Irak’taki gelişmelerin varacağı yerin analizi…

İbrahim GÜÇLÜ

(ibrahimguclu21@gmail.com)

 Irak’ta Ekim 2021 erken seçimleri birinci sırada tamamlayan Sadr Hareketi oldu. Bundan dolayı seçim sonrası önemli avantajlara sahip oldu.

Sadr, erken seçimlerin hemen öncesinde seçimleri boykot etme kararı almıştı. Şii siyasi parti ve gruplar Sadr’ın boykot kararından vazgeçirmek için herkesin katıldığı bir siyasi hareket başlattılar. Sadr, tüm siyasi tarafları, seçimlerin adil olacağını taahhüt ettikleri bir belge imzalamaya zorladı. Bu belgenin imzalanmasının ardından Sadr seçimlere girme kararı aldı Seçim sonuçları Sadr’ın beklediği gibi çıktı. Nitekim Sadr Hareketi 329 sandalyeli Meclis’te 75 sandalye kazanarak seçimi birinci sırada tamamladı.

“Sadr’ın, seçim sonuçlarının açıklanmasının üzerinden çok geçmeden ulusal çoğunluk hükümeti kurmak istediğini açıklaması, ülkenin siyasi haritasında bir dizi değişikliğin habercisi oldu. Bu açıklamanın ardından Şii siyasi cephede keskin bir bölünme yaşandı. Seçim sonuçlarını reddeden Şii parti ve gruplardan Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Kays el-Hazeli liderliğindeki Asaib Ehlil Hak Hareketi, Ammar el-Hekim liderliğindeki Devlet Güçleri Koalisyonu, Haydar el-İbadi liderliğindeki Nasr Koalisyonu ve Falih el-Feyyad liderliğindeki Ata Hareketi’nin bir araya gelerek Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni kurdu. Sadr Hareketi ilk başta bu koalisyonun içinde yer alırken daha sonra koalisyondan çekildi. Şii Koordinasyon Çerçevesi ülkede önceki seçimlerde olduğu gibi uzlaşıya dayalı bir hükümet kurulmasını talep etti.”

Bunun ardından Irak’ta siyaset sahnesinde gelişmeler birbiri ardına geldi. Koordinasyon Çerçevesi’nin seçim sonuçlarına itiraz etmesi üzerine bu grubun destekçileri Yeşil Bölgeyi iki taraftan kuşattı, bölgeye giden yolları kapattı ve aylarca bölgenin önünde gösteriler düzenledi. Koordinasyon Çerçevesi’nin bu hamlesinin amacı, Sadr’ın yeniden Şii cephesine dönmesini sağlamak ve sadece Şii vekillerden oluşan en büyük meclis grubunun kurmaktı.

Fakat Sadr Kürtler ve Sünnilerle ittifak kurdu. Bu bağlamda Sadr Hareketi Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Sünni Egemenlik İttifakı ve Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Üçlü İttifak olarak da bilinen Vatanı Kurtarma İttifakını kurdu. Şii, Sünni ve Kürt partilerden oluşan Üçlü İttifak’ın en büyük meclis grubunu kurmasında ve dolayısıyla yeni başbakanı seçmesinde ısrar eden Sadr bu adımı atarak ülkedeki hükümet kurma geleneğini kırdı.

Sadr daha sonra kuzeni ve 1980’de Saddam Hüseyin döneminde idam edilen Şii dini mercilerden Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlu Muhammed Cafer es-Sadr’ı başbakan adayı ilan etti.. Mukteda es-Sadr, 1950’lerde Şii siyasal İslam’ın bugünkü doktrinlerinin temelini atan Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlunu aday göstererek Şii cephenin buna itiraz etmemesini bekliyordu.

Fakat Koordinasyon Çerçevesi adayın en büyük meclis grubundan çıkması gerektiğini gerekçe göstererek Cafer’in adaylığını reddetti.

Irak’ta devlet makamlarının Şii, Sünni ve Kürt partiler arasında paylaşılması geleneği olmasaydı Sadr Hareketi Meclis’teki çoğunluğunu kullanarak hükümeti kurabilir ve sunduğu yasa tekliflerini Meclis’ten geçirebilirdi.

Siyasi gelenek ve yazısız anlaşmaya göre Cumhurbaşkanlığı makamı Kürtlere veriliyor. Fakat KDP ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki ciddi anlaşmazlıklar sebebiyle yeni cumhurbaşkanı adayı seçilemiyor. KDP ve KYB cumhurbaşkanı adaylarını meclisten geçirmek için 220 milletvekilinin oyuna ihtiyaç duyuyor. Bu sayı uzlaşmayı zorlaştırıyor. Zira KDP Sadr’ın liderliğindeki Üçlü İttifak’ta yer alırken, KYB Koordinasyon Çerçevesi’nde yer alıyor. Bu durum Sadr’ın cumhurbaşkanı adayı seçimi için istenilen sayıya ulaşmasını zorlaştırıyor.

Sadr tüm bu gelişmeler karşısında siyasi taraflara iki seçenek sundu: Muhalefet saflarına geçme veya Sadr Hareketi milletvekillerinin istifasını sunmasının ardından Meclis’ten tamamen çekilmek. Sadr bu iki seçenekten hangisini tercih ederse etsin siyasi harita değişecek. Çünkü siyasi gruplar Sadr olmadan bir hükümet kurmak istemesi halinde ortada ne Üçlü İttifak ne de Koordinasyon Çerçevesi olacak.

Koordinasyon Çerçevesi en büyük meclis grubu olması dolayısıyla başbakan adayını kendi üyeleri arasından seçebilirken, KDP ve KYB uzlaşıya varamazsa 2018’deki senaryo bir daha tekrarlanacak. Zira 2018 seçimlerinden sonra iki parti cumhurbaşkanlığı yarışına kendi adaylarıyla katılmıştı.

Sadr siyasi süreçten tamamen çekilme kararı alırsa Meclis’ten çekilecek olan 75 Sadr Hareketi’nin yerine 75 yeni milletvekilinin gelmesi gerekecek ve siyasi harita yine değişecek. Sadr, Meclis’ten çekilse de sokaktan çekilmeyecekti Böyle de oldu. Ne olursa olsun Sadr’ı kurulması muhtemel bir hükümetin dışında bırakmanın zor bir seçenek olduğunu bilen siyasi gruplar da bunun farkında olarak siyaset belirlemeye çalıştılar..

Sonuçta bu gelişmeler, Irak’ta önemli yeni gelişmelere yol açtı. Sadr Hareketi Parlamentoyu işgal etti. Bu gelişme bütün siyasi tarafları şaşırttı. Bir yanda ABD ve müttefikleri, diğer taraftan İran ve taraftarları endişelenmeye başladılar. Buna karşılık neler yapabileceklerinin arayışı içine girdiler.

Irak’ta İran destekli “Koordinasyon Çerçevesi” destekçileri, Bağdat Yeşil Bölge önünde süresiz oturma eylemi başlattı. Bunların eyleminin gerekçesi, Sadr Hareketine karşı “anayasa ve düzeni korumadır.” Taleplerinin karşılanmasına kadar oturma eylemini devam ettireceklerini açıkladılar. Şimdilerde bu oturma eylemi devam ediyor.

Erken seçim sonrası seçimin iptal etmesini isteyen “Koordinsyon Çerçevesi” içindeki İran taraftarı siyasi gruplar, şimdi farklı taleplere sahipler. Eeğer talepleri sıralanırsa: “1-Yeni hükümetin hızlı bir şekilde kurulması, 2-Siyasi tarafların, özellikle de Kürt tarafların cumhurbaşkanı adayını belirlemesi, 3- Irak Parlamentosu Başkanı’nın parlamento oturumlarını kapatmaya son vermesi, 4-Yargı organına müdahale edilmemesi ve 5- güvenlik güçlerinin hükümet kurumlarını koruması.” (Basnews)

Şii dini ve siyasi lider Sadr, seçim sonrası tutumundan ayrılarak, 3 Ağustos’ta yaptığı açıklamada parlamentonun feshedilmesi ve erken seçime gidilmesi çağrısında bulunmuştu.

Sadr bu çağrısında ısrarlı.  Sadr bu sefer yargının müdahale edip Meclis’i feshetmesini talep etmektedir. 

Maliki ise Sadr’ın bu talebine karşı, ne erken seçim, ne rejim ve ne de anayasa değişikliği olmayacağı resti çekerek, bunlarla ilgili kararın ancak Meclis tarafından alınabileceğini söylemişti.

Ne yazık ki, Sadr’ın taraftarlarının oturma eyleminden dolayı Meclis toplanamıyor.

Irak’ta Ekim 2021’de yapılan seçimlerden galip çıkan Mukteda es-Sadr, İran yanlısı partilerle hükümet kurmaya yanaşmamış ve ardından siyasetten çekildiğini açıklamıştı. Sadr sonrası hükümet kurma işi rakibi Koordinasyon Çerçevesi’ne geçmişti.

Koordinasyon Çerçevesi, 25 Temmuz’da başbakan adayı olarak eski Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Muhammed Şiya Sudani’yi seçtiğini duyurmuştu.

Sadr yanlıları, Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakan adayı Sudani’ye karşılar. Onun başbakan olmasını istemiyorlar. Bu amaçla 30 Temmuz Cumartesi günü Yeşil Bölge’ye girerek Meclis binasını basmış ve burada oturma eylemi başlatmıştı.

Irak’ta bu siyasi karmaşa devam ediyor. Bu siyasi karmaşanın bir iç savaşa dönmesi korkusu söz konusu.

Kürdistan Başkanı ve KDP, bu iç savaşın, daha büyük karmaşanın önüne geçilmesi için, Şii siyasi gruplar arasından diyaloğu öneriyor. Bunun gerçekleşmesi için olağanüstü de çaba gösteriyor.

Ankara, 16 Ağustos 2022

Geef een reactie

Het e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *