Îbrahîm Guçlu
AK Parti hükümeti, 2013 yılında Öcalan’ı Kemalist derin devlet güçlerinden kopardılar ve yanlarına çektiler.
Öcalan’la Kürt meselesini kendi normlarınca, kendi çerçeve anlayuÅŸlarıyla çözeceklerini; bütün parçalardaki, özellikle de Güney Yani KürdistanFedere Devlet ve Batı Kürdistan sorununuda Öcalan’la kontrol edeceÄŸini, bunun yanında da PKK’yi de silahlandıracağının hesaplarını yaptı.
Öcalan’da bu konularda önemli sözler verdi. Ama O da PKK’nın silahsızlanmasının olanaksız olduÄŸunu, silahsız PKK’nın bir kıymete sahip olmadığını biliyordu.
Ayrıca silahsız bir PKK’nın kendisi için de tehlike olduÄŸunu, PKK’nın silahlı olması halinde devletin kendisine deÄŸer vermeyeceÄŸini biliyordu.
Ayrıca PKK’nın silahlanmasının sadece PKK yönetimine de baÄŸlı olmadığını, PKK’ya destek veren devletlerin iradesinin önemli ve hatta tayin edici olduÄŸunu en iyi o biliyordu.
Bu çok bilinmeyenli ve karmaşık bir denklemle “Çözüm Süreci” denilen hikaye baÅŸladı.
Böylece karşılıklı bir oyun başladı.
Öcalan, 2013 Newrozunda silahlı mücadele döneminin son bulduÄŸunu açıkladı. Bu açıklamaya baÄŸlı olarak PKK’nın kayıtsız ÅŸartsız silah bırakacağıı umudunu aşıladı ve sundu.
Ama boş ve kandırmaca bir umuttu.
Zaman içinde PKK’nın silah bırakmayacağı kesinlikle anlaşıldı. Bu aÅŸamadan sonra, silahlı PKK’nın Türkiye’den uzak durmasına yatırım yapıldı.
Hükümetinde Kürt milletinin temel grupsal ve kolektif haklarını teslim etme kapasitesinde olmadığı açığa çıktı.
Hükümet sadece Kürtlerin bireysel hakları çerçevesinde adımlar attı. PKK, hükümetin bu yaklaşımını silahlı yapısının gerekçesi yaptı.
Sözün özü: İki cambaz bir ipte oynamaya başladı.
İki canbaz bir ipte oynarken, her iki taraf da kendilerini güçlendirmesi için plan, manevra ve hesaplar yaptılar.
“Çözüm Sürecinde de” ilerleme olsun diye de hükümet PKK’nın yaptıklarına ses çıkarmadı ve hayati müdahalelerde bulunmadı. Hükümetin bu siyaseti hem PKK’nın meÅŸruiyeti alanını geniÅŸletti ve hem de kitle tabanının geniÅŸlemesini saÄŸladı.
Hükümet legal siyaset alanında da HDP’nin kendisine müttefik olacağını düşünürken, PKK, Kemalist güçlerle, CHP, Ak Partiye karşı olan liberal solcular, Aydın DoÄŸan Grubu, hükümetin düşman ilan ettiÄŸi Gülen hareketiyle içli dışlı oldu.
7 Haziran genel seçimlerinde AK Partiyi yıkmak isteyenler kendileri tarafından bunu yapamayacağını biliyordu. HDP’nin barajı aÅŸması halinde Ak Partinin tek başına hükümet olmasını engelleyecepini çok iyi biliyorlardı.
Bu nedenle HDP Truva atı haline getirildi.
AK Parti karşıtları planlarında başarılı oldular. HDP eliyle AK Partiye karşı darbe taotılar.
Bu güçler, HDP’yi destekleme konusunda garanti de aldılar. Bu en önemli göstergesi ve sözü de, “Seni BaÅŸkan Yapmayacağız” açıklaması oldu.
Genel seçimlerden sonra bu gerçekler açığa çıktı. PKK ve HDP’den yar olmayacağı AK Parti için kesin bir görüş oldu.
Bu nedenle Ak Parti HDP’yi koalisyon görüşmekeri dışında tuttu.
Bununla HDP’YÄ° cezalandırmanın ilk adımınj attı. HDP de bunu bildiÄŸi için, zaman içinde yalpalazsa bile AK Parti ile koalisyon ve ortak hükümet yapmayacağını açıkladı.
AK Parti düşmanlığını, CHP VE MHP başbakanlığındaki hükümete kayıtsuz şartsız destek olacağını açıklamakla tam anlamıyla ortaya koydu.
Ben genel seçimlerden sonra AK Partinin HDP’yi ve PKK’yi cezalandıracağını yazdım ve bir iki televizyon proÄŸramında açıklladım.
Son geliÅŸmeler, AK PARTÄ° HÃœKÃœMETÄ°NÄ°N, PKK’NIN SÄ°LAH BIRAKMAYACAÄžINA KESÄ°N KARAR VERMESÄ°NDEN SONRA ASKERÄ° OLARAK PKK’YÄ° ZAYIFLATMAK VE TEHLÄ°KE OLMAKTAN ÇIKARMAK İÇİN YAPTIÄžI BÄ°R OPERASYONDUR.
PKK DE SAVAŞ İLAN ETMİŞTİ. BU DA ÖNEMLİ GEREKÇE OLDU.
HEM HÃœKÃœMETÄ°N VE HEM DE PKK’NIN YAPTIKLARI, KÃœRT VE TÃœRK HALKLARININ ÇIKARINA UYGUN OLMADIÄžI TARTIÅžMASIZ. ANKARA, 28. 07. 2013
