İbrahim GÜÇLÜ
PKK’nın cürümleri ve suçları sayılmakla bitmez. Onun işlediği en büyük suçlardan biri de, üyesi olan, kendisine hizmet eden, kendilerii için canını vermeye hazır insanları sadece öldürmek değil, aynı zaman da onları kaybetmek ve onları ailelerine teslim etmemektir.
Bununla ilgili çok örnek var. Ama en çarpıcı örneklerden biri, Balkanlarda kayıp olan PKK’lılardır.
Bunlar 4 arkadaştır. Yurtseverlik ideali ile yola çıkmışlardır. PKK’ya katılmışlardır. Bunlar canını tırnağına takarak çalışan insanlar.
Zaman gelir ortadan kaybolurlar. Kayıp olanlardan biri, Maraşlı Kalender Şahin’in kardeşidir.
Kalender Şahin, kardeşi ve üç arkadaşının kaybolmasından sonra, onların izlerini sürmeye ve onları bulmaya çalışır.
Bunun için:
-PKK yetkililerine mütaedait defalar baş vurur.
-Yazılar yazar.
-Televizyon programları yapar.
-Uluslaraası insan hakları kuruluşlarına baş vurur, onlardan destek ister.
Bütün bu yapılanlara ve aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen, Kalender Şahin halen kardeşini ve kardeşinin arkadaşlarını bulmuş değil.
Kalender Şahin, kardeşi, onun üç arkadaşı da bizden biri. Bizim gibi anne-babanın çocukları. Kürdistan sevdalıları olarak PKK’ya katılırlar. Ağır görevler yüklenirler.
Onların aileleri, kardeşleri ve bacıları uzun zamandır gözyaşı döküyorlar. Onları özlüyorlar. Kahırlanıyorlar. Onların birgün kapıyı çalıp içeri girecekleri günün hayaliyle yaşıyorlar.
Bu kayıplar ve PKK infazlarıyla ilgili çok şey yazdım.
Bu konularda yazan başka Kürt yazarları, Kürt aydınları, Kürt yurtseverleri de oldu. Ama var olan yara, kanamaya devam ediyor. Bu kanamanın mutlaka durdurulması gerekir. Bunun için çok çaba göstermek gerekir. Bunun için basiret, sorumluluk, gayret sahibi olmak gerekir.
Kalender Şahin, benimle görüşerek sorunu gündeme getirmemi istedi.
Ben de yeniden acı duyarak bu sorunu gündeme getirmeye karar verdim.
Asıl sözü de Kalender Şahin’e bıraktım.
Kalender Şahin, „Siz Hiç Kayıp Yakını Oldunuz mu?“ diye hayati bir soruyla sözüne başlıyor.
*****
Dünyanın birçok ülkesinde kayıp olayları yaşanıyor. Dün yaşandı, bugün yaşanıyor ve yarın da yaşanacak. İnsanlık yaşadıkça, sınıflar mücadelesi var oldukça, ulusal mücadeleler sürdükçe, zülüm ve zalimler var oldukça gözaltında kayıplar da olacak, infazlar olacak, tutuklanmalar olacak…
Kayıplar hakkında birçok yazarın, aydının, insan hakları savunucusunun, uluslararası kurum ve kuruluşların çalışmaları var kuşkusuz. Bunlar değerli ve kayda değerdir. Ama bir kayıp yakınının duygu ve düşünceleri çok daha farklıdır. Öyle bir fark var ki, bu kaybedilen insanların duygularından bile farklıdır.
Kaybedilenler bir defa kayıp ediliyor, acıyı bir an, ya da bir gün, bir hafta çekiyor. Fakat yakınları o acıyı, o vahşeti her gün yaşıyor. Hüseyin Toraman kayıp edileli yaklaşık 25 yıl oldu, Hatice ana her gün onu arıyor onu yaşıyor, her gün ondan bir haber bekliyor. Acı ama ziyaret edeceği bir mezar taşını arıyor. Salih Bozışık yaklaşık 78 yıldır kayıp, ama onun yakınları halen ondan bir haber beklemekteler.
Ülkemizde Türkiye ve Kürdistanda bu tür kayıp olayları binlerle ifade ediliyor. Ya kayıp yakınları on binlercedir, yüzbinlercedir her gün o acıyı yaşıyor, yaşamaktalar.
Onları anlamak için, aynı acıları birlikte paylaşmak için, sizin oğlunuzun ya da kızınızın kayıp olması gerekmiyor…
Kayıp olayları son bulsun, bu acılar yaşanmasın istiyoruz diyorsak bizlerde çığlığımız yükseltmeli, kayıp eden katillerin yakalarına yapışmalıyız. Kayıp canlarımızı kayıp edenleri adı ne olursa olsun fark etmiyor, kimin adına hareket ettikleride önemli değil, onların ortak noktası var, mazlum canlarımızı aramızda alıp kayıp ettikleridir. Bunun için kendisine insanım diyen insanların duyarlı olması gerekli, duyarlı olmak zorundayız.
Bunun kavgasını vermezsek yarın sıra bizim oğlumuza ya da kızımıza geldiğinde yanı başımızda kimseyi göremeyiz…
Yıllardır haber alamadıkları için Galatasaray Lisesi önünde buluşan “Cumartesi Anneleri’, 600. kez eylem yaptı. “Cumartesi Anneleri”, yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Sadece ellerinde birer fotograf var ne kayıp edilenlerin akibetleri aydınlandı nede katiller açığa çıkartıldı ama anneler ısrar ediyor, katilleri istiyoruz diye?
18 yıl önce PKK nin Balkanlarda kayıp ettiği dörtler nerede?
Ey kendisine insanım diyen insanlar siz hiç kayıp yakını oldunuz mu?
Ya da kısa bir an kendinizi Hatice ananın yerine koyun. Ya da Emine ananın… Hani ya oğlu Hasan Ocak 21 Mart’ta kaçırılan, uzunca bir süre aranan, 17 Mayıs’ta da oğlunun cesedi kimsesizler mezarlığında bulunan ana olun bir an. Kısa bir süre kendinizi onların yerine koyun ve düşünün… Geçen yıllarda Hasan’ın yokluğuna daha fazla dayanamayıp yitirdiğimiz Baba Ocak olun. Sizin yüreğiniz ne kadar dayanabilirdi?
Ya da kendinizi Balkanlar’da yaklaşık 18 yıl önce kaybedilen dörtlerin Aydın Şahin, Sevim Adıbelli, Levent Büker, Sedat Bayraktar Avukat İhsan Durukal’ın yakınları olarak düşünün. Yaklaşık 215 aydır kayıplar ve hiç bir iz yok. Bütün çabalarımıza rağmen, kendileri kayıp, akıbetleri sır!..
Bu sır çözülmeli, kayıp edenlerden hesap sorulmalı. Sizleri bir dakika için kendinizi kayıplar ve yakınları olarak düşünmeye çağırıyorum.
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Ne beklerdiniz insanlardan düşünün….
Devletlerde olduğu gibi bazı örgütlerden partilerden ve karanlık organisyonlardan da böylesi kayıp olayları yaşanıyor aynen bu balkanlarda PKK nin kayıp ettiği 4 ler gibi?
Başta PKK Başkanlık konseyi olmak üzere insanlık onurunu yitirmemiş parti, örgüt, kurum ve bireylere sesleniyoruz… Balkanlar’da kaybedilen Aydın Şahin, Sevim Adıbelli, Sedat Bayraktar, Levent Büker Avukat İhsan Durukal’in akıbetlerinin açığa çıkartılması için bize yardım ediniz.
Aydın Şahin’in ailesi olarak sizi bu olaya duyarlılık göstermeye, bu kayıp olayının açığa çıkartılması için bize destek olmaya çağırıyoruz. Kardeşimizle birlikte kaybedilen Sedat Bayraktar ve Levent Büker’in ailelerini tanıyan ve nereli oldukların bilenlerin; bu kayıp olayını, kayıpların akıbetlerinin açığa çıkartılması için söyleyecek tek sözü olanlar size sesleniyoruz: Gözünüz kör, kulağınız sağır ve vicdanınız kararmadıysa çığlığımıza ses verin, bizi duyun ve aydınlatın. Aaydınlatalım bu karanlık kayıp olayını? 17 sinde kayıp edilen kardeşimiz Aydın Şahin,e ait bir mezartaşı istiyoruz. Kardeşimizi ve arkadaşlarını kayıp eden, organ nakli mafyalarına pazarlayan çeteleri açığa çıkartın, açığa çıkartalım, hesap sorun, hesap soralım?
PKK,ye Devrimci-demokrat ve yurtsever kamuoyuna açık çağrı:
Bu dört insan Balkanlar’a, Avrupa’ya çıkmak için gelmediler.
Bu insanlar dağda kurda kuşa yem edilsinler diye yola çıkmadılar.
Bu insanlar idealleri ve umutları için yolla çıktılar.
Onlar özgürlük için yola çıktılar, ama PKK içerisindeki karanlıkta beslenen, karanlık yüzlü çeteler onları karanlığa gömdü.
Onları organ nakli mafyalarına pazarladı, katledip imha ettiler?
Öylesine karanlığa gömdüler ki kendileri kayıp akıbetleri sır dolu…
Çeteler halen aramızda insan olarak dolaşıyor?
Bu sır çözülmeli bu karanlık kayıp olayı aydınlanmalı!.. 29 kasım 1998 yılında Bulgaristanda Yunanistana geçirilirlerken kayıp edilen kardeşimiz Aydın Şahin ve arkadaşlarını saygıyla anıyor kayıp edenleri ve bu olayı karanlıklara gömenleri lanetliyoruz, lanetliyorum. Lanet olsun bu çığlığı duymayanlara.
Lanet olsun sessiz tepkisiz seyirci kalanlara?
PKK Başkanlık konseyi bu olay aydınlanmadan ellerimiz yakanızda düşmeyecek, Sesimiz, çığlığımız uykularınızı bölünceye dek haykırmaya devam edeceğiz.
Bir mezartaşı istiyoruz, Katilleri istiyoruz, Hesap sorun hesap verin istiyoruz ve bu haklı istemimizde ısrarla ısrar edeceğiz.
Kalender Şahin
kalender1@bluemail.ch