Zini Gediği Katliamı

Îsmaîl BEŞİKÇİ

HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, 16 Haziran 2020 günü, TBMM’nde, yaptığı bir konuşmada, Zini Gediği Katliamı’yla  ilgili bilgi verdi.

HDP Ä°stanbul Milletvekili,  Ali KenanoÄŸlu, bu konuÅŸmada, 8 AÄŸustos 1938’de, ,   yüz dolayında masum, suçsuz insanın yürütülerek Erzincan-Ovacık-Dersim sınırında, 2700 rakımlı Zini GediÄŸi’ne getirildiÄŸini ve burada kurÅŸuna dizildiÄŸini vurguluyor. Bu insanların ortak özelliÄŸi Alevi olmalarıydı, diyor. Yani Alevi oldukları için katledildiler, diyor. Kürdlüğü ortak özellik olarak dile getirmemektedir.

‘… Alevi oldukları için katledildiler…’ sözünde önemli bir sorun var. Bunu belirtmeye çalışacağım.

Şark Islahat Planı’ndan beri, Kürdleri, Kürdçe’yi inkar, imha süreçleri, asimilasyon, sürgün süreçleri Kürdistan’ın her tarafında, yaşama geçirildi. En son, Dersim kalmıştı. İnkar, imha, asimilasyon, sürgün süreçleri, özel bir yasa yapılarak Dersim’de de yaşama geçirildi.

Bu operasyonların temel amacının Kürdlüğü yok etmek, Kürdleri Türklüğe asimile etmek olduÄŸu açıktır. Türkiye’nin her tarafında  Aleviler yaşıyor. Sivas’ta, Çorum’da, Kastamonu’da, Manisa’da, Adana’da, Trakya’da vs. her yerde Alevi yaşıyor. Cumhuriyet’den sonra, her Alevi köyüne Cami yapmak, devletin temel politikası olmuÅŸtur. Bunu dışında Alevilere karşı, baskı-zulüm imha yaÅŸanmadığı söylenebilir.

Devlet, Cami’nin yapıldığı ilk yıllarda Camiye giren çıkan olmasa bile zamanla MüslümanlaÅŸmanın yaÅŸanacağını düşünmüştür. Birçok yerde de devletin bu beklentisi gerçekleÅŸmiÅŸtir. Kürdleri Türklüğe, Alevileri Müslümanlığa asimile etmek devletin kararlı bir ÅŸekilde yaÅŸama geçirdiÄŸi  çok önemli bir politikadır. Alevi-Sünni diye bir ikileme yanlıştır. DoÄŸrusu, Alevi-Müslüman  ÅŸeklindeki bir ikilemedir.

1938 yaz aylarında, devlet terörü sınırsız bir ÅŸekilde yaÅŸama geçmiÅŸtir. Munzur Vadisi’nde de, Peri Vadisi’nde de, Karasu Vadisi’nde de devlet terörü tırmandırılmıştır, yükseltilmiÅŸtir. Dersim’de, her taraf, toplu mezarlarla doludur.  Hozat’daki Sekesur Dağı’nda, AÄŸuçan Ocağı Pir ailesinden 22 kiÅŸi evlerinde yakılmıştır. Yine aynı yıl, aynı aylarda, Büyük Bertal Efendi’nin ailesinden 52 kiÅŸi Nazımiye-Cıvrak arasında, kurÅŸuna dizilmiÅŸ, sonra yakılmıştır.

Sekesur Dağı’ndaki toplu mezar açılmış, kemikler ortaya çıkarılmış, bir mezar da yapılmıştır. Nazımiye-Cıvrak yolunun sol tarafında  yer alan toplu mezarın açılması ise, henüz gerçekleÅŸmemiÅŸtir. Mazgirt’de de 60 kiÅŸinin  toplu mezarı vardır. Burada Dara Kırmızıtoprak bir anıtmezar yapmıştı. Dersim’in her tarafı toplu mezarlarla doludur. Toplu mezarların kok çok bir kısmı açılabilmiÅŸtir.

Aynı dönemde, aynı alanlarda gerçekleşen Zini Gediği Katliamı’nı da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Bütün bunların Kürdlüğü yoketmek,  Kürdlüğü, Türklüğe asimile etmek için yapıldığı açıktır. Alevilik bu politikanın yaÅŸama geçmesi yolunda güçlü bir etki yaratmış olabilir.  Bu bakımdan, Ali KenanoÄŸlu’nun,  bu soykırım sürecinin Alevilikle iliÅŸkilendirmesi, Alevi oldukları için  kurÅŸuna dizildiler, demesi,  doÄŸru bir deÄŸerlendirme deÄŸildir.

Bir Askerin Günlüğünden Dersim 38 (Derleyen Mahsuni Gül Fam Yayınları, Aralık 2019) isimli bir kitap var.  Bu kitapta, hep Kürdlerden, Kürdlerin öldürülmesinden söz edilmektedir. Hiçbir yerde, Alevi, Alevilerin öldürülmesi gibi sözcükler geçmemektedir.

‘Kürdlerden baÅŸka kervan geçmeyen patika yollardan  ayıla bayıla…’( s.26)

‘Kürdler ablukadadır.’ (s.27)

’38. Alay Kürtlerle çok çarpıştı’ (s.27)

‘Bugün dağları tararken 10 Kürt çıktı.’ (s.27)

‘… Kürtler ablukada şaşırmış bir vaziyetteler.’ (s.28)

‘Bugün bizim alay, bir derede, yirmibeşbin (25 bin) ve 50 Kürt yakaladı’ (s. 28)

‘Sıçan Gediğine 400 silahlı Kürt kaçmış.’ (s.28)

‘Boğazdan Ziyaret tepesi’ne gelir-gelmez Kürtlerin kurşununa tutulduk’ (s. 29)

‘Kürtlerin bıraktığı undan  bezdirme (ekmek) yaparak yedik’ (s.29)

‘…bir Kürt kadın kendini iple asmış.’ (s.30)

‘Ah bugün İzmir’de olsaydım. Halbuki dağ başında Kürlerle uğraşıyoruz.’ (36)

Görüldüğü gibi, ‘Bir Askerin Günlüğünden Dersim 1938’ kitabında en az on yerde, Kürd  adı geçmektedir. Ama kitabın hiçbir yerinde, Alevi gibi bir sözcük geçmemektedir.

Bir Askerin Günlüğünden Dersim 38, kitabında dikkate deÄŸer bazı cümleler var. â€˜Ve sabaha kadar yol yürüdük. Nihayet, saat 7’de bir su kenarında konakladık. Fakat, derenin içi insan leÅŸleriyle dolu olduÄŸu için susuzluktan öldük.’ (s. 34) 3 Eylül

‘Bugün daÄŸları tarıyoruz. Ä°nsan leÅŸlerinden derelere girilmiyor.’ (s.36) 11 Eylül

Mermi harcanmasın diye, insanları, yüksek kayalıklardan,  Munzur’a ve Munzur’un çaylarına atmışlar. Bu bakımdan dereler cesetlerle dolmuÅŸ.

Temel Sorunun Karartılması

1930’ların sonlarına  kadar, Kürdlere karşı soykırıma varan operasyonlar yapılmıştır. Bu yaygın ve yoÄŸun operasyonlar, Kürdler üzerinde çok ağır bir baskı oluÅŸturmuÅŸtur. Bu ağır baskılar nedeniyle  Kürdler kendi içine kapanmış, 1950’lerin sonlarına kadar  Kürdistan’da sessizlik egemen olmuÅŸtur.

14 Mart 1958’de, Irak’ta meydana gelen askeri darbe, Irak’ta birçok deÄŸiÅŸikliÄŸin önünü açmıştır. Mele Mustafa Barzani’nin Sovyetler BirliÄŸi’nden Irak’a dönmesinden sonra gerek Irak’ta gerek Kürdistan’da önemli siyasal ve toplumsal deÄŸiÅŸim yaÅŸanmıştır. Kürdlerde yaÅŸanan bu moral güç,  Kuzey Kürdistan’daki Kürdleri de etkilemiÅŸtir. Kürdlerde, kültürel, toplumsal kıpırdanmalar baÅŸlamıştır.

Esas sorun elbette, baÅŸta Kürd dili olmak üzere temel hakların ve özgürlüklerin gaspıdır. Cumhuriyet böyle bir inkar ve imha anlayışı üzerine kurulmuÅŸtur. Ä°ÅŸte, bu yıllardan itibaren, temeldeki esas sorunu karartmaya çalışan bir sürecin de yaÅŸama geçtiÄŸi, örgütlenmeye baÅŸladığı görülmektedir.1960’lardan sonra  örgütlenmeye baÅŸlayan sol akımlar, ‘esas sorun sınıf mücadelesidir’ diyerek, temel sorun üzerinde, karartıcı bir etken olmaya baÅŸlamıştır. SaÄŸ akımlar da ‘esas sorun Ä°slam kardeÅŸliÄŸidir, ümmet kardeÅŸliÄŸidir’ diyerek esas sorun üzerindeki karartıcı iÅŸlevini sürdürmüştür.

Ali Kenanoğlu’nun tutumunu da karartma çabası çerçevesinde değerlendirmek gerekir.1937-38’de, Dersim’de gerçekleştirilen ve soykırıma varan operasyonlar, Kürdlüğü yok etme, Kürdleri Türklüğe asimile etme operasyonlarıdır. Bunları Alevilikle bağlantılı kılmak, temel sorunu karartma girişiminden başka bir şey değildir.

https://www.nerinaazad.org/tr/columnists/ismail-besikci/zini-gedigi-katliami

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *