IŞİD saflarını düzenledikçe Suriye ve Irak’ta endişe artıyor
İyimser beklentilerin tersine, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti örgütü) bitmediği gibi, dağılan saflarını yeniden düzenleyip merkezi bir yapıya dönüştürüyor.
Bu da Suriye ve Irak’ta bulunan askeri ve siyasi çevreleri (Şam yönetimi, Irak hükümeti, İran, SDG, Haşdi Şabi, Rusya ve ABD) ciddi biçimde endişelendiriyor.
Geçmişte Irak ve Suriye topraklarının önemli bir kısmını silah zoruyla işgal ederek karşısına çıkan İslamcı/Cihatçı rakiplerini de tasfiye ettikten sonra vahşi uygulamalarıyla birkaç yıl boyunca etrafa dehşet saçan ve bölge insanlarına kan kusturan IŞİD, 2019 yılında büyük yenilgiler alarak çil yavrusu gibi dağılmıştı.
Başta Ebubekir Bağdadi olmak üzere IŞİD’in birçok lideri ABD’nin başına çektiği Koalisyon Kuvvetleri (CENTCOM) ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) birlikte gerçekleştirdiği baskınlar sonucu katledildiler.
Irak’ta Kürt Peşmergelerinin de katıldığı Irak ordusu ve Şii Haşdi Şabi milislerine mağlup olan IŞİD unsurlarının bir kısmı Afrika ülkelerine, bir kısmı da IŞİD-Horasan adıyla Kafkasya yöresine (Gürcistan gibi) veya Afganistan’a kaçtılar.
İçlerinden kimileri Suriye ve Irak’taki karmaşayla güvenlik zaafını fırsat bilerek bu ülkelerin ıssız çöl mıntıkalarında eylemler gerçekleştirmek suretiyle varlıklarını sürdürdüler.
Bölgedeki kaos ve devletler oyunu öylesine karmaşıktı ki, IŞİD tümüyle imha edilemedi. Vur-kaç taktiğine dayalı silahlı eylemleri aralıklarla devam etti.
Bu terör örgütünün Bağoz-Deyrizor-Irak mıntıkasındaki trajik mağlubiyetinin ardından en ciddi eylemi şuydu: 2022 yılında Haseke yakınındaki El Sınaa Hapishanesinde esir tutulan militanlarını kurtarmak için planlı bir saldırı düzenlemek.
CENTCOM ve SDG kuvvetlerinin karşılık vermesi sonucu geri çekilen IŞİD mensuplarının pek çoğu Türkiye’nin askeri denetiminde bulunan Kuzeybatı Suriye topraklarında gizlenip yuvalandılar.
2023 yılındaki arama tarama operasyonlarında Afrin, İdlib, El Bab gibi yörelerden sızarak eylem planları yapmakta olan 8 üst düzey IŞİD komutanı yakalandı.
CENTCOM açıklamasına bakılırsa: 2024 yılının ilk yarısında IŞİD’in Suriye ile Irak’ta gerçekleştirdiği eylem sayısı, 2023 yılındakinden bir kat daha fazlaydı. Örneğin Ocak-Haziran 2024 döneminde toplam 153 saldırı düzenlenmişti.
CENTCOM’un takdirine göre: Eylem sayısındaki artış geçmiş yıllarda güçten düşen terör örgütünün saflarını yeniden düzenlediğini ve merkezi bir planlama aşamasına geçtiğini gösteriyor.
Koalisyon Kuvvetleri ile SDG denetimindeki mıntıkalarda bu yılın ilk 6 ayı içinde 142 saldırı meydana geldi.
Temmuz ayının ilk yarısında gerçekleştirilen 8 eylemde ise 18’i sivil olmak üzere 79 kişi hayatını kaybetti.
Merkezi Suriye hükümetinin denetimindeki kırsal alanda 168 eylem yapıldı. Toplam 476 kişi öldürüldü. Bunun 403’ü Suriye’nin resmi silahlı milisleriydi. Bir Bedevi kadını ve çocuk dâhil 46 kişi sivildi. Bunlara karşılık 29 IŞİD cihatçısı katledildi.
İlginç olan, Türkiye himayesindeki Milli Suriye Ordusu milislerinin denetiminde olan Afrin’deki Kuveyt Rahme Kampına Haziran ayında yapılan baskında IŞİD’in önemli bir önderi/komutanının tasfiye edilmesiydi.
Bu ve benzeri birkaç olay şunu gösteriyor: Yeniden toparlanarak merkezi bir yapıya kavuşmaya çalışan IŞİD önderleri/sorumluları, esas olarak İdlib-Afrin gibi bölgelerde gözden ırak yörelerde yaşıyorlar.
Buraları karargâh olarak kullanarak Şam yönetimi ile SDG’nin kontrolündeki kırsal alanlarda fırsatını bulduklarında saldırı planlarını uygulayabiliyorlar.
Yukarıdaki veriler ve istihbarat bilgileri ışığındaki ilgili tarafların (Suriye ordusu, Rusya, SDG, ABD ve CENTCOM) ortak tespiti şu yöndedir: IŞİD yeniden toparlanıyor, saflarını düzenliyor ve merkezi bir yapı kurmak suretiyle örgütün dağınıklığına son vermeye çalışıyor.
Bu bağlamda SDG’nin basın ve halkla ilişkiler sorumlusu Ferhad El Şami’nin, independent arabia gazetesine yaptığı açıklamaya bakalım:
Görünen o ki IŞİD hayatta kalma merhalesini başarıyla geçip dağınık haline son veriyor. Bundan sonraki adımda Suriye topraklarında yayılmaya bakacak. Nitekim eylemlerinin niteliği, gerçekleştiği coğrafi mıntıkalar, bu tür terörist saldırılara sıra dışı bir görüntü veriyor.
Uluslararası camianın gevşek ve umursamaz hali böyle devam ederse bu örgütü kuşatıp engellemek hayli zor olacak.
2019 Bağoz hezimetinden sonra dört bir yana dağılan örgüt iki yıl sonra saflarını toparladı. Suriye kırsalında zekât adı altında ahaliden vergi, haraç ve bağış toplamak suretiyle mali durumunu biraz düzeltmiş oldu.
Ardından bir üst aşamaya geçerek silah ve mühimmat tedarik etti; bazı cephaneliklerde sakladı. İcabında silahlarını kullandı.
Bu, onlar açısından canlanma ve dirilme sayılırdı. Lakin hareketi merkezden yönetecek tecrübeli kadrolarla komutanları yani önderleri eksikti. 2022 yılında Haseke yakındaki El Sınaa Hapishanesi’nde tutulan militanlarını kurtarmak üzere planlanan büyük eylem bu maksatla yapıldı.
Amaç tutsak önderleri ve askeri uzmanları (patlayıcı, sabotaj, sevk ve idare uzmanı kadrolar) dışarıya kaçırıp Suriye kırsalında yeniden merkezi bir karargâh kurmaktı.
IŞİD’in son saldırılarının diğer amacı da bir şekilde medya haberlerinde yer alarak varlığından herkesi haberdar etmekti.
Haberi duyan örgüt bağlantılı yalnız kurtlar ile gizli hücreler yeniden sahneye çıkarak farklı yollarla (saldırı, baskın, tuzak, pusu, sabotaj, intihar eylemleri gibi) harekete geçip kendilerini ispatlayacaklardı.
Nitekim bu sayede Haseke, Rakka, Deyrizor kırsalında halka korku salıp gözdağı vererek kendilerini dayatabiliyorlar.
SDG’nin askeri sorumlusu, “IŞİD’in hemen bütün saldırı ve eylemlerini karşılayacak bir mali güce ve bağlantılı olarak ihtiyaç duyduğu kadrolara kavuştuğunu” söylüyor.
Keza örgüt, gerçekleştirilen askeri faaliyetlerini tanıtıp propagandasını yapan bir medya gücünü de temin etmiş.
Örgütün böylesine rahat hareket etmesinin nedenlerinden biri de çok yönlü çatışmalarda merkezi karargâh ve üslere (Cihatçıların kalesi İdlib ile Suriye Milli Ordusu milislerinin bulundukları sınır bölgeleri) yoğunlaşan Suriye yönetiminin genelde kırsal alanları ihmal etmesidir.
Asayiş boşluğunu yakalayan IŞİD, kendisine bir çeşit “kurtarılmış mıntıkalar/mevziler” tesis etmektedir.
Yayımlanan verilere göre: 2024 yılının ilk yarısında SDG ile CENTCOM işbirliğiyle IŞİD hücrelerine yönelik 28 kapsamlı operasyon düzenlenmiş; Haseke, Rakka ve Deyrizor bölgelerinde 3 büyük arama tarama hareketi tamamlanmıştır.
Neticede 233 IŞİD militanı ile onlara yardım edenler yakalanmış; çatışmalar esnasında 10 terörist öldürülmüştür.
İlaveten IŞİD unsurlarının planladığı 18 saldırı boşa çıkarılmıştır. Saldırı planları arasında binlerce IŞİD’linin tutulduğu Hol ve benzeri toplama kampları ile hapishanelere baskın, sivil ve askeri kurumları hedef alan eylemler de bulunmaktadır.
Independent Arabia gazetesinin Kürt ağırlıklı SDG milislerinin denetimi altındaki bölgelerden edindiği duyum ve istihbarata bakılırsa IŞİD, son iki yıldaki terör faaliyetlerinin meyvesini topluyor. Beklenmedik oranda IŞİD unsurları örgüt mevzilerine ve üslerine akın ediyor.
Az çok merkezi bir yapıya kavuştuğu görülen örgüt yönetim kademesi, gelen cihatçıları sevk ve idare yöntemiyle belirli bölgelere göndererek amacına ulaşmaya çalışıyor.
Kimi zaman başarısız olsalar da merkezi idare, bunun ardından ve başka bir yörede hemen saldırıya geçerek Fırat’ın Doğu ve Batı yakalarındaki faaliyetlerini devamlı kılmaya çalışıyor.
SDG basın ve halkla ilişkiler sorumlusu Ferhad El Şami, yeniden dirilip eski gücüne kavuşabilmek için “IŞİD’in uzun vadeli stratejik planlarından” söz ediyor.
Bu arada düşmanlarıyla (Şam yönetimi, SDG, Haşri Şabi gibi) işbirliği yapanları cezalandırmak da planlarının bir parçası sayılıyor.
El Şami’ye göre:
Bölgedeki asayiş yokluğu ve istikrarsızlığın nedenlerinden biri de Suriye ile Türkiye’nin askeri ve siyasi hamleleridir.
Çatışmaların yoğunluğu, IŞİD ve benzeri çetelerin yuvalanacağı müsait ortamı yaratınca bundan en çok faydalanan da yeniden dirilen cihatçı teröristler oluyor.
Örgüt sadece askeri faaliyetleriyle değil aynı zamanda karşı propaganda ve kışkırtma yoluyla da insanlara güvensizlik aşılayarak kendi saflarına çekebiliyor.
Amerika-Rusya rekabeti çerçevesinde saflaşan Suriye ve İran’ın bölgedeki askeri varlığına karşılık Türkiye’nin cihatçı El Nusra Cephesi bileşenleriyle Milli Suriye Ordusu çatısı altındaki radikal İslamcıları da barındıran Suriyeli muhaliflere kol kanat germesi, kaçınılmaz olarak IŞİD örgütünün faaliyetlerine uygun bir zemin hazırlamış oluyor.
Rus kuvvetlerinin Haseke merkezli devriye gezmeleri ile ABD ve Koalisyon Kuvvetleri’nin (Kobani, Grê Spî, Rumeylan ve Ayn İsa, El Mebruka ve Tanf gibi kapsamlı üslerine ek olarak) 20 askeri üssünün bölgede bulunması IŞİD faaliyetlerini engellemekten uzaktır.
Belki de Fırat’ın doğu kesimlerindeki İran bağlantılı milislerle IŞİD cihatçılarının kırsalda ve bilhassa yöre aşiretleri arasındaki faaliyetlerini engellemek maksadıyla ABD, son haftalarda bölgeye geliştirilmiş ağır silahlar getirtti.
Bu çerçevede CENTCOM komutanlığı, IŞİD’e karşı mücadele kapsamında bu yılın ilk altı ayındaki 59 operasyonda (bazısı SDG ile birlikte) 14 cihatçı militanın öldürüldüğünü, 92 unsurun da yakalandığını açıkladı. 3-4-5
Amacın sadece IŞİD ile mücadele olmadığı bellidir. Bölgede yeniden bölgesel bir jeopolitik oyun başlamaktadır.
Ve ABD ve CENTCOM güçlerinin bölgeden çekilmesi henüz gündemde değildir.