İbrahim GÜÇLÜ
(ibrahimguclu21@gmail.com)
KÜRDİSTAN MİLLİ HAREKETİNİN TARTIŞMASIZ LİDERLERİNDEN BİRİ OLAN ŞEYH SAİD EFENDİNİN ANITI YARGILANIYOR.
PİRANLI/HINISLI ŞEYH SAİT EFENDİ, KÜRDİSTAN MİLLİ HAREKETİNİN TARTIŞMASIZ LİDERLERİNDEN BİRİDİR.
ŞEYH SAİT EFENDİ, VARTO YOLUNDA ESİR ALINDIKTAN SONRA, DEĞERLİ ÖNCÜ VE SAVAŞÇI ARKADAŞLARIYLA BİRLİKTE, İSTİKLAL MAHKEMESİ TARAFINDAN ŞEKLİ, KEYFİ, HUKUKLA ALAKASI OLMAYAN BİR YARGILAMAYLA, İDAMA MAHKÜM OLDULAR.
ONLARIN İDAMININ, DÜNYANIN VE KÜRT MİLLETİNİN DİKKATLERİNDEN KAÇIRILMASI İÇİN DE, ACELE BİR ŞEKİLDE İDAM EDİLDİLER.
ONLAR İDAM EDİLDİKLERİ ZAMAN: DÜNYA KÜRTLERİNİNB HEPSİ YASA BOĞULDU. KÜRDİSTAN’DA YENİ KARANLIK BİR DÖNEM BAŞLADI.
BU KARANLIK DÖNEM, YENİ ULUSAL AYAKLANMALARLA AYDINLATILMAYA ÇALIŞILDI.
SÖMÜRGECİ BARBAR, VANDALİST VE KATLİAMCI DEVLET, ŞEYH SAİT EFENDİ VE ARKADAŞLARININ HALK SEVGİSİNDEN VE SAHİP OLDUKLARI YÜCE BAĞIMSIZLIK İDEALİNİN YAYILMASINDAN KORKTUKLARI İÇİN, MEZARLARININ YERLERİNİ, BİZ TORUNLARINDAN VE KÜRT MİLLETİNDEN GİZLEDİLER.
YAKIN TARİHTE, DİYARBAKIR KÜRT DERNEĞİ (KURD-KOM), KÜRT LİDERİ VE ARKADAŞLARININ MEZARLARININ YERİNİN DEVLET TARAFINDAN GÖSTERİLMESİ İÇİN: KAMPANYA BAŞLATTI.
ONDAN SONRA DA BU TALEP, CESARET KAZANAN AİLESİ, KÜRT KANAAT ÖNDERLERİ, ŞEYH SAİT VAKFI VE BAŞKA İSMİ KÜRT OLMAYAN DERNEKLER TARAFINDAN DİLE GETİRİLDİ.
DENGİR MEHMET FIRAT, “BEN ŞEYH SAİT EFENDİNİN TORUNU DEĞİLİM” DİYE MAHKEMEDE DAVA AÇTIĞI ZAMAN, YİNE KURD-KOM VE BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN YURTSEVER AYDINLARI VE SİYASETÇİLERİ, BİRLİKTE, “BİZ ŞEYH SAİT EFENDİNİN TORUNLARIYIZ” KAMPANYASINI BAŞLATTILAR.
YİNE ALTINI ÇİZEREK ONUR VE GURURLA BELİRTİYORUM Kİ: BİZ ŞEYH SAİT VE ARKADAŞLARININ TORUNLARIYIZ. ONLARIN MIRASINI LAYIKIYLA SÜRDÜREMEDİĞİMİZ İÇİN DE BAŞIMIZ EĞİK DURUMDAYIZ.
HINIS BELEDİYE BAŞKANI VE AİLESİ, SON DÖNEMDE, ŞEYH SAİT EFEMDİNİN ANITININ HINIS’TA DİKİLMESİ İÇİN BİR ÇALIŞMA BAŞLATMIŞ DURUMDALAR.
BELEDİYE BAŞKANI VE AİLESİNİN BU ÇALIŞMASI, SÖMÜRGECİ DEVLET TARAFINDAN EŞYANIN TABİATINA UYGUNLUK İÇİNDE ENGELLENMEKLE KALINMIYOR.
ANITI DİKMEK İSTEYENLER HAKKINDA DAVA DA AÇILMIŞ DURUMDA.
BU KONUYLA İLGİLİ OLARAK “Tevgera Ciwanên Kurdistanê/Kürdistan Gençlik Hareketi” BÜYÜK BİR DUYARLILIK GÖSTEREK, KAMUOYUNU DUYARLI KILMAK İÇİN AÇIKLAMADA BULUNDU.
KÜRDİSTAN GENÇLİK HAREKETİNİN BU AÇIKLAMASINI, KAMUOYUYLA PAYLAŞIREKN BAŞTA KENDİMİ VE HERKESİ BU DAVAYA SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM.
ŞEYH SAİT EFENDİNİN ANITINA SAHİP ÇIKMAK MİLLİ, HAK VE HUKUK, ADALET, VİCDAN VE İNSANİ BİR GÖREVİMİZDİR.
Amed, 19/20 Ocak 2016
Şêx Seîd’in Anıtı Yargılanıyor!
Kürdistan tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Şêx Seîd, 91 yıl önce sömürgeciler tarafından idam edilerek katledildi. Bıraktığı ulusal/kültürel miras Kürdler için çok değerli bir referans kaynağı olmaya devam ederken, aynı zamanda sömürgeci devleti huzursuz etmeye de devam ediyor. Şêx Seîd’i katleden TC, halk üzerindeki olumlu etkisini bildiği için kendisiyle birlikte yoldaşlarını bilinmeyen bir yere defnederek mezarlarını gizli tuttu/tutmaya devam ediyor.
Bir insanın ölüsünden korkmak, o insanın toplum üzerindeki düşünsel etkisinden ve saygın kişiliğinden dolayıdır. Devlet bütün insanlık dışı uygulamalarına rağmen Kürdler ile Şêx Seîd arasında var olan güçlü bağı koparamadı; Şêx Seîd’i unutturamadı. Dahası devlet hala Şêx Seîd’in manevi varlığından korkuyor ve bu korkusunu da uygulamalarıyla gösteriyor. Bilindiği gibi devlet Şêx Seîd’in halk üzerindeki etkisini kırmak için birçok yalana başvurmuş ve her yalanı da farklı etki yapabileceği kesimlere ezberletmişti.
Batı’ya ve “Laik” kesime “Şêx Seîd Şeriat istiyordu, gericiydi” propagandasını yapan devlet, Dindar kesime de “Bölücüydü, Ümmeti parçalıyordu” propagandasını yaparak Şêx Seîd’i etkisizleştirmeye çalıştı. Birçok kesim bu propagandadan etkilendi. Ve ne yazık ki “Kürd” olduğunu söyleyenler de bu kirli oyuna alet olup “Şêx Seîd İngiliz ajanıydı, modern Cumhuriyete karşı gerici bir ayaklanmanın başıydı” diyecek kadar düşkünleşenler oldu…
Şêx Seîd’in devleti ürküten özelliği, Dindar ile Milli/Ulusal Kimliklerin karşıt olmadığını, aksine dindar olmanın Kürd/Kürdistan sorununa duyarlı olmayı gerektirdiğini yaşamıyla göstermiş olmasıdır. Bu duruş, hem Türk-İslam hem de sol/sosyalist ezberleri bozuyordu/bozmaya devam ediyor…
Devletin Şêx Seîd’e tahammülsüzlüğünü ve korkusunu gösteren olaylardan biri de, hala mahkemesi devam eden ‘Şêx Seîd anıtını yapma’ girişimidir.
Hınıs Merkezde Şêx Seîd’in anıtını yapmaya girişen ailesi, devletin (Kaymakamlığın) engeliyle karşılaştı. Bu engel, Xınıs Merkezi yerine Belediye sınırları içinde başka bir yer belirlenerek anıtın yapılmasına karar verildi. Bu yeni yere de tahammül edemeyen barbar devlet, “suç ve suçluyu övme” suçundan dolayı Hınıs Belediye Başkanı ve bir mühendis hakkında dava açtı. Söz konusu davada 15 yıl hapis istemiyle yargılanan Belediye Başkanı aynı zamanda Şêx Seîd’in torunu olan Hasan Basri Fırat’tır. Aynı davada yargılanan Mühendis de yine Şêx Seîd’in torunu olan Abdulhakim Fırat’tır. İlk duruşması 17 Aralık’ta yapılan yargılamanın ikinci duruşması ise 21 Ocak’ta Hınıs’ta görülecek.
Açılan davada dikkat çekici nokta, İstiklal Mahkemesinin tutanaklarının mahkemeye delil olarak sunulması ve Şêx Seîd ile dava arkadaşlarının ”suçlu” olduklarının bu tutanaklara dayandırılmaya çalışılmasıdır. İstiklal Mahkemesinin Tutanaklarında, Şêx Seîd ve dava arkadaşları ‘Müstakil (Bağımsız) Kürdistan kurma girişimiyle yargılanıyorlar. Bu belgeyle devlet, kendi yalanlarını/hilelerini ve kirli propagandasını boşa çıkarmış oluyor.
Evet, Şêx Seîd ve dava arkadaşları dinlerine son derece bağlıydılar; ama aynı zamanda Kürdlerin devletleşme hakkını tereddütsüz savunuyorlardı. Devlet de, Kürd oldukları ve Kürdlerin Ulusal haklarını savundukları için onları katletti.
Şêx Seîd’in anıtından dolayı açılan dava, Şêx Seîd’in anısına karşı işlenen bir insanlık suçudur. Anıt dolayısıyla yargılanmak, Şêx Seîd’in anısına sahip çıkıldığı için yargılanmaktır. Devlet hem anıtı hem de anıyı yargılıyor. Şêx Seîd ve dava arkadaşlarının anısına sahip çıkmak her namuslu Kürdün tarihi sorumluluğudur.
21 Ocak’taki duruşmada Şêx Seîd ailesini yalnız bırakmayalım! Çünkü Şêx Seîd sadece bir ailenin değil, namuslu tüm Kürdlerin büyüğüdür.
Tevger olarak kendimizi Şêx Seîd’in torunları olarak görüyor ve diyoruz ki; Şêx Seîd’in anısını yaşatmak ve ailesiyle bu tarihi davada dayanışma içinde olmak hepimizin tarihi/vicdani ve Kürdistani görevidir.
Bu davayı mahkûm etmek için herkesin üstüne düşeni yaparak kamuoyu oluşturmaya ve duruşmaya katılmaya davet ediyoruz…
Tevgera Ciwanên Kurdistanê/Kürdistan Gençlik Hareketi
17.01.2016