İbrahim GÜÇLÜ
Her milleti millet yapan temel değerlerinin üzerinde yükselen ve oluşan, başka büyük değerler ve semboller vardır. Bu sembollerden en büyüğü, en kıymetlisi, en belirgini, milletleri uluslararası düzeyde tanıtan değeri, bayrağıdır. Bu gerçek, Kürt milleti için de geçerlidir. Bundan dolayı, Kürdistan bayrağı, Kürt milletini millet yapan temel ve alt yapı değerlerinin üstünde yükselen en büyük milli değeridir. Bundan dolayıdır ki, büyük bir tarihi geçmişe sahip, büyük mücadeleler sonucu son şeklini almış bir milli değerdir.
Kürdistan Bayrağı, en açık ve legal biçimde Kürdistan Mehabad Devletinde yükseltildi. Kürdistan Mehabad Devletinin, Sovyetler Birliğinin ihanetine uğramasından sonra, Sömürgeci ve Irkçı İran Devletinin saldırısına uğradı. Bu saldırıya karşı Kürdistan Mehabad Devletinin cumhurbaşkanı Qazî Mihemed ve devlet yöneticilerinin önünde iki alternatif vardı. Birinci alternatif, Sömürgeci İran Devletine karşı savaşmaktı. İkinci alternatif, savaşmadan halkın yanında kalarak onu korumak, kitlesel katliamın önüne geçmekti. Kürdistan Mehabad Devleti Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri, Milli Lider Mustafa Barzani’nin isteği ve önerisine rağmen, savaşmayı değil, ikinci alternatifi mücadele biçimi olarak seçtiler.
Kürdistan Mehabad Devleti cumhurbaşkanı ve diğer yetkilileri savaşmama yoluyla halkımızı katliamdan koruma yolu seçerken, Kürdistan Milli Lideri Mustafa Barzani ve arkadaşları, Kürdistan Cumhurbaşkanının isteği ve onayıyla Sovyetler birliğine geçmeye karar verdiler. Mustafa Barzani ve arkadaşları Sovyetler Birliğine gitmeye karara verdikten sonra, Kürdistan Mehabad Devletinin geleceğinin ne olacağı kestirilerek, Kürdistan Bayrağı’nın korunması ve gelecekte Kürdistan’da yükseltilmesi için Mili Lider Mustafa Barzani ve arkadaşlarına teslim edildi.
Kürt Milli Lideri de, Kürdistan Mehabad Devletinin Cumhurbaşkanı büyük insan, ilk Kürt cumhurbaşkanı Qazî Mihemed’den aldığı Kürdistan Bayrağını, canından fazla korudu.1958 yılında Irak Merkezi Hükümetinin talebi ve isteği sonucunda Irak ve Kürdistan’a dönmeye karar verdiğinde, şüphesizce Kürdistan bayrağını da yanında getirdi.
Kürdistan Bayrağı, 1961 yılında, Irak Merkezi Hükümeti saldırısına karşılık geliştirilen Milli Eylül Devriminin en büyük moral kaynağı oldu. Kürdistan halkı ve pêşmergeleri Milli Lider Mustafa Barzani ve Kürdistan demokrat Partisi (KDP) öncülüğünde bu bayrağı yükseklerde taşımak ve yere düşürmemek, Kürdistan’ın özgür ve otonom toprakları üzerinde yükseltmek için çetin bir milli kurtuluş mücadelesi sürdürdüler. Bu mücadelelerini, Baas Faşist Rejiminin imzalamak zorunda kaldığı 11 Mart 1970 Antlaşmasının kapsamıyla kurulan Kürdistan Otonomisi ile neticelendirdiler. Kürdistan Bayrağı da, Kürdistan Otonomisi semalarında resmi ve açık olarak yükseltildi.
Ne yazık ki, 1975 yılında Kürdistan Otonomisinin, Kürdistan Bağımsızlığının büyük ihanetler sonucu yıkılmasından sonra, Kürdistan Bayrağı, KDP ve liderleri tarafından Kürdistan Başkanı Mesut Barzani’nin öncülüğünde korundu. Kürdistan Federe Devleti’nin oluşumuna yol açan büyük toplumsal ayaklanmalarda yeniden Kürdistan semalarında dalgalandı. Kürdistan Federe Devletinde resmi milli sembol olarak yerini aldı.
Kürdistan Parlamentosu 11 Kasım 1999 tarihli oturumunda Kürdistan Bayrağını Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin resmi bayrağı olarak kabul etti.
Ayrıca, “Parlamento 19 Haziran 2004 tarihinde 48 sayılı karar ile 17 Aralık tarihini Kürdistan Bayrağı Günü ilan etti. 1945 tarihinde Doğu Kürdistan’daki Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin ilanından 35 gün önce Kürdistan bayrağı Mahabad’daki tüm resmi kurum ve sokaklarına asılmıştı. 17 Aralık 1945 Doğu Kürdistan devrimi Kürdistan bayrağınını resmi bayrağı olarak ilan ettiği gündür. Kürt kadın devrimci Seyidzade Fatma Husenî’nin elleriyle diktiği Kürdistan bayrağı 22 Ocak 1946 tarihinde Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti ilanında Cumhurbaşkanı Qazi Mohamed ve Kürt bakanların hazır olduğu törende göndere çekilmişti. Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılması ardından Kürt önder Qazi Mohamed, Kürdistan Bayrağını Ölümsüz Mela Mistefa Barzani’ye teslim ederek, Güney ve Doğu Kürdistan devrimlerinin sembolü haline getirdi. Kürdistan bayrağı yeşil-beyaz-kırmızı zemin üzerine 21 ışından oluşan sarı güneş ile sembolize ediliyor. Kırmızı renk; devrim ve Kürt halkının hakları için mücadelede dökülen şehit kanını, beyaz renk; Kürt halkının her daim barıştan yana olmasını, yeşil renk; Kürdistan doğası ve ülkesini, 21 ışınlı sarı güneş ise; Kürdistan halkının kutladığı 21 Mart Newroz bayramı ve 21 Yüzyılda çağdaş Kürt milletini temsil ediyor.” (Basnews)
Kürdistan Bayrağı Gününün, Kürdistan Parlamentosu tarafından karar altına alınmasından sonra başta Kürdistan Federe Devletinde olmak üzere, Kürdistan Dört parçasında, dünya Kürtleri tarafından o gün kutlanmaya başlandı Kürdistan Federe Devletinde, Kürdistan Bayrağı Günü özgürce, büyük şölenlerle kutlanırken, Kürdistan’ın diğer parçalarında, Kürdistan’ın Kuzeyinde yasak altında kutlanmaktadır. Kürdistan’ın Batısında da Kürt Bayrağının kutlanması ve kendisi, Rejim ve PKK/PYD Diktatörlüğü tarafından yasak konumdadır.
Bu yıl da Kürdistan’ın Kuzeyinde Kürdistan bayrağı yasaklı olarak kutlandı. Bu yasaklı kutlama sonucu iki Kürdistan Genci Jiyan Timurtaş ve Şerzan Kılıçaslan iki gün önce ilk planda gözaltına alındılar. Dün de (19 Aralık 2022) PAK, PSK, Tevgera Azadi’nin Diyarbakır Örgütleri, Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesinin kararı ile saldırıya uğradılar. Bu örgütlerin binalarında sıkı aramalar yapıldı.
Ben de avukat ve Kürdistan Bayrağını savunan bir Avukat olarak PAK ve TEVGERA AZADİ binalardaki aramalara katıldım.
PAK, PSK, Tevgera Azadi binalarında arama kararı Kürdistan Bayrağı için alınmış olmasına rağmen, Diyarbakır Başsavcısının talimatıyla bunun sınırları aşılarak, örgüt binalarında tam anlamıyla bir talan yapıldı. Kitaplara, örgüt flamalarına, bilgi sayarlara el konuldu.
PAK’ta yapılan basın toplantısında bu konularda PAK Parti yetkilisi ve ben avukat olarak geniş açıklamalar yaptık. Bugün de saat 11.00’de Gazeteciler Cemiyetinde bu gelişmeye ilişkin olarak basın toplantısı genel kamuoyuna ve halkımıza açıklama yapılacak.
Tevgera Azadi binasında arama yapıldıktan sonra, Genel Sekreter Metin Mirani’nin ifadesinin alınıp serbest bırakılacağı söylenmesine rağmen, savcının talimatıyla hakkında gözaltı kararı alındı. Şu an emniyette bulunmaktadır.
Avukat ve dayanışmacı olarak bugün yapılması gerekenleri yapacağız.
Mahkemenin bu kararı, dün basın toplantısında da açıkladığımız gibi, Kürdistan Bayrağına, tam anlamıyla Kürt milli değerlerine karşı bir saldırı ve tahammülsüzlüktür. Kürt milli haklarına karşı işlenmiş bir suçtur. Tam anlamıyla bir ırkçılıktır. Devletin resmi sömürgeci ideolojisinin, Kürtleri yok sayması ve inkâr politikasının bir sonucudur.
Diyarbekîr, 20 Aralık 2022