Kara Harekâtının kaçınılmazlığı ve önlenebilirliği (!!!)

İbrahim GÜÇLÜ 

Sömürgeci Türk Devleti, on yıllardır, Kürdistan Federe Bölgesinde ve Kürdistan’ın Batısında PKK nedeniyle operasyonlar yapmaktadır. Kürdistan Federe Bölgesinde kara sahasından güvenlik bölgeleri oluşturuyor, karakollar kuruyor. Kürdistan’ın Batısında operasyonlarla belirli bölgelerde, Afrin, Serekanî, Grê Spî gibi bölgelerde egemenlik sağladı. PKK/PYD’nin bu alanlardaki hükümranlığına son verdi. 

Türk Devletinin bu operasyonları, son dönemde, kapsamlı bir Hava Harekâtı ile belirli bir aşamaya geldi. 

Bu hava operasyonunun, Kürdistan’ın Batısında bir Kara Harekâtının bir hazırlığı niteliğine olduğu açıkça anlaşılır bir durumdaydı. Buna rağmen, Kara Harekâtın olup olmayacağı tartışmaya başlandı. Ama Kürdistan’ın Batısında bombardımanlarını karadan yapmaları bir kara harekâtını daha güçlü hale getirtmeye başladı. Sonuçta da Cumhurbaşkanı’nın açıklamasıyla, Tel Rıfat, Menbiç, Kobani’de başlayacak bir Karar Harekâtı netlik kazandı. Kara Harekâtının orada durup durmayacağı da belli değil. Devletin resmi yetkilileri, özellikle de Cumhurbaşkanı ve Milli Savunma Bakanının açıklamasına göre bütün sınırı kaplayan bir harekât olacağı anlaşılmaktadır. 

Bu açıklamaları ve başka verileri sentezleştirdiğim zaman, Türk Devleti için Kürdistan’ın Batısından bir kara harekâtının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.  

 

TÜRK DEVLETİ BU YENİ KARA HAREKÂTINDA DAHA AVANTAJLI KONUMDA… 

Sömürgeci Türk Devleti bu kara harekâtında, geçmiş harekâtlardan farklı avantajlı bir konumda görülmektedir. 

Türk Devleti, geçmişte yaptığı harekât deneylerine sahiptir. Bu harekâtların hepsinde de başarılı oldu. Ondan sonra da yeni askeri deneyler edindi. Azerbeycan ile birlikte Ermenistan’a karşı savaşarak 30 yıldan fazla bir zamandır Ermenistan işgali altında olan toprakları, işgalden kurtardılar. Libya’da yıkılmak üzere olan ve BM tarafından meşru kabul edilen hükümeti ayakta tuttu. Rusya’nın paralı askerlerini, Fransa ve başka Avrupa Devletlerini durdurdu. 

Türk Devleti, geçmişten farklı olarak askeri olarak teknik bir donanıma sahiptir. Kendi silahlarını üretmiş durumda. Kimseye muhtaç olmadan kendi silahlarıyla uzun vadeli bir operasyon sürdürebilir konumdadır.   

Suriye’de bir önemli güç odağı olan Rusya, savaştadır. Ayrıca Türk Devletine ihtiyacı var. Bir de Türk Devletini NATO’dan uzak tutmak için taviz verme konumundadır.. Suriye, kendi ülkesinde iktidar sahibi değildir. Suriye parçalanmış haldedir. Farklı devletlerin egemenlikleri oluşmuş durumdadır. Türk Devletine karşı direnecek durumda değildir. Türk Devleti’nin PKK/PYD’yi tasfiye etmesi işine geleceği de kesin bir durumdur. Daha sonraki bir aşamada ve Suriye’de çözümün sağlandığı momentte Türk Devletinden topraklarını kolay geri alacağının hesabını yapıyor. İran’ın sivil Kürt milli ve genel olarak diğer milletlerin toplumsal ayaklanma hareketi ile başı belada. Rejimin kalıp kalmayacağı tartışmalıdır. Onun da Suriye’de güçlü bir destekleyici odak olarak, Türk Devletine direnecek durumda değildir. 

Suriye, Rusya, İran Devletleri, Türk Devletinin PKK/PYD egemenlik alanlarına son verip, kendi egemenlik alanlarını yaratması; ABD’nin nüfuz alanını daraltacağı ve azaltacağını hesap etmektedir. Bu da Türk Devletinin lehine bir durumdur. 

Ayrıca bu devletler, Türk Devleti’nin geçmişteki dört kara harekâtında da engelleyici olmadılar ya da olamadılar. Rusya, Türk Devletinin yapacağı bir kara harekâtının, meşru müdafaa ve terörizme karşı haklı bir hareket olduğunu ifade ediyor. 

ABD’nin başından beri Suriye ile ilgili belirli ve açık bir stratejisi yok. Rejimin yıkılmasından yana değil. Kürtlerle ilgili bir stratejisi olduğunu hiçbir zaman ifade etmedi ve etmiyor. Sadece PKK/PYD ve Suriye Demokratik Güçlerini DEAŞ’e karşı savaşmaları için donattığını, söylüyor. Onları paralı asker konumunda tutuyor. Daha önceki operasyonlarda engelleyici bir rol da oynamadı. Tersine Türk Devleti ile yaptığı anlaşma ile büyük tavizler verdi, PKK/PYD’lilerin 30 Km. sınırdan uzaklaştırılması konusunda anlaşma yaptı. Ama bu anlaşmanın şartlarını yerine getirmedi. Türk Devleti şimdilerde bu antlaşmanın avantajını hem ABD’ye ve hem de Rusya’ya karşı ileri sürüyor. Çünkü Suriye’de aynı nitelikte bir taviz anlaşmasını Türk Devleti ile yapmıştı. 

ABD’de ikili bir politika izliyor. Bu da engelleyici bir güç olmadığını ve olamayacağını gösteriyor.

 

ÇOK ZOR OLMASINA RAĞMEN KARA HAREKÂTINI ÖNLEYECEK İKİ PROJE… 

Türk Devleti’nin kara harekâtını (zor olmasına rağmen) iki proje engelleyebilir mi diye üzerinde düşünmek gerekir. 

Birinci proje: ABD’nin Türk Devleti ile anlaşarak bir çözüm bulması. ABD’nin Türk Devleti ile geçmişte yaptığı mutabakatı görünür şekilde hayata geçirmesi, güvenlik bölgesinin oluşturulması yoluna giderek asıl olarak kontrolün Türk Devletine terk edilmesi. Kürdistan’da PKK/PYD’nin silahsızlandırılmasıdır. 

İkinci proje. PKK’nın kendiliğinde görünür şekilde Kürdistan’ın Batısının terk etmesi, silahlarını bırakmasıdır. 

Diyarbekîr, 29 Kasım 2022   

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *