Jina Emini için Kürdistan’ın Doğusundaki halkımızın eylemini selamlıyorum

İbrahim GÜÇLÜ 

Son günlerde Kürdistan’ın Doğusunda halkımız yeni bir dramatik bir ölüm olayını yaşamaktadır. İran Barbar İslam Devleti, totaliter faşist bir rejime sahiptir. Toplumun yaşam tarzını kontrol altına almak için, akıl dışı bir totaliter faşist hukuk hayata geçirmektedir. Bunun için insanlar takip altındadır. Birçok istihbarat örgütü değişik alanlarda çalışmaktadır. Bir bütün İran’da “Ahlak polisi” mekanizması ve gücü var. Bu polis gücü, merkezi rejimin ve yönetimin tespit ettiği ahlakla alakası olmayan ahlaki denetim yapmaktadır.

Bu totaliter faşist davranış ve uygulamanın sonucu olarak, Tahran’da “ahlak polisi” Doğu Kürdistanlı Kürt kadını Jina (Mehse), rejimin ahlak kurallarına uygun bir davranış ve giysi içinde olmadığı gerekçesiyle, 13 Eylül’de erkek kardeşi Kiyareş Emini ile Hakani metrosunda, bir grup kadınla birlikte gözaltına alınıyor. Emniyette gerekli denetimden sonra, serbest kalacakları açıklanıyor.

Jina Emini, 22 yaşından genç bir Kürt kadını. polis şubesine götürülürken polislerin coplu işkencesinde genç Kürt kadını kardeşimizin başına aldığı darbeler nedeniyle ağır yaralandığı bildiriliyor. Emniyetteki işkence hane olan nezarethanede sağlık durumu kötüleşen Jina Emini Tahran’da bir hastaneye kaldırılıyor.

Genç Kürt kadın kardeşimiz Jina Emini ile birlikte gözaltına alınan kadınlar, Jina Emini’nin nezarethanede kalp krizi ve felç geçirdiğini aktarıyorlar. Bu nedenden dolayı durumu ağırlaşan ve yoğun bakımda tedavi altında tutulan Jina Emini, ne yazık ki yaşam mücadelesini kaybetti.

Jina’nın annesi Mujgan Emini’nin de yaptığı açıklamada ifade ettiği gibi, Jina’nın haksız ve hukuksuz gözaltına alındığı tartışmasızdır. “Çünkü kızım İslami yasalara uygun bir giysiye sahipti” diyor. Buna rağmen, “kızının gözaltına alınması, ona işkence edilmesi, işkence sonucu hayatını kaybetmiş olmasının daha başka bir önemli nedeni olsa gerek. Bu nedeninin de Kürt olmasından başka bir şey olmadığını düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.” 

Jina Emini, Kürdistan’ın Doğusunda güzel ve tarihi şehir Saqiz kenti nüfusuna kayıtlı ve aynı zamanda orada yaşamını sürdürüyordu. 22 Yaşındaydı. Ailesiyle birlikte Tahran’daki akrabalarını ziyarete gitmişti. Bu ziyaret kendisinin mezarı oldu. Bu da Kürtlerin acılı ve karanlık kaderini bir kez daha gösteriyor.

Jina Emini’nin ölümünden sonra Uluslararası Af Örgütü olaya ve işlenen cinayetin ortaya çıkmasına taraf oldu. Jina-Mese Emini’nin şüpheli şekilde ölmesinin soruşturulmasını istedi. Af Örgütü şöyle diyordu: “22 yaşındaki genç kadın Mehse Emini’nin gözaltında işkence ve diğer kötü muamele iddialarını da içeren şüpheli ölümüne neden olan koşullar cezai açıdan soruşturulmalıdır. Tahran’daki sözde “ahlak polisi”, ülkenin küfürlü, aşağılayıcı ve ayrımcı zorunlu örtünme yasalarını uygularken, ölümünden 3 gün önce onu keyfi olarak tutukladı. Sorumlu tüm ajanlar ve yetkililer adaletle yüzleşmelidir.”

İslamcı totaliter-faşist İran Rejimi yetkilileri, Uluslararası Af Örgütünün açıklamalarını ciddiye alıp soruşturma başlatma yerine, iddiaları tümden ret ettiler. İşkence yapmadıklarını, Jina Emini’nin kendisinin düşerek beyin kanaması sonucu öldüğünü açıklama yalanına başvurdular.

OLAYA KARŞI GENEL GREV EYLEMİ VE KİTLE GÖSTERİLERİ 

Doğu Kürdistan halkımız, Jina Emini’nin katledilmesine, yapılan zulmü içlerine sindirmeleri olanaklı değildi. Öyle de oldu. Ölümden sonra birçok sivil kuruluş ve Kürt siyasi aktivist çevreler tarafından genel greve gidilmesi önerildi.  Bu öneri halk ve Kürt kuruluşları tarafından kabul gördü. İran’da 22 yaşındaki Jina Emini’nin polis tarafından öldürülmesini protesto etmek için grev başlatıldı. 

Bu kitlesel grevin başladığını Hengaw İnsan Hakları Örgütü resmi twitter hesabından açıkladı. Hem de bu gelişme Twitter hesabından paylaşılan videolarla kamuoyuna duyuruldu. Bu videolarda, bugün sabah saatlerinde Doğu Kürdistan’da çok sayıda kentte halkın genel grev başlattığı ve esnafın kepenk kapattığı görülüyor.   

Yapılan açıklamalara göre bugün sabah saatlerinden itibaren başta Saqiz, Sine, Meriwan, Bokan, Mahabad ve Urmiye olmak üzere Kürdistan’ın Doğusunun birçok kentinde de halk greve gitti. Bu greve geniş halk kitleleri, esnaf da dükkanlarının kepenklerini kapatarak destek oldular.

Öte yandan birçok Kürdistan şehrinde kitlesel protesto eylemleri de başladı. Saqiz ve Sine/Senandaj (Kürdistan) kentlerinde binlerce kişi “diktatöre ölüm” sloganlarıyla sokaklara çıktı.

Ayrıca çok sayıda üniversite öğrencilerinin de eylemler destek verdiği gelen bilgiler arasındadır. Öte yandan Tahran Üniversitesi’nde de öğrenciler Jina Emini için bir protesto düzenledi. Öğrenciler “Jina sen ölümsüzsün, adın sembol olacak”, “Kadın, yaşam, özgürlük” ve “Ben bir hasta değilim, insanım” “Kürdistan Faşizme Mezar olacak” sloganları atıldı.

Bu da gösteriyor ki, bu eylemlerin ve kitlesel protestoların Komalaya Zehmetkêşanên Kurdistan tarafında organize edildiklerini ortaya koyuyor. Onların bu tür eylemlerde tecrübeli oldukları da Kürdistan’ın Doğusundaki milli mücadele pratiğinde bir ölçüde bilinen bir olgudur.

Yine yapılan açıklamalara göre, Jina Emini’nin sessizce gömülmesine Komala karşı çıkıp, sorunun dünya kamuoyuna daha fazla yansıtılmasını sağlamıştı. Komala’nın bu hareketi de, genel grevin ve kitle gösterilerinin hazırlanması ve örgütlenmesinden onların büyük payının olabileceğini gösteriyor. 

İRAN İSLAM REJİMİNİN BU EYLEMLERE SESİZ KALMAYACAĞI VE SALDIRIYA GEÇECEĞİ AÇIKTI. ÖYLE DE OLDU…

Hangaw’ın paylaştığı görüntülerde İran güvenlik güçlerinin göstericilere göz yaşartıcı gazlarla ve şiddetle müdahale ettiği görülmektedir.

Ayrıca devletin ve totaliter Faşist rejimin müdahalesi sonucu yaralıların yanı sıra gözaltına alınanlarının da olduğu bilgisi paylaşıldı.

Kürdistan’ın Doğusunda Jina Emini için süren eylemlerde 38 kişinin yaralandığı, 12 kişinin ise gözaltına alındığı kaydedildi. Göz altı sayısının çok daha fazla olduğu belirtiliyor

Hengaw İnsan Hakları Örgütü, Kürdistan’ın Doğusunun iki kentinde protestolar esnasında polisin doğrudan ateş etmesi ve copla saldırması sonucu 38 kişinin yaralandığını, 13 kişinin de gözaltına alınıp tutuklandığını bildirdi. Saqız’daki protestolarda en az 33 kişi yaralanırken 5’inin durumunun ağır olduğu ve Tebriz’deki hastanelere kaldırıldıkları açıklandı. 23 yaşındaki Parsa Sehat ile 18 yaşındaki Neçirvan Marufi ve Kian Derahşan adlı vatandaşların dışında iki kişinin daha gözlerinden yaralandıkları bildirildi.

Hengaw’a konuşan kaynaklar, 14 kişinin Saqız’daki Şifa Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, polisin tedavi sırasında baskı uygulayarak vatandaşları sorguladığını söyledi.

Sine’de ise 3’ü doğrudan ateşle, 14 yaşındaki bir kız çocuğu da dahil 2 kişi ise copla dövülerek yaralandı.

Hengaw, Saqız’da gözaltına alınan kişilerden 5’inin 17 yaşındaki Arian Mecitzade, 17 yaşındaki Medya Rahimi, Ahwan Hoşmend, Kamyar Heydari Behrem Didar olduklarını kaydetti.

Öte yandan pek çok aktivistin de İran’da ajanlarca telefonla arandığı, tehdit edildiği ve protestolara katılmamaları istendiği aktarıldı. İran Devrim Muhafızları’na mensup 70 kişinin de her iki şehre gönderildikleri belirtildi.

Kürdistan’ın Doğusundaki halkımızın eylemlerini ve kitle gösterilerini içten selamlıyor ve destekliyorum. İran totaliter faşist rejimini lanetliyorum.

Diyarbekîr, 20 Eylül 2022

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *