Gerçekten Türkiye’nin son 24 saatlik resmini nasıl görüyorsunuz?
Son 24 saatin Türkiye resmini en iyi kim çizebilir dersiniz?
Siyasetçi mi, bilim adamı mı, aydın mı, gazeteci mi?
Yoksa sıradan vatandaş mı?
24 saat içinde Dağlıca’da sayısı bile tespit edilemeyen askerlerin ve Iğdır’da 13 polis memurunun öldüğü bir ülkeyi düşünün…
Hitlervari bir histeriyle ”sonuna kadar savaş” diyen ruhi dengesi bozulmuş malum şahsın kaçak sarayından topyekun savaş çağrıları yaptığı bir ülkeyi düşünün…
Cenaze törenlerinde derin bir acizlik ve çaresizlik içinde ağlayarak hamaset yapan ve fakat yine de ”te-miz-le-ye-ce-ğiz” (!) demekten kendini alamayan emanetçi zavallı bir başbakanın idaresindeki bir ülkeyi düşünün…
Ülke çapında söz ve ağızbirliği ve yarış içinde ”şehit”, ”bayrak”, ”vatan’”, ”kan” ve ”intikam” nidalarıyla ırkçılığı körükleyen ve faşizmin en kolay ve ucuz bulunabilen sokak serserilerini galeyana getiren basın ve yayın organlarının 24 saat boyunca yayın yaptığı bir ülkeyi düşünün…
Birçok şehrinde parti binalarının saldırıya uğradığı ve ateşe verildiği, gazete binalarının saldırıya uğradığı bir ülkeyi düşünün…
Kürtçe konuştu diye insanların öldürüldüğü, Kürt elbiseleri giydiği için insanların linç edildiği, etnik kimliklerinden dolayı emekçi insanlarının linç edilmek istendiği, dükkanlarının ateşe verildiği, otobüslerinin taşlandığı ve saldırıya uğradığı bir ülkeyi düşünün…
Bütün bunların polisi ve askeri arkasına alarak ve rengini kandan alan bir bayrağı sallayarak ”Allah u ekber!”’, ”Şehitler ölmez, vatan bölünmez!”, ”Ne mutlu Türküm diyene!” vb. sloganlarla Kürtlüğü çağrıştıran her şeye saldıran ağzı salyalı sokak serserilerinin kol gezdiği bir ülkeyi düşünün…
Polisinin kuşatma altına aldığı şehirlerde DAİŞ ve diğer cihatçı örgütlerin sloganlarıyla ve ”Allah u ekber!” tekbir ve nidalarıyla masum Kürt halkına saldırdığı bir ülkeyi düşünün…
Ve daha neler, daha neler!…
Alın size Türkiye’nin son 24 saatlik küçük bir resmi!
Türkiye’de iç savaş manzaraları yaşanıyor!
Dün gece Türkiye’de iç savaş provaları yaşandı!
Hani kardeşiz!
Hani et ile tırnak gibiyiz!
Hani halkların kardeşliğini istiyoruz!
Hani Türkiye’yi demokratikleştiriyoruz!
Siz bakmayın renklerinin aynı olmadığına…
Kürt sorunu söz konusu olduğu zaman bozkurt işaretiyle ”Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” diyen kafatasçısıyla…
Kuranı silah olarak kullanan, İslam’ı Türk milliyetçiği için maske yapan ve ”Allah u ekber” nidalarıyla saldıranıyla…
Türk bayrağı ve Mustafa Kemal posterleriyle ”Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diyenleriyle…
Hepsi, ama hepsi!
Bunların hepsi Kürt halkına karşı ortak bir saldırı cephesinde yer alıyorlar.
Kürt halkı, tüm kurum ve kuruluşlarıyla devlet destekli topyekun bir saldırıyla karşı karşıyadır.
Bu saldırılar derhal durdurulmalıdır!
Bu savaş durdurulsun!
Hele iç savaş hiç olmasın!
Maazallah bir iç savaş, herkes için büyük bir felaket olur!
Böyle bir savaşın kazananı olmaz!
Devlet destekli bu topyekun saldırılara, yaşanan ve yaşanacak olanlara karşı Kürtlerin ulusal birlik ve dayanışma içinde olmaktan başka çaresi yoktur!
Cizre ve Kürdistan’ın diğer yerlerinde var olma mücadelesi veren ve direnen halkımızla birlik ve dayanışma içinde olun!
İstanbul, Antalya, İzmir gibi Türkiye metropollerinde yaşayan insanlarımızla dayanışma içinde olun!
Ve,
Ey Kürtler; her alanda, her yerde ve her zaman birlik ve dayanışma içinde olun!
Zira bundan daha etkili bir silah bulamazsınız!
Mehmed Selim UZUN
