İbrahim GÜÇLÜ
Eylül ayı sadece Kürdistan’ın Güney parçası için değil, Kürdistan’ın Kuzey, Doğu, Batı parçaları; sadece Kürdistan’ın Güneyindeki Kürtler için değil, tüm Kürdistan parçalarındaki ve dünyadaki Kürtler için anlamlı bir aydır. Eylül ayı, Kürtlerin acı duymadıkları ve sevinç duydukları aylardan biridir.
Bilindiği gibi, Kürdistan’ın Güneyindeki milli ayaklanmanın bastırılmasından sonra Kürdistan Milli Lideri belli bir pêşmerge gücü ile Kürdistan’ın Doğusunda yaşamını sürdürmek durumunda kaldı. Mele Mustafa Barzani ve arkadaşları, Kürdistan’ın Doğusunda yaşamını sürdürürken de, hem Kürdistan’ın Doğu parçasından ve hem de Kürdistan’ın Güney parçasında milli mücadele çalışmalarına devam ettiler. Kürdistan’ın Kuzey ve Batı parçalarında da milli mücadeleyi etkilemeye devam ettiler.
Kürt milli lideri Mustafa Barzani ve arkadaşları Kürdistan’ın Doğusunda oldukları zaman, İran Kürdistan Demokrat Partisi Qazi Muhemed öncülüğünde kuruldu. Irak Kürdistan Demokrat Partisinin kuruluşu, sonrasında gerçekleşir.
O şartlarda İkinci Dünya Savaşı sonrası İran’da Kürtler için yeni bir jeopolitik konjoktürel bir konum ortaya çıktı. Kürtler savaşsız olarak bir devlet kuruluşunu gerçekleştirdiler. Ama ne yazık ki, emperyalist devletler (ABD ve İngiltere) ile Sovyetler Birliği, devlet çıkarları ekseninde anlaşma sağladıktan sonra, İran barbar sömürgeci silahlı güçleri Kürdistan Devletini işgal ettiler. Devletin cumhurbaşkanı Qazi Muhemed ve diğer devlet yetkililerini esir aldılar.
Qazi Muhemed ve diğer devlet yetkilileri esir düşmeden önce, Kürdistan Cumhurbaşkanı Qazi Muhemed, Mele Mustafa Barzani ve arkadaşlarının Kürdistan’ın Doğusunu terk etmelerini, Sovyetler birliğine gitmelerini istedi. Çok gönüllü olmazsa da Mele Mustafa Barzani ve arkadaşları birçok zorluklarla birkaç devlet sınırını geçerek Sovyetler Birliğine geçtiler.
Mele Mustafa Barzani ve arkadaşları Irak’ta 1958 yılında Abdulkerim Kasım eliyle iktidarın el değiştirmesine kadar Sovyetler Birliğinde kaldılar. Irak liderinin çağrısı üzerine Irak ve Kürdistan’a döndüler. Dönüşlerinde çok olumlu gelişmeler oldu. Yeni bir anayasa üzerinde anlaşma sağlandı. Irak’ın iki milletten teşekkül etiği, iki dilin resmi dil olduğu, Kürtlerin kendi ülkelerinden kendi kendilerini yönetmeleri benimsendi.
Bu gelişme, Kürtler açısından tarihi bir gelişme ve başarıydı. Bu tıpkı Kürdistan’ın Doğusunda Kürdistan Devletinin savaşsız kazanılması gibi, büyük bir kazanımdı.
Ne yazık ki Irak Merkezi Hükümetinin sözlerini yerine getirmeyeceği kısa bir süre sonra anlaşıldı. Bunu anlayan KDP Başkanı ve milli lider Mustafa Barzani Kürdistan’a çekildi.
Onun öngörüsü doğru çıktı. Merkezi Hükümet güçleri saldırdı.
EYLÜL 1961: KÜRDİSTAN’DA MİLLİ DEVRİM’İN BAŞLANGICIDIR. DEVRİMİN ZAFERE ULAŞMASIYLA KÜRDİSTAN’IN İKİNCİ KEZ RESMİ VE HUKUKİ STATÜYE KAVUŞMASIDIR VE OTONOMİ STATÜSÜYLE KADERİNİ TAYİN ETMESİDİR.
Kürtler de Merkezi Hükümetin saldırısına karşı, Milli Lider Mustafa Barzani ve KDP öncülüğünde Eylül 1961 Milli Devrimini başlattı. Eylül Milli Devrimi 9 yıl devam etti. Irak Merkezi Hükümeti ve Baas Rejimi Kürtlerin Milli Devrimi karşısında yenilgiyi kabul etti. 11 Mart 1970 yılında yapılan bir antlaşma ile Kürdistan Otonomisini resmi ve hukuki olarak kabul emek zorunda kaldı.
Bu nedenle her yılın Eylül ayı, Kürtler için tarihi ve farklı kıymetli bir anlama kavuştu.
Eylül 1961, Kürdistan’da Milli Devrim’in başlangıcıdır. Devrimin başarıya ulaşmasıyla Kürdistan ikinci kez resmi ve hukuki statüye kavuştu. Kürdistanlılar, Kürdistan’da Otonomi statüsüyle kendi kaderlerini tayin ettiler ve Kürdistan’da yönetim ve iktidar oldular.
Kürtler, 1961 yılının bu ayında başlayan Milli Devrim Gününü her yıl bir bayram günü olarak kabul ettiler, o günde kutlamalar yaptılar. Yapmaya devam ediyorlar.
16 EYLÜL 2022: JİNA AMİNİ’NİN KATLEDİLMESİ, KÜRDİSTAN’DA VE İRAN’DA YENİ BİR TARİHİ SAYFANIN AÇILIŞINA YOL AÇTI. SİVİL MİLLİ DEMOKRATİK MÜCADELENİN SÜREKLİLİK KAZANMASI VERİSEL KONUMUNU ORTAYA ÇIKARDI…
Kürdistan’ın Doğusundaki Saqiz Şehri bundan bir yıl önce, 16 Eylül 2022’de büyük bir acı ile uyandı. Bu acı, Kürt Kadını Jina Amini’nin İran Ahlak Teşkilatında işkence ile katledilmesinin günüydü.
İran’da, 1969 yılından bu yana Kürtler ve diğer milletlerden on binlerce insan, yurtsever, devrimci, sosyalist, muhalif muhafazakar dindarlar, liderler, pêşmergeler, sıradan insanlar katledilmesine ve idam edilmelerine rağmen, Jina Amininin ölümü dipten gelen toplumsal bir değişim ve toplumsal devrimci bir harekete yol açtı
Jina Amini’nin katledilmesi ve şehit olmasıyla başlayan gösteriler, sivil ittiaatsiz direnişler kısa sürede tüm İran’a, değişik milletlerin yaşadığı eyaletlere yayıldı.
Bu direnişler, İran Merkezi Teokratik ve Faşist Yönetiminin ezberini bozmakla kalmadı, aynı zamanda akli dengesini de kaybettirdi. Bundan dolayı on binlerce insan gözaltına alındı ve işkenceye tabi tutuldu, Bugüne kadar 1000’e yakın kadın ve erkek katledildi ve idam edildi.
1969’dan sonra Kürdistan’da silahlı milli demokratik devrim hareketi, İran’da iktidarın değiştirilmesi için birçok gösteri, sivil ayaklanmalar olmasına rağmen Jina Amini’nin katledilmesinden sonra başlayan gösteriler ve sivil ayaklanma, rejimi daha çok korkutan ve süreklilik taşıdığının verilerini sunan durumdadır.
Jina Amini’nin katledilmesi ve ölümü tam anlamıyla Teokratik ve Faşist İran Rejiminin korkulu rüyası oldu.
Jina Amini’nin ölümünün birinci yılında daha büyük sivil direnişler engellemek için önceden yüzlerce insan gözaltına alındı, terörist nitelendirilmesiyle hukukla ilgisi olmayan mahkemeler karşısına çıkarılacakları açıklandı.
Jina Amini’nin katledilmesi, Kürdistan’da ve İran’da yeni bir tarihi sayfanın açılışı oldu. Sivil milli demokratik mücadelenin süreklilik kazanmasının verilerine sundu.
Jina Amini, Kürtlerin bağımsızlığının ve özgürlüğünün, kadın özgürlük hareketinin sembolü oldu.
Bu nedenle, Eylül ayı, Kürtler için, Eylül Milli Devrim Hareketinin başlangıç gününe eklenen farklı anlamda bir gün oldu.
Jina Amini’nin katledilmesinin birinci yılında Onu ve sivil ayaklanma döneminde katledilen ve idam edilenlerin hepsini saygıyla anıyorum.
Tetwan, 20 Eylül 2022