Kürdistan’da anayasanın hazırlanması, bağımsızlık referandumu kadar önemlidir…  

İbrahim GÜÇLÜ

Demokratik, çoğulcu, özgürlükçü bir devlet ve sistem için anayasa oldukça hayati önemdedir. Kürdistan Federe Devletinde de anayasanın önemi tartışmasızdır. Çünkü Kürdistan Federe Devleti de demokratik, çoğulcu, özgürlükçü bir devlet niteliğindedir.

Siyasi partilerin kurucu ve üyelerinin ortak amacını ve hukukunu, siyasi partinin programı ve tüzüğü tarafından belirlenir. Ama üyeler istediği zaman, siyasi partilerden yollarını ayırırlar. Yeni bir siyasi parti ile birleşir. Kendisi için yeni bir amaç ve hukuk seçer, tercih eder. 

Anayasalar da, devletin, vatandaşlarının ortak amacını, hukukunu belirleyen bir önemli belgedir. Toplumsal bir sözleşmedir. Vatandaşları birbirine sıkı sıkıya bağlayan, yetki, sorumluluk, vazifelerini tespit eden bir sözleşmedir. Genel olarak Anayasalar, referandumlarla, halk oylamalarıyla kabul edilirler. Zor değiştirilir belgelerdir. Bir devletin vatandaşı, bağlı olduğu anayasayı eleştirir, değiştirilmesini isteyebilir. Yeni bir değişikliğe kadar her vatandaş anayasaya bağlılığını devam ettirmek, anayasanın gereklerini yerine getirmek zorundadır.

Bir dönem önce Kürdistan Meclisi, yeni anayasanın hazırlanması konusunda kanun çıkardı. Anayasanın hazırlanması için gerekli komisyonlar oluşturularak çalışmalara başlandı. Ne yazık ki, bu hazırlıkların devam ettiği dönemde Kürdistan Federe Devletine karşı İran’ın doğrudan desteği, Türk ve Irak Federal Devletinin dolaylı desteğiyle PKK, Haşdi Şabi ve diğer teröristlerin saldırıları gündeme geldi. Bu saldırıların bir amacı da Anayasa çalışmalarının engellenmesidir.

Biliniyor ki, Kürdistan Federe Devletinde anayasanın hazırlanması bağımsızlık referandumu kadar önemli ve hayati bir konudur.

Bu nedenle saldırılara rağmen, anayasa hakkında çalışmalar ertelenmemeli, yavaşlatılmamalıdır. Tersine hızlandırılmalıdır.

 

KÜRDİSTAN FEDERE DEVLETİNDE ANAYASANIN ARKA PLANI…

Bilindiği gibi 2003 yılında Irak Baas rejimin yıkılmasından sonra, yeni bir devlet yapılanması gündeme geldi. Bu devletin federal bir devlet olması Kürtler, Araplar, diğer milletler tarafından kabul edildi. Doğal olarak bu yeni devlet için yeni bir anayasa yazıldı. Bu anayasa, 2005 yılında halk oylamasıyla kabul edildi.

Bu yeni devlet yapılanması Kürdistan için de yeni bir anayasayı gündeme getirdi. Bilindiği gibi bu anayasa taslağı da hazırlandı ve tartışmaya sunuldu. Ne yazık ki bu anayasa taslağı sonuçsuz kaldı. O tarihten sonra Kürdistan’da anayasa, bir sorun olmaya devam etti.

Kürdistan Bölgesi’nde, bir dönemdir anayasa çalışmaları yapılmaktadır. Anayasa için taslak metnin hazırlanmakta olduğu açıklanmıştı. Kürdistan Parlamentosu’nun bu kararı bütün dünya Kürtleri tarafından olumlu karşılandı. Bundan dolayı da her Kürt insanı, anayasa hakkında görüş ve önerilerini ifade etti. Bu konuda özellikle Kürdistan Bölgesi’nin Kürt, diğer milletlerden vatandaşlarına, siyasi partilerine, kanaat önderlerine, aydınlarına, entelektüellerine, sanatkârlarına, edebiyatçılarına, şairlerine, hukukçularına, değişik meslekten insanlara, kurumlarına önemli görevler düşmektedir. Onların anayasa hakkından görüş ve önerilerini ifade etmeleri gerekir.

Bilindiği gibi anayasa, bütün yasaların anası ve üstünde, toplumsal bir sözleşmedir. Toplumda var olan herkesin hak ve hukukunu içine alan, özgürlüklerini güvenceye bağlayan, devleti toplumun devleti olacak şeklinde yapılandıracak ciddi, kapsamlı, her ülke vatandaşını bağlayıcı hukuk metnidir.

Ama kabul etmek gerekir ki her anayasa da demokratik, çoğulcu, özgürlükçü sistemi öngörmez. Otoriter ve totaliter antidemokratik rejimlerdeki anayasalar, belirli bir asker sivil bürokratik, dini, ideolojik elitin, bir milletin diktatörlüğünü ve egemenliğini kuran, koruyan, sağlayan anayasalardır. Bu anayasalar, toplumsal sözleşmeler değillerdir.

Türk devleti mevcut anayasası, Suriye devleti anayasası, İran devleti anayasası, dünün Irak Anayasası bu nitelikte anayasalardır. Bu anayasalar, Kürtlerin milli hak ve özgürlüklerinin gasp edilmesini meşrulaştıran; Kürdistan’da sömürgeci, işgalci, ilhakçı, jenosidçi sistemi kurumlaştıran anayasalardır.

Kürdistan Bölgesi’nde yapılmak istenen anayasa, bu anayasalardan farklı demokratik, çoğulcu, sivil, özgürlükçü, hukuku üstün kılan, devleti halkın hizmetçisi gören federal bir anayasa olmak zorundadır.

 

 NEDENLERİNİ SIRALARSAK…

Birincisi: Kürdistan Bölgesi’nin kurucu iradeleri olan KDP ve YNK, 1992’den sonra tek taraflı Irak’ın federal ve Kürdistan’ın federe olmasını karar altına aldılar. Bu kararla, bir yeni anaysa yazılmış oldu. Baas rejimin yıkılmasından sonra da federal anayasa benimsenmiş olmasına temel oluşturdu.

İkincisi: Kürdistan Bölgesi’nin yazılı olmayan, yaşamda hayat bulan bir anayasası var. Şu an yaşayan bu yazılı olmayan anayasa demokratik, çoğulcu, sivil, özgürlükçü, ulusal toplulukları azınlık görmeyen, Kürt milleti dışındaki bütün milletlerin haklarını koruyan, kollayan, gerçekleştiren bir anayasadır. Bu anlamda Kürdistan Bölgesi’ndeki anayasa, bir anlamda yaşayan ve uygulamada olan sosyal, siyasal, sosyal, ekonomik, askeri yaşamı tarif ederek ve tanımlayarak bir hukuk metninin yazılmasıdır.

Günümüzde yaşayan sistemin ve düzenin bütün alanları ele alınıp analiz edildiği zaman toplumsal sözleşmenin uygulamada hayat bulduğu hemen saptanacaktır. Elbette ki her sistemin kusurları ve eksiklikleri vardır. Kürdistan Bölgesi’nin de kusurları ve eksiklikleri vardır. Bu eksiklikler ve kusurlar anayasa hazırlığı aşamasında gündeme getirilerek, anayasa metninde bu eksiklerin giderilmesi yoluna gidilmesi gerekir.   

Üçüncüsü: Kürdistan Bağımsızlık Referandumu döneminde, Başkan Mesud Barzani bağımsızlık referandumunun ortaya çıkaracağı devleti çok açık olarak tarif etti. Çok sarih ve herkesin anlayacağı şekilde belirtti: “Kurulacak devlet, sadece Kürtlerin devleti olmayacak. Kürdistanlıların devleti olacaktır.”

Kürdistan Başkanı Kürdistanlıları tarif ederken de dedi ki: “Kürdistanlılar, sadece Kürtler değildir, Kürdistan’da var olan, yaşayan, Kürtler kadar hak ve değer sahibi olan, azınlık da kabul etmediğimiz milletlerin devleti olacaktır.”

Sentez olarak ifade etti ki: “Bunun için devlet,  Kürt devleti değil, Kürdistan Devleti olacaktır.”

Ayrıca Başkan Barzani devletin karakterini de belirtti ve dedi ki: “Devlet, federal nitelikte olacak. Onun içinde kurulacak devlet, Kürdistan Federal Devleti olacak.” Demokratik, sivil, özgürlükçü, hukukun üstünlüğünü sağlayan anayasala toplumsal sözleşmeler olduğu kadar, devleti de tarif eden, devletin kesinlikle bağlı olması gereken kuralları kapsayan metinlerdir. Bu bağlamda, Başkan Barzani de bağımsızlık referandumu döneminde Kürdistan’daki anayasanın nasıl bir anayasa olacağını da tarif etmiş oldu. Bundan geri adım atılamaz.

 

KÜRDİSTAN BÖLGESİ BAŞKANI NEÇİRVAN BARZANİ AYNI REFERANSLARI SAVUNDU

Kürdistan’da, anaysa tartışmaları planlı ve kurumsal bir tarzda sürdürülüyor. Anayasa ile ilgili olarak Hewlêr-Kürdistan Üniversitesi’nde “Birlik ve Anayasa Konferansı” yapıldı. Bu konferansta Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani de bir konuşma yaptı. Kürdistan Bölgesi anayasasını tarif etti, birlik konusunu ele aldı ve dedi ki: “Anayasanın hazırlanmasının öncelikli amacının Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm farklılıkların haklarını korumaktır. Birlikte yaşam teminatının Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm bileşenler ve herkesin haklarının garanti altına alındığı bir anayasadan geçer. Anayasa sadece bir parti, bir millet veya bir bileşen için değildir. Anayasa, Kürdistan Bölgesi’nin tüm renklerinin eşit haklara sahip olması için bir temel olmalı. Şimdi bu anayasasının yazımı için adım atıyoruz. Bu anayasanın herkes için güven numunesi olmasını istiyoruz. Bu anayasa her zaman gurur duyduğumuz değerler olan demokrasi, ifade özgürlüğü ve Kürdistan Bölgesi’ni diğerlerinden ayıran temel prensipleri korumalıdır. Anayasa, Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi nizamını düzenlememiz içindir. Anayasa, bu ülkede yasaların üstünlüğünü sağlamak içindir. (…) Hedefimiz, anayasada vatandaşlık hukukunun savunulmasıdır ki bu en temel hedeflerden biridir. Bu ülkede birçok farklılığımız var. Genel olarak Irak’ta, özel olarak da Kürdistan’da farklılıklarımız var. Biz Kürdistan’daki bileşenlere ‘azınlık’ demiyoruz. Çünkü Kürdistan’ın güzelliği bu mozaikte ve birlikte yaşam kültürümüzdedir.

 Parti olarak farklılıklarımız var. Ancak hepimizi bir arada tutan bir ifade veya tanım üzerinde bir olmalıyız. Hepimizi bir arada tutan bir tanım. (…) Dolayısıyla Kürdistan Bölgesi’nde hepimizi bir araya toplayan bir tanım üzerinde müttefik olmamız gerekiyor. Anayasa bu kapılardan biri olabilir ve bu şekilde hem görevlerimizi ve hem de haklarımızı bilmemizi sağlayabilir.”

Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin açıklamalarından da anlaşılıyor ki, Kürdistan’da, sivil, demokratik, özgürlükçü, hak ve hukuku savunan, hukukun üstünlüğünü taç yapan, halkın iradesiyle yönetimi benimseyen, parlamenter federal bir anayasa üzerinde bir uzlaşma var.

Bu uzlaşmanın anayasa metnine yansımasını, yeni anayasanın yazılarak halk oylamasına sunulmasını umut ediyorum.

Bundan dolayı, yeni anayasa için durmadan yola devam etmek lazım. Koşulları olgunlaşmış durumdadır.

Yeni anayasa yeni bir vatandaş anlayışı ve millet anlayışını yaratacaktır.

 

Diyarvbekîr, 15 Haziran 2021

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *