İbrahim GÜÇLÜ
23 Temmuz 1923’te sömürgeci devletlerarasında yapılan, yeni bir Türk Devletinin doğuşuna yol açan, Kürtler ve Kürdistan için çok önemli ve hayati olan, Kürtlerin taraf olmadığı, Kürtler için meşru olmayan Lozan Antlaşması 100 yılı geride kaldı.
Bu antlaşma,
-Sevr Antlaşmasında Kürtlerin aşamalı olarak Devlet olmasının kabulünü ortadan kaldırdı.
-Kürdistan’ın 4 parçaya bölünmesine ve uluslararası bir sömürge statüsü kazanmasına sebep oldu.
-Kürtleri dört milli faşist-ırkçı devletin ve onların İngiliz ve Fransız gibi emperyalist ağababalarının hegemonyasına terk etti.
-Kürtleri, yıkım, yoksulluk, sömürü, katliam, insanlık dışı ırkçı uygulamalarla karşı karşıya bıraktı.
-Kürdistan milli değerlerinin yok olmasına sebep oldu.
-Kürdistan’ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarının sömürülmesine ve talan edilmesine, çalınmasına, gasp edilmesine sebep oldu.
-Kürdistan’ın zenginlik kaynaklarının Kürdistanlılara harcanmasını engelledi.
Lozan Antlaşması nasıl ve hangi pratik mücadeleyle etkisiz hale gelir?
Çok açık olan bir şey var ki Lozan Antlaşmasının uluslararası koşullar ve hukuk açısından ortadan kaldırılması olanaklı görünmüyor. O zaman bu antlaşmayı etkisiz ve fiilen anlamsız hale getirmek için tüm Kürtler ve Kürdistan örgütleri olarak bir yol haritası çizmeli ve ona göre hareket etmeli ve çalışmalıyız.
Bu yol haritası ve yapılacakları özetlersem::
-Bütün Kürtler ve Kürdistan örgütleri Lozan Antlaşması konusunda ortak bir anlayış sağlamalı, o anlayışı kitlesel bir bilinç ve karşıt enerji haline getirilmelidir.
-Lozan Antlaşması Kürdistan’ı dört parçaya bölen yıkıcı bir antlaşmadır. Buna karşılık tüm Kürtlerin ve Kürdistan örgütlerinin, Kürdistan’ın Birliğini, Kürdistan’ın bağımsızlığını ve devlet olmasını kendilerine stratejik amaç haline getirmelidirler. Bu uzun vadeli bir amaç olarak ele alınarak hareket edilmelidir.
-Tüm Kürtler ve Kürdistan örgütleri bu amacın hemen gerçekleşmeyeceğini bilerek, milli mücadelenin geliştirilmesine çalışmalıdırlar. Adım adım bu amacın gerçekleşmesinin rasyonal düşüncesine sahip olmalıdırlar. Sürekli, planlı, sabırlı, bir milli mücadele yürütülmelidir. Her alanda Kürtleşmenin sağlanması için çaba gösterilmelidir.
-Tüm Kürtler ve Kürdistan örgütleri, bunun için parçalar arasında milli bir hukuk oluşturmalıdırlar. Parçalar arasındaki milli, sosyal, ekonomik, siyasi ilişkilerin sağlıklı bir tarzda, parçaların birbirlerinin hak ve hukukuna da saygılı olmak muhtevasında bir ilişki tarzı geliştirmelidirler.
-Tüm Kürtler ve Kürdistan örgütleri, verili durumda Kürdistan Federe Bölgesinin, yerel federal ve uluslararası hukuk tarafından kabulünü; Kürdistan’ın Birliği, devletleşme ve bağımsızlığı konusunda arka hukuksal ve meşru alan, gerçekleştirilebilir olgu olarak ele almalılar ve geliştirilmesi için çalışma yürütmelidirler.
Kürdistan Federe Bölgesindeki bağımsızlık referandumu sonucu kazanılan bağımsızlık tapusu/senedi, sadece Kürdistan Federe Bölgesi için değil, tüm Kürdistan parçaları, onların birliği ve bütünlüğü için bir tapu/senet kabul etme bilinciyle hareket edilmelidir.
-Kürdistan’ın parçaları arasındaki meşru olmayan sınırları anlamsız hale getiren bir milli çalışma yürütülmelidir.
Lozan Antlaşmasının ortadan kalkması ve fesih edilmesi halinde de, Kürdistan’ın birleştirilerek Kürtlere teslim edileceği hayaline kapılmayalım. Çünkü Kürdistan parçalarında egemen olan sömürgeci devletler, kendi egemenlikleri altındaki Kürdistan parçalarını gönüllü bir şekilde terk etmeyeceklerdir.
Bilindiği gibi, son yıllarda Lozan Antlaşması bütün Kürtlerin gündemindedir. Bu konuda Kürdistan’ın her parçasında ve uluslararası planda önemli çalışmalar var. Yıllardır benim de üyesi olduğum “Lozan Antlaşması Komitesi” çalışmalar yürütmekte ve uluslararası güçleri Lozan Antlaşması konusunda bilgilendirmekte; konuya ilişkin olarak başta BM ve AB olmak üzere uluslararası platformlara sunulacak bir beyanname hazırlamaktadır.
Kürdistan’da ve dünyanın değişik ülkelerinde konferanslar yapılmakta. Bir grup Kürt yurtsever aktivist ve Kürt-Kürdistan dava adamları ABD’de BM’nin önüne kadar uzun bir yürüyüş yapmaktadırlar.
Bu konuda yazılan yüzlerce makale var. Bu konuda yazdığım makalelerin sayısını bilmiyorum. (….)
Talep açık, Lozan Antlaşmasının yürürlükten kaldırılması, Lozan Antlaşmasına imza atan Batılı Devletlerin kendi imzalarını Lozan Antlaşmasından çekmeleridir.
Onun için Kürtler, bundan ötesini düşünmek ve programlamak durumundadırlar.
Lozan Antlaşmasının yürürlükte kaldırılması demek, Kürdistan’daki bölünmüşlüğün ilkesel olarak ortadan kalkması demektir. Ama bunun ötesi gerekir. Bu da Kürdistan’ın birliğinin sağlanması, Kürdistan parçalarının Lozan Antlaşması öncesi konuma gelmesidir. Bu da bir anlamda sömürgeci devletlere karşı fiili savaş açmak anlamına gelir. Bunun içinde bu savaşı ya da birlik misyonunu yüklenecek devlet gücünde bir merkezin olmasıdır. Bunun içinde hazırlanacak tek alternatif de Kürdistan Federe Devletidir ve Kürdistan Federe Devletinin hazırlıklı hale gelmesidir.
Bu konuyu detaylı ve çerçeveli konuşmamız gerekir.
*****
Bilindiği gibi Türklerin Kemalist olmayanları, Osmanlıya kendilerini bağlı görenler de, Lozan Antlaşmasına karşı zaman zaman görüş belirtiyorlar. Lozan Antlaşmasının yürürlükten kalkmasını istiyorlar. Onlar da Kürdistan’ın Güneyinin ve Batısının, Misak-i Milli sınırları içinde olduğunu, İngiliz ve Fransızların olağanüstü koşullarda bunu Kemalistlere kabul ettirdiklerin, kendi topraklarını böldükleri; bu durumu eski hale getirmek gerektiği iddiasındadır.
Lozan antlaşmasının kalkması halinde, Türk Devletinin daha avantajlı olacağını ve uygulama gücüne sahip olacağını da hesaba katmak, onların nasıl enterne edileceği de şimdiden düşünülmeli, bu konuda yol ve yöntem belirlenmelidir
Tatwan, 25 Temmuz 2023