Alan Amedî
Kürd milletine ait çok anlamlı bir söz vardır “Su uyur, düşman uyumaz”
Bilindiği üzere, son İsrail-Hamas savaşı ile bölgeyi yeniden dizayn etmeyi öngören yeni stratejik hamlelere tanık oluyoruz.
ABD ve müttefiklerinin, bu yeni süreçte IRAK/KÜRDİSTAN’ı merkeze alan “Irak-Kürdistan ilişkisine dair Kürdistan lehine yeniden yapılandırma konusu, baş gündem olarak yer almış durumda.
Hatırlanacağı üzere, geçen haftalarda Kürdistan başbakanı Mesrur BARZANÎ, ABD Diş ilişkiler bakanı BLINKEN tarafından Amerika’ya davet edildi. Senato dahil, ABD`nin karar merkezleri ile en üst düzeyde “bölge güvenliği-savaş konuları‘‘ masaya yatırıldı, heyetler arası yoğun istişareler yapıldığına şahit olduk.
Yine yakında Irak başbakanı SUDANI‘nin ABD ziyareti öncesi, önkoşul olarak SUDANÎ ‘ye, “Kudastan ile ilişkileri düzelt, sonra gel..”babında uyarılar, bizlere, Irak/Kürdistan özelinde “yeniden yapılanma“ya uzanan bir sürecin kapıda olduğu açıklıyor.
ABD ve müttefikleri artık; Bağdat’taki İran güdümündeki ŞİA-çoğunluk iktidarının onlara kafa tuttuğunu ve bölgedeki stratejik hedeflerini de tehlikeye soktuğuna kanaat getirdikleri görülüyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken” Kürt/Kürdistan yarası” olan IRAN-TURKİYE gibi bölge gücü devletlerin de, boş durup “süreci” seyretmeleri beklenemezdi elbet!
Zaten tehlike kokusunu çok önceden almış olan İran’ın Kürdistan’a yönelik tehditleri yanı-sıra, “füze ve dronlarla Kürdistan’a yönelmesini de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Ayrıca, İRAN’ın etkisinde bilinen bir PKK ekibinin, tam bu esnada sudan gerekçelerle Kürdistani STATÜyü tehdit edip “kaosa davetiye çıkarır açıklamalar yapması ve de tüm Medya gücü ile “düşmanlık” boyutuna taşıması, tesadüf ile açıklanamaz elbet..Bunlar da bu sürecin “taşeronluk” boyutu olarak anlamak gerekir. (Haşdi-Şabi kadrosunda maaş alan Şengal’deki PKK askerlerinin bir görevleri olmalı)
Gel-gelelim TC devletinin Güney Kürdistan dağlarında “PKK varlığı “sahte iddiasına; Bu gerekçelerle Güney Kürdistan’a “yerleşme-istikrarsızlaştırma” ve Kürdistan Federe Devletini(KRG) ablukaya alma ve de şartlar elverdikçe de bir oldu-bittiye getirip Musul-Kerkük emellerine kavuşma gibi hayalleri de yok değil elbet.
Son dönemTC devleti yöneticilerinin de aynen İran’ın “endişelerine benzer ve paralel olarak ve de, o da PKK’nin “Kürdistan dağlarındaki VARLIĞI” üzerinden güya “çok büyük bir hareket “başlayacakmış!! Amaç Kürdistan Federal devletini kontrolde tutmak.
Çünkü; ABD, Kürdistani STATÜ’yü bir üst düzeye (konfederasyona) çıkarma amacı var ve tc ve İran da bunun farkında.
Burada asıl amaç PKK olmadığı açık!!
Zaten; Ankara merkezli Türkiye siyasetinde kankasınız! “ortak vatan, demokratik Türkiye,Türkiyelilik adına Kandilin tümgüya “kazanımları“PKK’ninlegal partisi DEM PARTÎ hizmetine sunulmuş durumda.
Sanki PKK, Kandilden her gün Ankara-İstanbul-İzmir gibi Türkiye şehirlerine bombalar fırlatıyor!!
Öyle bir şey yok!! Her iki tarafın yönetici kesimi, Ankara’da kuzu-kuzu geçiniyorlar.
Olan da, gizli ajandalardan habersiz ve saf Kürdi dinamiğe oluyor maalesef. Bunlar mimlenip cezaevlerine tıkatılıyorlar.
Özet olarak, Türk generallin ifşası ile “KONTROLLU SAVAŞ” ile oynanmakta olan çok kirli ve sinsi bir savaş ile karşı- karşıyadır Kürt milleti.