Kürdistan ve Afganistan

İbrahim GÜÇLÜ

Kürdistan ve Afganistan gibi iki ülkenin yan yana getirilişinde bir gariplik var mı? Diye sorulabilir. Bence her iki ülkenin yan yana getirilişinde hem bir gariplik var, hem de bir gariplik yok. İleriki satırlarda farklı ve aynı iki durumdan neden bahsettiğim daha iyi anlaşılacak.

Öncelikle teorik ve siyasi tespitlerin ötesinde, Afganistan’da ortaya çıkan sonucu, trajik gelişmeleri görünce ve izleyince, Kürtler olarak geçmişte yakın tarihimizde başımıza gelenleri hatırladım. Kürdistan Mahabad Cumhuriyetinin yıkılışı sonrasında, Kürdistan Otonomisinin tasfiyesinde ve Körfez Savaşı sırasında, başka tarihi dönemlerde biz Kürtlerin başına gelenleri bir film şeridi gibi gözden geçirdim.

Kürdistan Mahabat Devleti öncesi ve sırasında, biz Kürtlerin başına gelenleri okuyarak öğrendim, ama Kürdistan Otonomisi ve Körfez Savaş sırasından biz Kürtlerin başına gelenlere doğrudan şahit oldum. Kürtlerin sınırlara yığılmasının ve çocuklarımızın teker-teker ölmelerinin acısını yaşadık. Gözyaşlarımız sel oldu. Gözyaşları, derdimize derman olmadı. Sömürgeci devletlerin vicdansızlığını ve insan karşıtlığını, bir kez daha yakından görme ve tanıma imkânımız oldu.

Taliban’ın bütün şehirleri kısa sürede ele geçirmesinden sonra ortaya çıkan gelişmeler ve trajik durum halen devam ediyor.

Bu trajedi ile Kürdistan’da olan trajediler arasından bir fark var.

Kürdistan’da, Kürdistan milli direniş hareketlerinin kırılması, Kürdistan Devleti’nin (1946), Kürdistan egemenlik alanı Kürdistan Otonomisinin (1975) sömürgeci devletler tarafından yıkılmasından sonra büyük trajediler, katliamlar, toplu sürgünler, gündeme geldi.

Afganistan’da ise gündeme gelen trajedi, Afganistan Devleti’nin yıkılmasından sonra değil, Afganistan’da Amerika ve NATO’ya dayanan Afgan yönetiminin yıkılması, Talibanlar tarafından yönetimin ele geçirilmesinden sonra gündeme gelen bir trajedidir. Afganlının Afganlıya yaşattığı trajedidir.

Bu trajedinin daha hafif mi, daha ağır mı, doğrusu onu Afganlılara sorarak öğrenmek olanaklı olacaktır. Ama bana göre Afganlıların Afganlıya yaptığı da oldukça ağır bir muameledir.

Ama Afganistan Devleti’nin yıkılmamış olması, belki de soğukkanlı düşündükleri zaman onları rahatlatacak stratejik bir durum olabilir.

Ama şu bir gerçek ki, trajik gelişmeler döneminde, milletlerin ırkları, insanların cinsleri, renkleri, ideolojileri, dinleri, mezhepleri kayboluyor, siliniyor. Sadece birbirine benzeyen insanlar ve insan tabloları karşınıza çıkıyor. O durumda aynılaşıyorsunuz. Acılarının niteliği aynı oluyor.

Bu nedenle, Afganistan’daki son gelişmelerde sonra insanların yaşadıkları trajedi, bütün milletlerin, Afganlıların kendilerinin de tarihte yaşadıklarına benziyorlar.

*****

ABD’nin 2001 yılında, ABD’de kulelere yapılan El-Kaide saldırısından sonra, Afganistan’da terörü yok etmek ve Afganistan’da demokrasiyi inşa etmek için Afganistan’a müdahale ettiği biliniyor. Bu müdahale, NATO’ tarafından da desteklendi. Müdahale, kısa sürede giderek bir işgale dönüştü. ABD ve NATIO yandaşı güçler, Afganistan’da yönetimi ele geçirdiler.

Devam eden çatışmanın Afganlılar arasında son bulması olanaklı görünmüyor. İktidar yandaşı, farklı milletlerin ve bölgelerin milli güçlerinin Taliban’a karşı direnişi devam edecek. Bu işler nerde durulur, yeni uluslararası müdahalelere yol açar mı, gelecek günlerdeki gelişmeler bunu gösterecek.

Şu bir gerçek ki, ABD’nin Afganistan işgalinin üzerinden 20 yıl geçmiş olmasına rağmen, Afganistan’da terörü son bulmadı, büyüdü iktidarı ele geçirdi. Demokrasi gerçekleşmedi, kapkaranlık bir şeriat düzeni ülkeye hâkim oldu.

Bu sonuca bakarak, ABD’nin yenilgisini kabul edenler var, buna karşı çıkanlar var. Bana göre de ABD ve NATO Afganistan’da yenildi. Çünkü Afganlı yönetim, tam kukla bir yönetimdi. Bence ABD’nin bu yenilgisi Vietnam’daki yenilgiden sonraki en büyük yenilgidir.

ABD’nin bu yenilgisi, sadece Taliban’a karşı bir yenilgi değil, aynı zamanda Çin ve Rusya’ya karşı bir yenilgi olarak da ortaya çıkmaktadır. Bundan böyle Rusya ve Çin’in Afganistan’da önemli aktörler olacağı saptamaları tesadüf değildir.

Taliban’ın tüm şehirleri ele geçirmesinden önce, ABD’nin onunla barış masasından olması da, yönetimin ABD eliyle Taliban’a teslim edildiği konusundaki kuşkular da değerlendirme dışı tutulacak bir konu değildir.

ABD yenilirken de, yandaşlarını tek başına bıraktı, onlara sahip çıkmadı. Onları Taliban’ın tüfeklerine hedef haline getirdi. Beceriksizliği her açıdan ortaya çıktı. Tam bir panik havası yaşıyor.

Bu konuda Angelina Jolie’nin açıklamalarına katılmamak olanaklı değildir.

Ünlü oyuncu Angelina Jolie, cuma günü Time dergisinde bir makale yayınladı. Makalesinde, ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreci konusunda sert sözler söyledi.

46 yaşındaki oyuncu ve aktivist, Taliban, Afganistan‘da kontrolü yeniden ele geçirirken, ABD ordusunun Ortadoğu ülkesindeki kargaşanın ortasında “sıvışıyor gibi göründüğünü” yazdı.

Jolie, devam eden kaosun Afganistan’da kadınlar ve genç kızlar için kaydedilen her türlü sosyal ilerlemeyi ortadan kaldırabileceğinden endişelendiğini dile getirdi.

“BÖYLE BİTMEMELİYDİ” diye yazdı. Çok doğru ve herkesin duygusunu ifade eden bir saptama yapıyor.

Oscar’lı oyuncu, “Afganistan’daki savaşla ilgili görüşleriniz ne olursa olsun, muhtemelen bir konuda hemfikiriz: Bu şekilde bitmemeliydi” dedi.

Jolie, ABD‘nin Taliban ve Afgan hükümeti arasında bir barış anlaşmasını kolaylaştırmaya çalışmaktan vazgeçmesini “ihanet ve tam olarak anlaşılması imkânsız bir başarısızlık” olarak nitelendirdi.

Ünlü oyuncu, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) kaçmasının da kaosa bir yenisini eklediğini belirtti.

Ünlü yıldız, Afganistan’da gazetecilerin ve aktivistlerin “saklandıklarını”, “kendilerini ve ailelerini güvende tutmak için sosyal medya profillerini silip belgeleri yaktıklarını” yazdı.

“Bunca akan kan, çaba, fedakârlık ve zamandan sonra Amerika, bu geçişi kontrollü bir şekilde planlama iradesinden yoksun görünüyor” diyen Jolie, “Asla kolay veya mükemmel olmayacaktı ama daha iyi, daha düzgün ve daha güvenli olabilirdi” ifadesini kullandı.

Jolie, “Doğru olanı yaptığımıza ve soylu bir amaç için savaştığımıza inanıyordum” derken, “ABD yirmi yıl sonra Afganistan’ı terk ederken buna inanmaya devam etmek zor” diye yazdı.

ABD’nin tutumundan utandığını da ifade etmekten geri durmuyor.

Jolie, “Bir Amerikalı olarak ayrılma şeklimizden utanıyorum. Bu bizi küçültür” ifadesine yer verdi.

“Kızların okula gitmesini yasaklamak, kadınları eve hapsetmek ve çizgiyi aştığı düşünülen herhangi bir kadına halka açık alanda kırbaçlama da dahil olmak üzere acımasız fiziksel cezalar vermek” gibi Taliban’ın kadınları cezalandırma yolları konusundan da yakınan Jolie, ABD’nin kadınların koşullarını izlemedeki başarısızlığını dile getirdi.

ABD’nin çekilmesi nedeniyle “yeni bir mülteci krizi” yaşanacağını da yazan Jolie, Amerikalıları ve Afganları ülkeden çıkarmak için mevcut stratejinin yeterli olmadığını da sözlerine ekledi.

Diyarbakır, 24 Ağustos 2021

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *