HIZIR (XIZIR)

Hititler’in koruyucu tanrıları ‘’Kal’’ ismi ile anılır. Koçkıri’de Hızır’ın ismi ‘’Xızır ê Kal’’ dır. ‘’Kal’’ Kürtçe’de yaşlı anlamına gelir.
Zerdüştlük öncesi, Kürtler dahil, İrani kültürde Fravashi konsepti tanrılardan biri olarak görülür. Fravashiler: a) Doğru ve adil olan kahraman kült ve ataların ruhu; b) Ahura Mazda dahil tüm canlıların önceden var olan ikizi (Modern theosophistler bunu yıldızlara ait bedenler olarak adlandırır). Fravashiler bütün bir dünyayı korur ve devamlılığını sağlar. Bunun için yapılan yıllık festival Hamaspathmaēdaya olarak bilinir. Bu günde ev temizlenerek kutsal ruhun ziyaretine hazırlanır. İlahi ruh, yemek ve elbise cinsinden ritüel adaklarla karşılanır.
İsa; daha öncekilerden Mithra’nın (veya Ahura Mazda) ruhunun devamı olarak görünür; öyle ise Hızır kimdir? Selahattin ali Arıx onun başlangıçta ‘’Elamların ‘bereket Tanrısı’ Nebu’’ olduğunu söyler. Yine bu arada,Gılgamış destanından ve Yunan’daki Hermes’ten başlıyarak Pakistan, Bengaldeş, Tevrat ve Kuran’da Hızır hususunda uzunca ansiklopedik bilgi verir. Nilüfer Dinç ‘’Hızır Kimdir?’’ adlı eserinde Gılgamiş, İskender, Yahudi efsanelerinde anlatımları ele alarak, bunlara göre Hızır’ın sırayla Utnapiştin, Andreas ve İlya’yı temsil ettiğini belitir. Yaşar Ocak ise Kuran’daki kıssanın bunların bir terkibi olmasının güç olduğu kanaatindedir. Dinç, Jung’un Kehf süresi analizine de yer vererek ‘’Hızır hayat veren suyun, abı hayatın orta yerinde bulunmaktadır.’’ der. Jung; Hızır’ı ‘’bireysellik’’ dışında, ‘Yeniden canlanan balık olarak yorumlanan ikinci Adem gibi bir danışman, kutsal ruh, kardeş; Hz. Musa gibi yüksek bilinç ve yüce bilgelik’ olarak açıklar. Hizir (Khdr), Eski Ahit’in çeşitli figürleri ile özellikle reenkernsyonu olarak kabul edilen İlyas peygamber ile ve o günlerde Lut şehriyle ilişkilendirilen . Ortodoks St. George ile özdeşleştirilir. Voyage en Arabie, ii, 330 da verilen bilgilerde zamanında Urfa’da onun ismi ile bir Ermeni kilisesi de var imiş.
İktidarı Medler’in elinden alan Ahameniş (Achameni) kralı Cyrus iktidarında Medler ile ortaklığı devam ettirir. Cyrus (Kureş) Fars bölgesini imparatorluğun merkezi yapar. Şahlara şahlık eden Şahanşah, çok şahlılığın eseridir. Cyrus önderliğindeki imparatorluk, özellikle de yazılı kayıtlar ve anıtsal ikonografi olmak üzere, kendisinden önceki Elam, Asuri ve Babil imparatorluklarının kültürlerinden birçok şeyi aldı. O dini tolerans politikası ile tanınır; muhtemelen Babililer’in kendisine zorluk göstermemesi nedeni ile, onların Tanrı’sı Marduk’a hürmet gösteriyordu. Büyük İskender’e Aristotle’nin hocalık etmesi gibi, Cyrus’a da Mazdean hocalar öğretmenlik yapacaktı. Zamanın Zerdüşt rahiplerinin toprağı kirletmeme adına cesetleri kuşlara bırakma inancı Cyrus ve sonrasındaki kralların döneminde rağbet görmüyecek, onlar gömülmeyi tercih edeceklerdi. Bu sıralarda Elamlılar’ın bereket Tanrısı Nebu İran ülkesinde de saygınlık kazanır. Ancak veriler onun kuzey batı İrani sahada yükselişinin Anahitta’nın sönüşü sonrasına rast geldiğine işaret etmektedir. Mazdeizm’in başlarında ve orta dönemde kadınlar daha özgür, bu durum zamanla değişecek; kadın Tanrı’nin gözden düşmesi ile kadınların kaderi de bu durumdan negatif olarak etkilenecektir.
Sasani devletinde merkezileşmeye koşut olarak artan yoksullaşma ve federatif yapının (Parekende Şahlık) dağıtılması ile, ötekileştirilen bölge halklarının koruyucu bir Tanrıya ihtiyacı artacaktır. Bu olsa olsa koruyucu ana fonksiyonlarını da kendisinde topluyan biri olabilir. Hızır’ın yükselişi, adalet dağıtıcı olarak bir tanrıya duyulan ihtiyacın sonucu olmalıdır.. Hızır; yoksullar aleyhine bozulan adalet terazisinde, güçler arasında bir denge oluşturma ihtiyacının gereği olarak önem kazanır. Dolayısı ile Ana’nın (Anahita) yeri kendisi gibi şevkat ve empati sahibi bir ihtiyar olan Hızır tarafından doldurulacaktır. Böylece esasında yaşlı kadına ait olan Pirlik , yaşlı bir erkeğe geçer. O ‘’yeşil adam’’ ‘’Kal’’ olarak da bilinir. Daha önce değindiğimiz gibi Hızır öncesi Pir olarak bilinen Anahitta’nın yoluda yeşildir. Onun uğradığı yerde kıtlık olmaz; o bereket getirir; çünkü o ırmaklar Tanrısı’dır. O nedenle ‘’Evine Hızır uğrasın’’ ya da yardım etmesi için ‘’deste Xızır ser pîlê te bî’’, yani ‘’Hızır yardımcın olsun’’ denir.
Dualizm gereği Hint-İran coğrafyasında sadece iyilik prensibi Ohramzd’a (Hürmüz) değil, aynı zamanda kötülük prensibi Ahriman’a da dua edilirdi. Radikal dualizm ile birlikte Sasaniler devrinde Ahriman tasviye edilince Yezidilik’de onun yerine dua edilecek şahsiyet olarak Melekê Tavuz geçti. Dikkat edilirse o belki de zamanla korkulduğundan dua edilen bir şahsiyet olmaktan çıkmış olabilir. Dolayısı ile Melekê Tavuz’un kötülük prensibi ile bir ilişkisi kalmaz. Ayni süreç Hak Yolu inancında Hızır (Xızır) hususunda da yaşanmış olabilir. Khidr (Hızır) İslamlaşma süreci ile birlikte birçok figurun yerini alır. Bunlardan birisi de Anahitta’dır. Babayan; Zerdüştlükteki Sular Tanrıça’sı Anahitta ile ilişkilendirilen bir çok kutsal mabedin tekrardan al-Khidr’a adandığını belirtir. ‘’Tabari’nin Tarihi’’nde al-Khidr’ın bir çok versiyonundan bahsedilir. Hızır’ın Su ile ilşkisine Mahrad R. İzady’de değinir. Munzur Çem sadece Hızır’ın değil, Sultan Sahak’ın da su ile ilişkisinden bahseder:
Suların efendisi Sultan Sahak ile Deryalar üzerinde gezen ve dara düşennin imdadına yetişen Hızır arasında da su ile bağ bakımından benzerlik var .
Yukarıda doğru ve adil olan kahraman kült ve ataların ruhu; Ahura Mazda dahil tüm canlıların önceden var olan ikizi, Modern theosophistlerin yıldızlara ait bedenler olarak Fravašis konseptine değinmiştik. Michael Axworthy farklı olarak her insanın göksel prototipi olarak Adhvenak teriminden bahseder.
O nedenle eski orijinal dişi Pir’in; yeni Pîr ihtiyar Hızır’a dönüşümü anlaşılır bir durumdur. Hızır nebilerin başıdır. Hızır’ın nebilerin başı olarak anılması onun pirlerin başı olması anlamına gelir. Hızır’ın iktidarda, şan ve şöhrette gözü yoktur; o güçler arasında yoksullar ve güçsüzler lehine denge kurmak için vardır. Bundan dolayı Hak yolu/Rêya Heq inancında dini sınıfın iktidar olarak şeriat getirmesinin de önü kesilmiştir. Bu maddi Dünya’da, şan ve şöhret; iktidar gibi, Aryan Ali’ye aittir, Ali kötü güçler ile iyi arasında adaletli davranmakla yükümlü bir Mir/Mithra, yani Beg’dir. O Mirler/Begler’in idoludur. Ali’nin yeri; hiyerarşide Kozmoz’un sahibi, gökyüzünün üstünde bulunan cennetsel Evren’den sorumlu Huda’nın yanıdır. Ancak bu Eli (Ali) yücelik anlamına gelip, asla Hz. Ali’nin fiziki dünyası ile sınırlanamaz.
Yoksulların, kimsesizlerin, darda olanların yardımına yetişen Hızır (Xızır) başka bir tanrısal şahsiyettir. Hızır’ın ruhu Huda’dan gelmedir. Hızır; yeryüzündeki düzenin sağlanması için Ali gibi, Huda’nın ruhunun değişik yönlerini temsil eder. Hızır hem sıradan bir ihtiyar ve hemde gerektiğinde Fravaši sahibi biri olarak; yoksulun, baskı ve ayrımcılığa uğramış ve de darda olanın yardımına koşan bir ilahtır. Kısacası Hızır ötekilerin tanrısıdır. Hızır’dan darda olana, kış günlerinde soğuktan üşüyene, aç olana yardım etmesi istenir. Hızır zorda olanların ihtiyaç duyduğu bir umut kapısıdır. Hızır farklılaşmış kutsal üçlünün (Trinidad) bir mensubudur.
Kuzey’in ve dağlık bölgelerin soğunda Güneşe fazla ihtiyaç duyulur iken, Güney’in sıcağında suyun daha önemli olduğu ortada. Zerdüştlük öncesinin ırmaklar, su ve üretkenlik tanrıçası, Mithra’nın bakire eşi Anãhitã (Arədvi Sũra; Zerdüştlük döneminde de önemini uzun bir süre korur. Gerek tek tanrılığın yerleşmesi ve gerekse kadının toplumdaki yerinin değişmesinden dolayı Anãhitã zamanla belleklerden silinmeye başlar. Zerdüşt peygamberin reform ve tek tanrıcılığı yerleştirme çabasına rağmen, rahip magilerin çabaları ile, sonraki tarihlerde Zerdüştü metinlerde eskinin tanrıları, Mithra ve Anãhitã’nın dahil olduğu tanrılar yedi kutsal melek olarak anılmaya başlanmıştır. Bu sonraki tarihlerde Rêya Heq/Alevi lüteratüründe bunlar ‘’Yediler’’ olarak karşımıza tekrar çıkacaktır. Xızır’a (Hızır) bugünde ‘’Ya Sal ve gemilerin üzerindeki Hızır’’ denilerek dua edilmektedir. O ‘’Sahipsiz ve yanlız olanların sahibi’’ ve ‘’yeryüzündeki ve gökyüzündeki melek’’ olarak öyle sıradan bir melek değil, aksine tanrı misyonuna sahip bir şahsiyettir. Onun ‘’sal ve Gemilerin üzerinde’’ olması kendisinin su ile ilişkisini anlatır. Bu ilişki nedeniyle 13-15 Şubat tarihleri arasında tutulan Hızır orucunun son gününde bekar olan kişiler su içmeyerek evlenecekleri kişiyi rüyalarında göreceklerine inanırlar. Aslında bu sadece suyun önemini hatırlatma değil, aynı zamanda suyun başındaki Hızır’ın hayati rolüne de yapılan bir vurgudur.
Cemal Özel bu konuda kendi Facebook sayfasında şu sözleri yazar:
Ünlü Zerdüştlük uzmani Maria Boyce, Xızır`ın Zerdüştlükte ki Ahura Mazda ile insanlar arasinda iletisimi sağlayan, yeryüzü ve insanlar ile alakalı bilgiler veren bir melek olan Sraoşa-Soruş oldugunu yazmaktadır.
Cinvat köprüsünün üstündeki üç hakimden biri olan Sarosha, aynı yazıda; ‘’ bazı metinlerde ‘şansın efendisi’ (xwarrah-xwadāy) olarak anılan’’ kutsal şahsiyet ‘’kurtarıcı Melek Mesih” olarak da verilir. Hızır’ın su ile ilişkisine ilişkin Cemal Özel; Sözkonusu yazıda , Dersim Mamakiye’de Harçik Çayı ile Munzur Nehri’nin birleştiği yerde Gole Çetu olarak bilinen bir ziyaretin varlığından bahsettikten sonra, Hızır’ın sürekli olarak balık ve suyla ilişkilendirildiğnden, çeşitli dillerde ‘’su pınarı’’ adıyla ölümsezleştiğinden ve denizden gelen bir kahin olarak anıldığından bahseder.
Bütün bunlar Kürt Rêya Heq inancındaki bu Xızır’ın; su Tanrıçası Anahita ile Zerdüştlük’de bulunan Kurtarıcı Melek Mesih Sarosha’ya ait fonksiyonları kendisinde toplayan ‘’yeni’’ bir inanç figuru olarak yükseldiğine işaret ediyor. Sınıfsal farklılaşmanın ve dinsel yozlaşmanın zirve yaptığı Sasaniler döneminden başlıyarak, koruyucu ve şevkat sahibi bir tanrıya duyulan ihtiyaç, İslam ile birlikte başka formlarda tekrar karşımıza çıkar. Böylece Anahita’ya ait özelliklerin, bu kez erkek olan, değişik görünümde yeni bir tanrısal varlıkta vücut bulmuş olmasaı mümkündür. Bunlardan ilki yaşlı kadın ‘Pir’ iken diğeri ihtiyar ‘kal’ ön isimleri ile anılır. Hızır’dan Feyz alan Sufi Pir’inin Hızır gibi şevkat sahibi olacağı beklenir.
Aleviliğin öncelini oluşturan Rêya Heq/Ehli Haq inancına Hızır’ın ne zaman ve nasıl geçtiğini tam olarak bilmiyoruz. Ayrıca Hızır’ın, diğer değişik tanrısal varlıklar gibi, misyonunun değişik zaman ve mekanda farklılaşabileceğini tahmin ediyoruz. Nizari İsmaililiğin II. Hasan’ın Şeriatı iptal eden kurtuluş (qiyama) doktrini ile birlikte, oğlu II. Muhammed’in ihtiyaç gereği baş vurduğu Hızır’ın, bu yeni konumlanışını anlamak için aşağıdaki pasaja bakmakta yarar var:
II.Muhammed ; İslami dinin değişik dini tradisyonlarına dönerek, karanlıkta kalmış bilinen bir unsur olan cennete yükselen ebediyen yaşayan Elijah’a (İlyas B.N), Enoch ve daha katı islami bağlamda Khidr (Xızır, Xıdır B.N) olarak bilinen, hayat suyunu içip sonsuz yaşama kavuşan, ebedi soyu sadece Elijah’a değil, fakat Gılgamış’ın epiğinde Utnapishtim ve Büyük İskender’in aşçısına dek uzanan şahsiyete dikkat çekti. Khidr (Hızır); sufilerr tarafından sonsuza dek dolaşan mistik, kendini adamış tek başına kalmış sufistlere zorda olduklarında maddi ve manevi yardımda bulunan kişi olarak kabul edilir. Bazı Hıristiyanlar arasında, İbrahim’in sonsuza dek onurlandırdığı ve bir tür Mesih olan rahip Melchizedec’de, aynı şekilde, hayal gücünün eseriydi. Ölümsüz sınırsız bilgi ve karşı çıkılamaz otoritenin tekrardan ortaya çıkan şahsiyeti, mistik ve ulaşılmaz kişiliği ile o Sünnü dünyasında en iyi ihtimalle önemsiz bir durumdaydı. II.Muhammed ; şimdi bu kişiliği, kurtuluşun (qiyäma) özel üstadı olan imam qä’im ile özdeşleştirdi. Bazı İsmaililer (sadece şiiler arasındaki İsmaililer değil); Zahir’i sembollerin (Eğitim ile yükümlü Ali anlamında) batıni (içsel) anlamının zahiri sembollerin (Muhammed’in getirttiği) anlamdan daha yüksek statüye sahip olduğundan hareketle Ali’yi imam olarak Muhammed’den daha üstün tutmaya eğilim gösteriyorlardı. Şimdiye dek, böyle bir doktrin muhtemelen şeriat’ın statüsünü sarsmamak için İsmaililer arasında resmî olarak kabul edilmemişti. II.Muhammed şimdi Ali’yi Melchizedec ve Khıdr-Eljah (Hıdır-İlyas B.N) ile bir tutarak yeni yüceltilmiş imama geleneğinin tüm gücünü ona bahşetti. o halde kıyamada olanlar, Fatımiler döneminde belirtisi olan bir olay olarak, Sünni dünyanın herhangi bir fethinden çok daha değerliydi. Sünnilerin gözüne efsanevi parçacıklar olarak ilişen ya da ara sıra anlık sufî deneyimlerinde gördükleri Hızır İlyas’ın yakalanması zor dünyasına, İsmaililer tam ve kalıcı olarak kabul edilmişlerdi. Sanki Dailem ve Kuhistan’da İlyas’ın kendisi gibi o sarılmış ve Sünniler’in gözünden uzaklaşmış gibiydi ve onların sakinleri, Musa’nın ayakkabılarını basması için bıraktığı kutsal toprağı günlük olarak yürüme ayrıcalığına sahipti. Yanan çalılar olayında olduğu gibi Tanrı onunla, o zamanın imam -qäimi Melchizedec aracılığıyla konuştu,
Hızır; Sofokles’ın eserinde bahsettiği, herşeyi önceden gören, yoksul kılığında, tanrısal özelliklere sahip şahsiyetler olan Teiresias ve Phobias’a da benzemektedir. Hızır’a verilen anlam; bütün bu kültürlerin birbirleri ile zaman içinde farklı biçimler alan ilişkisini ve hem de geçiş yolları üzerinde bulunan Kürtler’in antik kültür taşıyıcılığına işaret eder. Ancak herşeyden önce, her halk Hızır’a, kendi tarihsel geçmiş ve inanç tarihlerinde bulunan kişilikler ile devamlılık üzerinde bir anlam da yüklemiş görünmektedir.
İran Kürdistan’ında Urmüye yakınlarındaki Şiz isimli yerleşim biriminin yakınıdaki mağaraya giren ışıktan Mithra yükselir. Bu inanç nedeniyle, Magiler; her yıl içinde su kaynağı ve ağacın bulunduğu bu mağarada toplanıp yıkanır ve tanrıya üç gün boyunca dua ederek dinsel tören yapardı. Bunlar büyük kral, yani tanrı demek olan şans yıldızının kendisini yeniden göstermesini beklerlerdi.
Kürt Alevi geleneğinde, üç günlük Hızır orucunun son günü, su içmeyen gençlerin rüyalarında ‘talihleri’ demek olan kişiyi göreceklerine inanırlardı. ‘’Büyük Kral’’; belkide başka bir yer ve zamanda, bireylerin gönlünde taht kuracak olan şahısa evrilerek aşkın sembolü olacaktır. Su tüm hayatın ve aşkın da temel maddesidir. Suyn kıymetini bilin.

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *