Hüseyin Şahin
TC Devleti ve PKK Türkiye sınırları içerisinde zaten silahlı mücadele denilen UCUBE’yi yıllar önce rafa kaldırmıştı. TC devleti istediğinde bu kozu PKK ya rağmen yapıyor. Deyim yerindeyse kendi pişirip, kendisi yiyor. Şu an bu araca ihtiyaç duysa PKK’yı bu işe ortak etmek, geçmiş deneyimlerden hareketle zor olmasa gerek. Devlet katında pişirilen bu Temcit Pilavı PKK aracılığla Kürdlerin ezici bir çoğunluğuna yedirtiliyor ki sorma gitsin.
Ekim 2024 ten buyana Türkiyede yeniden bir kazan kaynatılıyor. Bu kazanı kaynatanların başındada Devlet Bahçeli denilen azılı bir Kürd düşmanı geliyor. Bu görev ona derin Devlet ulemaları vede efendileri tarafında verildi. Bir önceki makalemde bu konuya neden ve sonuçları nedeniyle değindim. Türkiyede Devlet Bahçeli, Erdoğan vede avanelerini bu işe zorlayan nedenlerin başında, Ortadoğudaki ciddi dönüşümlerin olduğu tartışma götürmez bir gerçekliktir. Ortadoğudaki bu dönüşümde Türkiye ya ayağını yorganına göre uzatacak yada kendisine biçilen yorgandan peyder, pey feragat edecektir.
Apo’nun Silahlı mücadele kararını sonlandırması gibi bir açıklama beklentisi şu günlerde gündeme düştü. Derin devlet aklı 1980 öncesi Apo’ya silahlı mücadele kararı vermeleri konusunda bizzat ona görevlendirmişti. Aynı devlet aklı bu seferde yine Apo aracılığla Silahlı mücadele vadesini doldurmuştur gibi bir algı yaratarak adeta BİZLERLE yeniden DALGA geçiyor. Kimse PKK denilen bir partinin nasıl ve hangi akılla devreye sokulduğunu tartışmıyor. 80 öncesi AYDINLIK denilen gazete aracılığıyla APO piyasaya servis edildi. O tarihten itibarende gündemde hep diri tutulan bu Zat Kürdlerin başına bela edildi. Bu durumu 1990 başlarında araştırmaya kalkan Uğur Mumcu bunu bizzat canıyla ödedi. U. Mumcu aracılığıyla aralanan Perdeyi fark eden Apo bizzat Ali Fırat adıyla kaleme aldığı ‘’Devrimin dili ve Eylemi ‘’adlı kitapta MİT ile ilişkilerini deşifre etmek zorunda kaldı. Bunu aynı zamanda MED TV aracılığıylada duyurdu. Bundan amaç ŞAPKA DÜŞMEDEN KEL görülmesin hikayesi idi. Başkaları yani U. Mumcu gibi kişiler bu işin Cılkını çıkarmadan, Apo’nun ağzından bu işi birebir duyurmaları daha doğru olurdu. APO’ nun hangi ustalıklarla Devleti vede Polisi Kullandığı gibi SAFSATALR’ı bugün bile yutan MİLYONLARCA Kürd vardır. 1999 da Apo’nın Türkiyeye geriye dönüşündeki Asrın demeçlerini kaç Kürd anladı ve yorumladı. O dönemler Asrın hukuk avukatlarında olan Mahmut Şakar kimin Helikoptörü ile bizzat Kandile gitti. PKK Kongresinde TC’nin hangi karar ve demeçlerini delegelere rafa kaldırılmış olan Savaş kararını ŞAKIRDAYARAK aldırttı. Bunu sorgulayan, lanetleyen bir Kürd yokmudur. Bu Mahmut Şakar denilen unsur geçenlerde onun kadar temiz olmayan Erdal Er denilen zatın sunmuş olduğu proğrama katılarak ‘’önder Apolarının’’ mezihetlerini yeniden pişirtmeye çalıştıl. Sahi Asrın Hukukçularından İrfan Burulday denilen Deşifreli Unsur nerelerde, kiminle, ne yer, ne içer merak edeniniz yokmu?
Erdal Er denilen zatın Kürd halk önderi diye Kürdlere yutturmaya çalıştığı Apo hayranlı nereden geliyor diye soran varmı?
Apo, Erdal Er gibi unsurların önderi, kurtarıcısı, kahramanı, ideoli, Dahi yada doğa üstü bir figürü olabilir, Fakat tüm ONURLU Kürdlerin olamaz. Türk Şehid ailelerine özür borcunu layık gören bir Önder senin olsun. 10 milyon Kürdün Metropollere göçünün yolunu açan, yakılan, yıkılan 5000 yerleşim biriminin sonuna sebep olan , 17 bin Mezarsız Potreyi Kürdlerden esirgeyen PİŞKİN vede KARANLIK unsurlardan Kürdler mutlaka birgün hesap soracaklarıdır. Onlarki yanlışlıklarından dolayı birgün pişman olduklarında, artık herşey geç olacaktır.
Gelelim tekrardan Apo’dan beklenilen Şubat 2025 açılım yada tarihi açıklamasına.
Apodan sözde PKK’ya dönük silahlı mücadele devrinin kapandığına dair bir Tarihi açıklama yapması bekleniyor. PKK’nın batı ve güney Kurdistanda silahlı bir şekilde konuşlandırılması PKK’nın bir tercihi değil bizzat TC’nin bir planı dahilindedir. Son yıllarda PKK’ın oradaki varlıklarını bir yana bırakacak olursak, devlet bu argumanla her iki parçamızı desitabilize edebilmek için iyi kullandı, kullanıyorda. Devletin buradaki amacı ne bu parçalardaki Kürdlere desteği nede onları korumaya dönüktür. Tek amaç Kürd Anasını görmesin diğer bir deyişle ‘’Ölü Kürd, İyi Kürdtür’’ . Bu amaçla hem güney ve batı Kurdistanda YÜZLER’ce üst kurdu, hemde Afrin gibi kadim bir Bajarımızı (Kent) işgal etti. Burayı işgal etmekle kalmadılar, utanmadan ileri boyutlara taşıyarak, Afirinin dünyaca meşhur ZEYTİN ağaçlarını köklerinden sökerek Türkiyeye getirecek kadar ileri gittiler. Kürd şairi Ahmed Arifin dediği gibi ‘’onlarki Ekmeğimize, Aşımıza göz koyan’’ Tırkolardır.
Bence silahlı mücadeleyi sonlandırma ile planlanan şey SDG ve Kandilin silahsızlandırılması hedeflenmektedir. Devlet bunu Apo aracılığı ile başarabildiği ölçüde güdümlü bir PKK aracılığıyla, Ortadoğu sahasında daha rahat hareket edebilecekir.
Sahi sizler Apo’nun ‘’tarihi geçmiş vede geçecek’’ olan son açıklamasında NE BEKLİYORSUNUZ, Dağ Faremi doğuracak yoksa bir Aslanmı? Unu ipe sermekmi yada sermemekmi? Tüm mesele buradadır. Hani derlerya ‘’ sütte dili yanan yoğurdu üfleyerek yermiş’’ Bu deyim yabana atılacak kadar hafife alınmamalıdır. Kürdler bu saatten sonra tercihlerini dört sömürgeci Devletten ziyade ABD ve İsrailden yana yapmalıdırlar. Ortadoğunun bu bin yıllık Din ve Ümmet kardeşliği safsatası bir tarafa itilmeli, Kürdlerin oturduğu zengin coğrafya dikkate alınmalı ona göre büyük oynanmalıdır. Kürdlerin bu saatten sonra kaybedebilecekleri başka bir şeyleri yoktur.
Apo yiğeni Ömer Öçalan aracılığıyla piyasaya sürdüğü yeni seneryo ‘’Türkiye ayağını çabuk atmazsa ABD ve İsrail Türkiyeye rağmen büyük bir Kurdistan peşindedir. Ayrıca kimki TECRİT’ten bahsediyorsa bu bir palavradır. Apo İmralı Adasının onun için daha çok güvende olduğunu beyan etmiş, dışarıda başka bir yerde güvenliğinin sağlanmasının imkansız olduğunu’’ belirtmiştir.
Ne diyelim değerli okurlar,
Bu İTİRAF ile APO hayranlığı SUÇ ve GÜNAFI ile su yüzüne çıkmış olmuyormu?
(Makale içerikleri tamamen yazarın sorumluluğundadır. Sitemiz, bu görüşlerden dolayı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.)