İran rejimi‘nin Doğu Kürdistan‘ın Sine Cezaevi‘nde tutuklu bulunan Kürt tutsak İhsan Fetahiyan‘ı 11 Kasım 2009’da sabahın erken saatlerinde idam etti.
İşte İhsan Fettahian’ın idam öncesi yazdığı anlamlı mektup:
“Gün batımında güneşin son ışınları bana bu mektubu yazmam için bir yol gösterdi. Sonbaharda insanın ayaklarının altında gıcırdayan ağaç yapraklarının sesleri beni çağıyor ve ‘bırakın dökülsünler’ diyor.
Şu an içinde bulunduğum zaman özgürlük yolunun nişanıdır. Hiçbir zaman ölümden korkmadım. Ben ölümünün sıcaklığını hissediyorum ve tanıyorum. Çünkü ölüm benim en eski arkadaşımdır.
Ben Kirmaşan’da insanlığın çocuklarından biri olarak dünyaya geldim ve burada yaşama başladım. Ben burada zulüm ve zalimi hissettim. Bu nedenle bu durumdan çıkmak için çok yol katettim. Ne yazık ki bütün yollar bana kapatılmışlardı. Ben varlığım ve kimliğimden yoksun bırakılmıştım. Bu nedenle sınırdışına çıkmak zorunda kaldım. Ben Kürdistan gerillası peşmêrgesi oldum.
Ben hiçbir zaman doğduğum yerde kopmadım. Kendi topraklarımı bir kez ziyarete gittim ama yakalandım. Bana yapılan vahşi işkenceler ve bana karşı gösterilen tavırdan bunun sonunun ölüm olduğunu anladım.
Bu ağır işkence ve içinde kaldığım tecrit koşullarından sonra, 10 yıllık hapis cezasına çarptırıldım. Ama Sine savcıları cezayı idama çevirdi. Sine savcıları ile son karşılaşmamda, kanuni değil, siyasi olan bu cezayı uygulayacaklarını söyledi. O vakit bu cezanın siyasi olduğunu anladım.
Eğer zalim ve egemenler beni öldürmekle Kürt ve Kürdistan sorununu ortadan kaldıracaklarını düşünüyorlarsa, bu kof bir hayaldir. Hiçbir zaman ben ve benim gibi binlerce gencin ölümü ile bu amaçlarına ulaşamayacaklardır. Her ölüm beraberinde yeni bir yaşamı getirir.”
http://www.zernews.com/2016/11/ihsan-fetahiyan-idam-oncesi-mektup.html