Kürtçe Dil Hareketi (HEZKURD), Kürtçenin Türkiye’de yasal olarak güvenceye alınması ve eğitim dili olması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne (UNESCO) başvuruda bulundu.
Merkezi Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan UNESCO’ya yapılan başvuruda, şu ifadelere yer verildi:
“UNESCO; eğitim, kültür, tarihi mirası ve insanlık değerlerini savunan uluslararası bir kurumdur. UNESCO, demokratik yaşamı, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü amaç edinerek, dünya barışı ve insanlık için önemli bir misyon üstlenmiştir. Bizler, Türkiye’de yaşayan ve nüfusu yaklaşık olarak 25 milyonu bulan Kürtlerin, anadili olan Kürtçe, ne yazık ki resmi olarak hâlâ tanınmamakta ve okullarda Kürtçeye dönük anadilde eğitim, devlet engeli yüzünden verilmemektedir.”
“ASİMİLASYON GERÇEĞİ CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI”
“Geçmişi binlerce yıla dayanan ve insanlık ailesinin kadim bir parçası olan Kürt dili, Türkiye Cumhuriyeti’nin bilinci ve programlı olarak uyguladığı asimilasyon politikası yüzünden, ciddi bir asimilasyon tehlikesi altındadır” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Yüzyıllarca süregelen kültürel, coğrafik, ekonomik ve tarihi etkileşimler sonucu oluşan anadiller, her halk için manevi, maddi ve varoluşsal değer taşır. Dil aynı zamanda bir milleti millet yapan temel unsurdur. Bu anlamda, bizler Kürt milleti olarak her millet gibi bu maddi ve manevi mirasımızı korumak ve geliştirmek istiyoruz. 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, kurulurken Kürt ulusunu inkar etmiş ve anadilini yasaklamıştır. Bunu kabul etmeyen Kürt ulusu, tarihin belli dönemlerinde toplumsal refleksler biçiminde haklı tepkisini göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti ise, ne yazık ki Kürtlere katliamlar, sürgün ve ölümler, planlı ve bilinçli asimilasyon politikası ile karşılık vermiştir. Tüm bu baskılara rağmen Kürt ulusu asimile olmayıp anadilini ve kültürünü koruyabilmiş ve bugüne taşımıştır. Fakat gelinen aşamada, sürdürülen asimilasyon politikası yüzünden, kültürel soykırım tehlikesi devreye girmiş ve asimilasyon gerçeği ciddi boyutlara ulaşmıştır.”
Açıklamada, BM’nin Dünya Anadili Günü dolayısıyla yayımladığı deklarasyona atıfta bulunularak, “Bizlere bu beyana tam bağlılık taahhüdünde bulunuyoruz. Ama aynı zamanda bu duyarlılığın Kürt ulusunun yasaklı kadim dili için de gösterilmesini talep ediyoruz. Bunun için sizden Türkiye Cumhuriyeti devletine, kamuoyuna açık biçimde Kürt dilinin yasal güvenceye alınması ve eğitim dili olmasının sağlaması için çağrıda bulunuyoruz” denildi.
BULGAN: BM KÜRTLERİN BU TALEBİNİ MUHATAP ALMALI
Başvuruyla ilgili K24’e konuşan Kürtçe Dil Hareketi (HEZKURD) Genel Koordinatörü Fevzi Bulgan, Kürt dilinin yasal güvenceye alınması ve eğitim dili sağlanması için UNESCO’ya çağrıda bulunduklarını söyledi.
“UNESCO, BM’nin üç merkezinden biridir. Kültür ve dil meseleleriyle ilgilenen bir kurumdur” diyen Bulgan, “Kürtlerin meselesi, bir iç mesele olarak görülemez. Bu uluslararası bir konudur. Biz hem genelde hem uluslararası boyutta haklarımızı elde etmek için çabalıyoruz. Bu yüzden de Birleşmiş Milletler’e çağrı yaptık” ifadelerini kullandı.
Bulgan, “BM sadece devletlerin meseleleriyle ilgilenmiyor, milletleri de muhatap alıyor. Türkiye’de yaşayan 25 milyon Kürt olarak, BM’nin bu meseleyi muhatap almasını istiyoruz, almalıdır da. Bu başvuruyu da HEZKURD olarak yaptık. Süreci de bizzat takip edeceğiz” dedi.