İBRAHİM GÜÇLÜ
(ibrahimguclu21@gmail.com)
PYD’nin, Kürdistan’ın Güney Batısında Kürt/Kürdistan milli değerlerine yönelik politikalarına karşı tutumunu daha önce defalarca yazdım. Ne yazık ki, benim ve birçok Kürt aydını ve siyasetçinin eleştirisine rağmen, PYD kendisini düzeltme yoluna gitmedi. Son günlerdeki uygulamalarıyla giderek daha tehlikeli işler yapmaya başladı. Bu nedenle yeniden bu konuda yazmam kaçınılmaz oldu. Görünen o ki, PYD hakkında da daha çok yazılar yazacağız.
PYD’nin, Kürt/Kürdistan milli değerlerine yönelik politika ve uygulamalarını ele alırken, bu politika ve uygulamaların, PKK’dan bağımsız olmadığını, PKK’ya doğrudan güdümlü politika ve uygulamalar olduğunu gözden kesinlikle kaçırmamak gerekir.
*****
Bir toplumu toplum yapan ve bir milleti millet yapan farklı değerler vardır. Toplumların ve milletlerin bu değerleri, aynı zamanda bir toplumu başka bir toplumdan da ve bir milleti başka bir milletten de farklı kılan değerlerdir. Eğer toplumlar ve milletler, farklı değerlere, farklı tarihsel evrimlere sahip olmamış olsalardı, o zaman dünyada tek bir toplum ve tek bir milletten bahsetmek durumunda kalınırdı.
Ama çok açıktır ki ve aynı zamanda toplumların oluşumuna bakılırsa, dünya haritası üzerinde yer edinen toplumlar ve milletler gözden geçirilirse, farklı ve çok renkli toplumların ve milletlerin olduğu hemen göze çarpar. Bu gerçeği, dünyevi ve dünyevi olmayan tüm dünya görüşleri, akımlar, felsefeler de bize anlatıyor.
Bu nedenle, toplumları ve milletleri tekleştirmeye çalışan sistemler, rejimler, devletler; insanlığın, toplumların, milletlerin doğasına aykırıdırlar.
Bu tekçi ve otoriter sistemler, rejimler, devletler; milletlerin ve toplumların farklı değerlerini yok sayan, ortadan kaldıran; insanlığa, toplumlara, milletlere acı, sızı ve üzüntü veren; toplumları ve milletlerin değerlerini katleden ve katliam yapan sistemler, rejimler ve devletlerdir.
İnsanlığa, toplumlara, milletlere acı ve üzüntü veren bu sistemler, rejimler ve devletler; faşist, otokratik, oligarşik, otoriter, teokratik, totaliter olarak nitelendirilirler.
İnsanlık, toplumlar, milletler bu sistemlerden, rejimlerden, devletlerden kurtulmak için yüzyıllardır özgürlük, kurtuluş, değerlerini koruma, yaşatma ve geliştirme mücadelesi veriyorlar.
Kürt/Kürdistan toplumunu ve Kürt milletini de diğer toplumlardan ve milletlerden farklı kılan değerleri vardır. Kürt Milletinin ve Kürdistan toplumunun bu değerleri, tarihi, toprak, milli manevi ve maddi, toplumsal, kültürel değerleridir.
Kürdistan toplumu ve Kürt milleti de, bu değerleriyle tanımlanır, diğer toplum ve milletlerden farlılığını ortaya koyar.
Kürdistan Toplumu ve Kürt milleti de diğer toplumlar ve milletler gibi kendi değerlerine sahip çıkmak, onları korumak, onları yaratmak, onları geliştirmek göreviyle ve zorunluluğuyla karşı karşıyadır.
Kürdistan işgal edilmiş uluslar arası bir sömürge ve Kürt milleti de klasik sömürgeden daha geri bir statüde yaşadığı, bağımlı olduğu, tüm toplumsal ve milli değerleri gasp edildiği için, bu değerleri kazanmak, yaşatmak ve geliştirmek için yüzyıllardır özgürlük, kurtuluş, bağımsızlık mücadelesi veriyor. Bu toplumsal ve ulusal değerlerini kazanmak, yaşatmak ve geliştirmek için büyük acılara, sızılara, üzüntülere, katliamlara katlanıyor.
*****
Bir toplumun ve milletin en önemli değeri, insanıdır. Bu nedenle bir toplum ve millet insanına değer vermek, insanını iyi ve huzurlu yaşatmak, insanını eğitmek, geliştirmek, insanını sevmek, insanını her şeyin merkeze koymak göreviyle karşı karşıyadır.
Bunu yapmayan toplum ve milletlerin, ilerlemesi, gelişmesi, çağ atlaması, insanı sistemleri, rejimleri ve devletleri yaratması olanaklı değildir. İnsanın yaşam hakkı, bütün hakların içinde en kutsalı ve en önemlisidir.
Kürdistan toplumu ve Kürt milleti için de insanı en önemli değeridir. İnsanı olmadan hiçbir şeyin kıymeti harbiyesi olmaz. İnsanı olmadan Kürtçe denilen dil olmaz ve Kürtçe dilini geliştirmek söz konusu olmaz. İnsanı olmadan, Kürdistan ülkesinden bahsetmek olanaklı değildir.
Kürdistan insanının yaşama hakkı da en değerli ve en başta gelen haktır.
PYD ne yazık ki, Kürt insanını araçsallaştırmış durumda. Kürt insanını pernasız bir şekilde hem ölüme göndermekte ve hem de öldürmekte. Özellikle de küçük yaştaki çocukları silahlandırıp savaştırarak, Kürdistan toplumunun ve Kürt milletinin geleceğini karartmanın koşullarını yaratmaktadır.
PYD, aynı zamanda Kürt insanını tekçi bir zihniyetle ve ideoloji ile eğiterek, Kürt insanının inisiyatifli davranmasına ve güvenli hareket etmesine son vermekle kalmıyor. Üretkenliğini ve değiştirici özelliğini de yok ediyor.
*****
Kürt milletinin en başta gelen toplumsal ve milli değerlerinden biri de kendi dilidir, Kürt dilidir, Kürtçedir. Benim düşünceme göre milleti tek bir değerle tarif edin diye sorsalar, ben “millet dildir” derim. Bu tanım, bir milletin dili olmadığı zaman milletin diğer değerleri o milleti tanımlamaya yetmez anlamına gelir. Bu gerçek Kürt milleti için de geçerlidir.
PYD, bütün diğer Kürdistan toplum ve Kürt milletinin değerleri gibi, Kürt diline de önem vermiyor. Kendi egemenlik ve hegemonik egemenliğini her şeyin üstünde tuttuğu için, Kürt dilinin kısırlaştırmasına yol açıyor. Kürt aydınlarını düşman kabul ettiği için, onların, Kürt dili, Kürt edebiyatı, Kürt sanatı, Kürt tarihi konusundaki çalışmalarını da önemsemiyor. Kendi örgüt edebiyatına, sanatına, tarih anlayışına önem veriyor. Kürt dilini, edebiyatını, sanatını daraltıyor.
*****
Kürdistan toplumunun ve Kürt milletinin de diğer milletler gibi en önemli değerlerinden ve maddi değerlerinden biri de, Kürtlerin millet olarak üzerinde yaşadıkları ülkeleri ve topraklarıdır. Toprak, Kürt milletinin en değerli mülküdür de.
Ne yazık ki Kürtlerin ülkesi Kürdistan, bulunduğumuz aşamada Güney Parçası hariç, işgal altında, uluslararası sömürge ve parçalanmış konumdadır. Kürtlerin mülkü olan ülkeleri ve toprakları gasp edilmiş ve başka milletler tarafından işletilmekte, yeraltı ve yerüstü kaynakları kullanılmaktadır.
Bu nedenle, Kürdistanlıların hem gasp edilmiş, işgal edilmiş, başkaları tarafından kullanılan topraklarını ele geçirme, kurtarma, özgürleştirme, hem kendi ülkesinin toprak birliğini sağlama sorunu ve hem de kendi kaderini kendi iradesiyle tayin etme ve devletini kurma sorunu var.
PYD, Kürtlerin federal, bağımsız ve konfederal devlet olmasına karşı çıkarak, Kürtlerin ülkesinin ve mülkünün sömürgeci devletlerin, ezen ve egemen ulusların elinde kalmasını savunmaktadır.
Aynı zamanda Kürdistan’ın Güney Batısını kantonlar şeklinde bölerek, Kürdistan’ın parçalanmışlığını üç katına çıkarmış durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak, Suriye’nin yeni dönem demokratik ya da başka bir model ve sistemle merkezileşmesiyle en iyimser haliyle merkezi hükümete bağlı üç Kürdistan yapısının oluşturulmasını, Kürdistan’ın bir parçasının üçe bölünmesini sağlayacaktır.
PYD bu yaklaşımıyla, Kürtlerin ülkesine, topraklarına da değer vermediğini, Kürtlerin ülkesini ve toprağını yeni koşullarda yeni bir konsept ve yapılandırma ile ezen ve egemen uluslara devredilmesini ve bırakmasını sağlamış olmaktadır.
*****
Kürt milleti de, istikrarlı, sürekli bir tarihsel yaşam sonucu oluşmuştur. Bu nedenle Kürt millet tarihi de çok değerli ve önemlidir. Bu tarih, Kürt milletinin bütün sınıf ve katmalarına, Kürtlerin hepsine aittir. Bu nedenle, Kürt ve Kürdistan tarihini bütünlüklü bir sahiplenme gereklidir. Sorumlu bir yaklaşımla ele alınması gerekir.
Ne yazık ki PYD, PKK’den devraldığı tarih anlayışını sürdürmektedir. Bu nedenle, tarihi ve en azından Kürdistan’ın Güney Batısındaki siyasi tarihi kendisiyle başlatmakla, tarihi katletmektedir.
PYD, Koçgiri, 1925, Ağrı Kürt millet ayaklanmalarından sonra Kürdistan’ın Güney Batısına sığınan Kürt aydınlarının ve siyasetçilerinin yaptıkları çalışmaları ve yarattıkları dilsel, kültürel, psikolojik, milli değerleri küçümsemekte; o çalışmaların izlerini silmek ve o yaratılan değerleri ortadan kaldırmak için çaba sarf etmektedir.
Yine Kürdistan’ın Güney Batısında sürgünde olan Kürt liderlerinin oluşturduğu Xoybun Örgütü ve 1957’de kurulan Suriye Kürdistan Demokrat Parti geleneğinin yarattığı ana eksen Kürt milli hareketini ve örgütlenmesini ortadan kaldırmak için çaba sarf etmektedir.
*****
Bir milletin en önemli değerlerinden ikisi de bayrağı ve milli marşıdır. PYD, egemen olduğu bütün alanlarda Kürt Bayraklarının asılmasını yasaklıyor. Kürt Bayrağının yerine kendi parti sembollerine ikame ediyor ve asıyor. Kürt Milli Marşı olan “Ey Raqîb”in okunmasını engelliyor. Kürt milli marşının yerine kendi parti marşını okutuyor.
*****
PYD, tek parti, tek lider ve tek ideolojinin egemen olduğu otoriter ve totaliter bir rejim ve sistem savunuyor. Bu nedenle düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne karşı yıkıcı ve otoriter bir tutum gösteriyor. Bundan dolayı da, kendi dışındaki Kürdistanlı siyasi partilerin, örgütlenme ve propaganda yapma haklarını ve özgürlüklerini kısıtlıyor. Siyasi partilerin, üye ve kadrolarını tutukluyor ve öldürüyor. Tek lider diktatörlüğünü savunduğundan, kendi liderleri ve Öcalan dışındaki Kürt liderlerinin, kendi partisi dışındaki şehitlerin resimlerinin asılmasını da yasaklıyor.
*****
PYD’nin bu politika ve uygulamalarıyla, Kürdistan toplumu ve Kürt milletinin milli ve toplumsal değerlerine karşı yıkıcı ve tahrip edici bir tutum içinde olduğu açıkça görülmektedir.
Bu uygulamalar, Kürdistan toplumunun ve Kürt milletinin milli ve toplumsal değerlerini yok etmek isteyen sömürgeci ve işgalci devletlerin yaptıklarından farklı uygulamalar değildir.
Bu uygulamalar, Kürdistan toplumunun ver Kürt milletinin kendisine yabancılaşmasını sağlayan, değerlerinin yok edilmesine yol açan uygulamalardır.
Bütün Kürtlerin, en başta da Kürt aydınlarının, Kürt milletinin değerlerini kazanmak, yaşatmak, geliştirmek isteyen Kürt yurtseverlerinin, PYD’nin bu uygulamalarına ve politikalarına, karşı çıkmaları, deşifre etmekleri, önlemeleri gerekir.
Amed, 20 Nisan 2015