun yanında Sovyetler`in politikası gereği, Kürtlere Ermenistan’da bazı hakların tanınması, Kürt radyo ve gazetelerine, Kürt dili üzerinden çalışmalara, Kürt tarihi ile ilgili araştırmalara izin vermeleri; Ermenilere minnet duymaktan dolayı da gerçekleri görmemek gibi basiretsizlik içine düşüldü.
Kürtlerin bu akıl tutulması, Sovyetler birliğinin yıkılmasından sonra, Ermenistan’ın Kürtler üzerindeki faşist, Kürtleri parçalamalarına, Zazaları, Ezîdi ve Alevi Kürtleri, Kürt olmadıklarına dair tezlerine, Kızıl Kürdistan’ı yıkmalarına, Kürtleri soykırıma tabi tutmalarına, karşı da devam etti.
Bulunduğumuz aşamada: Kürtler, Ermeniler, Ermenistan, Kürt-Ermeni ilişkileri konusunda bilinçlendiler. Gerçekleri tanıdılar. Tarihlerini eskisinden daha iyi bilebilir duruma geldiler. Milli çıkarlarını öne çıkardılar. Milli menfaatlerinin korunması, düşünce merkezlerine oturttular. Onun için bu konuda da değiştiler. Yeni fikirler edindiler. Ermeniler, Ermeni-Kürt ilişkilerine dair yeni bir bakışı savunur duruma geldiler.
Bu fikir üretim platformunun, daha da gelişeceğinden şüphe duymuyorum.
KÜRT-ERMENİ İLİŞKİLERİ KONUSUNDA PERVASIZ, BİLİM VE EDEP DIŞI İKİ GÖRÜŞ…
Ermenilerin 24 Nisan Soykırımı Gününe ilişkin tartışmalar sürdürülürken, 1915’lerde Kürtler, Kürt-Ermeni ilişkileri konusunda iki pervasız, bilim ve edep dışı görüş gündeme düştü.
Bu görüşlerden biri Prof. Dr Taner Akçam tarafından, diğeri ise Yazar Recep Maraşlı tarafından ifade edildi. Taner Akçam Duvar Gazetesiyle yaptığı röportajında, Recep Maraşlı sosyal medyada görüşlerini dile getirdi. Recep Maraşlı’nın görüşleri, Taner Akçam’ın görüşlerine karşı protesto bildirisi yayınlayan 114 Kürt aydını, siyasetçisinin görüşlerine tepki ve suçlama niteliğindeydi.
Her iki şahsiyetin görüşleri, Kürtlerin millet olarak tecavüzcü oldukları ithamını ortaya sürüyordu.
Buna karşılık ben de diyorum ki:
Baylar, her milletin tecavüzcüleri vardır. Ama bir milleti tümden tecavüzcü ilan etmek faşizm ve ırkçılıktır.
Kürtlerle ilgili böyle bir yaklaşım içindesiniz. Sizleri kınıyor ve protesto ediyorum.
Şunu bilmelisiniz ki o tarihlerde Ermeniler Ruslarla birlikte Kürdistan’ı işgal ettikleri zaman, Kürt kadın ve kızlarına tecavüz eden Ermeniler de vardı. Ama bu millet olarak Ermenilerin tecavüzcü bir millet olduğu anlamına gelmez.
Sizler Kürtlerle ilgili haksızlık ediyorsunuz. Kürtler her zaman Ermeni soykırımına karşı çıktılar.
Bu konuda sorgulanacak birileri varsa, O da Ermenilerdir. Ermeniler Kürt soykırımına hiç bir zaman karşı çıkmadılar. Çünkü Ermeniler Kürdistan’da etnik temizlik ve Kürt soykırımı yaparak, Kürdistan’ı Ermenistanileştirmek istediler. Ermenilerin, Ruslara dayanarak Kürdistan’da 150.000 Kürdü öldürmesi ve bir milyon (1.000.000) Kürdü sürgün etmesi acı bir gerçek.
Ermenilerin örgütleri İttihat Terakkicilerle ittifak içindeydiler. Asıl onlar kendi milletlerinin katilleridir.
Günümüzde, Ermenistan’da Kürtler yok edilmek isteniyor. Ermenistan, Kürt Alevileri, Kürt Zazaları, Kürt êzidileri Kürtlükten çıkarmak için Türk modeli Güneş Dil Teorisini üniversitelerde tez olarak üretiyorlar. Resmi Ermeni ideolojisiyle Kürtleri yok etmek istiyorlar
Kürtler, tarihi hakkındaki bilgisizlikten ve Sovyetçi- Ermenici ideolojik mentaliteden dolayı, Ermenilerin Kürtlere yönelik suçlarını ifade etmediler ya da göremediler. Dr. Nuri Dersimi gibi Kürt büyüklerinin, Ermenilerin Kürtlere yaptıkları kötülükleri kulak ardı etmelerine yol açtı.
Bu Ermenilerin Kürtlere yaptığı kötülüklerin gerçeğini ortadan kaldırmaz!
Sizin Kürtleri tecavüzcü olarak nitelendirmeniz, ırkçı tezin bir devamıdır.
Taner Akçam ecdadımızı tecavüzcü ilan ediyor.
Taner Akçam, “Ermeniler evlendiklerinde, hayat arkadaşları, ilk gecede, önce Kürt ağalarının olurdu” gibi Kürt düşmanı, hem Kürtlere ve hem de öncelikle Ermenilere hakaret eden görüşler dile getiriyor.
Buna karşılık, Ermenilerin bu durum karşısında ya kendilerini öldürmeleri ya da karşısındaki Kürtleri öldürmesi gerekmez miydi?
Namus ve insan kavramı bu kadar değersiz bir şey olabilir mi?
Bizler Taner Akçam’ın bu saçmalığına, Kürtlere ve Ermenilere pervasızca hakaretine karşı çıktık. Karşı çıkmaya devam edeceğiz
Taner Akçam’ın saçmalığına ve hakaretine karşı çıkmakla, Ermenilere yapılan haksızlığa destek olma arasında nasıl bir ilişki olabilir. Bunu anlamak da oldukça zordur.
Diyarbekîr, 3 Mayıs 2021