110 Milyar Dolarlık Enerji Antlaşması Açlıkla Terbiye Etme Anlayışına Karşı Adımlardan Biri

Sömürgeciler işgal ettiklerin halkların tarihsel mirasına, mal ve mülklerine el koymanın yanında sömürdükleri halkı da köle gibi çalıştırırlar. Yoksulluğa mahkûm ettikleri bu halkı, yaşamlarını sürdürebilmelerini gereği olan asgari ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, egemenlerden yardım dileme durumuna düşürürler. Bunun en güzel örneği dört ayrı ülke tarafından sömürgeleştirilen Kurdistan ve Kurdlerin durumudur.

Son iki yüzyıldır, Türkler, Farslar ve Araplar, Kurdistanı sömürge halinde tutmak için en acımasız uygulamalardan uzak durmadıkları gibi sömürgeciliği sürdürmenin maliyetini de ek olarak Kurdlerin sırtına yüklemişlerdir. Yapılan katliamların askeri maliyetlerini ek vergiler veya zorla ailelerin şahsi varlıklarına el koyarak tahsil etmişlerdir. Kurdleri, kendi işlerinde, yaşam koşullarını karşılayamayacak ölçüde düşük ücretlerle çalıştırma rutin uygulamaları olmuştur. Bu durum kaçınılmaz olarak Kurdleri yardıma muhtaç hala düşürmüştür. Son 30 yıl hariç, Kurdlere en çok söylenen söz şuydu; “Kurdlerin vergileri devletin harcamalarından daha azdır. Ayrılırsanız aç kalırsınız.” Özellikle devlet solu ve devlet dininin temsilcileri, buna, biz Kurdleri inandırmaya çalıştılar ve çok da başarılı oldular. 1992 Raperin’inden sonra Başur é Kurdistan’ında oluşan statü sonucu Kurdlerin yaşam koşullarında yaşanan gelişme sömürgecilerin bu söylemini tarihin çöp sepetine attı.

Yaşam koşulları süreç içinde gelişmeyen ve garanti altına alınmayan bir ulusun özgürleşmesi veya özgürlüğünü sürdürmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle, devlet yeraltı ve yerüstü zenginlikleri en iyi koşulda halkının hizmetine sokmalıdır.

Kurdistan Hükümeti’nin Amerika’da yaptığı “110 Milyar Dolarlık PETROL VE DOĞAL GAZ Sözleşmesi” son derece önemlidir. Bu ölçekte bir sözleşme ABD, İngiltere veya Almanya gibi ülkeler için de kayda değer büyüklüktedir ve önemli siyasi ve ekonomik sonuçlar doğurur. Doğal olarak Kurdistan ve Kurdlerin gelişmesinden rahatsız olan sömürgeci devletleri rahatsız etmiştir ve hemen karşı tavır almaları da gecikmemiştir. Kurdistan Hükümeti gelişen duruma karşı doğru politikayı devreye sokar ise Sözleşmenin sağlayacağı avantajları daha da büyütebilir. Karar verici mevkide olan Kurd siyasetçileri, iş insanları, akademisyenler, bürokratlar ve en sağından en soluna kadar Kurd halkının tümü aşağıda konu edilenleri iyi analiz etmeli ve Kurdistan için yararlı sonuçların çıkmasını sağlamalıdır.

  • Doğal kaynaklara dayalı, uluslararası anlaşma gereği yürütülen, bir projenin gerçekleştiği ülkenin iç ekonomisinde proje bedelinin dört katı (350-400 Milyar USD) hareketlilik yaratması normal sonuçtur. Projenin karlı olup olmaması ayrı bir konudur. Anlaşmanın koşullarını (Sözleşmenin detaylarını) bilmiyoruz. Bilmemiz de gerekli değildir. Sözleşme metininin kamuoyuna açık hale getirilmemesi uluslararası ticaret hukukunun gereğidir. Normalde, Amerikalı firmalar bu işten 10 ile 20 milyar Dolar kar elde ederler. Daha fazla kazanç beklentisi içinde olduklarını sanmıyorum ve uluslararası ticaret açısından da normal değildir. Geriye kalan 90 milyar Doların tamamı maliyet olsa da bu maliyet, Başur ê Kurdistan’da, işçilik, hizmet ve malzeme maliyet olarak karşılanacağından önemli bir ekonomik fayda sağlayacaktır. Kurdistan Hükümeti ihtiyaçların iç kaynaklardan sağlanması için gerekli tedbirleri almalıdır.
  • Bir anlaşmanın ekonomik değerinin yanında sağladığı meşru hukuksal garantiler de çok önemlidir. Azami ölçüde karlı bir anlaşma yapabilirsiniz ama uygulama gücü olmayan hukuksal garantisi yok ise anlamlı sonuçlar doğurmaz. Kurdlerin düşmanları da olumsuz etkide bulunmak için her yola başvuracaklardır. Amerikalı bir firma hukuksal garantisi olmayan bir sözleşmeyi imzalamaz ve ABD kendi firmasının yatırımını tehlikeye atmaz. ABD’nin güvenlik ve adalet kurumlarından mutlaka onay almışlardır. Uygulama gücü olan bir hukuka dayandırılan anlaşmayı ve sonuçlarını Kurdlerin düşmanları engelleyemeyecektir. Bu deneyim yeni projelerin önünü açacağı gibi Kurdistan’ın diğer parçaları ve Irak Anayasası’nın 140. Maddesi gereği henüz Başur ê Kurdistan’a bağlanmayan bölgeler için de ön açıcı sonuçlar doğurabilir.
  • Kurdistan’ın doğal kaynakları diğer ülkelere göre zengin olduğu gibi halkın refahının artmasını sağlayacak iş gücü de göz ardı edilmemelidir. Bu ölçekte bir proje başarılı bir şekilde sonuçlandırılır ise veya başarılı olacağı tahminlerin ötesine geçtikten sonra benzer projeler için başka yatırımcıların ve destekleyici devletlerin Kurdistan’a ilgisi artacak ve doğal olarak projelerde pay kapmak için açık siyasi desteğe yönelecekler.
  • Başur ê Kurdistan’nın iki parçasının birbirinden bağımsız hareket ettiği ne yazık ki gerçektir ve Kurdistan’ın işgalci devletleri bu algıyı sürekli yükseltmektedirler. Bu sözleşme her iki paçada uygulanacağı ve bütün partilerin desteğini alarak hükümet tarafından devreye sokulduğu için çok önemlidir. Kurdlerin farklı kesimlerine ortaklaşa yarar sağlayacağından birlik duygusunu geliştirir. Sözleşmeden hemen sonra Irak Merkezi Hükümeti’nin başlattığı ekonomik saldırının karşısında alınacak karşı tutum için yapılan toplantıya Başur ê Kurdistan’da 43 siyasi partinin katılması anlamlıdır ve sürekliliğinin sağlamanın da garantisi benzer projelerin devreye sokulmasıdır.
  • Bakur ê Kurdistan’da belediyelere sürekli kayım atanmasını nedeni, iktidarın, belediyelerin olanaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesi değildir. Kurdlerin yönetme ve proje geliştirme yeteneğinin gelişmesi istenmemektedir. Başur ê Kurdistan’da yeraltı kaynakları konusunda yetenekli mühendislerin sayı az değildir. Bu ölçekte projelerin uygulanmasında Kurd mühendisler ve ekonomistler önemli deneyim sahibi olacak. Bunun sağlayacağı yarar şu andaki beklentinin üzerinde olacaktır. Yakın zamanda Rojava ê Kurdistan’a da ön açıcı olacak ve her iki Kurdistan parçasının yakın zamanda birlikte hareket etmesine yol verecektir.

Saydığım nedenlerden dolayı bu anlaşmayı gerçekleştiren Kurdistan siyasi yöneticilerine ve bürokratlarına saygılar sunmaktan ve minnet duymaktan mutluluk duyarım.

Kurd iş insanları, siyasileri, bürokratları, mühendisleri ve ekonomistleri başarılı işler yaparken sevgili İsmail Beşikçi’nin 24/12/2020 tarihli yazısındaki ( https://portal.netewe.com/ismail-besikci-kurdistan-bolgesel-yonetiminde-maas-sorunu/ ) uyarıları üzerinde tekrar düşünmelidir. Ayrıca hukuksal garantilerin anlamı için Kurdlerin aşağıdaki videoyu dinlemesinde yarar olduğu düşüncesindeyim.

Kurdler yeterince akıllanmışlar ve yeni başarılara imza atmaktan kendilerini uzaklaştıramazlar. Buna inanmak için elimizde yeterince veri vardır.

Şefik Çolak

Endüstri Mühendisi

8.6.2025

(Makale içerikleri tamamen yazarın sorumluluğundadır. Sitemiz, bu görüşlerden dolayı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.)

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *