Kürdistan’da milli ordu için atılan adımlar ve yapılan hazırlıklar çok sevindirici…

İbrahim GÜÇLÜ

(ibrahimguclu21@gmail.com)

Kürdistan Federe Devleti, görülür ve görünmez aşamalardan geçerek bulunduğumuz, aşamaya geldi.

Kürdistan Federe Devleti bu aşamaya gelmek için, çok büyük zorluklar, engeller, saldırı ve ambargolarla karşı karşıya kaldı. Günümüzde de çok yönlü saldırılar, engellemeler devam ediyor. Kürdistan Federe Devletinin kurucu iradesi (Kürdistan Demokrat Partisi – KDP ve Kürdistan Yurtseverler Birliği -KYB) bu engelleri ve zorlukları aşmayı bildiler ve becerdiler.

Kürdistan Federe Devletinin kuruluşunda, çok önemli stratejik aşamalar, virajlar olmuşlardır. Eğer bu aşamalar ve virajlardan geçilmeseydi; ciddi kırılmalar olur, Kürdistan Federe Devletinin bugünkü aşamaya ve kapsama gelmesi olanaklı olmazdı. Biz Kürtler de bugün farklı konuları konuşmuş zorunda kalırdık.

Kürdistan Federe Devleti’nin 1.inci aşaması, Kuveyt Savaşı sonrası “Kürdistan Özgür Bölgesinin”, ABD ve müttefiki güçlerinin desteğiyle oluşması, Kürdistan’ın belirlenmiş sınırlardaki topraklarına Baas ve Saddam Diktatörlüğünün askeri güçlerinin girmesinin yasaklanması, bölgenin ABD ve müttefiki güçleri tarafından sömürgeci dört devlete karşı korunması aşamasıdır.

2.inci aşamada, “Kürdistan Özgür Bölgesi” sömürgeci büyük militarist devletler ABD ve müttefikleri tarafından korunmasına rağmen, dört sömürgeci devlet “Kürdistan Özgür Bölgesine” karşı yeni bir saldırı stratejisi uyguladılar. Bu strateji de, Kürdistan Federe Bölgesinin yöneticisi KDP ve KYB yönetimine karşı ve onların pêşmerge güçlerine karşı vekâlet savaşını PKK eliyle yürüttüler. “Kürdistan Özgür Bölgesinin” örgütlü siyasi gücü ve askeri gücü, bu vekâlet savaşına karşı zafer elde etti. Ayakta kalma yeteneğini ve becerisini gösterdi.

Kürdistan Federe Bölgesine ulaşmada 3.üncü aşama: Kürdistan Özgür Bölgesinin siyasi sisteminde kurucu iradenin anlayış birliği sağlaması, Irak’ta Federal Devlet sistemine karar verilmesi ve bu genel federal sisteme göre Kürdistan Özgür Bölgesinin yapılanmaya kavuşmasıdır. Bu alanda atılan adım, oldukça stratejik, önemli, hayati, nitelikli, Ortadoğu Bölgesinde yeni çığır açıcı bir karardı. Biliniyor ki, o güne kadar Ortadoğu’da var olan devletlerin hiçbirisi bu federal sisteme sahip değillerdi. Kürdistan’da bu konuda karar alındığı zaman, sömürgeci devletlerin sinir uçlarına dokunuldu, bu devletlerin beyin mekanizması altüst oldu. Bundan dolayı yeniden saldırılara PKK eliyle başladılar. Bu saldırılarda da Kürdistan Federe Yönetimi iradesi, partileri KDP ve KYB başarı gösterdiler. Yeniden yönetme irade ve becerisini açıkça ortaya koyma gücünü gösterdiler.

4. Aşama: Kürdistan Federe Bölgesinde, hangi siyasi sistemin ve rejimin uygulanma alanına sokulacağıdır. Kurucu iradeyi teşkil eden KDP ve KYB arasında, bu konuda herhangi bir sorun oluşmadı. Batı demokrasi ile bağlantılı olarak, demokratik, parlamenter, çok partili sistem benimsendi. Meclis oluşumuna karar verildi. Buna bağlı olarak bölge başkanı ve milletvekili genel seçimleri yapıldı. Seçimler, başarılı ve bir demokrasi şöleni kapsamında gerçekleştirildi. Genel seçimler sonrasında hızla hükümet oluştu, çalışmalara başladı. Kürdistan’ın ekonomik durumunu geliştirmek ve alt yapısını kurmak için çalışmalara başladı.

Bu gelişme ve oluşum, Irak’ın tek parti ve tek lider Saddam ve Baas Diktatörlüğüne dayalı olan rejimle niteliksel bir ayrışma ve farklılaşma anlamına geliyordu. Bölge devletlerini ve özellikle sömürgeci dört devleti de şaşırtan bir gelişmeydi.

Zaman içinde belli aksaklıklara rağmen, Kürdistan Federe Bölgesinde demokratikleşme gelişti.

Beşinci aşama: İlk dönemlerde Kürdistan Federe Bölgesini meşru kabul etmeyen bölge ve sömürgeci devletler, Kürdistan Federe Bölgesini meşru kabul ettiler. Kürdistan Federe Bölgesi bu bölge devletleriyle diplomatik ilişkilerini geliştirmeye başladılar. Özellikle Türk Devleti’nin Kürdistan liderleriyle, siyasi partileriyle, hükümetiyle Özal döneminde ilişki geliştirmesi, ticareti ileri götürmesi başlı başına çok önemli vakıaydı. Bu gelişme, Türk Devletinin katı, inkârcı, ırkçı siyasetini delen ve kıran bir gelişme oldu. Bir noktadan sonra, Kürdistan Federe Bölgesinin dünya ile ilişkisini geliştirmesinin en önemli kapısı oldu.

Altıncı aşama: Kürdistan Federe Bölgesinin İran’la resmi diplomatik ilişkilerinin olmasına rağmen, PKK’nın Saddam Diktatörlüğü ilişkisini devir aldı. PKK üzerinden Kürdistan’a karşı komplolar, saldırılar geliştirdi. PKK’nın Kürdistan’a yerleşmesi ve Kürdistan Federe Bölgesini yıkmak için verdiği kirli, yabancı, işgalci, terörist mücadeleye devam etmesine devam etti. Halen de bu tehlikeli konum, Kürdistan’da değişik araçlarla saldırılar devam etmektedir. Kürdistan’a füzelerle yapılan saldırılar, bu saldırıların bir parçası. Kürdistan Federe Bölgesinde kaos ve kriz yaratma saldırılarıdır.

Kürdistan Federe Yönetimi bu saldırıları alt etmeye çalışıyor. Ne yazık ki bu saldırılar ve PKK, Kürdistan Federe Bölgesinde bir sorun olmaya devam ediyor.

Yedinci aşama: Kürdistan Federe Bölgesinin, 2005 yılında Irak’ın Federal Devlet olmasına ve demokratik parlamenter çok partili sistemin oluşmasına doğrudan katkıda bulunması ve kendisinin federe devlet karakteri kazanmasıdır. Kürdistan’ın bu pozisyonu da, Irak’taki milletler ve dünya arasında büyük itibar kazanmasına neden oldu. Kürdistan’ın Başkenti Hewlêr, diplomatik misyonların merkezi oldu. Hewlêr, aynı zamanda uluslararası büyük enerji şirketlerinin yerleştiği bir kent de oldu. Kürdistan Federe Devleti güvenli bölge olma özelliğiyle halen bu yapısını korumaya devam ediyor.

Sekizinci aşama: Bağımsız Kürdistan Referandumu aşamasıdır. Irak Federal Devleti, milletlerin ihtiyacını karşılamaz olduğu, Irak merkezi yönetiminin ırkçı Arap milliyetçiğine kayması, Kürdistan Bağımsızlık Referandumunu 2017 yılında gündeme getirdi. Referandum oldukça başarılı bir sonuç aldı. Kürdistanlıların yüzde 93’ü bağımsız devlet için oy kullandılar. Ama ne yazık ki, Başta ABD olmak üzere Batılı devletler bu demokratik ve barışçıl şölene sırt çevirdiler. Sömürgeci devletler ve onların vekâlet savaşçıları, taşeronları PKK, KYB ve Goran içindeki grupları referandum sonucuna şiddetle karşı çıkıp saldırıya geçtiler. Bu kirli ve tarihi ittifak, Kerkük’ün yeniden işgaline sebep oldular. Bu Kürdistan Federe Devleti için oldukça sarsıcı bir gelişme ve aşama oldu. Kürdistan Federe Bölgesi halen o gelişmenin olumsuzluklarını kaldırmaya ve tedavi etmeye devam ediyor.

******

Kürdistan Federe Devleti’nin bu tarihi ve stratejik aşamalarının tümünde, en can alıcı ve yakıcı sorun, Kürdistan silahlı/pêşmerge güçlerinin ikili ve parçalanmış yapısıydı.

Bu silahlı pêşmerge ayrılığı, yapılanması, parçalılığı tarihsel yapısal bir sorun olarak ortaya çıktı. Bilindiği gibi Kürdistan Federe Devleti’nin kuruluşu, KDP ve YNK’nın pêşmerge güçlerinin mücadelesi sonucu gerçekleşti.

Kürdistan Federe Devleti’nin kuruluşuyla birlikte bunun sorunlu ve milli ordunun oluşması önünde bir engel olduğu tespit ve kabul edildi. Bu duruma son vermek, milli ordu oluşturma konusu ta başından itibaren tüm Kürtlerin birinci ve vazgeçilmez, çözülmesi gereken; çözülmemesi halinde, ikili ilişkilerinde sorunlu olacağını, demokratikleşmeye engel olacağı, güvenlik zaafiyeti yaratacağı bilince çıkarıldı. Bu parçalı pêşmerge ve milli ordu yapısının olmaması, Kerkük’ün işgalini sağlayan ve kolaylaştıran önemli bir faktör ve unsur oldu.

Kürdistan Başkanı Mesut Barzani, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, diğer aktörlerin çabalarına rağmen bu sorun çözülmedi, köklü bir adım atılamadı. Parti ve güç odaklarının çıkarlarının yanında sömürgeci devletlerin ilişkileri de bu parçalı pêşmerge yapısının ortadan kaldırılmasını ve milli ordunun oluşmasını engelledi.

Son dönemde Kürdistan Federe Devlet Başkanı Neçirvan Barzani bu konuyu kendisi için çok temel ve çözülmesi gereken hayati bir sorun olarak tespit etti. Bu konunun çözülmesi için adım adım ilerlemeye başladı. Bütün Kürdistan partilerini bu konuda ikna etmek için, birçok ayrı ayrı ve birlikte toplantılar yaptı.

Neçirvan Barzani’nin bu çalışmaları sözden öteye geçerek teknik projelendirme, ordu yapısının gerekenleri ortaya çıkarmaya başladı. Bu konuda ilerlediğine dair çok belirgin ve ciddi veriler var.

Bu iradenin ve gelişmenin sonuç alıcı olacağıyla ilgili somut anlamda bir inanç ortaya çıkmış ve Kürdistan Milli Ordusunun yapısı belirlenmeye başlamış durumdadır.

Bu gelişmenin başarıya ulaşması için başta Güneyli Kürtler olmak üzere, bütün parçalardaki Kürtlerin içtenlikle ve ikirciksiz, “ama’sız” destek olması gerekir.

Bu konuda bütün Kürtlerin sevinci zirvededir. Kürdistan Meclisinin, Hükümetinin, Başkanlığının, siyasi partilerinin halkımızın bu sevincinin gereğini ve sorumluluğunu yerine getirmelidirler.

Diyarbekîr, 28. 06. 2022

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *