Daha önce çıplak arama ve ayakta sayım dayatmasıyla eleştirilerin odağında olan Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevi, şimdi de açık görüşte ailelere “Türkçe konuşun” dayatmasında bulunduğu iddiasıyla gündemde.
2015’te Van’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Nihat İşnaz’ın açık görüşüne giden ailesine, “Türkçe konuş” dayatmasında bulunulduğu bildirildi. Görüşe giden diğer ailelerinde aynı dayatmaya maruz kaldığı belirtildi.
TARTIŞMA ÇIKTI, CEZA VERİLDİ
Baba Muzaffer İşnaz, Temmuzdaki açık görüş ziyareti sırasında gardiyanların kendilerine “Türkçe konuşun” diye uyarıda bulunduğunu anlattı:
“Görüş salonunda Kürtçe konuşuyorduk. Gardiyanlar ise ‘Türkçe konuşun’ diye ikazda bulundu. Ben de buna karşı Türkçe bilmediğimi söyledim. Ardından oğlum ile gardiyan arasında tartışma çıktı. Pazartesi yaptığım haftalık telefon görüşmesinde oğluma cezaevi idaresi tarafından bir ay görüş yasağı verildiğini öğrendim. Görüş yasağının gerekçesini bilmiyorum ama görüş gününde yaşanan tartışmadan dolayı olabilir.”
TEDAVİYE DE ENGEL OLUYORLAR
Oğlunun tanık ifadesi doğrultusunda tutuklandığını ve sekiz yıldır da cezaevinde olduğunu söyleyen baba İşnaz, şöyle devam etti:
“Oğlum belediyede çalışan bir şofördü. İlk tutuklandığında Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürüldü. 6 Şubat’ta meydana gelen Maraş depremlerinden hemen sonra Erzincan L Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Sürgün edildiği günden beriyse görüşüne sadece bir kez gidebildim. Oğlumun, doğuştan beri parmaklarında sıkıntı var. Ameliyat edilmesi için randevu verilmişti ancak sürgün edildikten sonra ne ameliyat edildi ne de bir daha randevu verildi. Birçok hasta tutsağın tedavisi yapılmadığı gibi evladımın da tedavisi yapılmıyor. Onların ölmesini bekliyorlar. Maden tutuklamışsın onlara bakmak zorundasın. Tedavi edilme hakları var.”
‘NEDEN UZAK YERE GÖTÜRÜYORLAR?’
Maddi imkansızlıklar nedeniyle oğlunun görüşüne gidemediğini söyleyen İşnaz, “Neden tutsakları ailelerinden uzak bir kente götürüyorlar? Burada olsaydı en azından rahat bir şekilde görüşüne gidip gelirdik. Çocuklarımızın bizden uzak kentlere sürgün edilmeleri zulüm ve hakarettir. Amaçları aileleri ve tutsakları birbirinde ayırmaktır ancak bunu başaramayacaklar” ifadelerini kullandı.
TAHLİYE ENGELİNE TEPKİ
Hasta ve infazlarını tamamlamalarına rağmen tahliyeleri engellenenlere de değinen İşnaz, “Halkın, hasta tutsaklara, infazı yakılarak tahliyeleri engellenen tutsaklara sahip çıkması gerekir. Bu sorunun çözümü ve adaletin sağlanması için tecrit politikasının son bulması gerekir.” (MA)