İbrahim GÜÇLÜ
(ibrahimguclu21@gmail.com)
İran Kürdistan Demokrat Partisi (İran KDP), 16 Ağustos 1945 yılında Kürdistan’ın Doğusunda Pêşewa Qazi Muhemed’in öncülüğünde kuruldu. Bir sene sonrada, İran KDP’den feyiz alınarak Irak KDP kuruldu.
İran ve Irak KDP’lerin kuruluşunun arkasında uzun bir milli mücadele ve örgütlenme geleneği var. İran ve Irak KDP’lerin Kürdistan’daki kuruluşunun arka planında genel anlamda, Şeyh Ubeydullah Nehri, Bedirxanlar, Simko Ağa, Şeyh Ebdulselam Barzani ve sonrası Barzanilerin milli hareketleri, Azadi örgütünün öncülük ettiği1925 Kürdistan Milli Hareketi, Koçgiri milli hareketi, Bitlisli Mele Selim milli hareketi, İhsan Nuri Paşa’nın öncülük ettiği Ağrı Milli Hareketi ve Şeyh Mehmud Berzenci milli hareketleri vardır.
Her iki parti, İkinci Dünya Savaşı sonrasında demokrasinin sistem ve yaşam biçimi olarak yükseldiği ve benimsendiği koşullarda kuruldular. Her iki parti de demokrasiyi benimsedi. Sosyalist örgüt modelini değil, toplumsal kitlesel demokratik parti modelini benimsediler. Sosyalizmi değil toplumsal-nasyonalist ideolojiyi benimsediler.
İran ve Irak KDP’nin kurucularının benimsedikleri parti modeli ve kabul ettikleri ideoloji, ulusal kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesine uygun bir parti modeli ve ideolojiydi. Bundan dolayı da kısa sürede kitlesel bir karakter kazandılar, halkın desteğini alabildiler.
İran Kürdistan Demokrat Partisi, 1945 yılında İran’ın çok özel koşullarında kuruldu. İran KDP, İran’ın, İngilizler, ABD, Sovyetler Birliği tarafından işgal edildiği koşullarda, Sovyetler Birliği’nin etkisiyle kurulan ama Sovyetler Birliği parti modelini (Lenisist-Stalinist) ve ideolojisini (komünizm) benimsemeyen bir partidir. İran KDP, demokratik parti modelini ve toplumsal-nasyonalist bir ideoloji benimseyen bir partidir. Bu da Sovyetler Birliği’nin baskı ve telkinlerine rağmen, bağımsız kurulabilen ve bağımsızlığını koruyan bir parti oldu. Bundan dolayıdır ki Sovyetler Birliği’nin ısrarlı isteği olan Kürdistan’ın Azerbaycan devletinin özerk ve otonom bölgesi olması isteğini reddetti. Bağımsız Kürdistan devletinin kuruluşuna öncülük etti.
Ama bu da partiye ve liderlerine pahalıya mal oldu. İran’da üç süper güç (ABD, İngiltere, Sovyetler) anlaşınca, Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti’nin yıkılmasına, liderlerinin hukuk dışı yargılamalar sonucu idam edilmelerine göz yumdular.
İran KDP, bize devlet geleneği bıraktı. Bu Kürtler için bir milattır. 1979’da İran’da iktidar ve rejim değişikliği olduğu zaman, Kürdistan’da defacto egemenlik sistemi kurmak, giderek İran devleti ile savaşa tutuşmak bu geleneğin öğrettikleridir.
Dr. Kasımlo, 1979 yılında Pêşawa Qazî Muhemed’in şehit olmasının akabinde, Kürdistan Mehabad Cumhuriyeti’nin geleneğine ve karakterine uygun bir tarzda İran KDP’de liderlik yaptı. Ama ömrü uzun olmadı. İran Komplocu Sömürgeci Devletiyle yaptığı barış anlaşması çalışmalarında kalleşçe katledildi.
Dr. Kasımlo’dan sonra Sait Şerefkendî parti genel sekreteri oldu. Ama onun da ömrü uzun olmadı. İran’ın terörist bir eylemi sonrası şehit oldu.
Parti her iki otorite genel sekreterinin katledilmesinden sonra, kendi içinde önemli sarsıntılar geçirdi. Üzülerek belirtmek gerekir ki İran KDP’de 16 yıl önce (2006) bölünme geçirdi. Milli Devrimci Mücadelelerini iki kanaldan yürüttüler. Bu durum, Kürdistanlıları, özellik de Kürdistan’ın Batısındaki halkımızı, Kürdistan yurtseverlerini fazlasıyla üzdü. Çünkü İran KDP’deki bölünme, milli mücadele hareketine büyük darbe oldu, hareketi zayıflattı. İran sömürgeci devletinin uygulamaları karşısında yeterli etkinlik gösterilmedi, PKK tehlikesine karşı yeterince etkince mücadele edilemedi.
Halkımız, Kürdistanlılar, Kürdistan Yurtseverleri her iki partinin birliği talebini her fırsatta dile getirdiler. Bu talepleri gerçekleşemeyince de umutsuzluğa kapıldılar.
Uzun görüşmeler ve görüşmeler sonucu her iki partinin birlik yapma konusunda önemli merhaleler katlettiği haberleri büyük sevince yol açtı. 21 Ağustos’ta, büyük bir katılımlı kitlesel bir toplantıyla birlik deklarasyonunu yayınladıkları zaman, bütün Kürdistan parçalarında, dünya Kürtleri arasında, özellikle Kürdistan’ın Doğusundaki halkımız arasından sevinç zirve yaptı.
Bu nedenle iki KDP’nin kuruluşunu bir milat olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
Birlik Deklarasyonunda, “bugünden sonra ayrılığa son veriliyor. Her iki KDP tarafları, İran Kürdistan Demokrat Parti ismiyle milli ve siyasi çalışmalarına devam edecek. İki partinin birliği, partinin çalışmasında ve mücadelesinde yeni bir aşamanın başlangıcı olacaktır. Bugün devrimci mücadelenin ayrı ayrı verilmesine son verildi” denildi.
KÜRDİSTAN FEDERE DEVLETİ EGEMENLİĞİNE VE YAPISINA SAYGI
Kürdistan’ın Doğusundaki tüm milli partiler ve özellikle de KDP’ler, Kürdistan Federe Bölgesinin varlığını ve egemenliğini; kurum ve kuruluşlarını; meclisini, hükümetini, siyasi partilerini, liderlerini önemsediler ve onlara saygı duydular.
Kürdistan Federe Bölgesini, kendi evleri, tüm Kürtlerin güvencesi ve geleceği kabul ettiklerinden; korudular. Kürdistan Federe Bölgesinin gelişmesi, büyümesi için destek oldular. Kürdistan Federe Bölgesine küçük bir zararın gelmemesi için olağanüstü çaba gösterdiler. Bunun için, silahlı mücadelelerini durdular. İran sömürgeci Devletinin, onlardan dolayı Kürdistan Federe Bölgesine zarar vermemesi için gayret gösterdiler.
İki partinin birlik deklarasyonunda da bu konuya özel önem ve özen gösterildi.
Bu düşünce ve davranışlar bağlamında, Kürdistan Demokrat Partisi-İran (KDP-İ) Sözcüsü Xalid Ezizi birlik sonrası yaptığı açıklamada, “Kürdistan Bölgesi’nin egemenliğine saygı duyuyoruz. Tüm tarafların Kürdistan Bölgesi tecrübesine ve yapısına saygı duyması gerektiğini” ifade etti.
Aynı zamanda KDP’lerin iki partisinin birleşmesine de değinen Ezizi, “Birleşme fikri her zaman Demokratların arasında vardı, Rojhilat halkı ayrı olmamıza karşıydı. HDK’nin çalışma ve mücadelesi artık birleşmemizin zamanı geldiğini ortaya koydu. “Demokrat Partisi büyük bir konuma sahiptir, iki partinin birleşmesi Rojhilat halkının toplumsal bir talebiydi. Ortak noktalarımız çok ve dostlarımız her zaman birleşmemizi istedi. Kongreye kadar siyasi bir kurul partiyi yönetecek.”
İRAN KDP’NİN ÖNÜNDEKİ ÜÇ ÖNEMLİ GÖREV…
1-İran KDP’nin, bünyesinde ve milli mücadele hattında ve çalışmasında yeni reformlar ve değişimler yapması gerekir. İran KDP, bu durumda halka büyük güven verecek. Kürdistan’ın Doğusundan milli mücadelenin gelişmesinde sadece güvence olmayacak, aynı zamanda milli mücadeleyi daha ileri aşamalara da taşıyacaktır.
2-PKK’nın, Kürdistan’ın Doğusunda da büyük tahribatlar yaptığı, milli hareketi ve Kürdistan örgütlerini tasfiye etmek için İran yönetiminin hizmetinde çalıştığı aşikâr, tartışılmaz bir gerçektir. Bu proje ve stratejinin sonucu, her gün Kürt yurtseverleri darağaçlarına çekilmektedir. Bu tehlikenin önüne geçmek için, Kürdistan’daki tüm milli kurtuluşçu gruplar, siyasi partilerle görüş birliği sağlamalı, bu konuda ortak bir strateji ve yol haritası çizilmeli.
3-İran KDP’nin, Kürdistan’daki millici güçler ve siyasi partilerle koalisyon ve ittifak oluşturması da güncel görevleri arasındadır. Bunun için hemen ilişkiler geliştirmelidir.
Bu hayati ve tarihi gelişmenin ışığında İran KDP’yi kutluyor ve yeni çalışma döneminde kendisine başarılar diliyorum.
Ankara-Qoser, 23 Ağustos 2022