Kurdistan’ı işgal edenleri iyi tanımayan Kurd partileri, örgütleri, kurumları ve şahsiyetler kolaylıkla egemenlerin tuzağına düşerler ve onlar gibi düşünmeye başlarlar veya onlara karşı eylemler içinde olduklarını sandıkları zamanda da istemeden onlara hizmet etmekten kendilerini kurtaramazlar. İşgalciler kendi halkına ve egemenliği altına aldığı halklara sürekli olarak düşmanlar yaratırlar. Yaratılan bu yeni veya sürekli düşmanlara, egemenlik altına aldıkları, halkların da düşman olmasını sağlamaya çalışırlar.
Türk Egemenlik Sistemi’nin düşman olmadığı bir devlet veya halkın kaldığını sanmıyorum. Kuruluş esası Yakındoğu’nun kadim halklarına düşmanlık üzerine olduğu için sürekli düşman varmış veya yeni düşmanlar oluşuyor siyasetini hayata geçirmek zorundadır. Dost gördükleri Azerbaycan, Türkmenistan vb. ülkeler ise her an düşman safına geçmeye aday olabilirler.
Kurdler, işgalcilerin bu konuda aldıkları herhangi bir tavrı gördüklerinde, harekete geçmeden önce uzun uzun düşünmeliler. Uzun vadeli çıkarları ile meşru hukuk zemininde karşılığı olmayan tutum ve davranıştan kaçınmalılar. Bizim için meşru hukuk devletimizin hukuk sistemi ile uluslararası geçerli hukuktur. Parti veya gurup menfaatlerine göre dışarıya karşı siyasi davranış geliştirmek doğru yöntem değildir. Kurdistan bir parti veya gurup ideolojisinden büyüktür ve herkesin ortaklaşmasını gerektirmektedir. İç işlerimizde rekabet etmekte sakınca olmadığı gibi yarar da vardır. Dış işlerde ise diplomasinin kurallarına uymak zorundayız. Dış ilişkilerde parti, siyasi görüş veya geçici ittifakların gereği siyaset geliştirirsek kendi aramızda sorunlar yaşar, uzun vadeli dostlarımızla çelişkiye düşer ve siyaseten alanımızı daraltırız. Türklerin, Farsların ve Arapların bizden istediği de budur.
Hamas lideri İsmail Haniye yaklaşık 10 gün önce (31 Temmuz 2024) İran’da öldürüldü. Haniye’nin öldürülmesi tesadüf de olsa 8.000 Kurdün katledildiği Barzan Enfali’nin yıl dönümüne denk geldi. (https://www.rupelanu.org/pwk-barzaniler-enfaline-verilecek-en-iyi-yanit-kurdistani-ittifaklar-kazanimlarina-sa-29581h.htm ) Nasıl öldürüldüğü, kimin öldürttüğü ve kimlerin yardım ettiği hala net olarak bilinmemektedir. Bazı devletlerin bunu çok iyi bildiğinden şüphe etmek gereksizdir. Onlar işlerine geldiği zaman açıklama yaparlar veya manipüle ederek bilgi servisi yaparlar.
Yaşanan suikastın bölgede önemli gelişmelere yol açma olasılığı vardır. Kurdleri nasıl etkileyeceği bizim için son derece önemlidir. Yeni durumdan yararlanmaya çalışmak doğru diplomasi ile mümkün olabilir. Şu ana kadar herhangi bir Kurd yapının bu olayda yer aldığına dair bir bilgi veya ideaya rastlayamıyoruz. O nedenle duygusal da olsa peşinen taraf olmamızı gerektirecek bir durum yoktur.
Olaydan sonra herkes kendine göre tepki verdi. En sert tepkiyi verenlerin, Kurdlere karşı benzer cinayetleri işleyenlerin olması, Kurdlerin dikkatinden kaçmış ise iyi olmamıştır. Bazı devletler ulusal yas bile ilan ettiler. Kurdlerin aldığı tutum, bizim için önemlidir ve bizi bağlar. Farklı siyasi eğilimde olan Kurdlerin birbirinden çok farklı tavır alması, hazin durumda olduğumuzu göstermektedir. Ne kadar kolay egemen devletler ile yana yana düşüyor olmamız üzücüdür. Bazı Kurd gurupların ve kendilerini Kurd dostu olarak lanse etme yarışı içinde olan siyasi gurupların yukarıda bahsettim Barzan Enfali’ni hatırlamaması bizi düşündürmelidir.
Bir olay yaşanmış ise, olayın kahramanlarının (ana unsurlar) kimler olduğu önemlidir. İsmail Haniye, dünyanın geçerli nizamına göre etkin olan devletlerin tümü tarafından terörist olarak görülmektedir. Onu terörist olarak görmeyenler ise, Kurdistan’ı işgal eden devletlerdir ve bunlar terörizmi sadece kendi devletlerin çıkarına göre tanımlamaktalar. Uluslararası hukuk ve kurumlar, birine nasıl bakıyorlar ise, bizim de öyle bakmamızda çoğunlukla yarar vardır. Kurdistan sorunu uluslararası bir sorundur ve kendi derdimiz için uluslararası hukuku öne çıkarmamızda yarar vardır.
Enfal Katliamı (182.000 Kurd acımasızca katledildi) yapılırken, Irak tarafından Kurd Kadınının Namusunu Kirletme Odaları kurulmuştu. Buralarda damızlık erkek olarak çalışanlar Filistin’den getirilmişti. Daha önce Başurê Kurdistanê’de bulunduğum zaman içinde İsmail Haniye televizyonda görülünce, otelde, yan masada bulunan biri, kendisinin, o damızlıklardan biri olduğunu söylemişti. Benzetmiş de olabilir, ama yaşı uygundur ve mutlaka diğer aşağılık damızlıklar da ona yakın kişilerdir. Filistin’in hiçbir gurubu hala özür dilemiş değildir. Kurdler onlara karşılıksız dostluk geliştirdiği sürece, özür dilemelerini dahi hayal etsinler. (Irak’ta Kurdler artık bir statü ve güç sahibidir. Bu damızlıkların isimlerini bulmaya çalışmalı ve teşhir etmeli. Unutmayalım ki sömürgeci devletler, pervasızlar ve bu kayıtları tutup saklıyorlar)
Diplomasinin gereği ne ise, ona göre davranmadığımız zaman, bize düşmanlık yapanların bedava hamalı olmaktan kurtulamayız. Başta Filistinliler olmak üzere, herkes ile açık açık konuşmanın zamanı geçmiş bulunmaktadır. Kim olursa olsun taziyeye katılmak veya mesaj yayınlamakta sakınca yoktur. Bize dayatılan ve bana göre revize edilmiş ideolojilere göre geçmişi ve şimdiki tutumu kötülüklerle dolu olan kişiler için yüceltici açıklamalar yapmak veya muhtemel ilişki geliştireceğimiz kişileri haksız olarak yermekten kaçınmalıyız. Sevgili Selahattin Demirtaş’ın mesajı gibi mesajlar çok zamansız ve talihsiz olmuştur. (https://m.nerinaazad2.com/tr/news/regions/turkey/demirtastan-haniye-icin-taziye-mesaji-66aa386207aba) Yanlış yapanları, dostlarımızın arasından çıkaracak değiliz ve onlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Kurd siyasiler, Demirtaş’ın mesajında olan, “Zulme karşı direnişle geçirilmiş her hayat anlamlıdır, saygındır. Filistin Halkı’nın liderlerinden Haniye de her daim bu şekilde anılacaktır” gibi tanımlamalar yapma yanlışlığından uzak durmalıdır. Ben, şahsen, Haniye’yi farklı hatırlayacağım.
T.C.de takip edebildiğim kadarı ile sadece Kurd illerinde Haniye için protesto mitingleri yapıldı. Unutmayalım ki bunlar oluşturulan paramiliter yapıların eylemleridir ve ne yazık ki kimler tarafından kullanıldığını bilmeyen Kurdlerin bir kısmı da bunların içindedir. Yanlışı kim yaparsa yapsın fark etmez, aynı şekilde kendilerine karşı tutum geliştirmeliyiz. Önemli olan bu kandırılanları da kazanmaktır. Peşin tutum ve tavır, Kurdler arasında ayrılığı sadece geliştirir ve egemenlerin istediği de budur. Diyarbekir’de Haniye için yapılan mitingde kullanılan slogan “Kahrolsun İsrail, İşbirlikçi ABD” ile İstanbul’da Kayyum atanmasını protesto etmek için yapılan mitingde atılan slogan olan “Katil İsrail, İşbirlikçi AKP” arasında fark göremiyorum. Yanlıştan dönebilirsek kazanma şansımız artar.
Başkalarının isteği değil kendi gerçeğimiz ve çözüm yollarımız bizim için önemlidir. Düşmanımızın yerine, onların düşmanlarına düşmanlık yapmak zorunda değiliz. İsrail’in korunması için Kurdistan’a ihtiyaç var ise ve batılı devletler bir çaba içine gireceklerse neden ret edelim. Bize yarar sağlıyor ve işgalcilere zarar veriyorsa, kim ne derse desin olumlu görmeliyiz. Katilimize âşık olma sendromunu yaşamak zorunda değiliz.
Şefik Çolak
09.08.2024