İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırılar, Nisan 2024’te Tahran’ın ilk kez doğrudan İsrail topraklarına yönelik bir saldırı düzenlemesinden bu yana devam ediyor.
Peki büyük bir savaşın patlak vermesi halinde tarafların askeri gücü gidişatı nasıl etkileyebilir?
BBC Urdu’dan Arif Shamim bu soruyu aşağıdaki kaynakları kullanarak ve uzmanlarla konuşarak değerlendirdi, ancak her iki ülkenin de gizli tuttuğu askeri kapasiteleri olabilir.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS), iki ülkenin ordularının askeri gücünü çeşitli resmi ve açık kaynak yöntemlerini kullanarak karşılaştırıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü gibi çeşitli diğer kuruluşlar da değerlendirmeler yapıyor, ancak verilerini açıklamayan ülkeler için bu değerlendirmelerin doğruluğunu ölçmek daha zor.
Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü’nden (PRIO) Nicholas Marsh’a göre IISS, dünya çapında ülkelerin askeri gücünü değerlendirmede bir ölçüt olarak görülüyor.
Coğrafya
İran, İsrail’den çok daha büyük bir ülke ve nüfusu yaklaşık 89 milyon.
İsrail’in nüfusu ise yaklaşık 10 milyon.
İran’ın asker sayısı da İsrail’in altı katı kadar.
IISS’e göre İran’ın asker sayısı 600 bin, İsrail’inki ise 170 bin.
İsrail ve İran birbirlerine 2.100 kilometre uzakta.
Bütçe
IISS, İsrail’in savunmaya İran’dan daha fazla harcama yaptığını ve bunun da olası bir çatışmada önemli bir güç sağladığını söylüyor.
IISS’e göre İran’ın savunma bütçesi 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 7,4 milyar dolardı.
İsrail’in bütçesi ise bunun iki katından fazla, yaklaşık 19 milyar dolar.
IISS, İsrail’in GSYİH’sine oranla savunma harcamalarının da İran’ın iki katı olduğunu söylüyor.
Uçaklar
IISS verileri İsrail’in savaşa hazır 340 askeri uçağa sahip olduğunu ve bu sayede hassas hava saldırılarında üstünlük sağladığını gösteriyor.
Bu jetler arasında uzun menzilli F-15 uçakları, radardan kaçabilen yüksek teknolojili “hayalet” uçaklar diye nitelendirilen F-35’ler ve hızlı saldırı helikopterleri bulunuyor.
IISS, İran’ın savaş kabiliyetine sahip yaklaşık 320 uçağı olduğunu tahmin ediyor.
Bu jetlerin yaşı 1960’lara kadar uzanıyor. Envanterde F-4’ler, F-5’ler ve F-14’ler de var.
Ancak Nicholas Marsh, bu eski uçaklardan kaç tanesinin gerçekten uçabildiğinin belirsiz olduğunu ve yaptırımlar nedeniyle yedek parça tedarik etmenin son derece zor olacağını söylüyor.
Füzeler
Defence Eye editörü Tim Ripley, İsrail’in İran’a öncelikle füzelerle saldırabileceğini söylüyor.
İran’ın füze envanteri Orta Doğu’nun en geniş ve en çeşitlisi olarak kabul ediliyor.
ABD Merkez Komutanlığı’ndan General Kenneth McKenzie 2022 yılında İran’ın “üç binden fazla” balistik füzeye sahip olduğunu söylemişti.
1980-1988 yılları arasındaki Irak-İran savaşının ardından İran, füze sistemleri ve insansız hava araçları envanteri üzerinde kapsamlı çalışmalar yürüttü.
Ülke, kısa ve uzun menzilli füzeler ve insansız hava araçları geliştirdi ve bunların birçoğu yakın zamanda İsrail’e ateşlendi.
Husi isyancıların Suudi Arabistan’ı hedef alan füzelerini inceleyen analistler bunların da İran yapımı olduğunu söylüyor.
CSIS Füze Savunma Projesi’ne göre İsrail de birçok ülkeye füze ihraç ediyor.
Demir Kubbe ve Ok
İsrail’in askeri savunmasının belkemiğini Demir Kubbe ve Ok sistemleri oluşturuyor.
İran 13 Nisan’da İsrail’e 300’den fazla SİHA ve füze ile saldırdığında bu sistemler devreye girdi.
Bu saldırıda İsrail’de önemli bir kayıp olmamasına rağmen Tahran uzaktan vurma kabiliyetini göstermiş oldu.
Füze mühendisi Uzi Rubin, Savunma Bakanlığı’na bağlı İsrail Füze Savunma Örgütü’nün kurucusu ve halen Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı.
BBC’ye verdiği demeçte Demir Kubbe ve uluslararası müttefiklerin bu füze ve insansız hava araçlarının neredeyse tamamını imha ettiğini gördüğünde kendini “güvende” hissettiğini söyledi.
Nicholas Marsh ise durumu şöyle analiz ediyor: “İran kapsamlı bir hedef listesi yayınladı. Bu dikkat dağıtmaya yönelik bir girişim olabilir. Ancak İsrail’in tüm olası hedefleri koruması zor olacaktır… İsrail için önemli olan, ülkeye yaklaşmadan önce kaç tanesini vurabilecekleri olacaktır.”
Açık kaynaklardan askeri istihbaratları derleyen küresel şirket Janes’in Orta Doğu Savunma Uzmanı Jeremy Binnie de Lübnan’dan gelebilecek bir saldırı ile ilgili şöyle diyor:
“Demir Kubbe, Lübnan’dan fırlatılan daha kısa menzilli topçu roketleri ve füzelere karşı savunma sağlayan temel sistem olacak, ancak Hizbullah’ın İsrail hava savunmasını en azından geçici olarak durdurabilecek kadar çok sayıda füzeye sahip olduğu tahmin ediliyor.”
Deniz kuvvetleri
IISS raporlarına göre İran’ın yaşlanan donanmasında yaklaşık 220 savaş gemisi bulunurken, İsrail’in 60 civarında gemisi var.
Analistler İran’ın donanmasının bir savaşta mücadele edebilecek kapasitede olmadığını söylüyor.
Siber saldırılar
İsrail’in savunma sistemi İran’a kıyasla daha gelişmiş bir sistem.
Bu nedenle İsrail ordusuna yönelik bir siber saldırı çok daha etkili olabilir.
İsrail hükümetinin Ulusal Siber Direktörlüğü, son dönemde siber saldırıların yoğunluğnun üç kat arttığını ve “her zamankinden daha fazla” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İran ve Hizbullah arasındaki işbirliği savaş sırasında arttı.”
Ulusal Siber Direktörlüğüne göre 7 Ekim saldırıları ile 2023 yılı sonu arasında İsrail’e 3 bin 380 siber saldırı gerçekleşti.
İran da siber saldırılara hedef olabiliyor.
İran Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Tuğgeneral Gholamreza Jalali, İran’ın son parlamento seçimlerinden önceki ay yaklaşık 200 siber saldırıyı engellediğini söyledi.
Aralık ayında İran Petrol Bakanı Javad Owji, bir siber saldırının benzin istasyonlarında ülke çapında kesintiye neden olduğunu duyurmuştu.
Nükleer tehdit
İsrail’in kendi nükleer silahlarına sahip olduğu düşünülüyor ancak resmi olarak bir muğlaklık politikası yürütüyor.
İran’ın nükleer silahlara sahip olduğu düşünülmüyor ve aksi yöndeki suçlamalara rağmen, sivil nükleer programını nükleer silahlı bir devlet olmak için kullanmaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddediyor.
Konvansiyonel savaş olur mu?
Jeremy Binnie, iki ülke arasında geniş çaplı konvansiyonel bir savaş olacağını düşünmüyor.
“Ordu savaşmayacak, donanma savaşmayacak, onlar [İran ve İsrail] birbirlerinden çok uzaktalar.”
“Her iki tarafın da diğer tarafın hava savunmasına karşı uzun menzilli saldırı kabiliyetine sahip olduğu bir durum söz konusu.”
Binnie ayrıca İsrail’in savaş halinde Suriye, Ürdün ve Irak gibi egemen ülkelerin hava sahasını ihlal etmesi gerekeceğini hatırlatıyor.
Ancak ekliyor: İsrail, İran içinde gizli operasyonlar yürütebilecek deneyimli bir gizli servise sahip.
Orta Doğu uzmanı Tarık Süleyman BBC Urdu’ya İsrail parlamentosu ve kabinesinde savaş yanlısı üyeler olduğunu ve İsrail başbakanına harekete geçmesi için baskı yaptıkları yorumunu yaptı.
Süleyman, “[Binyamin] Netanyahu kendini siyasi olarak savunmasız bulduğunda hemen İran kartını kullanıyor” dedi.
İsrail’deki İbrani Üniversitesi tarafından Nisan ayında yapılan bir anket, İsrail halkının yaklaşık dörtte üçünün, İsrail’in müttefikleriyle güvenlik ittifakına zarar verecek olması halinde, İran’a misilleme saldırısına karşı olduğunu gösterdi.
Üniversite, 14-15 Nisan’da internet ve telefonla gerçekleştirilen ankette hem Yahudi hem Arap olmak üzere yetişkin İsraillileri temsil eden 1.466 erkek ve kadınla konuşulduğunu söyledi.
Defence Eye’dan Tim Ripley, İsrail’in İran’la bir kara savaşına girme ihtimalinin çok düşük olduğunu söylüyor.
Ripley, “İsrail’in en büyük avantajı hava gücü ve güdümlü silahları. Yani İran’daki kilit hedeflere hava saldırısı düzenleme potansiyeline sahip” diyor.
İsrail’in büyük olasılıkla havadan yetkilileri ve petrol tesislerini hedef alacağını söylüyor.
Geçmişte İranlı üst düzey askeri yetkililer ve siviller hava saldırılarında öldürüldü.
Örneğin İran’ın İsrail’e saldırısına neden olan, 1 Nisan’da Suriye’nin başkentindeki İran konsolosluk binasının vurulması.
İsrail bu saldırının ya da önde gelen İranlı yetkilileri hedef alan bir dizi saldırının sorumluluğunu üstlenmedi.
Ancak sorumluğu olduğunu reddetmedi de.
‘Vekalet savaşı’
İsrail ve İran bugüne kadar resmi olarak savaşmadı.
Ancak iki ülke arasında resmi olmayan bir çatışma var.
Farklı ülkelerdeki önemli İranlı şahsiyetler, İsrail’in sorumlu tutulduğu saldırılarda öldürüldü, İran ise İsrail’i vekilleri aracılığıyla hedef alabiliyor.
Askeri ve siyasi grup Hizbullah, Lübnan’dan İsrail’e karşı İran’ın vekil savaşlarının en büyüğünü yürütüyor.
İran, Hizbullah’ı desteklediğini inkar etmiyor.
İsrail ve Batılı güçler, İran’ın Hamas’a da silah, mühimmat ve eğitim sağladığına inanıyor.
Hamas, onlarca yıldır Gazze Şeridi’nden İsrail topraklarına roketler fırlatıyor. Grup, 7 Ekim 2023’te de İsrail’e saldırılar düzenledi.
Yemen’deki Husiler de İran’ın bir başka vekili olarak görülüyor. Suudi Arabistan, kendisine atılan Husi füzelerinin İran’da yapıldığını söylüyor.
İran destekli gruplar, Irak ve Suriye’de de önemli bir güce sahip.
İran, Suriye hükümetini destekliyor ve İsrail’e saldırılar için Suriye topraklarını kullandığı iddia ediliyor.
Sırada ne var?
Ripley, “Kendinizi İranlıların, Hizbullah’ın ve Husilerin (Orta Doğu’da uluslararası deniz taşımacılığına saldıran İslamcı militan grup) yerine koymalısınız. Neden aynı şeyi tekrar yaparak çabalarınızı boşa harcayasınız ki?” diyor.
Ripley, İran’ın Hizbullah’ı bir sınır saldırısı düzenlemeye teşvik edebileceğini öne sürüyor.
Ripley, İran’ın daha alışıldık füze saldırılarının İsrail savunmasını kolayca aşamadığını, ancak Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının İsrail’i şaşırttığını görebildiğini söylüyor.
Ayrıca Ripley İran’ın yabancı petrol tankerlerine el koymayı düşünebileceğini kaydediyor.
Ancak Janes’ten Jeremy Binnie böyle bir tırmanışı olası görmüyor.
“Hizbullah’ın seçkin Radvan gücü sınır ötesi operasyonlar için eğitim alıyor ama benim hissim misillemeye dahil olmayacağı yönünde” diyen Binnie devam ediyor:
“İsrail ordusu bu senaryoya 7 Ekim’de olduğundan çok daha hazırlıklı olacak. Diğer yandan az sayıda İsrail vatandaşının kaçırılması bile 2006’da olduğu gibi büyük bir gerilime yol açabilir.”
2006 yılında Hizbullah’ın iki İsrail askerini kaçırmasının ardından İsrail Lübnan’da bir kara saldırısı düzenledi. Her iki tarafta da önemli sayıda can kaybı oldu ve şiddetli çatışmalar yaşandı.
Ripley, İsrail’in Hizbullah’ın askeri donanım gücü üzerinde önemli bir etki yaratmak yerine, moralini bozmak için daha fazla saldırı düzenleyebileceğini düşünüyor ve şöyle konuşuyor: “2006’da Lübnan’da ve şimdi Gazze’de yaptıkları bu.”
Bu habere Ahmen Khawaja, Carla Rosch, Reza Sabeti ve Chris Partridge katkıda bulunmuştur
BBC