Aksa Tufanı’nın baÅŸlangıcından bu yana, Hamas hareketinin 7 Ekim 2023’te yaptığı gerçekten bu ölçüde Ä°srail’i alt etmek miydi, yoksa esasen Ä°srail’in, Hamas’ı kökünden söküp atmak ve Gazze’yi yıkmak için meÅŸruiyet saÄŸlayacak bir savaÅŸa çekmek amacıyla kurulmuÅŸ bir tuzak mıydı?Bu yöndeki tartışmalar hâlâ devam ediyor.
Çünkü hiçbir mantık, dünyanın en büyük istihbarat teÅŸkilatına ve gözetim merkezine sahip olan Ä°srail’in, kendi sınırlarının hemen yanı başında ne olup bittiÄŸinden bu kadar habersiz olabileceÄŸini kanıtlamıyor. Ancak, bu kadar çok sivili pazarlık konusu yapıp yüzlerce askeri, yalnızca Hamas’ı ve Gazze’yi ortadan kaldırmayı amaçlayan bir savaÅŸ senaryosu için feda etmek de ÅŸaşırtıcıdır. Bu nedenle birçok gözlemci, 7 Ekim’i anlamak için Ä°srail’in tepkisini izliyor. Gözlemciler, Ä°srail’in Hamas’ı sona erdirmeye ve Gazze’nin kontrolünü ele geçirmeye mi odaklandığını, yoksa sınırlarının ötesine mi göz diktiÄŸini görmek istiyor.
Bu yılki 7 Ekim sonrası olayların seyri, Ä°srail’in amacının sadece Hamas’ın yok edilmesi ve Gazze’nin kontrolü, hatta Lübnan Hizbullahı’nın sonu ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Geçen yıl BirleÅŸmiÅŸ Milletler Zirvesi’nde Ä°srail BaÅŸbakanı Netanyahu, 7 Ekim’i bölgedeki deÄŸiÅŸimin baÅŸlangıç noktası olarak nitelendirdi, bu deÄŸiÅŸimden kastın hangi ülkeler olduÄŸunu dünyaya açıkça söylemeden Orta DoÄŸu’daki deÄŸiÅŸime iÅŸaret eden bir harita gösterdi.        Â
Ancak bu yıl aynı vesileyle, BirleÅŸmiÅŸ Milletler’deki dünya ülkeleri liderler zirvesinde, Netanyahu farklı bir harita sundu, siyah renkle birkaç ülkeyi savaÅŸ bölgesi olarak iÅŸaretledi. Nitekim Irak da Ä°srail BaÅŸbakanı’nın elindeki haritada yer alıyordu. Henüz ülkesine dönmeden, bir dizi hava saldırısında Lübnan Hizbullah’ının Genel Sekreteri ve Ä°ran Devrim Muhafızları, Kudüs Gücü’nün birçok üst düzey yetkilisi ve komutanını hedef aldı. Lübnan’a karşı askeri operasyon da baÅŸlattı. Buna karşılık Ä°ran da doÄŸrudan ikinci kez Tel Aviv’e füze saldırısı düzenledi, Yemen’deki Husiler ve Irak DireniÅŸ Cephesi’nin birkaç grubu da savaÅŸa dahil oldu.
Savaşın yayılmasını önlemek için çok uluslararası çaba olmasına raÄŸmen, tüm iÅŸaretler Ä°srail ve düşmanları arasındaki savaşın sadece Filistin, Yemen ve Lübnan çerçevesinde sınırlı kalmayacağını, büyük olasılıkla Irak ve Ä°ran’ı da kapsayacağını gösteriyor.
Burada bahsetmek istediÄŸim ÅŸey, bölgedeki bu karmaÅŸa içinde Kürdistan Bölgesi’nin durumudur. Irak’taki birkaç milis grubunun DireniÅŸ Cephesi’nin bir parçası olarak savaÅŸa girmesi ve Ä°srail’in bu gruplara karşı beklenen tepkisinin Irak’ı bölgedeki savaÅŸa sürükleyebilir. Ayrıca Ä°ran da kendi ülkesi üzerindeki doÄŸrudan tehdidi uzaklaÅŸtırmak için gölge devletlerini kendini korumak için tampon olarak kullanmak istiyor ve Irak bu seçeneklerin arasında bulunuyor.
Ayrıca Kürdistan Bölgesi ÅŸu anda siyasi, ekonomik ve hatta güvenlik açısından BaÄŸdat’a çok bağımlı hale getirildiÄŸi için, Irak’taki olaylar ve geliÅŸmeler hızla Kürdistan Bölgesi üzerinde etki yaratabilir. Bölgenin bu denli karışık olması, Kürdistan Bölgesi’nin de seçim süreciyle meÅŸgul olması ve siyasi güçler arasındaki anlaÅŸmazlıkların derinleÅŸmesi, siyasi parti ve yönetim merkezlerinin karar mercileri tüm dikkatlerini iç anlaÅŸmazlıklar ve çatışmalara yoÄŸunlaÅŸtırması, dış dünyadaki geliÅŸmelerden kopuk olmalarına sebep oluyor.
Sorun ve tehlike sadece ÅŸu anda tüm dikkatlerin seçim süreci üzerinde olması deÄŸil, çünkü hepsi iki hafta içinde bitecek. Ancak büyük sorun seçimden sonra etkisini göstermeye baÅŸlayacaktır. Çünkü temelde Kürdistan Bölgesi’nin ana tarafları arasında derin anlaÅŸmazlıklar var, seçim kampanyası için ayrılan bu süre, demokratik rekabet ve yönetim planı ve programı sunmaktan ziyade hakaret savaşı ve birbirine gözdağı vermeye dönüştü. En iyi ihtimalle bu hakaret savaşında kalsa ve askeri saldırı ve çatışmaya dönüşmese bile, seçimden sonra Kürdistan Bölgesi’ni yönetmek için yeni bir hükümet kurmak üzere müzakere masasında kolayca bir araya gelemeyecekleri anlamına geliyor. Bu da Kürdistan Bölgesi’ni daha karmaşık ve krizlerle dolu bir aÅŸamaya sokacaktır.
Olayların ne zaman Irak’ı savaÅŸa sürükleyeceÄŸi henüz bilinmiyor, bir ihtimal olarak bunun yakında olabileceÄŸi göz önünde bulundurulmalıdır. Irak savaÅŸ durumuna girerse Kürdistan Bölgesi seçim yapabilir mi? Diyelim ki olaylar Irak’ı biraz daha geç yakalar ve Kürdistan Bölgesi baÅŸarılı bir seçim yapabilir, ancak Kürdistan Bölgesi için yeni bir hükümet kurulamazsa ve Irak o sırada savaÅŸa girerse, Kürdistan Bölgesi ne yapacaktır?
Aynı zamanda, Ä°srail savaşının olası sonuçları ve bölgedeki herhangi bir deÄŸiÅŸiklik durumunda Kürtlere herhangi bir kazanım olmasını engellemek için, Türkiye tarafından PKK’ye karşı Güney ve Rojava’da daha geniÅŸ bir savaÅŸ cephesi açma tehlikesi de var. Bu da siyasi güçlerin ÅŸimdi her zamankinden daha çok kendilerini toparlamaları, iliÅŸkilerini yeniden düzenlemeleri ve Kürdistan’ı güçlendirmeleri gerektiÄŸini gerektiriyor.
Ancak ne yazık ki eminim siyasi partiler bunları düşünmüyor ve tüm dikkatleri birbirlerini kırmak üzerine, onların yüzünüzden Kürdistan’ın kırılmak üzere olduÄŸunun farkında deÄŸiller. Umarım birbirlerine karşı nefret salgını onları bırakır ve ne kadar karmaşık bir denklem içinde olduklarını, çevremizde neler olup bittiÄŸini düşünmeye baÅŸlarlar. Ya seçim sürecini durdurun ya da yarın Kürdistan’ı bölgenin beklenen bu deÄŸiÅŸim döneminde birlikte koruyabilme adına birbirinizi kırmaktan vazgeçin.Â
Arîf Qurbanî
Rûdaw