“Devlet insanlık suçunu örtbas etmek için zaman aşımını bahanesini gösteriyor”
Diyarbakır (Rûdaw)-Türkiye’de 12 Eylül darbesi döneminde insanlık dışı işkencelere maruz kalan Mehmet Can Azbay’ın “darbeciler ve işkenceciler” yargılansın talebiyle yaptığı başvuru, “zamanaşımı” gerekçesiyle reddedildi. Savcılık kararı 12 Eylül’den bir gün önce Azbay’a tebliğ etti.
Mehmet Can Azbay, 12 Mart 1980 tarihinde gözaltına alındı. 33 gün gözaltında tutulan ve işkenceye maruz kalan Azbay, “Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları” isimli örgütün üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı.
Azbay, 12 Eylül döneminde adeta “işkencehaneye” çevrilen Diyarbakır Cezaevi’nde kaldı ve ağır işkenceler gördü.
20 yıl sonra tahliye olan Azbay, 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer, Sedat Celasun, Bedrettin Demirel, Ali Haydar Saltık, Bülend Ulusu, Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran ile darbeye zemin hazırlayan, darbe döneminde görev yapan kişiler hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Azbay, Evren ve diğer kişilerin “Darbe yapmak, anayasayı değiştirmek, hükümeti yıkmak, sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürmek, kasten yaralamak, işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak, cinsel saldırıda bulunmak” suçlarından yargılanmasını istedi.
Savcılık, 11 Ekim 2010 tarihinde yapılan başvuruyu, 4 yıl sonra karara bağladı. Karar dün Azbay’a tebliğ edildi. Cumhuriyet Savcısı Tugay Savur imzasıyla gönderilen kararda, “zamanaşımı”na uğradığı gerekçesiyle Azbay’ın başvurusu “takipsizlik kararı” verilerek reddedildi.
Kararda, suçlamaların 30 yıl öncesine ait olduğu, yargılanması istenen Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın ölmüş olduğu, bu nedenlerle kovuşturma yürütülemeyeceği belirtildi. Savcılık itiraz yolunu açık bıraktı.
Savcı Tugay Savur kararında dikkat çekici ifadeler kullandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerin işkenceyi “insanlık suçu” olarak tanımlandığına dikkat çeken Savur, “Anılan suçların zamanaşımına uğrayıp uğramayacağı çözülmesi ön hukuki sorun olarak önümüzde durmaktadır” dedi.
Savcı, Türkiye’de 2004 yılında yapılan “kanun ile uluslararası kanun çelişirse, uluslararası kanun dikkate alınır” değişikliğine dikkat çekerek, değişiklikten önceki yasa sanıkların lehine olduğu için, sanıkların bundan yararlanması gerektiğini söyledi.
Rudaw’a konuşan Azbay’ın avukatı Sedat Çınar, Kenan Evren’in geçen yıl yapılan yargılamasında “işkence suçlarında zamanaşımı” kavramının kaldırıldığını söyledi. Çınar, savcının hiçbir araştırma yapmadan, hukuki bir değerlendirme yapmakla yetindiğini belirterek, “Savcının öncelikle iyi bir araştırma yapıp, kamu vicdanını rahatlatması, delil toplaması gerekiyordu. Diyarbakır Cezaevi’nde yapılanlar işkenceden öte, insanlığa karşı suçtur” dedi.
Avukat Sedat Çınar, Batman Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, karara itiraz edeceklerini söyledi.
Konu ile ilgili Rudaw’a konuşan Mehmet Can Azbay da, Türkiye’deki iç hukuk yolları tükendikten sonra davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğini söyledi.
“Devlet insanlık suçunu örtbas etmek için zaman aşımını bahanesini gösteriyor” diyen Azbay, kararın kendisine 12 Eylül arifesinde tebliğ edilmesini de “karşı gelmenin bir ironisi” olarak tanımladı.
http://rudaw.net/turkish/kurdistan/120920143