Diyarbakır Zindanı’nda Güvercinler yuvalarını terk etti

Adil Duran

DeÄŸerli Yurtsever Ä°brahim Göröz’ün Ocak 2024 tarihinde DOZ yayınlarında çıkan ‘Diyarbakır zindanında Güvercinler yuvalarını terk etti..’ adlı eseri tüm objektif yaÅŸanmışlıkların aktarılması ile yakın tarihimize tanıklık edecek bir belge niteliÄŸinde.

Kitap hediye olarak elime ulaÅŸtığında heyecanlandım. 80 sonrası bizde yakalandık onca iÅŸkence gördük… bir öncemizde direnenlerin elde ettiÄŸi kazanımlarla bazı temel haklarımız vardı…o kazanımlar olmasaydı.yani Diyarbakır zindanlarında bedenlerini ateÅŸe veren o yurtseverler in sayesinde biraz rahattık…Hangi yazar yada örgütlü yapı kitapların okunması ve kitlelerin bilinçlenmesi için bu yoÄŸun çaba içine girebiliyorlar ki.? Piyasaya baktığımızda ipe sapa gelmez edebiyat ve belge niteliÄŸi olmayan bir yığın kitap dergi bu örgütlerin hamallarıyla pazara sürülüyor, taraftar olmayanlara bile dayatılıyor.

Sömürgeci egemen sistemin 80 darbesi ile ağırlıklı olarak Diyarbakır zindanlarında kürd yurtseverlerine uyguladığı insanlık dışı vahşeti ne unutabiliyoruz nede yaşantımızdan söküp atabiliyoruz. Çoğu yurtseverler o zülüm altında direnerek serverip sır vermeden bedenlerin ateşe verdiler. Bütün bunca ağır bedeller birleşik bağımsız ve özgür bir Kürdistan uğruna idi.bu nedenle ulusal kurtuluş yolunda birliğini sağlayamayan Kürd siyasi yapılarına yönelen sömürgeci devlet yüzbinlerce insanı işkence altına aldı ağır baskılar uyguladı ve binlerce insan göçe .yoksulluğa tarifi imkansız acılara zorlanarak sürüklendi.. İbrahim Güröz bu eserinde farklı bir perspektiften bakarak: Objektif bir değerlendirmede bulunuyor.

 Açık ve net olarak orada yaşananlara tanıklık ediyor ayni zamanda mağduru olarak herkesin hakkını kendisine teslim ediyor.. demiyor ben kahramanım, karşıtlarım korkak yada teslimiyetçi..hatta farklı yelpazeden örgütleri o örgütlerin kadro ve taraftarlarının isimlerini de yad ederek tarihe not düşüyor. Aynı zamanda mensubu olduğu siyasal yapı ile diğer siyasi yapılar arasında olan çatışmaları mübalağasız anlatması erdemine ulaşıyor. O süreci hep kendi penceresinde bakarak -tahrif ederek yazanların suratına tüm çıplaklığı. Ve gerçekliği ile dev bir dalga gibi vuruyor..

Tabi bütün bunları siyasi ve ideolojik bir perspektif ile anlatmanın kimseye yararı olmaz ve anlatanları da haklı çıkartmaz. Önemli olan sömürgeci egemen sistemin politik uygulamalarını ve Kürd yurtseverlerine yaşattığı insanlık dışı vahşeti gelecek kuşaklara objektif olarak aktarmak. İbrahim Güröz bütün bunların gereğini adalet ve vicdan terazisi ile gün yüzüne çıkartıyor.

Geef een reactie

Je e-mailadres wordt niet gepubliceerd. Vereiste velden zijn gemarkeerd met *