Türk Meclisinde Olan Partiler Talep Ettiğimiz Anayasayı Yapabilirler mi?

İbrahim GÜÇLÜ

(ibrahimguclu21@gmail.com)

Sömürgeci Kemalist Türk Devleti’nin, kurulduğu günden bugüne kadar anayasa sorunu tartışılmaktadır.

Anayasanın tartışılması demek, hiç şüphe yok ki devlet yapısının tartışılması demektir.

Sömürgeci Kemalist Türk Devleti, isminde de anlaşıldığı gibi sosyolojik yapıya, var olan farklı ulusların, etnik toplulukların, dinlerin, mezheplerin, fikirlerin, sınıf ve tabakaların varlık gerçeklerine göre kurulmuş bir devlet değildir.

Devlet, sömürgeci, işgalci, üniter, faşist otoriter, hak ve özgürlükleri gasp eden bir devlet.

Bundan dolayı da, yapılan tüm anayasalar ihtiyaca cevap vermeyen, demokratik, çoğul, katılımcı, çağdaş, toplumsal sözleşme niteliğinde olmayan anayasalar olmuşlardır.

Sadece Teknik kanun metni niteliğinde belgeler olmuştur. 

Buna karşılık, her açıdan çoğulculuğa cevap verecek bir anayasanın nasıl olacağını yıllardır yazıyoruz/yazıyorum.

Son makalemde de, nasıl bir anayasa? Konusunda yazdım.

Yapılacak anayasanın:  

Federal bir devletin,

Devleti, bütün milletlerin ve etnik toplulukların devleti yapacak,

Bütün milletlerin ve etnik toplulukların toplumsal/kolektif haklarını kurumlaştıracak,

Egemenliği ve iktidarı milletler ve etnik topluluklar arasında paylaşılmasını sağlayacak,

Devleti niteliksel olarak ve üniter olmayan bir devlet kapsamında değiştirecek,

Devletin sömürgeci ve otoriter karakterine son verecek,

Devletin mevcut kurumlarının yerine, yeni,  çoğulcu, demokratik, herkesi temsil eden kurumların oluşmasına yol açacak,

Tüm vatandaşların, ulusal ve etnik toplulukların özellikle de Kürtlerin kendi kendisini yöneteceği bir idari yapıyı inşa edecek,   

Herkesin gerçek anlamda vatandaş yapacak,,

Eşitlikçi hak paylaşımı ile barışçıl koşulları yaratacak,

Hukukun üstünlüğüne dayalı devlet yapısını şekillendirecek,

Bir anayasa olmasını önermiştim.

Buna karşılık dostlarım, arkadaşlarım, okuyucularım, meclisteki partilerin karakteri ve yapısal özellikleri analiz edildiği zaman, böyle bir anayasa yapmaları mümkün mü? Sorusunu soruyorlar.

Bu soruyu sormalarına hak veriyorum.

Benim bu soruya cevabım: Meclisteki partilerin, böyle bir anayasa yapamayacaklarıdır.

Dört parti geçen dönemde de meclisteydiler. Anayasa için, “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” oluşturdular. Aylarca bir çalışma yapmalarına ve 60 maddede yani en genel maddelerde anlaştıklarını söylemelerine rağmen, bir anayasa yapamadılar.

Yeni dönemde de, dört parti, anayasa için “Anayasa Uzlaşma Komisyonunu” oluşturdular. Daha esas çalışmalara başlamadan komisyon dağıldı.

                                               ( I )

Anayasa yapımında partiler için en sorunlu konu, yeni anayasa mı yapacaklar, ya da mevcut anayasayı mı değiştirecekler?

Siyasi partilerin yaklaşımlarına bakıldığı zaman:

İki parti (CHP ve MHP), kesinlikle yeni anayasa istemiyorlar.

Ak Parti, yeni anayasa ister görünmesine rağmen, mevcut devlet için yarı-demokratik parametrelerle bir belge oluşturma çabası içinde.

HDP, yeni bir anayasa ister görünmesine ve adem-i merkeziyetçilikten dem vurmasına rağmen, üniter devleti aşan parametrelerde bir devlet tasarımları yok.

                                             ( II )

Yeni anayasa, çoğulcu, katılımcı, yerelleşen, çağdaş, federal, bir demokratik karakteri öngörür.

Ak Parti, yarı-demokrat bir parti karakterinde.

CHP ve MHP, tartışmasız demokrat olmayan partiler.

HDP de demokrat bir parti değildir. KCK Sözleşmesinin öngördüğü totaliter sisteme sırtını dayayan bir parti.

                                             ( III )

Yeni anayasa, yeni bir devlet tasarımını öngörür. Bu devlet, mevcut verili sosyolojik gerçeklik karşısında federal bir devlet olmak zorundadır.

Ak Parti, tekçi ve üniter devleti savunuyor. Tek devlet, tek millet, tek bayrak v.b. değerlerine bağlı. Eski Kemalist devlette niteliksel değişiklik yapmak istemiyor.

CHP ve MHP daha geri bir paradigmaya yani ırkçı devlet paradigmasına sahipler.

HDP, PKK ve liderinin tezlerine bağlı. Bu tezler, demokratik cumhuriyet ve demokratik ulus tezleridir. Bu tezler de üniter devlet içinde PKK elitine yer açmaya çalışan bir paradigmadır.

Özcesi partilerin hiç birinin federal devlet tasarımı yoktur.

( IV )

Yeni anayasa, kolektif hakların kurumlaşması ve tanınması konusunda bir zihniyeti öngörür.

Ne yazık ki, meclisteki tüm partiler başta halkların kendi kendisini yönetme kolektif hakkı olmak üzere bütün kolektif haklar konusunda sakat, eksik, demokratik olmayan anlayışlara sahipler.

Diyar-ı Bekir, 23 Şubat 2016

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *