Yapılan yeni araştırmada çeşitli yöntemler kullanılarak Göbekli Tepe’de tahılların rolünü ilk defa anlamaya yönelik bilgiler elde edildi.
Tahıl gıdaları modern insanların temel besin kaynaklarından birisi. Epipaleolitik (MÖ 12500-9600) ve Çanak Çömleksiz Neolitik (MÖ 9600-7000) dönemleri bitkilerin kullanımı ve seçilimi, bitkileri ve toprağı işleme yöntemleri, yetiştiriciliğin gelişimi ve işleme, saklama ve tüketim yolları gibi farklı süreçleri içinde barındıran uzun ve karmaşık bir süreç olarak kabul ediliyor.
Tahılların ve diğer bitkilerin geniş çaplı yetiştiriciliğini içeren tarımsal ekonomilerin başlaması, uzun bir dönem süren denemeler ve teknolojik modifikasyonlar sonucunda gıda işleme uygulamaları için özelleşmiş aletlerin gelişmesine yol açtı.
Tahıl işleme için kullanılan temel donanımlar, havan/mortar veya öğütme çanağı gibi sabit konumdaki alt parça ve öğütme taşı gibi aktif bir şekilde elle tutulabilen üst parça olarak toplam iki parçadan oluşan dövme ve öğütme aletleridir. Geliştirilen bütün bu tekniklerin amacı ise tahılların sindirilebilirliğini artırmak, pişirme süresini azaltmak ve besin enerji değerini artırmaktır.
Oğuzhan Parasayan’ın arkeofili‘nde yer alan haberine göre, yakın zamandaki araştırmalar Fırat ve Dicle’nin üst düzlükleri arasındaki bölgenin Epipaleolitik ve Çanak Çömleksiz Neolitik dönemlerde gıda üretimine geçişin yaşandığı yer olarak gösterdi. Siyez (einkorn), gernik (emmer) ve arpa (barley) ve Neolitik kökenli mahsullerin yabani formlarının dağılım alanları burada kesişiyor. DNA çalışmaları ise Bereketli Hilal’in bu kısmında iki yabani buğday varyantının ehlileştirilmiş mahsullere dönüştüğünü göstermişti.
Erken Çanak Çömleksiz Neolitik (PPN) yerleşim yapıları küçük, yuvarlak veya oval ve yarı yeraltı evleri şeklindeyken Çanak Çömleksiz Neolitik B (PPNB) dönemi sırasında ise büyük dikdörtgensel yapılar, önceki yapıların yerini almıştı. Çanak Çömleksiz Neolitik dönemin başlarında bile genellikle ortak bir ikonografiye sahip anıtsal boyuttaki “özel yapılar” Çayönü, Göbekli Tepe, Gusir Höyük, Hallan Çemi ve Nevali Çori gibi Üst Mezopotamya alanlarında görülüyordu. Bu özel yapılar ritüeller ile bağlantılı olduğu şeklinde yorumlanmıştı. Yani bu yapıları inşa eden toplumlar için “anıtsal depo” veya farklı amaçlar için “umumi” binalar olarak hizmet etmişlerdi.
Bu özel binalardan oluşan şu ana kadar bilinen en büyük yapısal kompleks, Türkiye’nin güneydoğusundaki Göbekli Tepe. Bu sit alanında MÖ 10. binyılın ikinci yarısından itibaren erken Neolitik grupları çapı 20 metreye kadar ulaşan anıtsal ve dairesel kireçtaşı binaları ve 5.5 metreye ulaşan genellikle zengin bir şekilde dekore edilmiş dikilitaşları inşa ettiler. Bu binalar kült aktivitelerin buluştuğu yer olarak yorumlandı ve burada yapılan şölenler, büyük çaplı inşaat aktiviteleri için gerekli olan iş gücünü toplamayı açıklayan bir model olarak gösterildi.
Önceki çalışmalarda inşaatçılar ve yapılan şölenler için yiyecek gereksinimi adına daha çok avlanma ve alanda bulunan hayvan kemiklerine odaklanılmıştı. Kazı başkanlığını yapmış olan Klaus Schmidt’in büyük çaplı inşaat aktiviteleri için gerekli olan yiyecek tedariğinin güvenilir besin kaynaklarına olan ihtiyaca katkı sağlamış olabileceğini öne sürmesine rağmen Göbekli Tepe, ilk tahıl kullanımı adına yapılan tartışmalara hiç dahil edilmemişti.
Makrobotanik kalıntıların analizleri Göbekli Tepe’de yabani siyez (Triticum cf. boeticum/urartu), yabani arpa (Hordeum cf. spontaneum) ve büyük ihtimalle de yabani buğday/çavdar (Triticum/Secale) ve aynı zamanda badem (Prunus sp.) ve Antep fıstığı (Pistacia sp.) bulunduğunu göstermesine rağmen, aynı çalışmada elle toplama ve yüzdürme yöntemleriyle kömürleşmiş bitki kalıntılarının çok az miktarda bulunmasının dikkat çekici olduğu öne sürüldü. Hassas bitki kalıntılarının bu kötü korunumu ise tortu tabakalarının büyük çaplı bir şekilde yer değiştirmiş olması düşünüldü. Bu yüzden bu bitki kalıntıları, bitki işleme miktarını hesaplamak amaçlı kullanılamadı. Diğer bir yandan ise çok fazla sayıda öğütme aletleri ortaya çıkarıldı, fakat bu yeni yapılan araştırmaya kadar daha önce bir analiz yapılmamıştı.
Göbekli Tepe’den öğütme aletlerinin detaylı bir analizi, bu önemli sit alanındaki yiyecek işleme ve şölenler hakkında ve aynı zamanda Üst Mezopotamya’daki Erken Neolitik Dönem sırasında yaşanan geçiş süreçlerini daha ileri seviyede anlamak adına değerli bilgiler sağlama potansiyeline sahip. Kazılarda öğütme aletlerinin bulunması arkeolojik analizler sırasında bitki işlemenin bir kanıtı olarak kullanılır. Fakat arkeolojik eserler üzerinde yapılan yüzey analizi çalışmaları Yakın Doğu’da bulunan bu aletler için etin, hayvan derisinin ve ya minerallerin işlenmesi gibi çok yönlü işlevler öne sürdü.
Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden araştırmacıların yürüttüğü bu yeni yayımlanan disiplinler arası yöntemlerin kullanıldığı çalışmada Göbekli Tepe’deki tahıl işlemenin rolüne ve tahılların kullanımına dair ilk defa derinlemesine bilgi edinildi.
Tahıl elde etmenin ve işlemenin Göbekli Tepe’deki megalitik yapıları diken Erken Neolitik grupların geçim sisteminde önemli bir parçası olduğu ortaya konuldu. Şölenler alanda gerekli olan iş gücüne odaklanma kabiliyetini açıklayan bir model olduğu ve bu şölenler için yiyecek sağlamanın, yılın bazı zamanlarında büyük çaplı gıda tedariğini ve işlenmesini gerektireceği gösterildi.
Oldukça fazla sayıda öğütme donanımlarının bulunmasının yanında bu alet üretimdeki standartlaştırma ve taş aletlerin kullanımı, bazı katmanlarda büyük çaplı tahıl işlenmesinin görüldüğünü öne sürüyordu. Bu araştırmada aletler üzerinde yapılan yüzey ve fitolit analizleri sayesinde bu görüş desteklendi. Fitolitler, bitki dokusunda bulunan ve bitki kalıntılarının zamanla kaybolmasından sonra da korunmaya devam eden silikadan oluşmuş mikroskobik boyutlu yapılardır. Alandaki oluşum süreçleri yüzünden kömürleşmiş bitki kalıntıları çok nadir olsa da yapılan fitolit analizleri Göbekli Tepe’nin her katmanında tahılların önemli ölçüde varlığını doğruladı.