Tanrıverdi: Türk mahkemesi Lozan’da Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkının ihlal edildiğini itiraf etmiş oldu

Kürt Diaspora Konfederasyonu (DİAKURD) Merkez Yürütme Komitesi üyesi Mehmet Tanrıverdi, Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin Lozan Antlaşması’nın iptali için yapılan başvuru hakkındaki kararı ile “Kürt halkının self-determinasyon hakkının ihlal edildiğini itiraf etmiş olduğunu” söyledi.

Kürt Diaspora Konfederasyonu (DİAKURD) avukatlarının, Lozan Antlaşması’nın iptali ve “Kürt halkının self-determinasyon hakkının uygulanması” talebi ile temmuz 2023 yılında Danıştay’a açtığı iptal davası sonuçlandı.

Ankara 6. İdare Mahkemesi, “Türkiye’de bu davayı inceleyecek herhangi bir otorite olmadığı” gerekçesi ile esastan ret etti.

Lozan Antlaşması’nın iptali ve Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını isteyen DİAKURD avukatları ise Türkiye’de iç hukuk yollarını tükettikten sonra davayı uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını belirtiyor.

“Türkiye’de bu davayı inceleyecek herhangi bir otorite olmadığı itiraf ediliyor”

Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu bültene konuk olan DİAKURD Merkez Yürütme Komitesi üyesi Mehmet Tanrıverdi, mahkemenin verdiği kararın kendileri için sürpriz olmadığını söyledi.

Tanrıverdi, “Türkiye mahkemesi ve hukukçularının bu başvuru karşısında çok zorlandığını tahmin ediyorum çünkü böyle bir başvuruyu beklemiyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Kürtler Türk yasalarına göre mahkemeye başvurarak Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını talep ediyorlar. Karar karşısında şaşırmadık ama Lozan Anlaşması’nda Kürt halkının self-determinasyon hakkının ihlal edildiğini itiraf eden bir karar oldu. Türkiye’de bu davayı inceleyecek herhangi bir otorite olmadığı itiraf ediliyor” dedi.

“Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin inkarı üzerine kuruldu” diyen Tanrıverdi, “Türkiye Anayasası’nın ilk 4 maddesinde değiştirilemez hükmü bulunuyor ve kimse bu maddelerin değiştirilmesi için dilekçe bile verme hakkına sahip değil. Dolayısıyla mahkemenin tavrı ve kararı bizi şaşırtmadı” diye ekledi.

“AYM aynı kararı verirse uluslararası mahkemele başvuracağız”

Tantıverdi, mahkemenin ret gerekçesinin kendileri açısından önemli olduğuna vurgu yaparak, “İtiraz yollarımız var. Bu aşamadan sonra davayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. AYM’nin de kararının aynı olacağını tahmin ediyorum ama bununla da önümüzde uluslararası mahkemelerin yolu açılmış olacak. Yasal haklarımızı kullanarak Avrupa’da ve dünyada bu davayı takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Lozan Anlaşması’nı imzalayan tüm devletlere, kurumlara ve uluslararası topluma seslenen Tanrıverdi, DİAKURD’un başlattığı hukuki süreci takip ederek kendilerine destek verilmesini istedi.

Mehmet Tanrıverdi, “Bildiğiniz gibi Türkiye bu uluslararası anlaşmanın bir tarafıdır ve aldığı karar göz önünde bulundurulacak. Biz İnsan Hakları Komitesi’ne başvuruda bulunacağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de aynı şekilde. Amacımız şu; tarihte Kürt halkına karşı bir haksızlık yapıldı ve kendi kararını tayin hakkı elinden alındı. Biz hakkımızı talep ediyoruz ve bu demokratik bir yaklaşım. Bu süreci gündemde tutmak ve Türkiye’nin hukuki olarak kabul etmesini sağlamak istiyoruz” dedi.

Lozan sürecinde Kürtlere verilen sözlerin tutulmadığını vurgulayan Tanrıverdi, mahkemenin de bu kararı ile Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkının ihlal edildiğini itiraf etmiş olduğunu söyledi.

Ne olmuştu?

DİAKURD avukatlarından Hişyar Özalp ve Rıdvan Dalmış, Lozan Antlaşması’nın iptali ve “Kürt halkının self-determinasyon hakkının uygulanması” talebi ile temmuz 2023 yılında Danıştay’a iptal davası açmıştı.

Ankara 6. İdare Mahkemesi, Özalp’ın gönderdiği Lozan Antlaşması’nın iptali dilekçesini karara bağladı. Türkiye’de bu davayı inceleyecek herhangi bir otoritenin olmadığını belirten mahkeme, davayı esastan ret etti.

Mahkemenin gerekçeli ret kararında şu ifadelere yer verildi:

“Bu durumda, Lozan Antlaşması’nın Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tanıdığı ileri sürülen self-determinasyon (kendi kaderini tayin etme) hakkının ihlal edildiğinden bahisle bu hakkın kullanılması için gerekli işlemlerin başlatılması talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına aykırılık oluşturan bir talep olduğu, dolayısıyla bu talebi değerlendirebilecek bir kamu otoritesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı içerisinde mevcut olmadığı tartışmasız bir hukuki gerçek olduğundan, bu başvurunun zımnen reddinden kaynaklı bir idari işlemin oluştuğundan bahisle açılan işbu davanın esasının incelenme imkanı bulunmamaktadır.”

Uluslararası mahkemeye taşınacak

Lozan Antlaşması’nın iptali ve Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını isteyen DİAKURD avukatları Türkiye’de iç hukuk yollarını tükettikten sonra davayı uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını açıkladı.

Kürtlerin Lozan Antlaşması’ndan sonra 100 yıldır baskı altında olduğu, sistematik asimilasyona tabi tutulduğu, bir halkın doğuştan gelen haklarının bu antlaşmaya dayanarak ortadan kaldırıldığını belirten avukatlar, Lozan Antlaşması’nın iptali için ellerinden gelen tüm çabayı sarf edeceklerini söyledi.

Kararı Rûdaw’a değerlendiren avukat Hişyar Özalp, önce Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne temyiz dilekçesi ile başvurarak kararın bozulmasını talep edeceklerini söyledi.

İlk defa bir mahkeme belgesinde Kürtlerin kendi geleceğini belirleme hakkının tartışıldığını hatırlatan Özalp, “Lozan’da Kürtlerin temsiliyeti engellendi. Dolayasıyla kendi geleceğini belirleme hakkının uygulanması ortadan kaldırıldı. Lozan’ın Kürtler üzerinde yarattığı tüm tahribatların giderilmesi gerekiyor. Bu evrensel hukukun da gereğidir” dedi.

https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/071220233

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *