Kitabın tam adı şöyle: ‘Aleviler ve Sosyalistler, Sosyalistler ve Aleviler

Ismail BEŞIKÇI

Bir KarşılaÅŸmanın Kenar Notları, (Derleyenler: Ayhan Yalçınkaya Halil Karaçalı, Dipnot Yayınları, 2020, Ankara  377 s.

Kitap, Ayhan Yalçınkaya ve Halil Karaçalı’nın birlikte hazırladıkları Sunuş yazısıyla başlamaktadır. (s.7-11)

Kitapta üç bölüm vardır. ‘İki Yarısı Arasında  Sayfanın’ baÅŸlığını taşıyan Birinci Bölümde, Şükrü Aslan, Murat CoÅŸkuner-Seçil Aslan CoÅŸkuner, Dilek KızıldaÄŸ Soileau, Mehmet Ertan, Ä°brahim Bahadır ve  Hüseyin Aygün’ün yazıları yer almaktadır. (s. 15-128)

Ä°kinci Bölümün baÅŸlığı, ‘Kimin ‘Adı Yazılı Ãœstünde Taşının’ ÅŸeklindedir. Bu bölümde, Cemal Salman, Ali Duran Topuz, Kelime Ata, Yelda Yürekli ve Fikriye Yücesoy’un yazıları vardır. s. 131-219)

Kitabın Üçüncü Bölümünün baÅŸlığı â€˜Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca’  ÅŸeklindedir. Bu bölümdeki yazıların yazarları, Ayhan Yalçınkaya, MenekÅŸe Aykan, ErdoÄŸan Aydın,  Demir Küçükaydın,  Sefa Feza Arslan, ve Ä°smail BeÅŸikci’dir. ( s. 223-373)

                                                      ***

Aleviler ve Sosyalistler kitabında sözü edilen Alevilik, Ali taraftarlığı anlamında bir Aleviliktir. Bu, Åžii Ä°slam’a asimile olma sürecinde bir Aleviliktir. Ama esas Alevilik, Rêya Heqîyê olarak adlandırılan Aleviliktir Bu kitapta bu AleviliÄŸin adı bile geçmemektedir. Bunun çok önemli bir eksiklik olduÄŸunu vurgulamak gerekir.

Rêya Heqîyê denildiÄŸi zaman, Munzur Çem, ErdoÄŸan Yalgın, Ahmet Önal, Dursun Ali Küçük, Selahattin Ali Arik gibi araÅŸtırmacı yazarlar ve bu yazarların yazıları, kitapları akla gelmektedir. Aleviler ve Sosyalistler kitabında bu yazarlar yer almamaktadır. Ayrıca, yukarıda belirtilen yazarların yazılarında bir dipnotuyla bile isimleri, eserleri anılmamaktadır. Benim Alevilerle ilgili yazılarımı da bu çerçevede deÄŸerlendirmek mümkündür.

Kitapta Ali Duran Topuz’un bir yazısı var. Yazı Gêrmiya ÃŽmaman ve Ramazan Davulu baÅŸlığını taşıyor. (s. 152-160) Bu Rêya Hêqîyê’nin  Ä°stanbul’da nasıl yaÅŸandığı ile ilgili bir görüntüdür. Alevi ailenin hazırladığı ve Müslüman komÅŸularına da ikram ettiÄŸi aÅŸure bu Müslüman komÅŸular tarafından pencereden dökülüyor. Alevi ailenin hazırladığı aÅŸurenin pencereden dökülmesinin  sokaktaki herkes tarafından, bütün aileler tarafından görülmesine de özen gösteriliyor.(s.155-156)

Şüphesiz, Rêya Hêqîyê’nin  Ä°slamla, Åžii Ä°slamla, Ä°mamlarla vs. bir iliÅŸkisi yoktur. Bugün, Åžii Ä°slam yani Oniki Ä°mamcı bir ailenin hazırladığı yemeÄŸe karşı, herhangi bir Müslümanın, bu ÅŸekilde bir tepki vermesi mümkün deÄŸildir.

Bu arada ÅŸunu da belirtmek gerekir kanısındayım. Ayhan Yalçınkaya hocanın, uzun uzun anlatmaya çalıştığı ‘Rıza Åžehri’, tasarımı, Zerdüşt, Mani Mazdek- Hurremi, Karmati düşünce ve eylemleri etkisiyle üretilmiÅŸ bir tasarımdır, kanısındayım. (s.223-272) Kanımca Buyruk da  Zerdüşt, Mani Mazdek-Hurremi, Karmati  düşünce ve eylemlerden etkilenmiÅŸtir

Bu çerçevede, Alevilik Ãœzerine  baÅŸlıklı yazıyı (nerinaazad, 1 Ocak 2020) güncelleyerek yeniden yayımlamayı, bu yazıya ek olarak vermeyi uygun gördüm

EK

Alevilik Üzerine…

Alevilik, bugün,  iki anlamda kullanılmaktadır. Yaygın kullanımı Ali taraftarlığıdır. Dördünçü Halife Ali (599-661),  Necef’te, camide namaz kılarken, bir Harici tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür. Dördüncü Halife Ali’nin öldürülmesi, Ä°slam’da ŞİA’nın doÄŸmasına yol açmıştır. 680’de Hz. Ali’nin küçük oÄŸlu  Hüseyin’in Kerbela’da Yezid’in askerleri tarafından katledilmesi ve kafasının kesilmesi, ŞİA’nın derinleÅŸmesini ve yaygınlaÅŸmasını saÄŸlamıştır.

O tarihlerden beri Ä°slam’da iki büyük siyasal parti vardır. Sünni Ä°slam, Åžii Ä°slam.  O tarihlerden beri, Sünni Ä°slam din adamları, Sünni Ä°slam dışında kalan bütün Müslümanlara, Ali taraftarı anlamında Alevi, Aliyyun, Aleviyyun  demiÅŸlerdir.  Bu çerçevede, Zeydiler, (BeÅŸ Ä°mamcılar) Ä°smaililer, (Yedi Ä°mamcılar) Caferiler (Oniki Ä°mamcılar) Nusayriler  Alevi olarak anılmaktadır. Bugün, Türkiye’de Alevilik kavramı daha çok bu anlamda kullanılmaktadır. Sünni din adamları, Haricileri de Alevi olarak deÄŸerlendirmektedir. Bu anlamda, bu kavramın çok yaygın bir kullanım alanı vardır.

Alevilik sözcüğünün, ikinci anlamı ÅŸudur. Bugün, Alevi olarak ifade edilen  dinin, inancın esas  adı Rêya Heqîyê’dir. Rêya Heqîyê, Ä°slam’dan  Ã§ok önceki bir dindir. Mitra kökenli bir dindir ve 4000 yıldan daha fazla bir  geçmiÅŸi vardır. Rêya Heqîyê’nin Alevi olarak deÄŸerlendirilmesi, Rêya Heqîyê’nin de Alevi kavramı içinde deÄŸerlendirilmesi elbette çok yanlıştır. Ama bu yanlış, bilinçli olarak ve yaygın bir ÅŸekilde sürdürülmektedir.

                                                        ***

Resmi ideolojinin, Alevileri Müslümanlığa asimile etmek gibi bir amacı var. Kürdleri Türklüğe asimile etmek, Alevileri Müslümanlığa asimile etmek resmi ideolojinin çok önemli iki çabasıdır. Burada Aleviler’den kasıt elbette, Rêya Heqîyê inancında olanlardır. Devletin, Ä°slam’ın önemli iki partisinden biri olan  Şİİ Ä°slamla elbette bir sorunu yoktur. Burada, resmi ideolojiyi  bir kere daha tanımlamak önemli olmalıdır. Resmi ideoloji herhangi bir ideoloji deÄŸildir. devletin, idari ve cezai yaptırımlarıyla korunan ve kollanan bir ideolojidir. Resmi ideolojiyi benimsemediÄŸiniz zaman, eleÅŸtirdiÄŸiniz zaman, idari ve cezai yaptırımlarla  karşılaÅŸabilirsiniz.

1994-1995 yıllarında Ä°ran’dan  Türkiye’ye bir heyet gelmiÅŸti. Dönemin BaÅŸbakanı Tansu Çiller’e, Türkiye’nin çeÅŸitli bölgelerinde yaÅŸayan Alevilerle ilgili olarak şöyle demiÅŸti: â€˜Ya siz SünnileÅŸtirin, ya biz ÅžiileÅŸtirelim’ Burada sözü edilen Aleviler, elbette Rêya Heqîyê inancında olanlardı. O günlerden sonra Türkiye’de  Rêya Heqîyê inancında olanların ÅžiileÅŸtirilmesi hızlandı. O zaman, Ä°ran’ın dini liderlerinden Ayetullah Åžeriat Medari, dönemin, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Süleyman Ateş’e de,  böyle demiÅŸti. (Ali Yıldırım, Alevi Öğretisi, Ä°talik Yayınları, 2000, s. 176)

Burada Kaygusuz Abdal’ın  iki ÅŸiirine deÄŸinmek gereÄŸi vardır. (Kaygusuz Abdal, 14. yüzyılın ikinci  yarısı- 15. yüzyılın ilk yarısı)

Kıldan Köprü yaratmışsın

Varsın kullar geçsin diye

Hele biz şöyle duralım

Yiğit isen geç a Tanrı

İkinci şiir de şöyle:

Bakkal misin teraziyi neylersin
Isin gücün yoktur gönül eğlersin
Kulun günahini tartip neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne

Görüldüğü gibi burada, çok güçlü bir Tanrı eleÅŸtirisi vardır. Bu tür eleÅŸtirileri ancak, Rêya Heqîyê inancında olanlar yapabilir. Gerek Sünni gerek Şİİ  Ä°slam mensubu olanların  bu tür eleÅŸtiriler yapmaları olası deÄŸildir.

 â€˜Horasan’dan Nasıl Geldik?

Burada, Faik Bulut’un â€˜Horasan’dan Nasıl Geldik? kitabı üzerinde küçük bir deÄŸerlendirme yapma gereÄŸini hissediyorum. Kitabın, ana baÅŸlığından sonraki baÅŸlığı, â€˜Alevilerin Yol Hikayesi’ adını taşıyor.

Faik Bulut, â€˜Horasan’dan Nasıl Geldik? â€˜Alevilerin Yol Hikayesi’, 4. basım, Kor Kitap, Aralık 2018, Ä°stanbul 472 s.

Burada sözü edilen Aleviler, bu yazının başında vurgulamaya çalıştığımız, Ali taraftarı anlamında, Şİİ İslam’a mensup olanlardır. Faik Bulut, s. 252-253, 269’da bu kesimin Ali yanlıları olduğunu belirtiyor.

Ä°ncelemede, Alevi, Åžii kavramları birbiriyle özdeÅŸ olarak,  ‘Şii-Alevi’ ÅŸeklinde  ifade edilmektedir. â€˜Horasan’da Ön AleviliÄŸin OluÅŸumu’ baÅŸlıklı bölümde (s. 251-293) bu ifade tarzı daha yoÄŸun bir ÅŸekilde kullanılmaktadır.

 Ama, incelemede, Ä°ran’da  Ehl-i Hak (Yarsan)  Irak’ta Kakai olarak dile getirilen  inanç da, Ali yanlıları arasında  incelenmektedir.  (Bölüm IX s. 339-431)  Bu tutum, şüphesiz doÄŸru deÄŸildir. Ehl-i Hak, (Yarsan) Kakai inançları Mitra kökenlidir.  Ä°slam’dan çok önceki bir inanç olduÄŸu, Kuzey Mezopotamya kökenli bir inanç olduÄŸu açıktır.  Bu inanç daha çok Kürdlerde ve Farslarda yaÅŸam bulmuÅŸtur. Ehl-i Hak, (Yarsan) Kakai inançları, dinleri, Rêya Heqîyê ve Ezidilik, bir ulu çınarın üç dalı gibidir.  Daha sonra geliÅŸen, Zerdüşt, Mani, Mazdek, Hurremi  dinleri de Mitra kökenlidir. Rêya Heqîyê’nin ve benzerlerinin doÄŸa dini oldukları söylenebilir.

Rêya Heqîyê’nin Ä°slam olmadığını gösteren çok önemli bir olgu,  Faik Bulut’un incelemesinde de vardır.  Tac-ül Arifin   Ebül Vefai Kürdi’ tarafından, (925-1007)  Ã¶ÄŸrencilerinden, Åžeyh Dilo Belincan’a  verilen bir ÅŸecereden söz edilmektedir. Bu ÅŸecerede, Åžeyh Dilo Belincan’ın Dersim’e gitmesi ve oradaki halka Müslümanlığı öğretmesi istenmektedir. (s. 371-374)

Bütün bunlara raÄŸmen, Faik Bulut’un, Ehl-i Hak (Yarsan) Kakai gibi inançları Hz. Ali yanlıları ile birlikte deÄŸerlendirmesi  ÅŸaşırtıcıdır. Ama Faik Hoca, buna bir açıklama getirmiyor. Çünkü, Åžia, Hz. Ali yanlıları Müslümandır. Ä°slam’ın Åžii kesimine baÄŸlıdır. Ehl-i Hak, (Yarsan) Kakai gibi inançlar ise, Ä°slam’dan çok önceki inançlardır. Mitra inancının 4000 yıldan daha fazla bir geçmiÅŸi vardır. Ä°slam ise 1400 yıla yakın bir geçmiÅŸe sahiptir. KızılbaÅŸlığın 600, AleviliÄŸin yani,  Alevi kavramının kullanılmasının ise 140 yıla yakın bir geçmiÅŸi vardır. YahudiliÄŸin ise 3300 yıllık, Hristiyanlığı 2000 yıllık bir geçmiÅŸi vardır.

KızılbaÅŸların, özellikle baÅŸlıklarında kızıl rengini kullanmaları, Åžah Ä°smail’in ailesinin Kürd kökenleriyle  ilgilidir.

Mazdekiler ve Hurremiler de giysi ve bayraklarında kızıl rengini kullanıyorlardı. Bu bakımdan onlar, surhalaman  (kızıl bayraklı insanlar) surjamagan (kızıl giysili insanlar) ÅŸeklinde adlandırılıyorlardı. (Merhdad R. Ä°zady, Bir El Kitabı Kürtler, Doz Yayıncılık  2004, Ä°stanbul, ‘dan aktaran Munzur Çem, Dersim Merkezli Kürt AleviliÄŸi, Vate Yayınları, 2011 s. 130)

Ehl-i Hak, (Yarsan) Kakai inancının, Hz. Ali’ye baÄŸlılığını ifade etmesi, Ä°slam’ın baskısı, ÅŸiddeti karşısında,  yaÅŸayabilmek için kendini öyle gösterme, gizleme çabasıdır.

Munzur Çem, Kermê Dare Dare Ya Reno baÅŸlıklı yazısında, (Deng, Sayı 113, Mart 2019,  s.67) Ehl-i Hakların, ibadet sırasında, kutsal, saygın saydıkları kiÅŸileri anarken, Sey Rıza’nın ismini andıklarını  anlatmaktadır.  Aynı ÅŸekilde, Faik Bulut da, Ehl-i Hakların ibadet sırasında, Sey Rıza’nın adını andıklarını dile getirmektedir. (s. 261)

Rêya Heqîyê                                                                                                              

Son yıllarda, â€˜Alevilik’ ile ilgili çalışmalar artmaktadır. Bu çerçevede öze dönüş de baÅŸlamış, Rêya Heqîyê gündeme gelmiÅŸtir. Bu çerçevede, Ahmet Önal’ın, ErdoÄŸan Yalgın’ın, Munzur  Çem’in,  Dursun Ali Küçük’ün, Selahattin Ali Arik’in, benzer araÅŸtırmacıların yazılarına deÄŸinmek gerekir.

Burada, Ahmet Önal’ın yazıları ÅŸunlardır: Ahmet Önal’ın yazılarından biri , Rêya Heqîyê, Alevilik, Ä°slam (nerinaazad, 13.12 2018) baÅŸlığını taşımaktadır. Ä°kinci yazı ise, Rêya Heqîyê Ä°nancı Mihtra Ä°nancıdır. Müslümanlık, KızılbaÅŸlık, Alevilik DeÄŸildir (nerinaazad, 8.9. 2019) baÅŸlığını taşımaktadır.

Ahmet Önal’ın baÅŸka bir yazısı, Kürd AÅŸiretlerinde Alan Koruma (nerinaazad, 26.12.2019) baÅŸlığını taşımaktadır. DiÄŸer bir yazı, Daraldıkça Dersim’den Kopmak  ve Kötülük Yapmak  (nerinaazad, 1.1.  2020) Bu arada, Ahmet Önal’ın, Musa ve Kitabı Tevrat, (nerinaazad,  14.12. 2019) yazısına da iÅŸaret etmek gerekir.

Ahmet Önal’ın ÅŸu yazısı da önemlidir: Ebu’l Vefa Önemli Bir Kırılmadır  (10 Eylül 2019,  bana gönderilen ileti. ) Bu yazıda, Tac-ül Arifin   Ebül Vefai Kürdi’nin, ( 925- -1007) cem yapmalarından, kadın-erkek birlikte semah dönmelerinden dolayı,  Sünni Ä°slam Bilginleri tarafından,  BaÄŸdad’da sorguya çekildiÄŸi, bu sorgu sırasında, Ebül Vefayı Kürdi’nin Rêya Heqîyê inancından taviz verdiÄŸi, bundan sonra Rêya Heqîyê inancı ile Ä°slamı birleÅŸtirmeye, yakınlaÅŸtırmaya çalıştığı, bunun da Rêya Heqîyê’de büyük bir kırılmaya sebep olduÄŸu vurgulanmaktadır. Benzer nedenlerden dolayı, Hallac-ı Mansur’un (858-922),Kürd filozofu Åžahabeddin Sohreverdi’nin (1154-1191), iÅŸkence edilerek katledildikleri biliniyor Ebul Vefayı Kurdi’nin doÄŸum ve ölüm tarihleri hakkında farklı tarihler de vardır. (925-1017) ÅŸeklinde bir tarih de vardır.

Murad Ciwan, 21 Aralık 2020’de, bana gönderdiÄŸi bir iletide,Ä°slam’ın geliÅŸmesi sırasında, bazı inançlar üzerindeki baskıyı belirttikten sonra,  ÅŸunları da söylemektedir: 

Bazı toplulukları tamamiyle kendi dinlerine döndürebildiler ama bazıları da yeni aldıkları bilgileri kendi var olan inançlarıyla yoÄŸurarak, kendi inançlarıyla uyumlaÅŸtırarak aldılar. Böylece yeniden Ä°slam ya da Hristiyanlık  dışı bir inanç ortaya çıktı. Ama bu yeni dinlerden dönüştürerek aldığı özellikler nedeniyle antik dinlerden farklı yeni bir versiyon oldu, yani adlar da aldı. Bir de azınlık olarak islam çoÄŸunlukları içinde oldukları için daha önceki ad ve sembollerinde yeni din ortamında yaÅŸam alanı bulacak deÄŸiÅŸiklikler yaptılar. Bu nedenle onlara artık ZerduÅŸti, ya da Mitrai demiyor Ehlê Haq/Rêya Heq, Kakeyî, ya da Êzîdî diyoruz. Kendileri de böyle diyor.

Åžeyh Adi bin Müsafir ve Ebü’l Vefa el Kurdi gibi mürÅŸidler/misyonerler ve onların neslinden ya da yolundan gelenler, Hristiyanlıktan ve Ä°slam’dan etkilenen bu yeni Ä°nanç aÅŸamasının sembollerini, yol yordamını oluÅŸturdular. Yani bir nevi Ä°slamlık ya da Hristiyanlık sonrası ZerduÅŸtilik ve Mitralık gibi’

Selahattin Ali Arik, Rêya Heqîyê inancı ile Ä°slam’ı baÄŸdaÅŸtırma iÅŸini, sadece Tac-ül Arifin   Ebül Vefai Kürdi tarafından yapılmadığını, örneÄŸin Sex Adıyy’ın da bu süreçte rolü olduÄŸunu belirtmektedir. Sex Åženbeki, Åžex Suvari, Åžex Hawara, Åžex Azirî  gibi Yarsan din adamlarının da eklemektedir. (Alevilik ve Tarihi, Dara Yayınları,  Haziran 2019, Diyarbakır, s.150)

ErdoÄŸan Yalgın’ın yazıları ise ÅŸunlardır:  Yol 1 Sürek Rêya/Raa Heqi Ä°nancı (Kürt AleviliÄŸi)

Kalubeladan Beri Dersim Rêya Heqi İtikadının Antik Kökleri Bölüm 1

Kalubeladan Beri Dersim, Rêya Heqi İtikadının Antik Kökleri Bölüm 2

Bu üç yazı, yazarın, Yol 1 Sürek Rêya/Raa Heqi İnancı Kürt Aleviliği kitabındaki ilk üç yazıdır. (Fam Yayınları, Kasım 2018 İstanbul

Ayrıca bk.  ErdoÄŸan Yalgın, Biz tarihimizi, Tufanların YaÅŸandığı Kutsal Topraklarda Arıyoruz. ErdoÄŸan Gülbahçe’ye verilen röportaj, Dersim Gazetesi,  Ocak 2018,  Yıl 7 Sayı 75, s. 8-12; Semah Dergisi,  Sayı 38,   Mart-Nisan 2018,  s. 39-44

ErdoÄŸan Yalgın’ın, Ä°smet Yüce’ye verdiÄŸi röportaj da önemlidir. Bu röportaj, Åžubat/Mart 2020 tarihli ve 86 sayılı Dersim Gazetesinde yayımlanmıştır. Röportajın giriÅŸinde, â€˜AraÅŸtırmacı Yazar ErdoÄŸan Yalgın ile KonuÅŸtuk’ denilmektedir. Daha sonra röportajın baÅŸlığı yer almaktadır: ‘Bu yolun vicdanlı bir talibi, Muhammed’i, Ali’yi, Ehlibeyt’i sevmekle Müslüman olunamayacağını çok iyi bilir’

ErdoÄŸan Yalgın’ın ÅŸu kitapları da dikkate deÄŸer. Dersim’in Gizemli Tarihi 1 Åžeyh Dilo Belincan’ın, (Berxêcan) Åžeceresi ve Kürt AÅŸiretleri Fam Yayınları, Mart 2017, Ä°stanbul  Bu kitapta, Şıx Dilo Berxêcan’ın Åžeceresi baÅŸlıklı yazıda  Ebül Vefai Kürdi hakkında  yukarıda söz edilen iki farklı doÄŸum ve ölüm tarihleri de yer almaktadır s.96, s. 97)

Dersim’in Gizemli Tarihi 2 Şıx Deli Berxêcan Ocağı,  ve Pilvank AÅŸireti Tarih, Folklor, Ä°nanç, CoÄŸrafya, Fam Yayınları,  Mart 2017 Ä°stanbul

ErdoÄŸan Yalgın, Kürd AleviliÄŸi, I, Fam yayınları Ekim 2019)                         

Munzur Çem’in yazıları, kitapları ise şöyle: Dersim Merkezli Kürt Aleviliği, Vate yayınları, 2011 İstanbul

Dersim’de Alevilik, Peri Yayınları,  1999, Ä°stanbul

Hewraman-Dersim Sırrı,  Ä°BV, Ä°stanbul 592 s.

Kermê Dare Dare Ya Reno, (Deng, Sayı 113, Mart 2019,  s. 64-78)

Dursun Ali Küçük’ün incelemesi ise şöyle:  Hak Yolunda Hakikate Ermek,  Alevilik, Rea Haq-Hak Yolu-Yarsan-Kakailik-Ezidilik-Ezdan-Yezdahi: Yezdan, Pel Yayıncılık, Aralık 2019 Ä°stanbul

Bu arada Selahatin Ali Arik’in çalışmalarını da not etmek gerekir. Aryan İnançlar ve Rêya/Raa Heqîye, Mihtra, ZErvan, Zerdüşt, Mani, Mazda, êzdiyati ve Kürd Aleviliği, İBV Yayınları, Nisan 2015, İstanbul,

Alevilik ve Tarihi, Dara Yayınları, Haziran 2019 Diyarbakır

Temel Sorun                                                     

Temel sorun,  Türkiye’nin çeÅŸitli bölgelerinde yaÅŸayan   Rêya Heqîyê dininde, inancında olanların, Şİİ Ä°slam’ın bazı kavramlarıyla, ritüelleriyle yaÅŸamaya baÅŸlamalarıdır.

Ali, Hasan, Hüseyin, Kerbela, Zülfikar, Fatıma Ana, Ehlibeyt, Oniki Ä°mam, Ä°mamet, Evladı Resul gibi kavramlar Åžii Ä°slam’ın kavramlarıdır. Bu kavramlar etrafında geliÅŸen, yaÅŸanan birçok ritüel vardır. Bu kavramların, ritüellerin Rêya Heqîyê inacındaki insanları nasıl etkilediÄŸi, bu etkinin ne zaman  baÅŸladığı, nasıl geliÅŸtiÄŸi, günümüzde nasıl yaÅŸandığı çok önemli sorunlardır. Daha önceki yazılarda bu konu üzerinde durulmuÅŸtur.

Devlet, bugün, Alevi olarak dile getirilen  Rêya Heqîyê inancındaki insanları, aileleri Sünni Ä°slam’a asimile etmek için  çok çaba sarfetti. Gelinen aÅŸmada Şİİ Ä°slam’a asimile yaÅŸandığını söylemek mümkündür.  ÖrneÄŸin, bugün, Dersim’de, Rêya Heqîyê doÄŸa dini inancı da yaÅŸamaktadır. Oniki Ä°mamcılık da yaÅŸamaktadır. DaÄŸlara, sulara, aÄŸaçlara, hayvanlara vs. saygı  doÄŸa dini inançlarıyla ilgilidir. DaÄŸlardaki, suların başındaki ziyaretlerde, kutsal bir kiÅŸini ikamet ettiÄŸine  inanılır.  Hz. Ali’ye baÄŸlılık, Zülfikar’a baÄŸlılık, ‘Musa Kazım’dan geliyoruz’, ‘Kökümüz Ä°mam Ali Rıza’ya dayanmaktadır’ gibi sözler de Åžii Ä°slam’ı görünür kılmaktadır. Ama, Rêya Heqîyê’nin Åžii Ä°slam’a asimile süreci de çok yoÄŸun ve yaygın bir ÅŸekilde devam etmektedir. Bugün, Alevi olarak anılan Rêya Heqîyê inancındaki kiÅŸilerin, Hz. Ali’ye, Ä°mamlara, Zülfikara, Hz. Hüseyin’e, Kerbela’ya, Ehlibeyt’e baÄŸlılığını gören Türk devlet adamları şöyle demektedir. ‘Esas sorun Hz. Ali’yi sevmekse, biz Hz. Ali’yi daha çok seviyoruz.’

Devlet, bu kiÅŸilere, ailelere ÅŸunu da söylemektedir. ‘Hz. Ali Camiye giderdi, namaz kılardı. Siz neden camiye gitmiyorsunuz, namaz kılmıyorsunuz? Camiye gidin, namaz kılın…’ Devletin bu anlayışı ve teklifi yok sayılamaz. Bu bakımdan Rêya Heqîyê inancında olanların, Hz. Ali ile, Hz. Hüseyinle, Ä°mamlarla iliÅŸkilerini  gözden geçirmeleri gerekir.

https://www.nerinaazad.co/tr/columnists/ismail-besikci/aleviler-ve-sosyalistler-kitabi-uzerine

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *