‘Kalkınma Yolu Projesi’ tartışması: Kürdistan Bölgesi neden dahil değil?

Rûdaw Medya Grubu’nun sponsorluğunda Bağdat’ta başlayan “Irak Enerji Konferansı”nda Irak Kalkınma Yolu Projesi de ele alındı. Kürdistan Bölgesi İmar ve İskan Bakanı Dana Abdulkerim, projenin Kürdistan Bölgesi sınırlarından uzak tutulduğunu dolayısyla Kürdistan halkının bundan faydalanmadığını söyledi. Irak Başbakanlık danışmanı Nasır el-Esedi ise bu eleştiriye, “Siz Kürdistan Bölgesi’nden geçmediğini söylüyorsunuz ama BAE’den de geçmiyor” şeklinde yanıt verdi.

Enerji kaynakları, çevre ve ekonomik çeşitlilik gündemi ile düzenlenen Irak Enerji Konferansı, bugün Bağdat’ta başladı.

Medya ortağı ve sponsorluğunu Rûdaw Medya Grubu’nun yaptığı konferans iki gün sürecek.

Konferans kapsamında düzenlenen panele katılan Kürdistan Bölgesi İmar ve İskan Bakanı Dana Abdulkerim, Kalkınma Yolu Projesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Abdulkerim, “Kalkınma Yolu Projesi stratejik bir proje ve Irak devleti tarihinin en büyük projelerinden biri. Çünkü Irak’ı batı ile doğuyu yani Asyayı Ortadoğu ve Avrupa ile birleştiren bir güzergah haline getiriyor. Bu proje Irak’ı yeni bir ufka taşıyor. Bu proje Irak’ta sekiz temel alanı etkiliyor” dedi.

“Maalesef Kalkınma Yolu Projesi Kürdistan Bölgesi’nden uzak”

Projenin ekonomik açıdan Irak’a büyük faydalar sağlayacağını, altyapıyı ve ulaşımı güçlendireceğini belirten Bakan Abdulkerim, Kürdistan Bölgesi’nin bu projeden nasıl yararlanabileceği sorusuna, şu yanıtı verdi:

“Bizim Kürdistan Bölgesi olarak projenin güzergahı hakkında bazı görüşlerimiz var. Bu proje tüm Irak’ındır, bu yüzden tüm bileşenler bundan fayda sağlamalı. Kürdistan Bölgesi Irak devletinin önemli bir parçası. Kürdistan Bölgesi sağlam bir ekonomik altyapıya sahip. Süleymaniye sanayi başkenti olarak görülüyor. Yaklaşık 2000 stratejik imalathane bulunuyor. Yüzlercesi de Erbil’de var. Petrol sanayisi için de iyi bir altyapı mecut. Kürdistan Bölgesi’nde ayrıca turizm var. Ama maalesef Kalkınma Yolu Projesi Kürdistan Bölgesi’nden uzak bir mesafeden geçiyor. Hatta Kerkük gibi önemli bir vileyette bu projenin yararlarından muaf durumda. Bunlar projenin zayıf noktaları.

“Biz bir kaç açıdan projenin güzergahının yenilenmesini istedik”

Biz bir kaç açıdan projenin güzergahının yenilenmesini istedik. Proje Kürdistan Bölgesi’ne yaklaştığı bölgelerde Dicle’nin batısından geçiyor. Nüfusun seyrek olduğu bölgelerden geçiyor. Nüfusun yoğun yaşadığı bölgeler Kerkük, Erbil, Duhok ve oradan kuzeye doğru olan bölgelerdir. Süleymaniye’de 2000 stratejik imalathanenin bulunduğundan bahsettim. Bu nedenle projenin daha aktif olması ve Irak ekonomisi üzerinde daha fazla olumlu etki yaratabilmesi için güzergahının bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor ki Kürdistan Bölgesi de bu büyük projenin bir parçası olabilsin. Mesele sadece ekonomik de değil, toplumsal açıdan da çok önemli bir proje.

“Projenin gözden geçirilmesi Irak’ın da çıkarına”

Proje Kürdistan Bölgesi’ni kapsadığında toplumsal altyapısı da daha güçlü olur. Aksi taktirde bir toplumsal uzaklaşma oluşur. Dolayısıyla proje Kürdistan Bölgesi’nden geçtiğinde toplumsal açıdan daha fazla kaynaşma, alışveriş olur. Irak’ın farklı bölgeleri ile Kürdistan Bölgesi arasında toplusal kaynaşma daha fazla olur. Dolayısıyla bahsettiğim sekiz konu da göz önünde bulundurulduğunda projenin gözden geçirilmesi Irak’ın da çıkarına olur.”

Ardından söz alan Irak Başbakanlık Ulaştırma İşlerinden Sorumlu Danışmanı Nasır el-Esedi, “Tüm Kürt kardeşlerimiz ve Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm vilayetlerle gurur duyuyoruz. Kürdistan Irak’ın, Irak da Kürdistan’ın bir parçası. Biz çok güzel toplumsal bir mozaik olarak birbirimizi tamamlıyoruz” dedi.

“Kürdistan Bölgesi’nin projenin dışında tutulduğu propagandadan ibaret”

El-Esedi, “Doğrusu Kürdistan Bölgesi’nin Kalkınma Yolu projesinin dışında tutulduğu veya planların içinde olmadığı yönündeki söylemler propagandadan ibaret. Siyasi yönden ele almayacağım; bir uzman olarak, dünya çapında farklı projeler hakkında 35 yıllık bir tecrübeye sahip olan biri olarak söylüyorum. Biz bu projede kalabalık yerleşim yerlerinden uzak durmak istiyoruz. Bu yüzden kalabalık şehirlerden uzak olan yolları seçtik ki yeni yerleşim yerlerine fırsatlar tanıyabilelim. Siz Kürdistan Bölgesi’nden geçmediğini söylüyorsunuz ama BAE’den de geçmiyor. Diyala’dan da, Kerkük’ten de Bağdat’tan da geçmiyor. Irak’ın yarısından geçmiyor. Projenin amacı tüm şehirlerden geçmesi değil ki. Aksine biz Irak’ı ekonomik olarak dünyaya bağlayan bir proje olsun istiyoruz. Yeni ekonomik şehirler kurmak istiyoruz. Projenin geçtiği yerlerde yerleşim yerleri kurulacak. Turizm olacak, toplumsal ilişkiler gelişecek. Proje teknik açıdan ele alınmış” ifadelerini kullandı.

Proje üzerinde dört araştırma yaptıklarını beliren el-Esedi, Kürdistan Bölgesi ile görüştüklerini, mühendislik açıdan projenin Dicle’nin doğusundan geçmesinin daha uygun olacağına karar verdiklerini söyledi.

“Projenin bir kısmı Duhok’tan geçiyor”

Projenin amacının mesafeyi kısaltmak olduğunu vurgulayan el-Esedi, yolun Irak üzerinden Türkiye’ye ve oradan da Avrupa’ya uzanacağını dile getirdi.

El-Esedi, “Projeyi tüm siyasi amaçlardan uzak tutuyoruz. Projenin bir kısmı Duhok’tan geçiyor. Projeye başladığımızda Duhok Valisi Sayın Ali Teter ile görüştük. Proje diğer şehirlerden de geçmiyor. Basra’ya 45 kilometre uzaklıkta. Nasıriye’den 35, Necef’ten 12, Bağdat’tan 46, Musul’dan 22 kilometre uzaktan geçiyor. Biz kalabalık şehirlerdeki ekonomik hareketliliği bu güzergaha taşımayı ve tutizm için imkan oluşturmayı amaçlıyoruz” dedi.

Irak Başbakanlık Ulaştırma İşlerinden Sorumlu Danışmanı Nasır el-Esedi, Kürdistan Bölgesi’nin projenin temel bir parçası olduğunu savundu.

“Kürdistan Bölgesi projenin yapımına dahil edilmedi”

Ardından bir kez daha söz alan Bakan Dana Abdulkerim, Kürdistan Bölgesi Hükümetinin kurumları projenin hazırlanması aşamasında kurulan komisyonlara dahil edilmediğini söyledi.

Abdulkerim, “Kürdistan Bölgesi olarak biz bu projenin dışında tutuluyoruz. Biz projenin güzergahının eğri bürü olmasını istemiyoruz. Çünkü bu şekilde daha uzun ve uzak oluyor. Yolun yakınlığı mesele ise, Fırat’ın doğusundan daha kısa olur. Kürdistan Bölgesi’nden geçerse arazi koşulları nedeniyle masrafı daha çok olur denildiğini duyduk. Fırat’ın doğusu ise çöl bir bölge ki o zaman masrafı daha az olur, mesafe kısa olur” dedi.

Dicle’nin doğusundaki nüfus yoğunluğunun da Kürdistan Bölgesi’ndeki bölgelere oranla çok fark etmediğini vurgulayan Abdulkerim, “Biz projenin tüm şehirlerden geçmesini istemedik ama Kürdistan Bölgesi’nden geçmesini ve oradan Türkiye’ye ulaşmasını istedik. Biz Kürdistan Bölgesi’nin projenin yapımına ve komisyonlara dahil edilmemesinin siyasi bir karar olduğunu düşünüyoruz, ekonomik veya teknik değil” ifadelerini kullandı.

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *