20. Yüzyılın Başlarında Kurulan İlk Kürd Kadın Örgütü: Kürd Kadınları Teali Cemiyeti -Seîd Veroj

Kürdlerde Kadın meselesi mevzusu, genel olarak dünyadaki kadın meselesinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı bir dönemde gündeme gelmiş. Bu mesele, 20. yüzyılın başlarında yayınlanan Kürd gazete ve dergilerinin de gündem konularından birdir. Rojî Kurd, Hetawî Kurd, Kadınlar Dünyası, Serbestî, JînKurdistan ve Siyanet gibi dergi ve gazetelerinde mesele tartışılmaya açılmış, bu konuyla ilgili önemli bazı yazılar da yayımlanmıştır. İlkler arasında yer alan bu yazılardan biri de, “Kürdlerde Kadın meselesi” başlığı altında mevzuyu bireysel, toplumsal ve ulusal boyutuyla değerlendiren Ergani Madenli Y. C. imzasıyla Rojî Kurd dergisinde yayımlanmıştır. “Bu sırada bütün Batı’yı, biraz da Doğu’yu, basını, sosyoloji alimlerini, hulasa herkesi bütün anlamıyla meşgul eden önemli bir sorun var: “Kadın sorunu”. Hatta zamanımıza, asrımıza, “Kadın asrı” diyen düşünürler var…

Burada Mevzumuz Kürtlerde kadın sorunudur. Konu hem önemli hem de zordur. Ciddi incelemeye, tartışmaya muhtaçtır. Zaten biz de sorunu katı kurallarla çözmeye çalışmak cürretinde değiliz. Maksadımız, herkes gibi Kürdler için de bir hayati sorun demek olan kadın, dolaysıyla aile sorununa temas ederek gençlerin dikkatini çekmektir.

Kadının konumu, önemi idrak edilmedi. Böylece aileler saf birer sağlam bir temel olacak yerde bütün bireysel ve toplumsal ahlaksızlıkların, karışıklıkların kaynağı oldu. Kürd ailesi de doğal olarak bu hastalıktan etkilenmiş ve zararlı çıkmıştır. Herkes gibi o da bu hastalığın tedavisine şiddetle muhtaçtır.

Kadın ve aile sorununun bir hayat ve yaşam sorunu olduğunu idrak etmeli. Her şeyden önce Kürdlüğün kadını yükseltme çarelerine bakılmalıdır. Toplumlar gıda kadar, idrak sahibi annelerin gerekli olduğunu bilmelidir. “Bir milletin kadınları, o milletin gelişme derecesinin terazisidir.” Milletler, insanların gelişme dereceleri daima kadınların seviyesiyle orantılıdır, düsturu her zaman, her dakika göz önünde bulundurulmalıdır.”[1]

Kürd kadınları kendi bağımsız örgütünü oluşturmadan önce, Meşrutiyet ilanından sonra İstanbul’da kurulan diğer kadın örgütleri bünyesinde de yer almışlar. Mevlanzade Rıfat’ın eşi Nuriye Ulviye Mevlan’ın sahibi olduğu Kadınlar Dünyası dergisinin faaliyetlerine katılmış ve yazarları arasında yer almışlar. Mevlanzade Rıfat, Kadınlar Dünyası gazetesinin yayınlanmasından hemen sonra eşine nazire olsun diye sadece bir sayı olmak üzere Erkekler Dünyası namında bir gazete çıkarmış. “İki Söz” başlıklı giriş yazısında, kadın meselesine dair düşüncelerini şöyle açıklamıştır: “Beşeriyet ve insaniyetin tek bir ayakla kemâlâta ve yükselmeye doğru yürüyemeyeceği anlaşılmıştır. Kadına da erkekler gibi hukuk vermek, erkekler gibi hayat mücadelesinde serbest bırakmak lüzumu idrak edilmiştir….

Kadınlarla erkekleri aynı seviyede, aynı irfanda, aynı hayat ve hürriyette yaşamağa çalışarak aile hayatıyla toplum hayatını muntazam bir surette değiştirmeye gayret edecektir. Maksadımız “insanlar dünyası”nı vücuda getirmektir. Biz dünyada yalnız bir “insanlar dünyası” görmek isteriz. Bunun için de kadın-erkek aynı seviyede eğitim alması, her bir iş ve hususta müşterek bulunmasını gerektirir.

Erkekler Dünyası; beyhude zorbalıklara, tehlikeli gururlara kapılan cahil tabakanın efkâr ve dimağını aydınlatmak ve terbiyeye çalışarak kadın haklarını da daha geniş çerçevede müdafaa edecektir…”[2] Nuriye hanımın bir röportajında söylediğine göre, böyle bir derginin yayınlanması düşüncesi M. Rıfat tarafından önerilmiş ve 163. sayıdan itibaren de M. Rıfat’ın kendisi bu gazetenin sorumlu müdürlüğünü üstlenmiştir.

Bir dünya savaşını geride bırakmış olan 20. yüzyılın gereklerinden olacaktır ki Kürd kadınları da kendi örgütlerini kurarak bireysel, toplumsal ve ulusal hak arayışı mücadelesinde yerlerini almışlar. Yukarıda bahsedilen temel sorunlara çözüm aramak amacıyla 1919’un ilk yarısında modern anlamda kendi ilk örgütlerini kurmuşlar. Kürd Kadınları Teali Cemiyeti (KKTC), 20. yüzyılın ilk çeyreğinde kurulmuş ilk Kürd kadın örgütüdür. Kürd Kadınları Teali Cemiyeti’nin kuruluş çalışmalarına dair ilk bilgiyi, Serbestî gazetesinde 26 Nisan 1919 tarihli sayısında “Yeni Bir Kürd Müessesi” başlığıyla yayımlanan haberden öğreniyoruz. Bahsedilen haberde; “Vuku bulan sağlam kaynaklarımıza göre, merkezi İstan­bul’da bulunup Kürdistan’da sayısız şubelere malik olmak üzere “Kürd Kadınları Teali Cemiyeti” adıyla yeni bir mü­essese kurulacak.

Bu cemiyetin maksadı: Kürd kadınlığının çağdaş zihniyle yükselmeyi ve inkişafı temin etmek, aile hayatında esası, sosyal hayatta üretimi ar­tırmak, tehcir ve öldürme münasebetiyle sefil bir hale gelen Kürd yetim ve dullarına iş bulmak ve nakdi yardımda bulun­mak suretiyle sefaletten kurtarmaktır.

Bu suretle birlik halinde çalışmak, ferdi kuvvetleri cemiyet teşkilatı dahilinde yoğunlaştırmak mümkün olursa, müsterih ve mutlu bir Kürd kadınlığı, Kürd aileleri vücuda getirmek kabil olur.

Cemiyet, beyannamesini tasdik etmek için yakında hükü­mete verecek ve resmiyete geçtiği takdirde üye kaydına baş­layacaktır. Bu milli müessesenin büyük bir kuvvete mazha­riyetini temin edecek teşebbüslerin heba edilmeyeceği ümit edilmektedir.”[3] Serbestî’de bu haberin yayımlanmasından iki gün sonra, “Kürd Hemşirelerimiz [Kadınlarımız]” başlığıyla bu konuda yeni bir yazı kaleme alınmış. Mevzubahis yazısında, Kürd Kadınları Teali Cemiyeti’nin kurulması haberini okuyan Kürdlerin, derin ve nihayetsiz bir memnuniyetle mütehassis [duygulanmış] olduklarını bildirerek böyle bir oluşumun önemini şu cümlelerle dile getirir.

“Pek ziyade çaba ve gayrete muhtaç olan aziz ve sevgili Kürdistan’ımızın beka ve kurtuluşunu temin için açılan müca­deleye necip kadınlarımızın da iştirak etmek üzere olduklarını duymak, hiç şüphesiz insani ve vicdani zevklerin en alisidir…

Kadının ve bilhassa Kürd kadınının milli şefkati, Kürdis­tan’ın sayısız yaralarını saracak, dertlerine deva olacak. Aynı zamanda bu girişim, medeniyet alemi huzurunda Kürdlerin çağdaş fikirlere sahip olduklarını göreceklerdir. Cemiyet müesseselerini tebrik ve başarılarını temenni, ederiz.”[4]

Bu haberin yayınlanmasından yaklaşık 25 gün sonra yine Serbestî gazetesinin çarşamba 21 Mayıs 1919 tarihli sayısında, “Kürd Kadınları Teali Cemiyeti’nin perşembe günü icra edilmesi kararlaştırılan resmi açılışı belirsiz bir zamana er­telenmiştir.”[5] haberi yayımlanmış.

Kürd Kadınları Teali Cemiyeti’nin resmi kuruluş tarihi ve açılış günü tam olarak tespit edilmemiş olsa da, Mevlanzâde Rıfat’ın sahibi olduğu Kadınlar Dünyası Matbaası tarafından yayınlanan cemiyet nizamnamesinde, gün ve ay belirtilmeden sadece yıl olarak basım tarihi 1919 belirtilmiştir. Ancak dönemin gazete ve dergilerinde yapılan açıklamalardan ve olaylardan öyle anlaşılıyor ki büyük ihtimalle mayıs aynın 23-25. günü arasında KKTC’nin resmi kuruluşu ilan edilmiştir.

İlk Kürd kadın örgütü olan KKTC’nin tüzüğünde kuruluş amacı şu cümlelerle dile getirilmiştir. “Kürd kadınlarının çağdaş zihniyetle yücelmesini ve gelişmesini temin etmek, aile hayatında sosyal temelli düzeltmelere gitmek, göç etme yerinden etme münasebetiyle sefil bir hale gelen Kürt yetimlerine ve dullarına iş bulmak ve nakdi yardımda bulunmak suretiyle onları yoksulluk sıkıntısından kurtarmaktır.”[6]

Memduh Selim’in 26 Mayıs 1919’da yazdığı ve Jîn dergisinin 4 Haziran 1919 tarihli sayısında “İki Hayırlı Eser: Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti ve Kürd Talebe Hêvî Cemiyeti” başlığıyla yayımlanan yazısında, Kürd kadınlarının belirtilen amaç doğrultusunda böyle bir örgütte bir araya gelmelerini kurtuluşa doğru tutulmuş bir meşale olarak değerlendirmektedir. “Kürd kadınlığının çağdaş anlayışla yükseltilip geliştirilmesini sağlamak, aile yaşamında köklü sosyal reformlar gerçekleştirmek, göç ettirme ve kitle halinde öldürmeler dolayısıyla sefalet içine düşen Kürd öksüz ve dullarına iş bulmak ve nakdî yardımda bulunmak suretiyle onları sefaletten kurtarmak” amaçları çevresinde “Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti” adı altında bir dernek açan İstanbul’daki hanımlarımıza, Kürdlük için şeref olan bu kutlu kuruluşlarından dolayı ne kadar şükran borçlu olsak yeridir.

Yüzyılların unutkanlık yükünün altından kurtulup yükselen ulusların yaşamında kadınların rolünü pek etkili görüyoruz. Onların uyuyan ruhlara, karanlık kafalara aşıladığı hareket ve heyecan ışığını başka hiçbir araç sağlayamaz. “Bir ulusun kadınları, gelişme derecesinin ölçüsüdür” sözü, uygarlık alanında öncülük yapmak isteyen toplumların çalışmalarını düzenleyen bir ilkedir… Günümüzde kadınları da erkekleriyle birlikte sosyal mücadeleye girmeyen ve yaşamsal çalışmalara katılmayan uluslar, tehlikelerle dolu olan bu uygarlık alanında kötürüm gibidirler.”[7]

20 Haziran 1919 Çarşamba günü Sultanahmet’te okutulan bir mevlitle cemiyetin açılışı kamuoyuna ilan edilmiştir. Cemiyet tüzüğünün 15. Maddesine göre; idare kurulu başkan, iki başkan vekili, altı üye, bir katibe ve veznedarlık görevini üstlenmiş bir muhasipten oluşur.[8] KKTC’nin Yönetim Kurulu üyelerinin tam olarak kimlerden oluştuğu ve başkanının kim olduğuna dair farklı görüşler vardır; kimi kaynaklarda cemiyetin başkanı olarak Encüm Esma Yamulki Hanım’ın adı geçerken diğer bazı kaynaklara göre ise Cemiyetin başkanı Şerif Paşa’nın eşi Emine Hanımdır. “9.7.1919 tarihli İstiklal gazetesinde yayımlanan habere göre, Paris’te bulunan Şerif Paşa’nın eşi Emine Hanım, Kürt Kadınları Teali Cemiyeti’nin başkanlığını kabul etmiştir.”[9] Prenses Emine Hanım, Mısır Hidiv’i Abas Paşanın kızıdır ve 1890’da Said Paşa’nın büyük oğlu Şerif Paşayla evlenmişler. Farklı kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre KKTC’ye üye ya da yönetici olan bazı hanımlar şunlardır: Şerif Paşa’nın eşi Emine Hanım, Mustafa Paşa Yamulki’nin eşi Safiye Hanım, kızları Encüm Yamülki ve Zehra, Abdulaziz Yamulki’nin eşi Güzide Hanım, Mevlanzade Rıfat’ın eşi Nuriye Ulviye Hanım, Bedirhanilerden Fahriye, Meziyet ve Mesadet Bedirhan hanımlardır.

Açılış dolayısıyla düzenlenen mevlit töreninde, KKTC kurucu üye ve yöneticilerinden olan Encum Esma Yamülkî Hanımefendi bir konuşma yapmıştır. Encum Esma Hanım, Ağabeyi Aziz ve Zehra Zerintac’dan sonra Mustafa Paşa’nın üçüncü çocuğu olup1895’te doğmuştur.[10] 24 yaşlarında olan Encum Hanım tarafından yapılan konuşmada, cemiyetin kuruluş amacı ve çalışmalarına dair aşağıdaki açıklamada bulunmuştur.

“Saygıdeğer hanımefendiler!

Pek yüce amaçlarla kurulan Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti, çalışmalarının başlangıcı olarak bu kutsal Mevlüdü okuttu.

Önce, Cenab-ı Hak’tan hayırlı olmasını ve büyük başarılarla devamını dileyelim; sonra da, bu toplantıya lütfedip katılmış bulunan hanımlara Kürd ulusu adına teşekkürler sunar ve birkaç söz söylememe müsaade buyurmanızı rica ederim. …

Bugün bütün milletlerin mukadderatı başka şekiller aldığı ve herkese bir hak verildiği bir zamanda, bizler de kendi hakkımızı istiyoruz. Çünkü ortada milyonlarca Kürd var ve büyük bir Kürdistan vardır. Kutsal amaçlar uğrunda en çok çalışmak isteyenlere ve uluslarına olan sevgilerini göstermiş oldukları fedakârlıklarla kanıtlayanlara, hepimiz teşekkür borçluyuz.

Derneğin açılış törenine koşarak gelen saygıdeğer hanımlarımız ve kardeşlerimiz, her türlü yardımı yapacaklarına ve Kürdlüğün gelişmesi için ne yapılması gerekirse tereddütsüz olarak yapacaklarına Kürd sözü üzerine söz verdiler. “Kürd sözünden dönmez” cümlesi, öteden beri bir atasözü olmuştur. Ben kanılarımla inanarak diyorum ki, Kürd her şeye söz vermez, fakat vermiş olduğu sözden de kesinlikle dönmez.

İşte, hanımefendiler, bu derneğe girenler Kürddür ya da Kürdlere sevgi besleyen hanımlardır. …

Müsaadenizle bir-iki sözle de, derneğimizin amacından sözetmek isterim: Hanımefendiler, derneğin amacı, ülkemizde yardıma muhtaç ne kadar Kürd kadın ve çocukları varsa onlara iş bulmak, yönetim merkezleri açmak, okullar açarak öksüz yavrularını bilgilenmeye çağırmak ve öğretmenlik yapabilenlerimizin de gönüllü öğretmenlik yapmalarıdır. Demek istiyorum ki dernek, mümkün olduğu kadar nakdî ve bedenî yardımda bulunacaktır.

Dernek, ulusun yaralarını sarmak için sizlerin fedakârlığına muhtaçtır. Her Kürd, yardım için bize elini uzatır ve her fedakârlığı başarı ile yaparsa, ulusal isteklerimizin gerçekleşeceğini de göreceksiniz. Cenab-ı Hak ulusumuzu her zaman mutlu kılsın.”[11]

Encüm Yamulki, bir erkek ve diğer üçü kız olmak üzer Baban mirlerinden olan Mustafa Paşa’nın dört çocuğundan üçüncüsüydü ve 24 Teşrin-i Sani 1895’te doğmuştur.[12] Kürdistan Teali Cemiyeti üyesi olan Ağa Beyi Abdulaziz Baban ya da diğer adıyla Aziz Yamülki de,  KKTC’nin oluşum şekli ve kuruluş amacını şu satırlarla özetlemiş: İstanbul’da oturan soylu ve temiz Kürd ailelerinin görüş birliğiyle, Kürd kadınlığının çağdaş bir anlayışla yükselip gelişmesini sağlamak ve aile yaşamında köklü sosyal reformlar gerçekleştirmek, göç ettirme ve öldürme dolayısıyla yoksul bir duruma düşen Kürd öksüz ve dullarına iş bulmak ve bunları yoksulluktan kurtarmak amacıyla kurulmuş. … Kürd kadınlığının gösterdiği medenî cesaret, büyük bir şükran gözüyle görülmeye lâyıktır.

Her ulusta olduğu gibi, Kürd uygarlığının gelişip ilerlemesinde de en önemli öğeyi, kadınların gelişip ilerlemesi ve yükselmesi sağlayacaktır. Bunların gelişip yükselmesi, yetiştirecekleri çocuklar ve bu çocuklara ana kucağında verecekleri dinsel ve ulusal terbiye, ulusal gelenekler, daha sonra ırklarına ve uluslarına bağlılık, altı bin yıllık tarihsel yurtlarına bağlı olarak gösterecekleri fedakârlıkların çekirdeğini oluşturur.[13]

KKTC tüzüğünde belirtildiğine göre, amacına ulaşabilmek için şu yöntemler ve araçlar kullanılacaktır: Gazeteler, dergiler, kitaplar ve bültenler yayınlamak, şubeler, okuma evleri ve kütüphaneler açmak suretiyle serbest dersler ve konferanslar verilecektir.[14] Cemiyetin amaca ulaşabilmek için yayınlamayı hedeflediği herhangi bir gazete ve dergiye şimdiye kadar rastlamadık. KKTC’ni KTC’nin partneri ya da refiki olarak düşündüğümüzde, büyük oranda yayın aracı olarak KTC’ye yakın yayınlar olan Jîn ve Kurdistan dergileri ile Serbestî gazetesinin vasıtasıyla etkinliklerini ve çalışmalarını kamuoyuna duyurduğunu görüyoruz. Dönemin dergi ve gazetelerine yansıdığı kadarıyla KKTC, kuruluştan yaklaşık bir ay sonra yani 20 Haziranda, hem cemiyetin tanıtılması hem de yetim ve yoksul Kürd çocuklarına destek sağlamak amacıyla Sultanahmet’te kitlesel katılımla bir mevlit okutulmuş. Ondan sonra da, KKTC mensubu kadınlar; “Bayramın ikinci günü, Şişli Çocuk Hastanesi’nde altı koğuş dolduran birçok yoksul çocuklarını bedava sünnet ettirmekle ve verdikleri müsamere ile de hem varlıklarını duyurdular ve hem de mensup oldukları büyük Kürd ulusunun ulusal uyanışa doğru atmakta olduğu fedakârca adımlarda kendilerinin de büyük bir payın sahibi olduklarını ve olacaklarını göstermiş oldular.”[15] Kürt yetimlerine ve dullarına iş bulmak, nakdi yardımda bulunmak, Kürd yetim çocuklarının barınabileceği bir yurt kurmak ve bundan önce de kimsesiz ve yetim çocukları, durumu uygun olan ailelerin yanına yerleştirerek önemli bazı çalışmalar yapmışlar. KKTC’nin ne zamana kadar faaliyet gösterdiğini, akıbetinin ne olduğuna dair yazılı belgeler elimizde mevcut olmazsa da, mutlaka bunlar devletin gizli arşivlerinde vardır. KKTC de, büyük ihtimalle KTC ve diğer Kürd örgütlerinde olduğu gibi, dönemin siyasi iktidarı ve muktedirleri tarafından sorgusuz ve sualsiz kapatılmıştır. KKTC’nin İstanbul merkezin dışında Kürdistan’da herhangi bir şubesinin açılıp açılmadığını şimdilik bilmiyoruz. Ancak cemiyetin kapatılmasına dair yayımlanan haberlerde, cemiyetin tüm şubeleriyle birlikte kapatıldığı belirtilmektedir.

Dönemin Kürd aydın ve ulusalcıları, bir yandan Kürdistan Tealî Cemiyeti bünyesinde siyasal çalışmalarını yürütürken, bir yandan da kurdukları yeni örgütler aracılığıyla tarihsel, sosyal, edebî ve kültürel çalışmalarını sürdürmüşler. Bahsedilen alandaki çalışmaları örgütlemek, çağdaşlarına benzer bilimsel araştırmalar yapmak ve genişletmek üzere kurulan yeni örgütlerden biri de “Kürd Tamim-i Maarif ve Neşriyat Cemiyeti” dir.

Bu yazı kaleme alınırken “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”ne çok kısa bir süre var, umut ederim ki bugün, Kürdistan kadınları başta olmak üzere bütün dünya kadınları için daha çok eşitlik ve daha çok özgürlüğe ulaşmanın vesilesi olsun.

 


[1] Ergani Madenli Y. C., Kürdlerde Kadın Sorunu, Rojî Kurd, Aded: 4, Resimli Kitap Matbaası, 30 Ağustos 1329 (12 Eylül 1913), İstanbul

[2] Erkekler Dünyasıİki söz, No: 1, s. 2, Pazartesi, 6 Kanuni Sani 1329 (19 Ocak 1914)

[3] Seîd Veroj, Mewlanzade Rifat û Serbestî, Weşanên İBV, Tîrmeha 2017, Stenbol, s. 264

[4] Kürdler ve Kürdistan: Kürd Hemşirelerimiz, Serbestî, No: 479, 28 Nisan 1919

[5] Seîd Veroj, Mewlanzade Rifat û Serbestî, Weşanên İBV, Tîrmeha 2017, Stenbol, s. 284

[6] Ekrem Malbat, Kürt Kadınları Teali Cemiyeti ve Nizamnamesi, Nûbihar Yayınları, 2019, İstanbul, s. 63

[7] Memduh Selimbegî, İki Hayırlı Eser: Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti ve Kürd Talebe Hêvî Cemiyeti, Jîn, Sayı: 20, Birinci Sene, 4 Haziran 1335 (4 Haziran 1919), Yayına hazırlayan: M. Emin Bozarslan, Weşanxana Deng, Uppsala-Sweden, 1988

[8] Rohat Alakom, Kürd Kadınları Teali Cemiyeti (1919), Avesta Yayınları, İstanbul, 2011, s. 87

[9] Shahrzad Mojab, Devletsiz Ulusun Kadınlar, Avesta Yayınları, 2005, Stenbol, r. 91

[10] Temamê Berhemên Ebdulezî Yamulkî, Amadekar: Sidîq Salih, Kurmancîya wê: Zîya Acvi, Weşanên Peywend, Wan, 2024, s. 15

[11] Encum Yamülkî, Bir Hitabe, Jîn, Aded: 22, 2 Temmuz 1335 (2 Temmuz 1919), Hazırlayan ve çeviren: M. Emin Bozarslan, Weşanxana Deng, Uppsala-Sweden, 1988

[12] Mecîd Salih, Mistefe Paşayî Yamûlkî, Çapxaneyî Şivan, Silêmanî, 2017, s. 191

[13] Aziz Yamülki, Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti’nin Müsameresi Dolayısıyla, Jîn, Aded: 25, İstanbul, 2 Teşrin-i Evvel 1335 (2 Ekim 1919), Yayına hazırlayan: M. Emin Bozarslan, Weşanxana Deng, Uppsala-Sweden, 1988

[14] Rohat Alakom, Kürd Kadınları Teâli Cemiyeti (1919), Avesta Yayınları, İstanbul, 2011, s. 85

[15] Aziz Yamülki, Kürd Kadınları Tealî Cemiyeti’nin Müsam eresi Dolayısıyla, Jîn, Aded: 25, İstanbul, 2 Teşrin-i Evvel 1335 (2 Ekim 1919), Yayına hazırlayan: M. Emin Bozarslan, Weşanxana Deng, Uppsala-Sweden, 1988

(BÎR)

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *