neteHüseyin Şahin
Değerli Okuyucular,
Sizlerin affına sığınıyorum.
Beklenen Tarihi Açıklama gerçekleştirildi.
Herşeye paydos diğip, herkes kendi evinemi dememiz gerek?
Bu mücadele ne PKK nede PDK-İranla başladı.
Bildiğiniz gibi bunun önce ve sonrasıda vardır.
Çokta uzaklara gitmeye gerek yok.
Koçgiri başkaldırısı, diğer bir değişle mücadelesi, Cumhuriyet tarihinde birilktir ve bu mücadeleyi başlatanların başındada sayın ZARİFE ve ALİŞER çifti gelirler. Sonraları bu sunta Cumhuriyetetin sahte politikalarına karşı Zilan, Şex Said, Ağrı, Dersim direnişleri haklı olarak katılmışlardır.
Yani ne Koçgiri nede Dersim bir ilk yada sondu.
Bu tüm direnişleri Apo bizlere bizzat gerici, Emperyalistlerin kışkırtma ve başkaldırıları olarak yutturmaya çalışmıştı.
Öcalanın bugünkü TARİHİ açıklamasıyla, kendisini hangi katagoriye koyduğunu, bilmem açıklamaya gerek varmı?.
Bundan iki makale evvel RUPELA NU sayfasında kaleme aldığım yazıda ‘’ bu örgütü Devletin kurduğunu ve yine bu devlet aracığı ile bu işi sonlandıracağını’’ yazmıştım.
Gelinen aşamada tamda bu oldu. Dün olduğu gibi bugünde PKK ve Apo konusundaki tespit ve görüşlerimde MİLİM bir değişiklik söz konusu olmadı, olmayacakta.
Devlet Apo aracılığı ile amacına ulaşmış oldu.
Bir muhasebe kar ve zarar bazında yapıldığında cevap ve yorumları, Siz okurlara bırakıyorum.
Günah keçisi aramaya gerek yok, Apo’nun açıklamasıyla ne bekleniliyordu?
PKK gibi bir örgütün sözüm ona Kürdler adına dört Sömürgeci Devletle flörtleşip bir çıkış yolu araması, sadece BÜYÜK bir YANILTMAYLA sınırlı değildi. Asıl sorun bundan SAĞLIKLI, NUR TOPU bir BEBEK beklemekti içerisinde olmaktı. Bu görevi Apo’ya veren hangi akıldı ve bunun sorgulanması gerek?
Bu işi en iyi servis edenlerin başında Erdal ER gibi renksiz bir kişilik gelmektedir. Bu zat kendi sosyal Medya yada Apocu Kanallarda sürekli ifade ettiği ve bilinçlice kullandığı ‘’ULU kürd halk ÖNDER’i Apo’’ dayatmasında vuku bulmaktadır.
E.Er bugün ‘’tarihi açıklamanın’’ yapıldığı şu saatlerde bile, utanmadan bizlere karşı ‘’Kürd halk önderi’’ ibaresini kullanmaktadır. Sahi bu unsur bu cüreti nereden bulmaktadır? Bu dayatmanını Kürdlere getirisi ne oldu, bugünkü TARİHİ açıklamada dağ sahi ne doğurdu? Devlet PKK’ yı 1978 de Apoya (kimi bilinen nedenlerden dolayı) emanet etti ve bugünde onun eliyle bu SİLAHIN işlevsiz olduğunu bizlere YUTTURMAYA çalışmaktadır. Hadi gelde yut.
Sırrı Süreyya Önder gibi UZATMALI bir ÇAVUŞ, tarihi açıkalmaya iliştirmeye çalıştığı günü kotarmaya dönük son cümle DERDE DEVA değildir.
Bence yapılması gererek Dünya konjöktüründe, çevremizde olup bitenleri iyi yorumlamalı ve ona göre adımların atılması en doğrusudur.
Bunun içinde dünden ziyade bugün Kürdler arası diyalog, dayanışma ve en önemliside Yurtsever çıkarları gözeten bir siyaset tarzı ile, Dünya topluluk sisteminde bir Halk olarak ADINI silinmeyecek bir şekilde kazımak hepimizin öncelikli hedefleri arasında olmalıdır.
Apo’nun daha önce belirlenen, dikte ettirilen açıklaması, bugün itibari ile tazedir.
Soğuk kanlı olmak gerek.
PKK saflarında katıksız, hesapsız Vatansever bir AŞK’la bu işe sarılan, uğruna ölesiye bağlı olan bu İNSAN’, Aile ve Akrabalarına sahip çıkmak büyük bir sorumlukuktur. Bu bağlamda benden, senden ziyade bu VATAN severlere sahip çıkmak ilk işimiz olmalıdır. Bu Vatanseverlerin dünden ziyade bugün bizlerin dayanışma, kucaklama, şevkat vede SAHİPLEN’ melirimize ihtiyaçları vardır.
Bu temelliler ile ‘’Boşuna gitmedi, bunca çekilen acı,kavga, işkence ve ötesi’’
Sizler YANLIZ değilsiniz.
Silah bıraksanız bile sizler için hem güney hemde rojava Kurdistanı büyük bir ANA dır. Buda yetmiyorsa hem Birleşmişmilletler hemde Kızılhaç Örgütü bu işin güvencesi olabilir. Ne Kızılay nede Afad bu işin adresi kesinlikle değildir.
O sizleri kucaklar, yeterki onlara GÜVENİN. Su yolunu bulur ve bundanda EMİN olun.
Ne Sırrı Süreyya Önder nede Erdal Er’in Önderi bu işin Adresidir.
Kürdlere yeterki gölge etmeyin başka İhsan eylemez!
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûpela Nû’nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir)