16 Ekim 2017 Günü Güney Kürdistan’daki bağımsızlık iradesini kırmak için Kerkük’e saldırıda bulunulmuş ve Kerkük tekrar sömürgeci Irak Devleti tarafından işgal edilmiştir.
25 Eylül 2017 Günü Güney Kürdistan’da yapılan meşru, demokratik bağımsızlık referandumunda Güney Kürdistan halkı %72 katılım, %92.73 ‘’Evet’’ oyuyla; Kerkük halkı da %80 katılım,%80’i aşan ‘’Evet’ oyuyla bağımsızlık yönünde bir irade beyanında bulunmuştur.
Güney Kürdistan halkımızın bu irade beyanına tahammül edemeyen sömürgeci, işgalci devletler;uluslararası büyük güçlerin de göz yummasıyla,Kerkük’ü, Şengal’i işgal etmiş; halkımızın kazanımlarına büyük bir darbe vurmuştur.
Şu anda Kerkük’te, Şengal’de ve bir bütün olarak Güney Kürdistan’da halkımızın bir çok kazanımı ortadan kaldırılmıştır.
Bağdat Yönetimi ve arkasındaki İran Rejimi’nin bununla yetinmeyeceği açıktır. Malik’in de, Abadi de, diğer Iraklı yöneticiler de, adım adım Güney Kürdistan’daki tüm kazanımları ortadan kaldırarak, Saddam Hüseyin Rejimini aratmayacaklarını ispat etmişlerdir.
Evet, başta Bağdat ve İran olmak üzere Türkiye’nin de bu işgal’de rolü vardır. ABD ve diğer bazı ülkeler de buna göz yummuşlardır.
Kürtlerin iç zaaf ve eksikliklerinin de, iç ihanetin de, taktik ve stratejik kimi yanlışların da Kerkük’ün kırılmasında ve bugünkü tablonun oluşmasında büyük etkisi olmuştur.Bu sürecin muhasebesi, gerekli değerlendirme ve özeleştiriler elbette ki yapılacaktır. Ama görünen odur ki, Kürdistan Bölge Başkanı Sayın Mesud Barzani, Kürdistan Bölge Başkan Yardımcısı Sayın Kosret Resul ve Pêşmerge Komutanları ‘’Bir adım ileri, iki adım geri’’ demek zorunda kalmışlardır.
Bügün artık, tüm Güney Kürdistan’lı siyasi partilerin, grupsal çıkar ve zaafiyetleri bir tarafa bırakarak, sömürgeci güçlerin oyununu boşa çıkarmak için, iç çatışma ve kırılmalara yol vermeden toparlanması ve yeni duruma göre yeni bir strateji geliştirerek, bağımsızlık bayrağını yükseltmesi tarihsel bir önem taşımaktadır.
Enfal ve Halepçe soykırımlarını, 1975 yenilgisini yaşamış olan Güney Kürdistan halkı elbette ki, her zamankinden daha fazla, bu badireyi de atlatacak inanç, tecrübe ve dirayete de sahiptir.
Bağımsızlık referandumu boşuna yapılmadı. ‘’Kerkük Kürdistan’ın Kalbidir’’, sözünü söyleyen ölümsüz liderler Molla Mustafa Barzani’nin ve Mam Celal Talabani’nin torunları, tüm iç ihanet, hata ve eksikliklere rağmen, bugün de ‘’Kerkük Kürdistan’ın kalbidir’’ demektedirler.
Kerkükü işgal ederek, Kürdistan halkının bağımsızlık iradesini kıracağını sanan Irak ve İran devletleri ile, bu duruma sevinen Türk Devleti, çok geçmeden, Kerkük’ün tekrar sömürgeci işgalden kurtarılacağına, Kürdistan halkının %92.73’lük bağımsızlık iradesinin ilan edileceğine tanık olacaklardır. Bundan dost düşman hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Sömürgeci devletlerin bu darbe ve işgaldeki en büyük hedeflerinden biri de, bağımsızlık iradesinin mimarları olan Kürdistan Bölge Başkanı Sayın Mesud Barzani ve Kürdistan Bölge Başkan Yardımcısı Sayın Kosret Resul’un gücünü, otoritesini kırmaktı.Ama Kürdistan halkı bu oyuna gelmeyecektir.
Ölümsüz liderler Molla Mustafa Barzani ve Mam Celal Talabani’nin vasiyeti mutlaka yerine getirilecektir.Kürdistan halkının bu iki onurlu lideri tüm hata ve yanlışlıklardan da dersler çıkararak pêşmerge komutanları ve kahraman pêşmergeler ile birlikte, tüm dünyaya Kerkük’ün, Åžengal’in ve tüm Güny Kürdistan topraklarının tekrar iÅŸgalden kurtarıldığının müjdesini, bağımsızlık ilanı ile birlikte vereceklerdir.
Molla Mustafa Barzani ve Mam Celal Talabani’nin vasiyetine ihanet edenler, tarihin kirli çöplüğünde bile kendilerine yer bulamayacaklardır.
ABD ve etkili dünya devletleri Kürdistan halkını yalnız bırakarak, DAİŞ’den de tehlikeli insanlık dışı terör örgütü Haşdi Şahbi’nin Kürdistan halkına saldırısına göz yummanın nasıl bir tarihsel yanlışlık olduğunu çok geçmeden göreceklerdir.
Sykes-Picot’un, Lozan’ın, dünyanın 100 Yıllık suskunluğunun kendisine neler yaşattığını çok iyi bilen Kürdistan halkı, Kerkük’ün işgaline yol verilmesine ve bağımsızlık iradesinin yok sayılmasına da yabancı değildir, bir sürpriz olarak görmemiştir.
Ama , biz ABD’ye bölgede etkili olan tüm dünya devletlerine sesleniyoruz:Kim ne derse desin, kim ne kadar engellerse engellesin, kim ne kadar göz yumarsa yumsun;Kürdistan halkının bağımsızlık ve özgürlüğü engellenemeyecektir. Sizin çıkarlarınız Haşdi Şahbi’ye, Bağdat’a destekte değil; Kürdistan halkının yanında olmaktadır.
Dünya kamuoyuna sesleniyoruz:50 Milyonluk Kürt milletinin sesine, özgürlük haykırışına kulak verin. Kendi devletlerinizin tutarsız, ikircikli ve katliamlara, özgürlüğün engellenmesine göz yuman siyaset ve uygulamalarına karşı sesinizi yükseltin.Kürdistan halkının özgürlük ve bağımsızlık hakkına sahip çıkın.
Dünyadaki tüm Kürt ve Kürdistanlılar da Kerkük’ün işgaline ve Güney Kürdistan halkının bağımsızlık iradesine vurulan darbeye el birliğiyle, ulusal bir duruş sergilemelidirler.Bügün her zamankinden daha fazla, ulusal birliğe, el ele safları sıklaştırmaya, Güney Kürdistan halkımızın yanında durmaya ihtiyaç vardır.Güney Kürdistan’daki kazanımlara ve bağımsızlık iradesine vurulan her darbe, tüm Kürt ve Kürdistanlıların özgürlüğüne, geleceğine vurulan darbedir.
Kürdistan halkı bu badireyi de atlatacak; Kürdistan’ın Kalbi Kerkük de kurtarılacak, bağımsızlık da ilan edilecektir.
18.10.2017
Mustafa Özçelik
PAK Genel Başkanı